Mevlana türbesinin sırrı!..

realist

Nirvana
Kayıtlı Üye
3 Aralık 2006
3.073
132
63
Anlatıldığına göre her şey 1273'te Konya'da kaldırılan bir cenazeden sonra başladı.

Mevlana Celaleddin-i Rumi, 17 Aralık 1273 günü vefat ediyor.

Cenazesine yüzbinlerce insan katılmış. Naaşı, İplikçi Camii'nden, 500 metre ilerdeki bu türbeye 8 saatte getirilebilmiş.

Müslümanlar Mevlana'nın naaşını defnedebilmek için gayrimüslimlerin cenaze cemaatinden çıkmasını istemiş. Ancak onlar, 'Bize İsa'yı da Musa'yı da Mevlana öğretti' diyerek bunu reddetmişler.

Mevlana'nın kabrinin altına bir 'mezar odası' bulunuyor.

MEZAR ODASINA 700 YILDA 1 KİŞİ İNDİ

Eski Türklerde mezarların altına Farsça 'zir-i zemin' yani 'zeminin altı' denilen bir mezar odası yapılırmış.

Mevlana'nın naaşı da böyle 4 metrelik bir mezar odasına konmuş.

Ancak o tarihten bu yana mezar odasına kimse inmemiş.

Sadece bir kişi hariç.

Rivayete göre Sultan Dördüncü Murad, Mevlana'nın türbesini ziyarete geldiğinde, mezar odasının içinde ne olduğunu çok merak etmiş ve bu odaya girmek istemiş.

Ancak dönemin Mevlevi büyükleri, buna kesinlikle karşı çıkmış ve girmesini engellemişler.

Bunun üzerine Sultan, elindeki tespihi, ağzı açık odanın içine atmış.

Veya düşürmüş.

Bu tespihi almak üzere 7 yaşında bir kız çocuğu mezar odasına indirilmiş.

Bilinen tek şey, odanın iki tarafından aşağı doğru merdivenlerin indiğiymiş.

Kız çocuğu mezara inip çıktıktan sonra dili tutulmuş.

Dr. Naci Bakırcı, 'Çocuğun dilinin neden tutulduğu hálá bilinmiyor' diyor.

KÜÇÜK KIZ MEZAR ODASINDA NE GÖRMÜŞTÜ

İşte bu olaydan sonra 'mezar odasının sırrı' iyice merak edilmeye başlanmış.

Acaba kız çocuğu orada ne görmüştü de dili tutulmuştu?

Bir iddiaya göre, oda çok karanlık olduğu için çocuk çok korkmuş ve geçirdiği travmadan dolayı dili tutulmuştu.

Ancak bir başka iddia daha var ki, o 'mezar odasının sırrını' daha da koyulaştırıyordu.

Selçuklu Türkleri o tarihte mumyalama tekniğini biliyorlarmış. Fatih Sultan Mehmed dahil 7 padişahın naaşı mumyalanmış.

Mevlana'nın naaşı da mumyalandığı için muhtemelen öyle duruyordu.

Kız çocuğu orada yatan Mevlana'yı görünce bu hale gelmiş olabilirdi.

Bu olay dönemin önde gelen Mevlevilerini harekete geçiriyor ve 1640 yılında mezar odasının ağzı tuğlayla örülüp üzeri kurşunla kaplanıyor.

O tarihten sonra mezar odasının ağzındaki kurşun hiçbir zaman kaldırılmadı.

Mezar odası, sırlarıyla birlikte belki de ebediyete kadar sessizliğe gömüldü.

1930'LU YILLARDA MÜZE MÜDÜRÜNÜN ODASINDA

Ancak odanın hikáyesi burada bitmiyor.

Aradan 300 yıl geçtikten sonra, Mısır'daki piramit sırlarına benzeyen bir dizi olay daha yaşanacaktı.

Bu olayın iki tanığı vardı.

Biri olayı yaşayan Yusuf Akyurt isimli biri.

Öteki de onun yaşadığını Murat Bardakçı'ya anlatan Abdülbaki Gölpınarlı Hoca.

1930'lu yılların güzel bir gününde, Mevlana Müzesi'nin Müdürü Yusuf Akyurt odasında tek başına otururken, aklına sandukanın altındaki mezar odası gelir.

İçinden 'Acaba şu odaya bir girsem de içinde ne olduğunu görsem' diye geçirir.

Ancak tepki çekeceğini düşündüğü için kararsızdır.

O AN KAPI ÇALINDI YAŞLI ADAM GİRDİ

Tam o esnada kapı çalınır ve içeri, müzenin yaşlı odacısı girer.

Bu yaşlı adam aslında, Mevlevi dedesidir. Cumhuriyetin ilanından sonra tekke ve zaviyeler kapandığı için müzeye çevrilen türbede odacı olarak çalışmayı kabul etmiştir.

Yaşlı Mevlevi dedesi saygılı bir şekilde içeri girer ve Yusuf Akyurt'un tüylerini diken diken eden şu cümleyi söyler:

'Sakın oraya inmeyi düşünmeyin...'

Ancak bu şaşkınlık, müdürü kararından vazgeçirmez. Mezara inmek üzere kurşunla kaplı kapağın önüne gelir.

Halıyı kaldırır. Tam kapağı açmak üzereyken, bir adam haykırarak içeri girer:

'Müdür bey, yetiş evin yanıyor...'

Yusuf Akyurt gelinceye kadar evi kül olmuştur.

İşte tam o sırada eline bir telgraf tutuşturulur.

Müze müdürü başka bir yere tayin edilmiştir.

KONYA-ANKARA YOLUNDAKİ KAZA

Konya-Ankara yolu o gün çok ıssızdı.

Gün batmış, alacakaranlık etrafa hákim olmaya başlamıştı.

Uzaktan gelen kamyonun farları, henüz tam karanlık hale gelmemiş ufukta cılız iki nokta gibi duruyordu.

Şoförün yanında kapıya dayanmış şekilde oturan çocuk kimbilir hangi hayallere dalmıştı.

Kamyon bir kavise girdiği sırada kapı aniden açılır ve çocuk alacakaranlığın içinde kaybolur.

Kamyon durup, içindeki iki adam kapıdan uçan çocuğa ulaştıklarında iş işten geçmiştir.

Çocuk öteki dünyaya göçmüştür.

Çocuğun başında duran ikinci adam, başı ellerinin arasında hüngür hüngür ağlamaktadır.

O adam, Konya'dan tayini çıkan Müze Müdürü Yusuf Akyurt'tur.

Kimine göre, mezar odasının sırrı, onu hálá takip etmektedir.

MEZARIN BAŞINDA SÖYLENEN SON SÖZLER

Yusuf Akyurt oğlunun cenazesini alıp Konya'ya döner. Cenaze töreninden sonra doğruca Mevlana Müzesi'ne gider ve sandukanın başında ellerini açıp haykırmaya başlar:

'Yetmedi mi? Affet artık...'

Bütün bunlar neydi? Efsane mi? Gerçek mi?

Küçük kızın dili niye tutulmuştu? Yaşlı odacı, müdürün kafasından geçen düşünceyi nasıl anlamıştı?

Bunların cevabı yok.

Ben bunları anlatan insanlardan dinledim.

Bildiğimiz tek şey var. Mezar odası 731 yıldan bu yana sırrını muhafaza ediyor.

Umarım bundan sonra da muhafaza etmeye devam eder.

Çünkü bilinmezliğin yarattığı bazı mistik duygulara ebediyen ihtiyacımız olacak.

Çünkü hepimizin içinde, sadece kendimize ait sırların saklandığı küçücük odalar var.
Üzerleri kurşunla kaplı küçücük odalar...
 
paylaştığın için saol ama biraz batıl inanç gibi geldi bana. nedersin bilmiyorum:uhm:
 
canım çok güzelde kaynak güvenilirmi. mezar odası doğrudurda,bu yaşananların gerçeklik payı ne derece doğru.keşke kaynak verseydin.ama eline sağlık güzeldi.
 
canım çok güzelde kaynak güvenilirmi. mezar odası doğrudurda,bu yaşananların gerçeklik payı ne derece doğru.keşke kaynak verseydin.ama eline sağlık güzeldi.
Maalesef aldığım yerde de kaynak belirtilmemişti!..İnanıp inanmamak sizlere kalmış.Doğruluğundan emin değilim çünkü.
 
evet ben konyalıyım bunlar gerçek şeyler. o mezar odası haricinde mevlana türbesinden alaaddin camii arasında bir tünel varmış. bu tünelide kimse araştırmaya cesaret edememiş. o müzeye çocukluğumda çok sık giderdim. çok farklı bir atmosfer. en son mayısta gittim. hala içeri girince kendimi garip hissediyorum. ömrünüz boyunca yalnızca 1 kere bile olsa mevlanayı ziyaret etmenizi öneririm
 
Bundan birkaç yıl önce etkisinden hiç kurtulamadığım bir rüya görmüştüm. Aneannemle birlikte mevlana türbesinin altında tünellerde geziniyorduk anneanemin elinde kuran vardı. Yıllardır anlamını düşündüm bu rüyanın. Kafam iyice karıştı şimdi fisfisfis
 
güzel bi rüya. hiç ziyaret ettinmi mevlana müzesini. eğer gitmediysen bu rüya üstüne kesin gitmelisin
 
güzel bi rüya. hiç ziyaret ettinmi mevlana müzesini. eğer gitmediysen bu rüya üstüne kesin gitmelisin

tabiki gittim. Çok yakın bir şehirdeyim. Çok küçükkende yine böyle bir rüya görmüştüm. Mevlananın resimleri vardır bilirsin, cübbesine sarılmış oturur vaziyette. Tablolarda falan vardır bu resim. Mevlanayı o şekilde tesbih çekerken, yıkılmış bir türbe veya ona benzer bir yerde görmüştüm. Bilmiyorum bu rüyaların anlamı ne ama Hz. Mevlana ve Şeyh hamidi veli Hz. ayrı bir muhabbetim var..
 
arkadasım agzına emegıne saglık......benım bıldıgım allahn sevdıgı kulunu mezarındada korur v mumya olduguna kesınlıkle ınanmam......velı kullardandır mevlana hz....cunkı derlerkı dunyadakı allah asklarını toplasanız hz mevlana kadar etmez....
 
bence kaynak verilmeli..cünkü bana cok inandiriri gelmedi..mezar odasi falan var ama geri seyler dogru mu allah bilir..bende 2006da gitmistim konyaya,hz.mevlananin türbesine....oraya girince insanin ici bi tuhaf oluyooo....o hava,o atmosfer...süper ynai..herkese tavsiye ederim!!
 
çok güzeldi emeğine sağlık ... ölmüş gittim nie kurcalayıp bela alırlarki .. bırakın herkes rahat yatsın yerinde...Kötü Kazen uymayın yaw...
 
walla muze muduru olsam bu kadar olay basima gelmis olsa artik actirirdim acmadan cezalaniyorsam bari acip ogrenirdim gercegifisfisfisCADIARZU
 
ben inanırım mevlananın türbesinde resim çektiğiniz zaman simsiyah çıkıyor fotoğraf
 
canım çok güzelde kaynak güvenilirmi. mezar odası doğrudurda,bu yaşananların gerçeklik payı ne derece doğru.keşke kaynak verseydin.ama eline sağlık güzeldi.

konyada okuyorum ben ve bu yerli halk tarafından oldukça ii bilinen bi hikaye
 
Arkadaslar, Allah dostlari olmezler, yasarlar ama bunu biz fakedemeyiz. Bu Kuranda acikca yazilidir. Mevlana Hz. Cok buyuk bir evliya idi, Hak Asigi idi. Bu yasanan olaylar neden size garip geliyor ki..

Odaya girip Yusufun aklindan gecenleri bilip ona cevap veren kiside Mevlevi dededi imis. Arkadaslar, size sunu soyliyim. Su an dunyada 114.000 evliya var ve bunlardan biri vefat ettiginde onun yerine biri gecer. Ve bu kisilere Allah bazi guzellikler vermistir. Bu kisiler Allahin izni ile zihninizden geceni bilirler. Sizin yaninizda iken cok uzak bir yerde ne konusuldugunu bilirler ve hatta oralarda olurlar ayni zamanda, ucabilirler. Kisacasi Allahla yurur, Allahla tutarlar. Bunlari Allah sevdigi kullarina nasip eder.
 
rabbimin kerametınden sual olmaz nerde ne zaman mucizesini gösterecegi belli olmuyo;şeb_i aruz torenının şekile dönüşmesını semazenlerın olur olmaz yerde sema dönmesını bu yüzden doğru bulmuyorum bırakalım da mübareklerımız oldugu gibi kalsın onların gösteriye zaten ihtiyacı yok
 
Mevlana cok önemli bir şahsiyettir sırrı da vardrı inanaırım ama su zavallı müdür orayı korumuş yıllrca emek vermiş biri,hadi merak etti evi yandı adamın tayini çıktı gitti o korku ona yetmiştir mevlana gibi yüce bir insan, insanları seven bir insan neden adamın minicik çocuğunu öldürsün ki bu kadarı da mübalağa olmuş artık...
 
mevlana türbesini bende cok merak etmiştim gectiğimiz mayıs ayında ordaydım ..harika manevi bir atmosferi var oranın.içeri girince sanki hafifliyorsunuz ve daha cok içerde kalmak istiyorsunuz.gidebilecek herkese tavsiye ederim yanii
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…