Meral Vurgun Şiirleri

  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
D

Duygum

Ziyaretçi
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #1
bir avuç duru sudur gülüşün
gülüşün bir pınar başında
yüzüme serpe serpe serinlediğim
seher yelidir
okşar kanatlarını yüreğimin
maviye değer başım

zaman kavramının dışında
yelkovanın akrebi yirmidört kez çiğneyip geçtiği
doğanın bütün kanunlarını ihlal edip
kavrulup savrulan bir kumsalda
susuz yeşeren narin bir çiçektir gülüşün

ve biz ondan öncesini unutmuş olarak
aşka dairlerin ütopyasını çizdik yürek haritamıza
sen orada, ben burada

alıp avuçlarımın arasına iki yanağını
süzüp ışıltısını kirpiklerimden gözlerinin
nariçi dudaklarında
otuziki diş öpüşümdür gülüşün

nakışlayıp adını yüreğimin kabzasına
sesinin her telini sarıp belleğime
yorgan misali gecelerce örtündüğüm
gökyüzüdür gülüşün

duruşun halkım
mabedimdir gülüşün
ötesi uçurum olsun varsın
düşüp ölmek sende güzelleşir

sende ben
aşkın evrensel gizemini sevdim
kırlangıçların göç göç gidip gelişini
güvercinlerin bahar coşkusunu
yasakları
ve yasakların yasak tutkusunu
sende ben
unutmamayı
bir de unutulmamanın onurunu sevdim

ülkem bakışlım
hadi tut ellerimden sıkıca
bir türkünün bilinmeyen ırasını fısılda
olanca sıcaklığını bırak içime
iki dudak arası bir öpüş yansın
sende ben
türkü türkü ülkemi sevdim...
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #3
Acılara Yaslanmak

beri gel ey canıma candaş olanım
gel otur şöyle yanıma
omuz ver, yasla sırtını acılarıma
ha desek tufanlar koparır yürek
sözümüz var söylenmemiş
kelimeler biriktirdik
suskular okyanustur şimdi

göbek bağımızı taşla kesip
kınnap ile bağlamışlar
aynı damardan akar kanımız
yargısı tanığımızdır, tarih bilir
yaramızda saplı duran bu kurşunlar
aynı ellerin kirindendir
aşikârdır cümle aleme
kavga ile yoğrulduk
direnen ellerde eğirildik
sevda ile örüldük ilmik ilmik
minnetimiz dostadır
bizde saklı kalsın yaşadıklarımız...

sofra kurdum sana
bölüş benimle son zeytin tanesini
bir de çay demledim üstüne
yudum yudum sevgi çek yüreğine
sonra yak sigaranı
ateşinde tutuşsun dilimiz
öpüşsün duman duman
hasret yarası çığlıklarımız
olancası bir avuç sevda
boğum boğum bir nefeslik sesimiz

bilirsin
unutmayız sözün acısını
kaç hançer vuruldu sırtımıza
kaç talan, kaç işgal yıkıntıları
kaç yerden bölündü uykularımız
kanatmadık hain ellere
yine de biz sardık dostun yürek yarasını

derler ki
aşk ortak türküsüdür insanlığın
her dilde aynıdır ırası
oysa
patlamaya hazır mavzerdir anadilde
ille özgürlüğün türküsü
ille özgürlüğün türküsü...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #4
Aklın Terazisini Kır da Gel

aklın terazisini kır da gel
ok ile hedef öpüşsün bu gece
ateşi tutsun ellerim teninde
tomur tomur ter dök avuçlarıma
damarlarımda kan tutuşsun
çimlenip yeşersin kıraçlarım

öyle bir gel ki bana
yağmur ile toprak olalım seninle
çiy çiy su ver
çöl bağrımda çiğdemler açsın
göğsüm üstü toz pembe güllensin

çılgın taylar gibi dolu dizgin gel
aşmadık sınır bırakma ücralarımda
parçalamadık yasa
çiğnenmedik yasak kalmasın us’umda

bir git, beş gel
kanadım ipek telden
beş git, on gel
bana uçmayı öğret tez elden
aklın terazisi bozulsun bu gece
düşdükçe tohum tomurcuk taneler
kekik kokuları düşsün
hüznü unut
en derinlerine bak gözlerimin
düş yaylamız mavi bulut bu gece...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #5
Andır Yaşamak

aydın yüzüm
toy düşüm
ben miydim
dağlarında esen düşyeli
yoksa sen miydin tufanlarla gelen
görmedim nicedir
gökyüzü gökçe duman
asi başım deli

beni tellerinden sor yüreğinin
dağlarından geçtim
buse bıraktım alnın akına
dedim ki,
“sevilmek güzelse eğer
erdemdir sevmek
yanıbaşımda kök salmış
aşk büyümüş
zormuş uzaktan sevmeler
diyemedim ben ona
sevdiğimi sen söyle”

ah bir bilsen
nasıl beter etti bu eller beni
diyemem kimselere
neremde saklasam
sığdıramam ki dizelere seni

bilirim
asidir o dağların sevdaları
doruklarda bulut
denizlerde dalga misali
ay yüzünde yüreğim kaldı
uzanıp tutmak ister deli gönül
baktığım hüzün aynaları
suçlar mı bilmem beni

andır...
döküldümse gözbebeklerine
andır işte yaşamak
tutuştur bir ucundan yak ateşi
belki kanayacak ığıl ığıl yeni baştan
gözlerimden süzülecek gökyüzü
ellerin ıslanacak
bir kaç damladır yılların dili
susacaksın belki de uzun uzun
aşkla ödenir çünkü yaşanmamışların bedeli...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #6
Aşkolsun

sen ey
çakmak taşında yanan ateş
elimi yaktı eline düştüğü avuçlar
aşkolsun be sana
aşkolsun aşk adına
elimi uzatsam
tutacaktım aşkı

gitmekse, gittin
sitemse, ettin
bir avuç köz kaldı senden geriye
göm yüzünü şimdi kendi küllerine

gelsen ne olur artık
kalsan kim ölür
söndü gökteki yıldızlar...
ama söylesene
nasıl sönecek içimdeki yangınlar? ...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #7
Ateşten Geliyorum

o mavi kristal mi kırıldı sol yanımda söyle bana
yoksa bütün gelincikleri yolundu mu dağların
telleri kopmuş bir yüreğin kanaması sesi bu
duyduğun ne bir çığlıktır derinleri inleten
ne de bir çağrıdır sana gel diyen
kim bilebilir ki
sen ya da bir başkası
ben ateşten geliyorum
vardır belki bir açıklaması

nicedir kapıma dayanmış ölüm
sarınmışım hasretine
öyle bir şey işte
sorma bana
tarifi yok
aşkın gözleri uçuk mavi
unutmuşum sözcükleri
şimdi dilimde ham bir elma tadı
dişlerimde gülüşün kalmış
açma dudaklarını

trenler kıvrılıp bir vahşi yılan gibi
akıp gidiyor
ellerin kalıyor ellerimde
büsbütün yanıyor bozkırlar
bir avuç kül
yağmur oluyorsun
dökülüyorsun kirpklerime
ağlamadım belki de
geceydi sadece
ben onun koynunda
sen benim koynumda...

söz olsun aşka
ölürsem eğer
sakla bir mücevher gibi gözlerinde
bir karanfil koy başucuma
şu lanet dünyanın arıt bütün kirini mezar taşımda...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #8
Ay Ağladı

geceyi kuşan da gel
patlamaya hazır mavzer olsun yüreğin
çığ gibi birikti sana diyecek sözler
suskular tutamaz dilimi

gel çingene gülüşlüm
tutulduğum gözlerinde
yıldızlar mekan tutsun
us’um çıkmış rayından
dağ boyudur yoklugun

geceyi kuşan da gel
günlerim zifir kara
akşam erken çöküyor
sevda sığmıyor bu dağlara

kah sustuk
kah coştuk seninle
kah ağladık
kah güldük
geceler bilir bizi
ay ağladı
yıldızlar söndü
sığmadık
sığdıramadık evrenin aşkı ücralarına...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #9
Bir Daha Öp

ay bırakmışım kar altında
beni orada ara ellerinde yıldız
bu şehir buz gibi yanmış
yakışmıyor ömrüme soğuk mevsimler
şimdi gel /bahar gibi

sen beni öpüyorsun ya
ısınıyor elleri güvercinlerin
sen beni öpüyorsun ya
öpüşüyor bütün canlılar
matriste kıpırdıyor cenin
sen beni öpüyorsun ya
salkım salkım üzüm oluyor gözlerin
bense sarhoşum dut gibi

içimde boydan boya İstanbul
deniz üstü martı sürüsü
elem, keder, yokluk
kaynıyor meydanlar
dost ellerde çiçek açıyor umut
tarihin cilvesine bak
ne menem bir bilmece bu
yanyana direnç ve teslimiyet
yaşamaksa illet mi illet

sen okyanussun uzakların oğlu
gözlerin kah turkuaz, kah Akdeniz mavisi
köpük köpük dök dalgalansın düşlerin
hadi, bir daha öp beni
meyveli bir dal gibi birikmişim sana
sedef rengi dudaklarından
yağmur olup boşalsın sevincin ışınları

gökkuşağıyım bu gün
nereye baksam çiy düşüyor
yüzüme kelimeler diziyorum
her bir hecesinde bin can saklı
anılar çiziyorum tarihsiz
mezar taşları gibi susuyor gülüşler
yıllar ne kadar uzak güneşe

üşüyorum işte
beni bir daha öp
dudaklarında değilse
dunyanın kutupları nerde
ben neredeyim
neredeyim şimdi? ...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #10
Bir Yanım Hazan

vurgun zamanlarıdır
ayışığı gözlerin uzak bir deniz
nicedir fırtınalar kopar belalı başımda
gamzesi yıldız seli yüzün
yağmur dökümü kirpiklerin
hüznümle gökyüzüm
ay bir yanımdadır
gün bir yanımda

alnın akından öpsem
gözpınarından şarap içsem
gece sarhoş, ben sarhoş
uyusam, koynunda şafaklasam
gül bir yanımdadır
diken bir yanımda

çağırma, gelemem...
Ağustos’ta çığ-boran, kar
buz altında umutlar ölgün
baharım-yazım yok
duman bir yanımdadır
sis bir yanımda

yapraklara dallara sor
dağlar aşırı yollara
nehirler aka aka
okyanuslarca hırçındır yüreğim
çatladı taşları, kurudu toprağı
kilim kilim dokudum
ben çektim ayrılığı
ne diye sararır erkenden
bu dağların çiçeği yaprağı
hazan bir yanımdadır
kış bir yanımda

sakla!
ele güne karşı
yüreğinde kalsın adım
haykır gizlice, içten içe
ne ayıp, ne de yasak
ben sana dairlerde yaşadım
hasret bir yanımdadır
sevda bir yanımda...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #11
Bu Şiir Sana

gülüşüme yüzün düşmüş
aynalarda suretin saklı
gidersen, kırılır sırça kristal
kopar kolları sarmaşıkların
ay sürgün, yıldızlar pul olur
gök boşalır, kuşlar ölür
bu deli gönül viran olur
vatansız kalırım gidersen

bu şiir sana şair
gidersen, mabetler yakılır
tapınaklar kilit vurur kapılarına
sığmaz olurum kitaplara
bu ilk kaçışım canhıraş
alıcı kuşlar düştü izime
bu ilk yağmur deli sağanak
gökler yarılır, bulutlar yırtılır
yaklaşan selin ayak sesleri gökgürlemeleri
yıldırımlar düşer gidersen

bu şiir sana
damlalar imge döküyor
halka halka nakışlanmış su yüzünde nehir
gidersen, bentler yıkılır
bu şehrin damarlarından kan çekilir
kurtlar sofrasına düşer serçeler
bahara erişemem gidersen

bu şiir sana
şebnem süzüyor kirpiklerim
bu ilk deniz, ilk fırtına
buralardan geçmemiş yolun
im’lerini süremem
dikenler tutmaz ayak izlerimi
ilk çiçek çöl gülü yüzüm
sakla, sende kalsın
kimseler bilmesin gizlerimi
rüsva olurum gidersen

bu şiir sana
ufuklar karaya dönmüş
ilk gün sökümünü beklerim
çok uzaklarda bir şair mısra diziyor bozkırdan
kanayan geceme şavkı vurur gülüşlerinin
durup dururken bu asi yüzüme
şimdi bu hüzün niye düşmüş?
Öksüz kalır ağlarım gidersen

bu şiir sana şair
öpüşündeki çiğdemler ben'im
bu ilk gülüşüm /otuziki diş
ben sevdim çok
ya sen sevilmedin mi
bu kovgu, bu sürgün
seni benden, aşkı yüreğimden
söküp alabilir mi gidersen? ...

Meral Vurgun

a.s.a.s.a.s.a.s.a.s.a.s.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #12
Bulutlar Ağlamayın

benim babam öldü gökyüzü
bulutlar ağlamayın
ıslanmasın düştüğü yerdeki çiğdem
benim babam öldü kuşlar ağlamayın
öyle dedi annem

ağlama menekşe çiçeği
kan değmesin yapraklarına
benim babam öldü
bir kalem de sen kır tarih önünde
utanmasın güneş yarına

benim babam öldü erik ağacı
yüzyıllardır aşıkmış özgürlüğe
ben dört yaşındayım
uzanamaz ellerim dallarındaki eriğe

babama vermiştin hani geçen gün
bensiz yiyememiş
börtü böcek, tüm canlılar
önce yavrusunu beslermiş
benim babam öldü erik ağacı
sen ağlama

benim babam öldü ayışığı
gömemediler türküsünü
sarsın, kucaklasın diye çocukları
bana bıraktı onu

benim babam öldü ak papatya
adımı umut koymuş yarına
gülümse
sen gülümse çocuklara...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #13
Bütün Işıkları Yak

ölüm yakarken aksini kendi aynasında
sen kabına sığmayan bir yürek taşıdın avuçlarında
tekin değildi... fırtına borandı Aralık
delikanlı bir ay doğardı geçtiğin şehirlere
silip süpürürdü yapışıp kirlenmiş ne varsa

sana göre değildi terkedişler
gittiğin gün doğurmuştun aşkı
ilkel çağlardan kalma vahşi düşler
yalayıp geçerdi alnın şakını
rüzgar okşardı ellerini
göğüs kafesinde bir çılgın tay
dörtnala koşardın derin soluklarla
içine çekerdin gökyüzünü
deniz olurdun hırçın mı hırçın

eski bir efsane gibi aşıp çağları gelmiştin
şimdi beklenen günün damla damla
suretini döküyor toprağa yağmur
hangi Tanrı’nın günahı bu kan
bu çığlık hangi arlanmaz İblis’in suçu
geçmişini savurmuş ihtiyar dünya
eflatun sayfalarda puslu tarih
sunmuş soframıza artıklarını
analar acı büyütüyor rahminde
kan içinde, nar içinde yanıyor cenin

türküler yakıyor susuz, ölü bir embriyon
kurmadığı hayallerinde söylesin
dinlesin diye yarının çocukları
son yağmurları bekliyor toprak
sunmak için bereketini sofralara
son ışıklarını biriktiriyor güneş
ve “büyük insanlık” son taşlarını örüyor sabrın

bütün ışıkları yak! ...
patladı patlayacak pimi çekilmiş umut
patladı patlayacak artık kabına sığmayan yürek...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #14
Mor Yalnızlık

sessiz bir kıpırtıdır yalnızlığım benim
iğnenin deliğinden geçirip dünyayı
içime doldurmaktır damarlarıma kadar
gün batımlarını düşlemek gibi bozkırlarda
kulaklarımda bir orman senfonisi uğul uğul
Austos böceklerinin şarkısını dinlemek
uçuca ekleyip çığlıkları susmak gibi
gecikmesidir beklediğim trenlerin

tutuşmuş bir yüreğin alevinde geceyi yakmak
kayan yıldızları tutmak avuçlarımda
akşam haberlerinde cinnetler, cinayetler
grev meydanlarında emeğin türküsü
zindan duvarlarından taşan aşk
portakal çiçekleri gibi özgürlük düşleri
açlığın rüyalarında sebil bir denizdir

Afrika’lı bir kabile kızının gözlerindeki ışıltı
ırzına geçilmiş umutların birikmesi dağlarca
kutsal kitaplardan uzanan Tanrı elleri
sofraları sömüren kasalar, kasadarlar
her Kıta’dan ayrı bir uşak, ayrı bir hizmetçi
adları melek, yüzleri iblis iblis paletletler
savaş tankları, talanlar ve işgaller gibi
çıldırtan kıyım ve cana düşmesi sevdanın

tam da bu yangın yalnızlığın ortasında
balyoz gibi vuran öfke
Ruhi babanın su gibi akan sesi
Bedreddin’in kellesi
Anadolu’nun bileşkesi
Ferhad’ın dağları
ve binbir rengi bir uçtan bir uca ülkemin
denizin yeşil yosunu
balıkların oynaşması

yalnızlığım benim
gözlerimin içinden geçen deli kısrak
uyusam dörtbaşı mamur
uyusam bütün düşlerim mor...
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #15
Olur da Bir Gün

gelirsem aklına
olmadık ve beklenmedik bir anda
yanarsa yüreğin acı acı
bil ki
saçlarını yolar bir söğüt ağacı
taze bir dal kurur uzaklarda

dalarsa gözlerin sınırlar ötesine
sevdanın yeşerdiği karasına gecenin
içinde bir sızı duyarsan derinden
saplanırsa yüreğine bir kara hançer
ve yakarsa kor misali
delinirse kara bağrın
ya da bir cehennem alevlenirse en gizli
en derin yerinde yüreğinin
bil ki sevda yüreklim
kuru bir dal gibi düşmüş olurum...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #16
Öyle Sev

sığındığım bütün yürek tapınakları
bastığım bu taze gelin edalı anaç toprak
üstümü örten bu mavi yıldız çiçekli gök
köpük köpük bereket yüklü bu ak bulut
ve toprağa düşen bu yiğit, bu cesur umut
gidiyorum artık...
karabulutum beni unut

böyle kahırlanma deli gönlüm
bu izbe, bu riyakar dünyada
var olmanın da var bir bedeli
yere çalma bakışın dağ lalesini
yedi veren umut gülüşlü çocukları
telsiz duvaksız, elleri al kınasız
ve çiçeksiz gidenleri düşün

kahrılanma ebabil kuşları gibi
ömrü kısadır kara günün
kendi damarını dişleyen kanlı vampir
kendi kirli kanında boğulur
bak ufkun önü al gelincikler gibi yanmakta
yeni bir yıldız doğmuş, bak şafaklar da mavi
yoldaş bakışı, aşkın şavkısı, usta ellerin hüneri

bütün renklerini topla iklimlerin
avuçlarında amazonların kirlenmemiş yaşiliyle
ve bütün vahşi canlıların doğal hücreleriyle
beni bir tek sen bil, bir tek sen sev

hem öyle sev ki
kibirsiz, inkarsız
hilesiz-hilafsız ve hoyrat
öyle sev ki
korkusuz-kuşkusuz
yani hesapsız-kitapsız

varsın şimşekler çaksın düşlerinde
gözlerin ışıl ışıl aydınlansın
bırak tutuşup yansın içinin dağları
gürül gürül gök gürlesin
sonra gök yarılırcasına yağmur yağsın
fırtına kopsun bütün iklimlerinde

isterse bahar da geciksin
aslanın çakalı boğduğu şu lanet dünyaya
dilerse gelmesin bir daha
inadına kır bütün zincirlerini
öyle haykır ki sevgini
dize getir bütün tabu sağanaklarını

sim pullu bir balık gibi suszluktan
çırpınsın göğüs kafesindeki aslan
billur bir şebnem gibi düş sularına okyanusların
dalgalar hırçın, sular da bulanık olsun varsın
bir zerre köpük ol, karış renklerine insanların
azad bir gülüş gibi savrul uçsuz bucaksız evrene
asi mavi bir tutkudur çünkü özgürlük

adım adım bıraktığın izlerde
aç kurtlar ulusa da şimdi
kahırlanma sakın
boylu boynca bir servi dalı
uçurum içinden başkaldıran sarmaşıklar gibi
aç kollarını, dehşet bir şehvetle sarıl
avını pençeleyen bir atmaca misali
sıkıca tutun yaşamaya
ve bağrında saklanan bütün utkularını
yavrunu kucaklarcasına kucakla

dönüp de veda etme
haydi yüreğim toparlan
toparlan gidiyoruz şimdi...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #17
Yüklen de Gel

bilmiyorlar
bilemezler canım
yeganeliğimiz bizim
ellerimizin hünerinde
yüreğimizin yağmurlarında gizli
başımız tek başına
bir gökyüzü bizim
kahrımızı mevsimler çeker
devinir toprak
börtü böcek kımıldar solucan
insan devinir
eller nasır, eller yumruk yumruk
kazmanın sapında eller
baltanın sapında eller
akar gelir oğul oğul
gölgemizde alem ısınır
orman yürür canım
birikir birikir yürür
allı morlu yangınlara yetişir bahar
imdatlara

yürek bu canım
ilk yazlar gibi sıcak
kolay ölmüyor
on arma saplanmış
kalbur gibi delik deşik
şimdi delirme zamanıdır ateşin
yüklen de gel
bilgeliğini kalabalıkların
çok eski savaşlardan kalma kan kokuları
dolduruken burunları
parmakları çürümüş kabzasında silahların
düzmece masal perileri
İblis’in süvarileri
kanlı elleriyle gezinir durur yaramızda tırnakları


sen yak meşaleni canım
dağlar /ovalar hasretimize düşmüş
biz Kerem gibi tutuşmuşuz
gümbür gümbür özgürlük şarkılarıyla
başımızda yaşamak aşkı
bizimdir bu umut
bu utku
bu yitip gitmişlik
kayıp saymışlar bizi
bir buzul çöl ötesindesin
sen
geç kalınmış vuslat gibi uzak
slüetini saklıyorum
gözüm kara
içime Nisan doluyor
fırtınanın çocukları krizantem
bu şimşekler, bu gökgürültüsü
bir öpüşlük güneş
çehresi gül
pençesi şahan
sen
canım ah bir bilsen

biz tekiz seninle
Tek...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #18
Zamansız

zamanı şaşırıp
sabahın dördüne karşı yola düşen
firari bir güvercin yüreğim
diyecek o kadar cok şey varken sana
susmalar düşüyor dilime
düğümünü ne zaman çözmeye kalksam
sözcükler kah isyankar
kah sevdakar dökülüyor

gitmekle kalmak arasında
bocalayan bir yolcu bu sabah
vurgun yüreğim
zamanı şaşırıp
sabahın dördüne karşı
karşıp firari güvercinlere
rüyalarına girmek için yola düşerken ben
bu şehir derin uykuda yine...

Meral Vurgun
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #19
Kırgın

leylak kokuları düşünce
akşamın alaca kara saçlarına
dut dalı gibi eğ yüreğini
dök leylak kokulu düşlerini yollara
güneşin denize düştüğü yerde
gülüşlerine güller serpeceğim
başımda kitaplara sığmaz bir kara sevda
koynumda bir kucak kızıl karanfil
dilimin altında söylenmemiş sözler yumağı
bakışlarının kıyılarına serileceğim
ne kadar kırgınsam, o kadar da sevgi yüklüyüm
yüzünün en aydınlık yerinden öpeceğim

aldırma...
varsın rengine düşsün hüznüm gecenin
arala perdeni, savur saçlarını
yırt gölgesini bulutların, aya bak
bir yer var kimsenin bilmediği
bir yüreğin dipsiz derinlerinde
sarmaşıklara tutun uçurumlarında
kaşları kara, kirpikleri sağanak yıldızların

ah bir bilsen...
öylesine vurgunum ki ben sana
parçalandığı yerden tutuşuyor suskularım
hoyrat esiyor bu ellerin rüzgarları
yalaz yalaz savuruyor ıssız yürek ovalarımı
gece ile günün öpüştüğü yerde duruyor da aşk
iki dudak arası bir ateş yanıyor
bir çığlık olup düşüyor avuçlarıma
ve bir kristal vazo gibi parçalanıyor
darmadağın dökülüyor gecenin ücralarına

her şeyin bir başı
bir de sonu vardır
aşk dediğinse bir ömürlük zaman dilimi
isimsiz bir kahramanın tarihe vurduğu damga belki
belki de adı bilinmeyen bir militanın
düştüğü yerde noktalanan kavga günlüğü
yel gibi esip geçiyor o'da döndükçe dünya
isimsiz bir mezar gibi kimsesiz, sahipsiz kalıyor
göz açıp kapamadan ölüveriyor, öldürülüveriyor
hazan düşüyor öylece ömrün en doyulmamış
en yaşanası, en benim olası anlarına
gürgen yeşili doruklarda
yaprak dala küsüyor, dal yaprağa
ve beden bir külçe gibi devriliveriyor
gayri var selam eyle kara toprağa...

MERAL VURGUN
_________________
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi Duygum
  • #20
Aşk kokardın

gülüşüne dizeler dizerdim
göğsünde şahan taylar şahlanırdı
karanfil kokardı ellerin
ay dağlanırdı gözlerinde
yağmurlara inat
sen aşk kokardın
ipek dökerdi kirpiklerinin kozası
ne çabuk aktın
ırmak mıydı yüreğinin yeşil ovası

dediler ki
yol boyları menekşeler açmaz artık
açsa da gün düşmez yüzüne
bakma doğuşuna güneşin
artık ay yüzün ışıtmaz o dağları
şimdi kuğuları sevişmez şafakların
öyle çabuk gittin ki
dönsen de artık açılmaz kolların

gelişini düşlerdim
başkaldırırdı içimdeki çocuk
bakışını düşlerdim
susmalar yakardı içimin ovalarını
çok uzaklarda açan iğde çiçeğiydi gözlerin
ruhu yolunmuş iğdiş aşklar gibi düştün
batıra batıra kanıma tırnaklarını
kopar canımdan şimdi seni
al gözlerini yüreğimden
hadi git gidebilirsen...


MERAL VURGUN
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…