Kitap 'araklamak' ya da 'araklamamak' işte bütün mesele bu!
RADİKAL- ‘Kitap hırsızı’ denince aklına Markus Zusak’ın ‘Book Thief’inden aynı isimle beyazperdeye uyarlanan, bizde de ‘Kitap Hırsızı’ olarak çevrilen filmin ‘kitap çalma’ sahnesi gelenler varsa bizi de oraya ekleyebilirler. Nazilerin kitap yakma töreninin ardından ateşin altından bir kitap alıp koynuna saklayan küçük kıza selam olsun!
http://www.radikal.com.tr/hayat/kitap-araklamak-ya-da-araklamamak-iste-butun-mesele-bu-1473958
Tüm kitap ‘araklamalar’ böyle cesaret ister mi, ya da bu kadar saygı değer mi tartışılır… Ama bu hafta sonu kitap fuarında yaşanan, bir ‘yanlış anlama’dan kaynaklanan ve 13 yaşında bir çocuğun üzülmesine neden olan vak’a (ilgili yayınevinin açıklamaları ve girişimleriyle olabildiğince ‘tatlı’ya bağlanan) kadim ‘kitap araklama’ tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Araklamanın etiği olur mu, okumak için çalmakla satmak için kitap çalmak arasında fark var mı? Kitapçıların önlemleri, araklayanların gerekçeleri…
Olayı hafta sonu yaşananlardan bağımsız bir mecraya taşıyıp meseleyi fikri boyutta incelemeye çalıştık. Yayınevlerine, yazarlara, kitap işiyle uğraşanlara, hatta bizzat kitap araklayanlara ulaşıp sorduk. İlginç şeyler duyduk yeni şeyler öğrendik. Ezcümle, karşınızda az bilinen yönleriyle ‘kitap araklama’ mevzuu.
HIRSIZ İLE “KALK GİDELİM” ARASINDA FARK VAR
Radikal Kitap’tan Derviş Şentekin, okumak içim çalmakla satmak için çalmak arasındaki farkı önemsiyor: Her şeyden önce şurayı netleştirmek gerek; ‘Kitap çalmak’, eğer o kitaplardan bir gelir elde ediliyorsa hırsızlıktır. Bunu, sekiz-on kişilik ekiplerle yapanlara da rastladık geçtiğimiz yıllarda. Bunun diğer hırsızlıklardan bir farkı yok. Bir de okumak için “Kalk gidelim” denilen kitaplar vardır ki buna hırsızlık denilemez. 1989 yılından beri kitap fuarı izlerim; onlarca “kalk gidelim” olayı dinledim. Bu duruma yayınevlerinin göz yumduğunu, hoş karşıladığını biliyorum. Yayınevleri katıldıkları fuarlarda kitaplarının bir kısmının “çalınacağını” bilir ve önemsemez zaten.
FUARDAN ÇALMAKLA KİTABEVİNDEN ÇALMAK ARASINDA FARK VAR
Şentekin kitabevinden kitap çalmakla fuardan kitap çalmak arasında fark olduğunu söylüyor. “Fuardan ya da kitabevinden kitap çalmak arasında elbette ki fark var. Kitabevinden ‘kalk gidelim’ bile yapmamak gerek, çünkü o da hırsızlığa girer. O kitabevinin kasasındaki paranın bir kısmını çalmakla, bir tek kitabını çalmak arasında fark yoktur. Bu arada şunu da söylemeden edemeyeceğim: Can
Yayınları’nda yaşanan tatsız olaydan sonra yayınevine yüklenmeyi de çok anlamlı bulmuyorum. ‘Bir musibet’ diyelim…”
YAYINEVLERİ ‘ARAKLAMA’ KONUSUNDA NE DÜŞÜNÜYOR?
SOL YAYINLARI- SULARI ERDOST
ÇOCUKLAR O GÜN İNDİRİME SAYGIDAN O YOLA BAŞVURMUYOR!
Sol Yayınları’ndan Suları Erdost, öğrenci okuyucuları bol bir yayın ve kitabevi olarak ‘araklama’ konusunu görmezden gelmediklerini söylüyor: “ Parası olmadığı için bu yola başvuran birini gördüğümüz zaman herhangi bir yaptırım getirmiyoruz ama kitabı geri almaya çalışıyoruz” diyor gülerek. Onların en çok mustarip olduğu alanlardan biri de kitabı satmak için çalanlar. Ticari amaçla alanlarla çok karşılaştıklarını, kitapların işporta tarzı yerlere götürüldüğünü söylüyor. Kamera sistemleri yok ama takibi de elden bırakmıyorlar. “Kitabevinde durumu takip ediyoruz, gözcülük gibi kimi zaman çaktırmadan izliyoruz. Bizim kitapevi labirentler şeklinde ve bu tip durumlara gayet uygun.” Kasım’ın 7’si onların yüzde elli indirim günü. ‘O zamanki durum vaziyet nasıl?’ diye soruyoruz. “7 Kasım’da çok kalabalık oluyor. Şöyle bir şey duydum çocuklar kendi aralarında bu indirime saygıdan dolayı o gün böyle bir yola başvurmadıklarını söylüyorlarmış. Genel olarak okurları sıkmamaya gayret gösteriyoruz. Evet kamera tarzı bir takip sistemimiz yok ama bir yandan da dükkânı başı boş bırakmıyoruz. Kitapların okunması taraftarıyız onun için de özellikle kendi yayınlarımızı ucuz tutmaya çalışıyoruz.”
SİREN YAYINLARI - EROL AYDIN
KİTAP ARAKLAMAKTAN KÖTÜ OLAN KİTAP OKUMAMAK
Siren Yayınları’ndan Erol Aydın “Kitap fuarından kitap çalmakla kitapevinden kitap çalmak arasında fark olmadığını düşünüyorum” diyor ve fuarda başından geçen şu anekdotu paylaşıyor: “Çocuklar geldi ve biz çalmadan siz bize kitap verir misiniz” diye sordular, ben de onlara bir kitap hediye ettim.” Aydın son tahlilde basılan kitapların okunması taraftarı: “Kitap araklamaktan daha kötü olan şey kitap okumamaktır. Tabi iş bir depoyu soymak, ondan bir meta sağlamak, para kazanma işiyse tabi bu çok büyük bir kötülüktür.
ORUÇ ARUOBA - YAZAR
“KİTAPÇIDAN KİTAP ÇALMAK BAKKALDAN EKMEK ÇALMAK GİBİDİR”
Yazar Oruç Aruoba ‘araklama’ işine müsamaha göstermeyenlerden: “Kitapçıdan kitap çalmak bakkaldan ekmek çalmak gibidir. Hiçbir şey fark etmiyor” diyor. “Hırsızlık en eski suçlardan biri, ‘bunun bahanesi nedir, ‘param yoktu, ne yapayım’ da bu işin bahanesi değil!” Aruoba gençlik yıllarında biraz farklı düşündüğünü de eklemeyi ihmal etmiyor: “Üniversite yıllarında bir kütüphanede bir kitabın birden fazla nüshası varsa bir tanesini yürütmek mubah diye düşünürdüm ama o da yanlış, saçma tabi.”
SÖZ SIRASI ARAKLAYAN TARAFTA
KİTAP OKUYAN İNSANA İHTİYACIMIZ VAR!
Lise yıllarında bu işi yaptığını söyleyen Yusuf, şu an bir işletme sahibi. “Yanımda üniversite öğrencisi gençler çalışıyor. Ben onlara soruyorum ‘5 lira büyük para mı?’ diyorum, ‘Abi beş lira büyük para’ diyorlar. Şimdi beş lirayı büyük para olarak gören çocukların gidip bir kitaba 35-40 lira vermeleri çok zor! Kitap okuyan insana ihtiyacımız varken ‘çaldılar’ gibi bir tutumu yanlış görüyorum. Çaldıysa alıp onu satmıyor ki, okuyor! Satılsa onun üzerinden bir ticaret yapılsa doğru. Biz de lise zamanımızda yapmıştık Kadıköy’den kitap çalıyorduk.”
KİTAP ÇALARKEN LİSTE OLUŞTURUYORDUK
Bu noktada en merak ettiğimiz şeyi soruyoruz. Kitaplar rastgele mi araklanıyor? Hayır değil! “Kitap çalarken liste oluşturuyorduk biz, bunları çalalım bunları okuyalım diyorduk. Okuduktan sonra da başkalarına veriyorduk. Alıp elimizde çürütmüyorduk da.” diyor Yusuf. Hedefe yönelik kitapları bulmak zor olmuyor muydu peki? Onu merak ediyoruz. “Kadıköy’ün en büyük kitabeviydi ve her şey orada vardı biz de oradan temin ediyorduk.” diye yanıtlıyor. Anlaşılan ‘araklama’ işleri tahminimizden kolay yürüyorduk.
KİTAP ÇALINMA MALİYETİ EKLENİYORDUR
Yusuf yayınevlerine fiyatlardan yükleniyor: “Kitaptaki bu kadar maliyetin ne olduğunu bilmiyorum açıkçası. Telif haklarını da savunuyorum ama birileri de birazcık az para kazansın. Zaten bunların üstüne inanıyorum ki ‘kitap çalınma maliyetleri’ ekleniyordur” diyerek en dikkat çekici çıkışını yapıyor.
FUARLARDAN ÇALMAK DAHA ETİK
Fuarlar mı kitapevleri mi peki? Fuardan çalmayı daha etik buluyor Yusuf. “Ticarethanenin çok büyük zarar görmemesi lazım, bu anlamda fuardan kitap çalmak daha etik” diyor ve ekliyor: Bakıyoruz kitabevleri kapanıyor, sahaflar kapanıyor. Bunların da para kazanması lazım ama fuarlar daha uygun diye düşünüyorum. Fuarda zaten reklamını yapıyorsun teşhir amaçlı getiriyorsun. Orada üç-beş tane kitabın gitmesi, zayi olması ne o standı batırır ne de başka bir şey olur.”
RADİKAL- ‘Kitap hırsızı’ denince aklına Markus Zusak’ın ‘Book Thief’inden aynı isimle beyazperdeye uyarlanan, bizde de ‘Kitap Hırsızı’ olarak çevrilen filmin ‘kitap çalma’ sahnesi gelenler varsa bizi de oraya ekleyebilirler. Nazilerin kitap yakma töreninin ardından ateşin altından bir kitap alıp koynuna saklayan küçük kıza selam olsun!
http://www.radikal.com.tr/hayat/kitap-araklamak-ya-da-araklamamak-iste-butun-mesele-bu-1473958
Tüm kitap ‘araklamalar’ böyle cesaret ister mi, ya da bu kadar saygı değer mi tartışılır… Ama bu hafta sonu kitap fuarında yaşanan, bir ‘yanlış anlama’dan kaynaklanan ve 13 yaşında bir çocuğun üzülmesine neden olan vak’a (ilgili yayınevinin açıklamaları ve girişimleriyle olabildiğince ‘tatlı’ya bağlanan) kadim ‘kitap araklama’ tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Araklamanın etiği olur mu, okumak için çalmakla satmak için kitap çalmak arasında fark var mı? Kitapçıların önlemleri, araklayanların gerekçeleri…
Olayı hafta sonu yaşananlardan bağımsız bir mecraya taşıyıp meseleyi fikri boyutta incelemeye çalıştık. Yayınevlerine, yazarlara, kitap işiyle uğraşanlara, hatta bizzat kitap araklayanlara ulaşıp sorduk. İlginç şeyler duyduk yeni şeyler öğrendik. Ezcümle, karşınızda az bilinen yönleriyle ‘kitap araklama’ mevzuu.
HIRSIZ İLE “KALK GİDELİM” ARASINDA FARK VAR
Radikal Kitap’tan Derviş Şentekin, okumak içim çalmakla satmak için çalmak arasındaki farkı önemsiyor: Her şeyden önce şurayı netleştirmek gerek; ‘Kitap çalmak’, eğer o kitaplardan bir gelir elde ediliyorsa hırsızlıktır. Bunu, sekiz-on kişilik ekiplerle yapanlara da rastladık geçtiğimiz yıllarda. Bunun diğer hırsızlıklardan bir farkı yok. Bir de okumak için “Kalk gidelim” denilen kitaplar vardır ki buna hırsızlık denilemez. 1989 yılından beri kitap fuarı izlerim; onlarca “kalk gidelim” olayı dinledim. Bu duruma yayınevlerinin göz yumduğunu, hoş karşıladığını biliyorum. Yayınevleri katıldıkları fuarlarda kitaplarının bir kısmının “çalınacağını” bilir ve önemsemez zaten.
FUARDAN ÇALMAKLA KİTABEVİNDEN ÇALMAK ARASINDA FARK VAR
Şentekin kitabevinden kitap çalmakla fuardan kitap çalmak arasında fark olduğunu söylüyor. “Fuardan ya da kitabevinden kitap çalmak arasında elbette ki fark var. Kitabevinden ‘kalk gidelim’ bile yapmamak gerek, çünkü o da hırsızlığa girer. O kitabevinin kasasındaki paranın bir kısmını çalmakla, bir tek kitabını çalmak arasında fark yoktur. Bu arada şunu da söylemeden edemeyeceğim: Can
Yayınları’nda yaşanan tatsız olaydan sonra yayınevine yüklenmeyi de çok anlamlı bulmuyorum. ‘Bir musibet’ diyelim…”
YAYINEVLERİ ‘ARAKLAMA’ KONUSUNDA NE DÜŞÜNÜYOR?
SOL YAYINLARI- SULARI ERDOST
ÇOCUKLAR O GÜN İNDİRİME SAYGIDAN O YOLA BAŞVURMUYOR!
Sol Yayınları’ndan Suları Erdost, öğrenci okuyucuları bol bir yayın ve kitabevi olarak ‘araklama’ konusunu görmezden gelmediklerini söylüyor: “ Parası olmadığı için bu yola başvuran birini gördüğümüz zaman herhangi bir yaptırım getirmiyoruz ama kitabı geri almaya çalışıyoruz” diyor gülerek. Onların en çok mustarip olduğu alanlardan biri de kitabı satmak için çalanlar. Ticari amaçla alanlarla çok karşılaştıklarını, kitapların işporta tarzı yerlere götürüldüğünü söylüyor. Kamera sistemleri yok ama takibi de elden bırakmıyorlar. “Kitabevinde durumu takip ediyoruz, gözcülük gibi kimi zaman çaktırmadan izliyoruz. Bizim kitapevi labirentler şeklinde ve bu tip durumlara gayet uygun.” Kasım’ın 7’si onların yüzde elli indirim günü. ‘O zamanki durum vaziyet nasıl?’ diye soruyoruz. “7 Kasım’da çok kalabalık oluyor. Şöyle bir şey duydum çocuklar kendi aralarında bu indirime saygıdan dolayı o gün böyle bir yola başvurmadıklarını söylüyorlarmış. Genel olarak okurları sıkmamaya gayret gösteriyoruz. Evet kamera tarzı bir takip sistemimiz yok ama bir yandan da dükkânı başı boş bırakmıyoruz. Kitapların okunması taraftarıyız onun için de özellikle kendi yayınlarımızı ucuz tutmaya çalışıyoruz.”
SİREN YAYINLARI - EROL AYDIN
KİTAP ARAKLAMAKTAN KÖTÜ OLAN KİTAP OKUMAMAK
Siren Yayınları’ndan Erol Aydın “Kitap fuarından kitap çalmakla kitapevinden kitap çalmak arasında fark olmadığını düşünüyorum” diyor ve fuarda başından geçen şu anekdotu paylaşıyor: “Çocuklar geldi ve biz çalmadan siz bize kitap verir misiniz” diye sordular, ben de onlara bir kitap hediye ettim.” Aydın son tahlilde basılan kitapların okunması taraftarı: “Kitap araklamaktan daha kötü olan şey kitap okumamaktır. Tabi iş bir depoyu soymak, ondan bir meta sağlamak, para kazanma işiyse tabi bu çok büyük bir kötülüktür.
ORUÇ ARUOBA - YAZAR
“KİTAPÇIDAN KİTAP ÇALMAK BAKKALDAN EKMEK ÇALMAK GİBİDİR”
Yazar Oruç Aruoba ‘araklama’ işine müsamaha göstermeyenlerden: “Kitapçıdan kitap çalmak bakkaldan ekmek çalmak gibidir. Hiçbir şey fark etmiyor” diyor. “Hırsızlık en eski suçlardan biri, ‘bunun bahanesi nedir, ‘param yoktu, ne yapayım’ da bu işin bahanesi değil!” Aruoba gençlik yıllarında biraz farklı düşündüğünü de eklemeyi ihmal etmiyor: “Üniversite yıllarında bir kütüphanede bir kitabın birden fazla nüshası varsa bir tanesini yürütmek mubah diye düşünürdüm ama o da yanlış, saçma tabi.”
SÖZ SIRASI ARAKLAYAN TARAFTA
KİTAP OKUYAN İNSANA İHTİYACIMIZ VAR!
Lise yıllarında bu işi yaptığını söyleyen Yusuf, şu an bir işletme sahibi. “Yanımda üniversite öğrencisi gençler çalışıyor. Ben onlara soruyorum ‘5 lira büyük para mı?’ diyorum, ‘Abi beş lira büyük para’ diyorlar. Şimdi beş lirayı büyük para olarak gören çocukların gidip bir kitaba 35-40 lira vermeleri çok zor! Kitap okuyan insana ihtiyacımız varken ‘çaldılar’ gibi bir tutumu yanlış görüyorum. Çaldıysa alıp onu satmıyor ki, okuyor! Satılsa onun üzerinden bir ticaret yapılsa doğru. Biz de lise zamanımızda yapmıştık Kadıköy’den kitap çalıyorduk.”
KİTAP ÇALARKEN LİSTE OLUŞTURUYORDUK
Bu noktada en merak ettiğimiz şeyi soruyoruz. Kitaplar rastgele mi araklanıyor? Hayır değil! “Kitap çalarken liste oluşturuyorduk biz, bunları çalalım bunları okuyalım diyorduk. Okuduktan sonra da başkalarına veriyorduk. Alıp elimizde çürütmüyorduk da.” diyor Yusuf. Hedefe yönelik kitapları bulmak zor olmuyor muydu peki? Onu merak ediyoruz. “Kadıköy’ün en büyük kitabeviydi ve her şey orada vardı biz de oradan temin ediyorduk.” diye yanıtlıyor. Anlaşılan ‘araklama’ işleri tahminimizden kolay yürüyorduk.
KİTAP ÇALINMA MALİYETİ EKLENİYORDUR
Yusuf yayınevlerine fiyatlardan yükleniyor: “Kitaptaki bu kadar maliyetin ne olduğunu bilmiyorum açıkçası. Telif haklarını da savunuyorum ama birileri de birazcık az para kazansın. Zaten bunların üstüne inanıyorum ki ‘kitap çalınma maliyetleri’ ekleniyordur” diyerek en dikkat çekici çıkışını yapıyor.
FUARLARDAN ÇALMAK DAHA ETİK
Fuarlar mı kitapevleri mi peki? Fuardan çalmayı daha etik buluyor Yusuf. “Ticarethanenin çok büyük zarar görmemesi lazım, bu anlamda fuardan kitap çalmak daha etik” diyor ve ekliyor: Bakıyoruz kitabevleri kapanıyor, sahaflar kapanıyor. Bunların da para kazanması lazım ama fuarlar daha uygun diye düşünüyorum. Fuarda zaten reklamını yapıyorsun teşhir amaçlı getiriyorsun. Orada üç-beş tane kitabın gitmesi, zayi olması ne o standı batırır ne de başka bir şey olur.”