Lal-ü ebkem sevdalar...

Senkolik

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
7 Ekim 2011
397
1
Sessiz,dilsiz aşklarınız oldu mu?O iki kelimeyi ruhunuzun ezberi kıldığınız ama hiçbir zaman "seni seviyorum"lu cümleleri dillendiremediğiniz zamanlar...Ya da dilinizden döküldükçe karşınızdakinin kulaklarında yer ile yeksan mı oldu sevişleriniz?Avaz avaz haykırmaktan yorgun olanlardan mısınız yoksa yüzyıllık suskunluklardan bithap düşenlerden mi?Herşeye rağmen aşk mıydı hayatınızı dolduran yoksa yokluğunda herşeye rağmen herşeyinizi alıp götüren mi?Kaç kez yer ile yeksan oldunuz,kaç kez elde var hayat diyerek yürümeye devam edebildiniz?Kaç ömrü yakıp geçtiniz uğruna ya da kaç yaşanmışlık kattı ruhunuza?
Ters giden birşeyler varsa şayet,arkanıza baktığınızda kimi yanlış yere koyduğunuzu gördünüz?Dengenizi kim bozdu böylesine?Kaç yardan kaç yalnızlığa atlayarak öğrendiniz yalan sevişlerin peydahladığı sahte suretlerle savaşmayı?
Yazdıkça mı büyüttünüz,büyüdükçe mi eksildiniz hayattan?Suskun aşkınızın harı,kağıda izi düşülen mürekkep lekelerinde körüklendi mi hiç?Çoğaldınız mı satırlarınızla birlikte duygu selinizin enginlerinde?Gülfeminizde kaç kan damlası saklı?Gözlerinizdeki hüzün hangi güz mevsiminden yadigar kaldı?
Kadın olmak kaç cenge destursuz kattı sizi?Duygularımızla varolmak hükmen mağlup mu kıldı bizi?
Gönlünüz aymaz isyanların içinde mi?Hangi iç savaşın mağduruyuz biz şimdi?
El verelim yüreklerimize...Birbirimizin ruhlarına dokundukça iyileşelim...Paylaşarak çoğaltalım umutları ve eksiltelim benliğimizdeki kara bulutları...
 
GÜVEN PROBLEMİ yaşayan var mı arkadaşlar?Sahte suretlerden,yalan bakışlardan,düzmece sevdalardan,pervasız oyunlardan sebepli güven duygusunu yitirmiş olanlar var mı?
 
GÖRÜŞLERİNİZE İHTİYACIM VAR!!!Arkadaşlar,bu saatte uykusu firarilerden olduğumuza göre mutlaka vardır bir sebebi.Bu Konuyu yeni açtım,arada birşeyler yazacağım.Sizin yorumlarınıza ihtiyacım var.İçinizden nasıl geliyorsa,iyi kötü eleştrilerinizi ya da yazmak istediklerinizi bekliyorum.Şimdiden teşekkürler.
 
Çok sevdim, çok engeller aştım 2 sene sürdü, sonra beni terk etti...Şimdi başkasıyla nişanlı, ben de toparlanmaya çaışıyorum kendi çapımda ayrılalı 15 ay olmuş acıyla geçti bunca zaman...sevgimden hiç bişe eksilmemişti, sessiz sedasız sevmeye devam ediyordum...ta ki 3 gün öncesine kadar...3 gün önce karar verdim silmeye, inşallah işe yarar...yüreğime yük etmek istemiyorum onu artık, çünkü değmez biliyorum...
 
Çok sevdim, çok engeller aştım 2 sene sürdü, sonra beni terk etti...Şimdi başkasıyla nişanlı, ben de toparlanmaya çaışıyorum kendi çapımda ayrılalı 15 ay olmuş acıyla geçti bunca zaman...sevgimden hiç bişe eksilmemişti, sessiz sedasız sevmeye devam ediyordum...ta ki 3 gün öncesine kadar...3 gün önce karar verdim silmeye, inşallah işe yarar...yüreğime yük etmek istemiyorum onu artık, çünkü değmez biliyorum...

Öncelikle paylaşımın için teşekkür ederim arkadaşım.Engellerin önüne başımızı koyuyoruz...Gönlümüzün elinde avucunda ne varsa seferber ediyoruz.Hatta "ben"den geçip "biz" diyoruz.Günler geçiyor....haftalar,aylar,yıllar ardından...Rağmen iflah olmaz bir sadakat yeminiyle yüreğimizi saklı tutuyoruz...Biz eksilirken,o çoğalıyor umursamaz hayatının içinde.Sancıyoruz,kanıyoruz,yıpranıyoruz,kopuyoruz,eksiliyoruz...Bir gün,aslında ayrılık anından itibaren hep bizimle birlikte gelen ama asla ortaya çıkaramadığımız,belkide çıkarmaktan korktuğumuz o ağrılı soru gün yüzüne erişiveriyor."Ne için,kim için?"Değmiyor evet....Değmiyor...
 
Boşanıyorum!!!!Ondan ve miras bıraktığı tüm acılardan diyenler....Endişelerini,sıkıntılarını,korkularını paylaşmak isteyenler...Uykusu firariler,gönlü kırıklar,güveni yıkıklar,içi kan ağlayanlar,sevdazedeler....Paylaşıp birbirimizin ruhlarına dokundukça daha iyi insanlar olalım.
 
Boşanalı 3 seneye yaklaşıyor...
An be an aklımda herşey!
Evliliğimi de boşanmamı da bir an bile silmedim aklımdan!
O dönemler bu hayatta boşananın tek ben olduğumu düşünürdüm. Oysa ne kadar kalabalıkmışız bunu farkettim.
Boşanmak,herkese başkaldırmak,yepyeni bir hayat kurmak bir kadın için zordur,çok zordur.
Allahım herkesin yardımcısı olsun inşallah!
 
Zor.........Evet...........Çok zor........
Ama bu hayat ve bir kere yaşama hakkımız var.Tekrarı yok.Kolay olanı herkesin başardığı şu hayatta asıl dava da zor olana göğüs gerebilmek.Ben hiçbir anıyı yanımda taşıyarak fazla yük etmedim kendime.Hepsinden soyundum,arındım...Çırılçıplak kalmak zordu evet.Fakat yalın ve sade bir güçle yeniden'in tek koşuluydu.Önceleri hayatımın dengesindeki bozukluğu görmek için arkama baktığımda,birilerini yanlış bir yere koymuş olduğumu görürdüm.Şimdi ise sadece önüme bakabilme özgürlüğü ellerimin içinde...
 
Önce şehitlerimiz,şimdi depremzedelerimiz....İçim birçok mateme gebe....Aklım insanların acılarında takılı....Yurdumun yas mevsiminde,sevinç solgunu günler...Toprak şehit kanları ve depremzedelerin göz yaşları ile sulanıyor........
 
En Büyük TÜRKİYEVakti zamanında her karışının al kanla sulanarak kazanıldığı ülkem....Toprağının üzerindeki analar,babalar,kardeşler,bacılar şimdi de kan ağlıyor...Helal edilen gözyaşlarıyla yıkanarak yine selamete ermeyi başaracaktır benim ülkem.....
 
Aşk yok,para yok,şans yok................Offff....ne sabır varmış....kendime şaşıyorum artık.................
 
Ailenin tek kızı olarak sevgiyle sarmaş dolaş büyüyorsunuz.Tahsildarlık yaparak ayakkabıları paralanacak kadar dolaşıp,eskiyen ayakkabıları yerine size yenilerini alan bir babanın kızısınız.Merhamet temsilcisi bir anneniz var.Çocukluk ve gençlik dönemlerinizi genelde makarna ve tarhana çorbası yiyerek geçiriyorsunuz.Evcimen,duyarlı,şefkatli biri olarak yetiştiriliyorsunuz.Eliniz gün be gün beceri kazanıyor.Artık yemek pişirebiliyor,ev çekip çevirebiliyorsunuz.Hayatın öğretebileceklerine doymuyorsunuz.Bol bol okuyor,bol bol yazıyorsunuz.Kursa gidebilmek için çalışıyorsunuz.Birgün üniversiteyi kazanıyorsunuz.Kendi yağı ile kavrulan aileniz yine kendi yağından arttırıp sizi şehir dışında okutuyor.Eğitim hevesiyle ve öğrenci cebiyle dişinizden tırnağınızdan arttırıyorsunuzYabancısı olduğunuz bir şehirde hayatı öğrenmeye devam ederek yaşıyorsunuz.Sonra baba dışında bir erkek daha giriyor hayatınıza.Babanız gibi olduğuna inanarak hayatınızın en büyük hatasına düşüyorsunuz.Üniversiteden mezun oluyorsunuz.Çok sevdiğiniz için ve çok sevildiğinizi düşündüğünüz için uzun bir bekleme dönemine giriyorsunuz.O dönemde hayatınızdaki en sancılı günleri yaşıyorsunuz.Müstakbel eşinizin önce ailesinin keyfinin gelmesini,sonra askerliğini,sonra iş kurmasını,sonra ev kurmasını,sonra nikah hazırlığını derken senelerce bekliyorsunuz.Sırf sevdanız için o sıcak baba ocağından ayrılıp gidiyorsunuz.Sırf benim de bir yuvam,düzenim olsun diye kilometrelerce uzağa yol alıyorsunuz.Hiçbir sokağını ve hiçbir insanını tanımadığınız,hiçbir kan bağınızı insanınızın olmadığı bir şehirde uyum sağlamaya çalışıyorsunuz.Anlıyorsunuz ki uyum sadece şehire değil.Evliliğe,eşinize,eşinizin ailesine,akrabalarına...size sunulan çiçek bahçesi vaattlerinin gerçeklikle hiç te örtüşmediğini anlayınca iş başa düşüyor.Hiç bilmediğiniz bu şehirde,hiç tanımadığınız insanlar arasında çalışma hayatına başlıyorsunuz.Bayramlar,özel günler pencere kenarı göz yaşı sellerinizle geçip gidiyor bir bir....Bir fincan kahve sohbetinden mahrum kalıyorsunuz.Yeni tanıştığınız hiçbir komşu,hiçbir sonradan edinilmiş akraba eskisinin yerini dolduramıyor.Ömrünüzden günler,günlerinizden neşe akıp gidiyor.Beş sene çırpınıyorsunuz.Bir erkek evlat veriyorsunuz.Birgün hastalanıyorsunuz.hayat arkadaşım dediğiniz insan bile sizi anlamıyor.Yapayalnız kalıveriyorsunuz.kayınvalide dırdırı,koca dayağı hayatınızın vazgeçilmezleri oluyor sonra bir bir.Ve gün geliyor....Artık......Kaldıramıyorsunuz.Bir boşanma davası kadar sürüyor yıllarınızı çöpe atmak..............
 
Ailenin tek kızı olarak sevgiyle sarmaş dolaş büyüyorsunuz.Tahsildarlık yaparak ayakkabıları paralanacak kadar dolaşıp,eskiyen ayakkabıları yerine size yenilerini alan bir babanın kızısınız.Merhamet temsilcisi bir anneniz var.Çocukluk ve gençlik dönemlerinizi genelde makarna ve tarhana çorbası yiyerek geçiriyorsunuz.Evcimen,duyarlı,şefkatli biri olarak yetiştiriliyorsunuz.Eliniz gün be gün beceri kazanıyor.Artık yemek pişirebiliyor,ev çekip çevirebiliyorsunuz.Hayatın öğretebileceklerine doymuyorsunuz.Bol bol okuyor,bol bol yazıyorsunuz.Kursa gidebilmek için çalışıyorsunuz.Birgün üniversiteyi kazanıyorsunuz.Kendi yağı ile kavrulan aileniz yine kendi yağından arttırıp sizi şehir dışında okutuyor.Eğitim hevesiyle ve öğrenci cebiyle dişinizden tırnağınızdan arttırıyorsunuzYabancısı olduğunuz bir şehirde hayatı öğrenmeye devam ederek yaşıyorsunuz.Sonra baba dışında bir erkek daha giriyor hayatınıza.Babanız gibi olduğuna inanarak hayatınızın en büyük hatasına düşüyorsunuz.Üniversiteden mezun oluyorsunuz.Çok sevdiğiniz için ve çok sevildiğinizi düşündüğünüz için uzun bir bekleme dönemine giriyorsunuz.O dönemde hayatınızdaki en sancılı günleri yaşıyorsunuz.Müstakbel eşinizin önce ailesinin keyfinin gelmesini,sonra askerliğini,sonra iş kurmasını,sonra ev kurmasını,sonra nikah hazırlığını derken senelerce bekliyorsunuz.Sırf sevdanız için o sıcak baba ocağından ayrılıp gidiyorsunuz.Sırf benim de bir yuvam,düzenim olsun diye kilometrelerce uzağa yol alıyorsunuz.Hiçbir sokağını ve hiçbir insanını tanımadığınız,hiçbir kan bağınızı insanınızın olmadığı bir şehirde uyum sağlamaya çalışıyorsunuz.Anlıyorsunuz ki uyum sadece şehire değil.Evliliğe,eşinize,eşinizin ailesine,akrabalarına...size sunulan çiçek bahçesi vaattlerinin gerçeklikle hiç te örtüşmediğini anlayınca iş başa düşüyor.Hiç bilmediğiniz bu şehirde,hiç tanımadığınız insanlar arasında çalışma hayatına başlıyorsunuz.Bayramlar,özel günler pencere kenarı göz yaşı sellerinizle geçip gidiyor bir bir....Bir fincan kahve sohbetinden mahrum kalıyorsunuz.Yeni tanıştığınız hiçbir komşu,hiçbir sonradan edinilmiş akraba eskisinin yerini dolduramıyor.Ömrünüzden günler,günlerinizden neşe akıp gidiyor.Beş sene çırpınıyorsunuz.Bir erkek evlat veriyorsunuz.Birgün hastalanıyorsunuz.hayat arkadaşım dediğiniz insan bile sizi anlamıyor.Yapayalnız kalıveriyorsunuz.kayınvalide dırdırı,koca dayağı hayatınızın vazgeçilmezleri oluyor sonra bir bir.Ve gün geliyor....Artık......Kaldıramıyorsunuz.Bir boşanma davası kadar sürüyor yıllarınızı çöpe atmak..............


Bunları yaşadın mı yoksa sadece bir çok insanın ortak sıkıntısını dile mi getirdin?
 
özet ama o kadar net ifade etmişsin ki sankı yaşadım okurken. Çok üzüldüm Allah yardımcın olsun...

Allah cümlemizin yardımcısı olsun canım.Üzülme,ben artık üzülemiyorum bile inan.Sadece vardır herşeyde bir hayır diyorum,kurtulacağıma seviniyorum.
 
Çok üzüldüm senin adına....Ben ayrılığı beceremiyorum ki kaldı boşanma.....Ne kadar zordur eminim buna.....İnsan bazen tıkanır ya.....Herşey tam gibidir ama kocaman bi boşluk vardır ya içinde......Aslında sebebin ne olduğunu bilmezsin...Ama duyguların sana bitir der...Aynı itici güç her seferinde daha çok uzaklaştırır yıllarını verdiğin adamdan seni....Ne yapacağını bilemeden dualarda bulursun kendini...Ayrılmaz isem sonum böyle olacak dediğin yazılar okursun.....İşte öyle bi duygu benimkisi de.....
 
X