Kömürcü Babamla, Makarnacı Anneme Amerika'dan Mektup!

pc_ogretmeni

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
16 Ocak 2013
514
60
53
Çorum
ABD'deki Türklere yönelik yayın yapan ilk iş portalı Turk Avenue web sitesinin genel yayın yönetmenliğini de yapan, 12 yıldır ABD'de yaşayan Cemil Özyurt'un Gezi olayları çerçevesinde anne ve babasına yazdığı mektup okuyanları duygulandırdı.

İşte o mektup;

Sevgili anneciğim ve babacığım, bugün (19 Haziran) sizlerden, güzel memleketimden ayrılıp Amerika'ya gelmemin 12. yıl dönümü. Sizlerin de ömrünüzden nerdeyse bir 65 yıl geride kaldı. Bugüne dek ömrünüzün büyük kısmı geçim sıkıntısı ile geçti. Bir tahta bavulla evler, mahalleler, şehirler değiştirdiniz.

1960'larda Ankara'da bir göz odada başlayan hayat sınavında, çok şükür kimseye de muhtaç olmadan bugünlere geldiniz. Türkiye'nin son 40 yılına damga vurmuş tüm partilerine de sırayla oy verdiniz. Eskiden yaptığınız oy tercihleriniz çok yargılanmış mıydı bilmiyorum. Ama bizim sosyal medya dediğimiz -sizin çok da haşır-neşir olmadığınız- ortamda, oylarınızı mevcut hükümete makarna ve kömür karşılığı verdiğinizi söyleyip aşalığayanların videoları, resimleri, yorumları ile dolu. Allah'tan babam görmüyor. Çok sinirlenir.

Gün olmasınki, sizin gibi ömrü boyunca onurlu, vakur duruşundan taviz vermemiş çokları benzer suçlamalarla ezilmeye çalışılmasın. Zaten bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak görülmemeye alışkınsınız. Küçük yaşta Doğu'dan İç Anadolu'ya geldiğinde hor görülmekten sokağa çıkamayan annem, yıllar geçti o linç mekanizması çok değişmedi. O zamanlar 'Gavur Kürt'tün' şimdi 'makarnacı, bidon kafalı'. Küçük bir ilçeden Başkent'e okumaya giden babam, sen de okuduğun okulda az alay edilip dalga geçilmedin, dışlanıp hor görülmedin. Ama siz 'olsun kader' deyip çekmeye alışkınsınız. Ama ben alışamadım işte. Ağrıma gidiyor. Acaba yaşadığım memlekette insanların bir birine gösterdiği saygıdan mı etkileniyorum, nedir?

Babaannemin yufka ekmeğinin arasına sürdüğü bir kaşık tereyağı ile gününü geçirmiş, bir kuru ekmek azıkla 8 kilometre yol yürüyüp okula gitmiş, ilk rugan ayakkabısı alınınca sevinçten kilometrelerce koşmuş, her dara düştüğünde 'yaa sabır, bu da geçer' deyip dua etmiş, darlıkta sıkıntıda çalmamış, çırpamış, bir gün olsun muhtarın, belediyenin, kaymakamın kapısını yardım için çalmamış babam, oyunu bir ton kömüre değiştirmişsin.

Facebook'ta, Twitter'da sözde arkadaşım dediğim kişiler öyle diyor ve ısrarlılar. Her fırsatta, her fotoğraf karesinde, her videoda öyle yazıyorlar.

'Acaba bunu yazdığımda birinin kalbini kırar mıyım?' diye de düşünmüyorlar. Çünkü onların yedi sülalesinde oyunu kömür ve makarna için veren kimse yok. Onların hepsi Fransız mürebbiyelerle büyütülmüş, aydınlanmış ve evrimini tamamlamış mükemmel insanlar.

Hani okuduklarım beni üzüyor, kalp kırıklığı oluyor ya! Karşı tarafı kıracak bir şey de yapamıyorum. Beni 'İki günlük dünyada kalp kırmaya değer mi oğlum?' diyerek büyüten annem. Altı baş horanta bir sofranın başına oturup da, yokluk, imkansızlık içinde 'bugün ne yapsam' diye gün boyu sancılanan annem.

Kışın yiyelim diye mantılar kesip, turşular kuran, elaleme muhtaç olmamak için eski eteklerinden bana ilkokul önlüğü diken annem. Komşusundan bile ödünç bir bardak pirinç isteyemeyen annem, oyunu bir koli makarnaya değişmissin yaa…

Eğitim seviyeniz yüksek olmadığı için şimdilik oylarınızı makarna ve kömüre değiştiriyorsunuz ama sizi aşağılayanlar emin olun çok iyi aydınlatıyorlar çevrelerini. Işıklarından gözümüz kamaşıyor. Küçümseyip hor gördükçe, daha da iyi hissediyorlar kendilerini. Ötekileştirdikçe akıllarınca değersizleştiriyorlar, değersizleştirdikçe de daha bir mutlu oluyorlar.

Bazıları söylediklerine üzülüp utanıyordur belki. Bazısında utanma duygusu da yok, yüz de yok. Onun için onlarla hesabı öbür dünyaya bırakıyorum. Şimdi sana sorsam annem, 'Aman oğlum iki günlük dünyada değer mi, kötü söz sahibinindir boşver,' diyeceksin. Ama onlar boş vermiyor anne. 10 yıldır hakarete devam ediyorlar. Hem de uslanmadan, dinlenmeden.

Benim cahil, eğitimsiz, aydınlanamamış, makarnaya oyunu değişen annem, bir ton kömüre safını değiştiren babam, yine seçimler yaklaşıyor. Sizi ve verdiğiniz oyu beğenmeyenler, size başka sıfatlar da takmaya hazırdır. Onun için siz makarna ve kömüre oyunuzu değiştirmeye devam edin. İnsanlıktan, adamlıktan nasibi almayanlar elbet hak ettikleri nasiplerini bir gün bir yerde bulurlar. Ya da Mevlam bir şekilde buldurur. Şimdi içim rahat. Bu yazıyı önce sizin, sonra da ülkemiz güzel geleceğine sadece dua ederek katkı sağlayan tüm makarnacı ve kömürcü anne-babalara ithaf ediyorum. Ellerinizden öpüyorum.

Oğlunuz Cemil, New York 19 Haziran 2013

 
Herkes karşı safındakinde ne açık varsa ordan vuruyor işte, beyfendi de öyle bir yazmış ki nerdeyse AKPli olacaktım :26:

Ben CHPli de değilim, MHPli de... Kemal Kılıçdaroğlu için de olumsuz çok düşüncelerim var, Bahçeli için de. Ama iş onura gelince, AKPye daha çok söz sarfederim. Ben tanık oldum çünkü, 1 gecede başka bir parti için verilmiş 2 bin küsür oy satın aldılar. Artık makarna mıdır, bulgur mudur, kömür müdür bilemem.

Her parti yapıyordur bunu illaki, ancak AKPnin vakti zamanında dağıttığı tonlarca kömürü de görmezden gelemezsiniz. Sütten çıkmış ak kaşık muamelesi görmelerine anlam veremiyorum. 10 yıldır hakarete devam ediyorlar demiş mektupta, 10 yılda Erdoğan'ın yaptığı hakaretleri de saymış mış acaba? Bir doladık dilimize öcalana "sayın" dedi, şehidimize "kelle" dedi diye. Neden acaba? Allah için böyle dil sürçmesi mi olur, sen bir konuşursun milyonlar duyar, ne dediğine herkesten daha çok dikkat etmesi gereken bir insanın dilinin sürçmesi normal mi? "lanet" kelimesine "nalet" dersen olur dilde sürçme, ŞEHİT nerde? KELLE nerde? Ananı da al git ne demek ya, anamız ağladı diyen bir çiftçiye? İkisini bir teraziye koyalım bakalım, hangisi daha ağır basacak. Gönül rızasıyla vermiş olanlar ayrı bir kefede, ancak ne koparsam kârdır diyenlerin sattığı oyları da göz ardı edemeyiz. Bunun içindir ki kömürcü ve makarnacılar dolanır dilde.

Birisini eleştirirken bir de dönüp kendine bakmalı insan, şükür ki siyasette tarafsız bir insanım ve hepsini objektif eleştirebiliyorum.

Belki de bu yüzden en çok AKPye öfkem var, kim bilir.
 
Ne gerek var ki şimdi böyle mağdur edebiyatına?
Aynı mektubun çapulcu versiyonunu yazabilirim hemen.Tamamen gerçektir:
Babam,7 kardeşle birlikte yoksulluk içinde yaşarken üniversite okumuş mühendis olmuş...35 yıl devlete hizmet vermiş.Annem de aynı şekilde.İkisi de okuma aşığıymış...Babam bana derdi ki "Kızım yeter ki oku ben varımı yoğumu satıp okutacağım seni istediğin kadar.Sen yeter ki oku".Eşim bile olsa kimseye muhtaç olmamı istemezdi.Kendi ayaklarının üzerinde duran güçlü bir kadın olmamı isterdi.Hala da ister.
İnsanı sadece insan olduğu için sevmek gerektiğine inanan,herkesin eşit haklarla insanca,boyun eğmeden,sömürülmeden yaşaması gerektiğini düşünen,Atatürk hayranı sol görüşlü insanlardır benim ailem.
Ama zaman içinde siyasi görüşleri,yaşam tarzları yüzünden,inançlı insanlar olmalarına rağmen dinsizlikle suçlandıkları oldu(Sanki dinsiz olmak suçmuş gibi).Annem sırf denizde mayo giydiği için cehenneme gidecekler listesinin üst sıralarına kondu çevresindeki bazı insanlar tarafından.Yılbaşında ya da güzel bir yaz akşamında yazlığın balkonunda şöyle buz gibi iki kadeh rakı içtiler diye gavur özentisi oldular.Ama mahalle baskısına boyun eğmediler,görüşlerinden taviz vermediler hiçbir zaman.
Şimdi de Gezi Parkı eylemlerindeki ayyaş çapulcuları destekliyorlar.Onlara yapılan zulümlerin savunulacak bir tarafı olmadığını düşünüyorlar.
Anne,Baba ;bu yaşa kadar bi çapulcu olmadığınız kalmıştı,gözünüz aydın sonunda onu da oldunuz...
 
Son düzenleme:
Hakaretin her türlüsüne, her insana yapılanına karşıyım ancak bu çok yanlı bir yazı olmuş. Cemil Bey gibi bizim de anamız babamız var ve karşı görüşte olan insanların dışında yetmezmiş gibi bir de ülkenin başbakanı tarafından edilen hakaretlere maruz kalıyorlar.Başbakan "örtüsüz kadın perdesiz ev" benzetmesini yaptığında kimse bizim analarımızın gururunu düşünmedi. Sokakta annemle yan yana yürürken karşımıza dikilip yanacaksınız diyenleri de, AKP'ye oy vermeyenleri dinsiz ilan edenleri de, Atatürk'ü sayıp sevenlere hakaret edenleri de, askerlerin ve ailelerinin darbeci ve inançsız olduklarını söyleyenleri de unutmadım. Verdiği oy için kimse böyle eleştirilmemiş daha önce, hı hı evet sağ-sol çatışmaları hiç yaşanmadı bu ülkede zaten. Objektif olunacaksa bunlar da göz önünde bulundurulsun.
 
Mr .Cemil 12 yıldır Amerikada yaşadığına emin misin ??Bana hiç öyle gelmedii :))
Hem makarnacı kömürcü sıfatı yemek GAVUR'dan daha hafif.Takılmayınız.Canınızı sıkmayın Mr.Cemil.
Take care
 
Vicdansızlık olarak algılanmasın, ama zerre kadar içim sızlamadı veya duygulanmadım okurken. Mağdur edebiyatından bıktım.

Bu yazısının aynısını herkes kendi görüşüyle birleştirip yazabilir çünkü.
Hepimizin sıkıntıları var, hepimizin cefakar anne babaları var, veya kimimiz kendisi cefalar çekerek bugüne gelmiş. Ne gerek var bunu bu olaylarla birleştirip yazmaya ve resmen ağlanmaya?

O zaman ben de başlayayım 'ah benim karşı tarafın nitelendirmesiyle alkolik olan zavallı annem, ah benim çapulcu babam, ah benim dinsiz dedem' diye..

komik bunlar.. Hele yazdıklarını binlerce kişinin okuması için yazıyorsa bir insan, kırk kere düşünüp başlamalı bu işe.

Mağdur edebiyatı bu aralar bayağı popüler oldu, hadi bakalım..
 
Makarna kömür muhabbettinden zerre haz etmişliğim ya da ırk, din, şive,maddi imkanlar üzerinden aşağılamayı geçtim, eleştiriden dahi hoşlanmışlığım yok ama bu kadar mağduriyet edebiyatı da fazla olmuyor mu? Sanırsın Akp'den haz etmeyen insanlar topluca 1920'lerden gelen cumhuriyet zenginleri. En büyük hobileri de buldukları yerde ellerine şampanya kadehlerini alıp Anadolu'dan gelen gencin etrafında halka oluşturmak alay etmek için.

Akp'ye oy vermeyen anneler zaten ev ekonomisi nedir, evim için nasıl iki kuruş arttırırım derdi içinde değiller, ev turşusu, salçası mantısı hiç bilmezler. Toplanıp konken çevirirler sırf.

Bir de gavur Kürt lafı nedir yahu, tamam Kürtlerin de, gayrimüslümlerinde hatta müslümanların da ayrı ayrı yüzeysel sebeplerden eleştirildiği oluyor hepsiyle ilgili çok klişeleşmiş hakaret tamlamaları vardır da Gavur Kürt lafını ilk defa duydum ben, ama bi Gavur İzmir tamlaması var mesela bildiğim, gavuru hakaret olarak kullananlar, o tamlamayı sevenlerle aynı kafadan olabilir.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…