bu zihniyeti yaşayan kişilikler,gelinlerini tabulu malları gibi görüp ,üzerinde her türlü tadilatı yapmaya çalışan tipler diye düşünüyorum..
yazık ki,bu düşüncede olan bir eğitmen ise,daha kendinin eğitilip, tadilat görmesi gerekir...
anlayamıyorum bu insanları! ''soyadı mı taşıyorsun'' adı altındaki düşüncelere sığınıp ta,kendi egonosunu,bencilliklerini ve komplekslerini yansıtma ve dayatma çabası neden!kimle ,niye yarışılıyor,neyin saçma ve anlamsız mücadelesini veriyorlar..
kız annelerinin kaderi bu mu, yani... kız anneleri der ki;'
'aman boşanmasınlar,benim ki kız evladı,etraf ne der,söz olur,dul kadın damgası yer'' telaşı ve endişesinde...
erkek annesi'der ki;' ıhhh, boşanır mı gelin sıkar biraz,dul kalmaya cesaret etmek,benim oğlumun elinin kiri der çıkarım işin işinden'' diye içinden geçirirler!
işte yine sığındıkları basit düşüncelerin ana teması belli! temaları neymiş bu zihniyetin; toplumdaki namus kavramı... kadın ve kadının bedeni,kadın olmanın zorluğu,bir kız evladı annesi olmanın endişesi ve fedakarlık gayretinin yaşanmaya mahkum bırakıldığını konunun ana teması ve geldiği nokta, canım ülkemde, Türkiye'de bize yine bu kavramı işaret ediyor..
yapılması gereken nedir; her ne pahasına olursa olsun,sahip çıkılmalı..ve bu düşüncelerle hareket eden insanlara da ,bu düşünceleri koruma ve yaşatma cesareti vermemeli...sonuçta hepimiz bir değeriz,evlatlarımız da en değerli hazinelerimiz...