- 17 Ağustos 2011
- 22.567
- 141.711
Herkese merhaba,
Böyle şeylerden konu açmayı hiç sevmem ama bugün konuyla ilgili 4 arkadaşımı darladim, yine de yetmedi. İnsanlara musallat olacagima bir de KK'da paylasayim dedim :)
Ben kendimi bildim bileli şıpsevdi, tanıştığı kişiyle pat diye romansa girebilen, bağlanma/güvenme problemi vs asla olmayan, ilişkide hoşuma gitmeyen şeyler olduğunda kolayca ayrılabilen , ayrildiktan sonra çabucak kendi hayatına bakan, 'bitti diye üzülme,yaşandı diye sevin' mottosuna sarılan, keyifli aşk hayatına sahip 30 yaşında bir kadınım.
Ama malesef ne kadar hayatımdan çıkarsam da tekrar tekrar hayatıma aldığım birisi var.
Bu kişi bana ne zaman mesaj atsa mecazi değil ciddi ciddi fiziksel olarak etkileniyorum. Mesela o anda yemek yiyorsam birden iştahım kapanıyor. Ağzımdan lokma geçmiyor. Kulaklarım ugulduyor,biri bir şey anlatıyorsa duymuyorum bile. Bağırsakların hareketleniyor. Kabızlığa falan birebir hani çok stresliyken bir his gelir ya, bir anda midende bir şeyler oynar, iştahın kapanır,ağzının tadi kaçar.
Heh, tam olarak bu belirtileri yaşıyorum. Ciddi ciddi bağırsaklarima vuruyor adamin mesaj sesini duymak. Beni gerdiği için mi böyle,sevdiğim için mi böyle hiç bilmiyorum.
Bir de onunla konuşurken dikkatim inanılmaz derecede dağılıyor. Çok örnek var da şimdi aklıma gelen birini vereyim; Mesela bu sene tatile giderken, dinlenme tesisinde onu hatirlatan komik bir çorap gördüm , belki yine bulusuruz diye çorabı aldım. Derken o yazdı ben kasaya giderken (ilginç bir tesaduf oldu ama ne zaman adami ansam mutlaka yazar). Ben tabii Leyla,tum algimi çocuğa vermişken kaybolmasın diye boyundan takılan, içinde lensimden parama, kimliğime herşeyimin olduğu çantamı kasada unutmusum beş parasız,lenssiz şarjsiz kaldım çocukla mesajlasacam diye.
Ya da onunlayken otostop çekmiştik bir keresinde, dalginlikla bindiğimiz adamın ceketini calmisim,çocuğun ceketi diye (sonra ulaştık geri geri tonla yol geldi aldı,daha da otostopçu almaz herhalde). Yani daha neler neler...
Elim ayağıma dolaşıyor, midem bulanıyor, bağırsaklarim çalışıyor... Adama tepkisiz kalamiyorum.
Bu bahsettiğim 4,5 yıllık bir süreç. Çok çok her yerden engelliyorum ,yazmıyorum falan. Ama o bir şekilde ulaşıyor,bir uygulamadan,mailden falan. O yazınca karşı koyamıyorum hemen sazan gibi atlıyorum.
Ha , 4,5 yıldır aşkıyla bir onu mu bekliyorum? Öyle de değil aslında :) hayatıma insanlar giriyor, hatta flortten bir tık öteye gidecek gibi olunca ona da bilgi veriyorum (gavatlik mode:
on).
En son birkac ay önce çok tatlı biriyle bir şeyler denemeye karar verdik. Ben de benim çocuğa yazdım ,böyle böyle diye..günlük sohbetlere - hal hatır sormalara ara verelim diye.
Bana dediği cevap ; "nasıl yani,bu bir daha konuşmayacağız anlamına mı geliyor?"
E, tabii ki :) ama o benim "best ex" immiş. O yüzden hayatımda biri de olsa onla konuşmaya devam edebilirmişiz
Konuşmanın sonunda gerçekten samimiyetle "Lütfen mutlu olmama izin ver ve hayatımdan yavaşça çik" yazdım, "kusura bakma, istersen engelleyebilirsin. Ama senin tarafından olan bir şey olur bu" dedi
Öyle bir ilişki yani...
Peki bu konuyu niye açtım, 4,5 senenin sonunda?
Şu an Onun ülkesi içler acısı bir halde, tüm dünyanın yaptırım uyguladığı malum yer(Rusya). Zaten turkiye'ye gelmeyi düşünüyordu ama her zamanki gibi birkac ayligina...
Bugün ben kahvaltı yaparken bir seneligine Türkiye'ye yerleşmek istedigini söyledi (şu an başka bir ada ülkesinde yaşıyor) , x bölgesinde ev tutmakla ilgili yardım istedi. O mesajı attigi saniye ben yine mideme yumruk yemiş gibi oldum, iştahım kaçtı, soluğu wc'de aldım, bir strese girdim:) stres mi heyecan mi ona da emin değilim.
Tüm gün boyunca aklımda , görüşür muyuz, benim şehrime gelir mi (en son benim şehrime taşındığında beni on sene yaşlandırdi) , ben onu ziyarete gider miyim, nasıl yapsak, öyle mi , böyle mi... Aklımı toparlayamiyorum, tek aklımdaki şey bir sene aynı sinirlar icinde olacağımız...
İşte , ben bu durumdan çok mutsuzum...onla olan ilişkimiz bir yere varmayacak bir tren yolculuğu gibi..yolculuk güzel ama, bir yere varmıyor.
Hani KKda var ya, uyuz uyuz insanlarla evleniyorlar, 'eee huyunu suyunu biliyordun niye evlendin' diye tersliyoruz..işte ben tam da böyle olurum bu çocukla devam etsem. Coooook farklı iki insanız.
Yani neyini seviyorum diyorum, bir şey de bulamıyorum. Tip desen, bir denize girsin çıksın kıpkırmızı oluyor tüm yaz domates gibi geziyor yanımda. Ondan coook daha yakışıklı insanlar hayatıma girdi. Boy pos desen çelimsiz,175 adam. Robokop gibi sevgililerim olmuştu huy desem eleştirmeye bayılır, dirdiri sever, asiri titiz. Üstelik Aynı dili konuşmadığımiz gibi ikimizin de İngilizcesi harika iletişim kuracak kadar iyi değil, çoğu zaman anlamiyoruz bile birbirimizi
Mesela ondan başka yabancı uyruklu sevgililerim oldu, hevesle benim için Türkçe öğrendiler, Türkçe kursuna gidenler, evde kendi kendine calisanlar... Bu çocuk ooooonnca ay/yıl gecti,defalarca türkiyeye geldi , Allah razı olsun, bir tarkan'dan yakalarsam Mucks Mucks şarkısını ezberledi, bir de tahin pekmez kebap bal peynir ekmek pilav köfte falan onun dışında soyadımi bile hala düzgün telaffuz edemiyor.
Yani vazgecemeyecek neyi var, ben de bilmiyorum.
Ben adamdan aramızda ülkeler,kitalar varken zaten kopamiyordum, şimdi benim ülkem sınırları içindeyken hiç kopamam , tekrar aynı şeylere başlarız diye korkuyorum.
Bana bir öneriniz var mı?
Tez elden nasıl bırakabilirim bu kötü aliskanligimi? Yoksa zaten artık aynı ülke sınırları içinde olacağız tekrar mi denesem (36. Defa)???
Adamın kötü huyu ne deseniz aslında kötü huyu da yok, garibim. Kendi halinde, işinde gücünde birisi ama inanılmaz zit iki insanız. Ben tam tipik Canıtez türk kadini, o buz gibi soğukkanlı Rus erkeği.. Onun önem verdiği şeyler benim umrumda bile değil,benim önem verdiğim şeyler ona göre gereksiz:) bir de eleştirmeye ,dirdira bayılır. Onun dışında kibar , asla kavgadan tartışma ortamından hoşlanmayan, canın sikkinsa güldürmek için tüm maymunluklari yapan, sevgisini belli eden, elini hiç birakmayan, en iyi gün doğumu/gün batımı nerededir hesaplamayı beceren, akıllı tatlı,maviş birisi.
Ne yapmalıyım sizce?? Zaten dört yıl harcamisim, bir sene daha mı harcasam
Böyle şeylerden konu açmayı hiç sevmem ama bugün konuyla ilgili 4 arkadaşımı darladim, yine de yetmedi. İnsanlara musallat olacagima bir de KK'da paylasayim dedim :)
Ben kendimi bildim bileli şıpsevdi, tanıştığı kişiyle pat diye romansa girebilen, bağlanma/güvenme problemi vs asla olmayan, ilişkide hoşuma gitmeyen şeyler olduğunda kolayca ayrılabilen , ayrildiktan sonra çabucak kendi hayatına bakan, 'bitti diye üzülme,yaşandı diye sevin' mottosuna sarılan, keyifli aşk hayatına sahip 30 yaşında bir kadınım.
Ama malesef ne kadar hayatımdan çıkarsam da tekrar tekrar hayatıma aldığım birisi var.
Bu kişi bana ne zaman mesaj atsa mecazi değil ciddi ciddi fiziksel olarak etkileniyorum. Mesela o anda yemek yiyorsam birden iştahım kapanıyor. Ağzımdan lokma geçmiyor. Kulaklarım ugulduyor,biri bir şey anlatıyorsa duymuyorum bile. Bağırsakların hareketleniyor. Kabızlığa falan birebir hani çok stresliyken bir his gelir ya, bir anda midende bir şeyler oynar, iştahın kapanır,ağzının tadi kaçar.
Heh, tam olarak bu belirtileri yaşıyorum. Ciddi ciddi bağırsaklarima vuruyor adamin mesaj sesini duymak. Beni gerdiği için mi böyle,sevdiğim için mi böyle hiç bilmiyorum.
Bir de onunla konuşurken dikkatim inanılmaz derecede dağılıyor. Çok örnek var da şimdi aklıma gelen birini vereyim; Mesela bu sene tatile giderken, dinlenme tesisinde onu hatirlatan komik bir çorap gördüm , belki yine bulusuruz diye çorabı aldım. Derken o yazdı ben kasaya giderken (ilginç bir tesaduf oldu ama ne zaman adami ansam mutlaka yazar). Ben tabii Leyla,tum algimi çocuğa vermişken kaybolmasın diye boyundan takılan, içinde lensimden parama, kimliğime herşeyimin olduğu çantamı kasada unutmusum beş parasız,lenssiz şarjsiz kaldım çocukla mesajlasacam diye.
Ya da onunlayken otostop çekmiştik bir keresinde, dalginlikla bindiğimiz adamın ceketini calmisim,çocuğun ceketi diye (sonra ulaştık geri geri tonla yol geldi aldı,daha da otostopçu almaz herhalde). Yani daha neler neler...
Elim ayağıma dolaşıyor, midem bulanıyor, bağırsaklarim çalışıyor... Adama tepkisiz kalamiyorum.
Bu bahsettiğim 4,5 yıllık bir süreç. Çok çok her yerden engelliyorum ,yazmıyorum falan. Ama o bir şekilde ulaşıyor,bir uygulamadan,mailden falan. O yazınca karşı koyamıyorum hemen sazan gibi atlıyorum.
Ha , 4,5 yıldır aşkıyla bir onu mu bekliyorum? Öyle de değil aslında :) hayatıma insanlar giriyor, hatta flortten bir tık öteye gidecek gibi olunca ona da bilgi veriyorum (gavatlik mode:
on).
En son birkac ay önce çok tatlı biriyle bir şeyler denemeye karar verdik. Ben de benim çocuğa yazdım ,böyle böyle diye..günlük sohbetlere - hal hatır sormalara ara verelim diye.
Bana dediği cevap ; "nasıl yani,bu bir daha konuşmayacağız anlamına mı geliyor?"
E, tabii ki :) ama o benim "best ex" immiş. O yüzden hayatımda biri de olsa onla konuşmaya devam edebilirmişiz
Konuşmanın sonunda gerçekten samimiyetle "Lütfen mutlu olmama izin ver ve hayatımdan yavaşça çik" yazdım, "kusura bakma, istersen engelleyebilirsin. Ama senin tarafından olan bir şey olur bu" dedi
Öyle bir ilişki yani...
Peki bu konuyu niye açtım, 4,5 senenin sonunda?
Şu an Onun ülkesi içler acısı bir halde, tüm dünyanın yaptırım uyguladığı malum yer(Rusya). Zaten turkiye'ye gelmeyi düşünüyordu ama her zamanki gibi birkac ayligina...
Bugün ben kahvaltı yaparken bir seneligine Türkiye'ye yerleşmek istedigini söyledi (şu an başka bir ada ülkesinde yaşıyor) , x bölgesinde ev tutmakla ilgili yardım istedi. O mesajı attigi saniye ben yine mideme yumruk yemiş gibi oldum, iştahım kaçtı, soluğu wc'de aldım, bir strese girdim:) stres mi heyecan mi ona da emin değilim.
Tüm gün boyunca aklımda , görüşür muyuz, benim şehrime gelir mi (en son benim şehrime taşındığında beni on sene yaşlandırdi) , ben onu ziyarete gider miyim, nasıl yapsak, öyle mi , böyle mi... Aklımı toparlayamiyorum, tek aklımdaki şey bir sene aynı sinirlar icinde olacağımız...
İşte , ben bu durumdan çok mutsuzum...onla olan ilişkimiz bir yere varmayacak bir tren yolculuğu gibi..yolculuk güzel ama, bir yere varmıyor.
Hani KKda var ya, uyuz uyuz insanlarla evleniyorlar, 'eee huyunu suyunu biliyordun niye evlendin' diye tersliyoruz..işte ben tam da böyle olurum bu çocukla devam etsem. Coooook farklı iki insanız.
Yani neyini seviyorum diyorum, bir şey de bulamıyorum. Tip desen, bir denize girsin çıksın kıpkırmızı oluyor tüm yaz domates gibi geziyor yanımda. Ondan coook daha yakışıklı insanlar hayatıma girdi. Boy pos desen çelimsiz,175 adam. Robokop gibi sevgililerim olmuştu huy desem eleştirmeye bayılır, dirdiri sever, asiri titiz. Üstelik Aynı dili konuşmadığımiz gibi ikimizin de İngilizcesi harika iletişim kuracak kadar iyi değil, çoğu zaman anlamiyoruz bile birbirimizi
Mesela ondan başka yabancı uyruklu sevgililerim oldu, hevesle benim için Türkçe öğrendiler, Türkçe kursuna gidenler, evde kendi kendine calisanlar... Bu çocuk ooooonnca ay/yıl gecti,defalarca türkiyeye geldi , Allah razı olsun, bir tarkan'dan yakalarsam Mucks Mucks şarkısını ezberledi, bir de tahin pekmez kebap bal peynir ekmek pilav köfte falan onun dışında soyadımi bile hala düzgün telaffuz edemiyor.
Yani vazgecemeyecek neyi var, ben de bilmiyorum.
Ben adamdan aramızda ülkeler,kitalar varken zaten kopamiyordum, şimdi benim ülkem sınırları içindeyken hiç kopamam , tekrar aynı şeylere başlarız diye korkuyorum.
Bana bir öneriniz var mı?
Tez elden nasıl bırakabilirim bu kötü aliskanligimi? Yoksa zaten artık aynı ülke sınırları içinde olacağız tekrar mi denesem (36. Defa)???
Adamın kötü huyu ne deseniz aslında kötü huyu da yok, garibim. Kendi halinde, işinde gücünde birisi ama inanılmaz zit iki insanız. Ben tam tipik Canıtez türk kadini, o buz gibi soğukkanlı Rus erkeği.. Onun önem verdiği şeyler benim umrumda bile değil,benim önem verdiğim şeyler ona göre gereksiz:) bir de eleştirmeye ,dirdira bayılır. Onun dışında kibar , asla kavgadan tartışma ortamından hoşlanmayan, canın sikkinsa güldürmek için tüm maymunluklari yapan, sevgisini belli eden, elini hiç birakmayan, en iyi gün doğumu/gün batımı nerededir hesaplamayı beceren, akıllı tatlı,maviş birisi.
Ne yapmalıyım sizce?? Zaten dört yıl harcamisim, bir sene daha mı harcasam
Son düzenleme: