Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
"Hiçbir zaman büyük bir para yığınının üstünde oturan bir insan olmayacağım. Bunlar geçici şeyler. "
Hareket etmeyi seviyorum. Güçlü, kuvvetli görünmeyi seviyorum. Hareketlerinizi kısıtlayan kıyafetleri sevmiyorum. Kıyafetler sizi gerçekten perişan edebilir.
Topuklular üzerindeyken cambaz ayaklığı takmışçasına sendeliyorum, en azından kırmızı halı üzerinde – özellikle hayranlar arasında gezinirken. Onlara yukarıdan bakıyormuş gibi hissetmekten nefret ediyorum. Bu yüzden onları hemen çıkarıp atmak istiyorum.
" Sanırım bakış açınız diğer insanlardan biraz farklı olduğunda kendinize güvenmeli ve kalbinizin sesini dinleyecek kadar güçlü olmalısınız. İşte asi budur."
"İnsanların beni havalı biri olarak görmesini istemiyorum, zaten havalı olmak da istemiyorum. Bence benim durumum havalı olmaktan çok uzak. Yani, söylenenler hiç umurumda değil."
"Kristen onun durumunda olan birçok oyuncunun yapmayacağını yaptı; kişisel bir skandalın ortasında, kendi küçük, önemli ve çok kişisel olan filmi Yolda için dışarı çıktı.
Ona içinde bulunduğu herkesin her hareketini inceleyeceği bu durumda kendini saklamamasının güzel olduğunu söylediğimde Teşekkürler dostum, teşekkürler, diyor Kristen."
Kristen'la röportaj için Berlin'deki Ritz Carlton Oteli'nde buluştuğumuz anda anlıyorum ki o bildiğiniz cafcaflı Hollywood prenseslerinden değil. Seksi bir elbise ve topuklu ayakkabıların tersine üzerinde bordo bir kot pantolon, düz bir tişört, deri siyah bir ceket ve ayağında da botları var. Yüzünde neredeyse hiç makyaj yok ve saçı da kuaför elinden geçmemiş, gayet doğal bir şekilde duruyor. Çabucak fark ediyorum ki bu kız kendi vücudu içinde tamamen rahat ve kendi kararlarıyla yaşıyor.
İstediğini giyiyor, istediğini konuşuyor ve istediğini yapıyor. Bu tavrı Hollywood'un şatafatlı dünyasında kendisine "aykırı tip" yakıştırmasını kazandırdı. Hatta bazen kendisine "kaba" ve "depresyonda" bile dendi.
"İnsanlar onu nasıl tanımlayacaklarına çoktan karar vermişler. Ne kadar gülümserse gülümsesin onlar için önemli değil, yine de gidip onun gülmediği bir fotoğrafını kullanacaklar." Çok doğru! Gerçek hayatında bu küçük aktris çok kibar ve sürekli sırıtıyor.
"Film etkinliklerinde diğer kadınlar topuklu giyerken ben spor aykkabı giyiyorum diye insanlar tarafından eleştirildim. Tabii ayağımı burkmuş ve acı çekiyor olmam kimsenin umrunda değildi. Ama zaten fotoğraf çekimleri için topuklu ayakkabı giyiyorum ve güzel bir elbisenin topuklu ayakkabılarla daha iyi göründüğünün de kesinlikle farkındayım. Fakat daha sonra fanlarla buluşacağımda topuklu ayakkabıları bir kenara atıyor ve spor ayakkabılarımı giyiyorum. İmza dağıtırken acı çekmek istemiyorum ve Hollywood'daki bazı insanlar da bunu anlamak istemiyor. Onların istediği gibi giyinmiyorum diye dırdır edip duruyorlar... Ama hayat dış görünüşten çok daha fazlasıdır."
"Charlize bu filmi yapmamdaki en büyük nedenlerden biriydi. Bence yaptığı her şeyde en iyisi ve bir kadın olarak ona saygı duyuyorum. Senaryoya ve bu projeye bağlı her şeye bayıldım ama evet dememin esas nedeni Charlizedir. Onunla ilk tanıştığımda Vay canına tam bir kaçık! diye düşündüm. Hemen iletişime geçebilen, eğlenceli ve dikkatleri üstünde toplayan biri. O ortama girdiğinde ona bakmaktan başka bir şansınız yok. Charlize tüm beklentilerim de üstünde."
(Ne tarz kıyafetler giyiyor?) Daha kadınsı kıyafetler giymek isterim ama yine de Los Angelesda, evimde olduğum her zaman rahat olmak istiyorum. Fakat uzak bir yere gittiğimde, şu andaki valizimde olduğu gibi her tür kıyafeti yanıma alıyorum, gece kıyafetleri de buna dahil - belki giyme şansım olur diye düşünüyorum.
(Valizini hazırlaması ne kadar sürüyor?) Ben çok düzenli biriyimdir. Bu yüzden sadece gardırobumu açıp kıyafetlerimi seçmem yeterli. Ama görüyorsunuz yanıma ne kadar kıyafet alırsam alayım yine üzerimde bir tişört, kot pantolon ve spor ayaklarım oluyor.
(Egzersiz yapma ve formda kalması üzerine) Doğuştan zayıf biriyim zaten. Ailemdeki herkes böyle bu yüzden çok egzersiz yapmak ve diyet yapmak zorunda değilim. Yapmam gereken tüm egzersizleri sette yapıyorum zaten. Örneğin şu anda Pamuk Prensesi canlandırırken hiç yerimde durmuyorum: koşuyorum, zıplıyorum, kılıçla savaşıyorum, at sürüyorum tüm bunları yapıyorum! Gördüğün gibi kendimi bile yaraladım. Ama önemli bir şey değil."
Beni asıl rahatsız eden şey şöhret değil, daha çok insanların bundan bahsetme şekli ve biz aktörlerin algılayış şekli. İnsanlar sırf ünlüyüz diye onlardan daha farklı amaçlarımız ve tutkularımız olduğunu düşünüyor. Ah bir bilseler. Tüm istediğimiz, arkadaşlarımızın ve iyi bir hayatımızın olması ve üzerinde çalışılacak ilginç projeler. Yani herkes gibiyiz! İnsanların eve gittiğimde tüm kapıların kollarının altın olduğunu ve küvetimdeki suyun ısısının doğru şekilde ayarlanması için birine para verdiğimi düşünmeyi kesmeleri lazım.
Bellayı canlandırmak için taktığım kahverengi lensler. Kitapta Bellanın gözleri kahverengi ama benimkiler yeşil olduğu için bunu yapmam gerekiyordu. Herhangi bir alerjik reaksiyon göstermemem veya gözümün zarar görmemesi için her saat başı bir göz doktoru gözüme damla damlatıyordu.