Kimya Hatun-Saide Kuds

bence Mevlana ve etrafındakiler hakkında birçok hikayeler uydurulmuş.tamamen insanların hayal gücüne bırakılmış.
Şimdi bende bişeyler uydurup yazsam çok satan bir kitap olur!

bende aşk'ı okudum.
O romanda kimya'cık; kocası Şems'ten cinsel bir karşılık bulamadığı için gidiyor bir eski fahişeden numara öğreniyor.
Akşam eve gelip bunları uyguluyor.Gene olmayınca hırslanıyor mu desem kendine yediremiyor mu desem hastalanıyor. Bir yatıyor aylarca kalkmıyor ve en sonunda vefat ediyor.
 
roman olarak çok güzel bir kitap fakat yazılanlar tamamen kurgu....şemsi mevlanayı hatta islamı kötüleyip durmuş yazar....
Kimya Hatun, Mevlâna’nın ikinci eşi Kerra Hatun’un ilk evliliğinden olan kızı olarak kurgulanmış. Oysa Kimya Hatun, Mevlâna’nın terbiyesinde büyütülmesi için yakınları tarafından taşradan getirilerek Mevlâna’nın eğitimine verilmiş ve evlatlık olarak büyütülmüş kabiliyetli bir kızdır.
Bir başka hata ise sayfa 41 de konuşturduğu Kimya’nın dadısı, “Sizden ayrılacağım için ağlamıyorum, kendi hâlime ağlıyorum. Bir kağıt mendil gibi kullanılıp bir köşeye atıldım” diyor. 1245’li yıllarda kâğıt mendil olmadığı bir gerçek.
Yaşadığımız yüzyılda bile kadına yeni yeni verilen değer ve hakları Mevlâna yaşadığı yüzyılda uygularken, savunurken, eserlerinde belirtirken, Hz.Muhammed’in kadın konusunda ki sünnet-i seniyesini uygularken, “Canım bedende oldukça Kur’an’ın kuluyum; seçilmiş Muhammed’in yolunun toprağıyım” diyerek hayatı boyunca İslâm’dan bir adım dışarı adım atmamış bir müderris, bir mutasavvıfen, Saide Kuds kitabının 293. sayfasında Hz.Mevlâna’yı Kimya’nın dilinden şöyle kurgulayıp, anlatıyor; “Hüdavendigar’a, ‘Madem ki hayatınızdaki kadınları seviyordunuz, madem ki şefkatliydiniz, neden bir takım konuşmalarınızda kadınları düzenbaz, tahripkâr ve her türlü bozukluğun sebebi olarak gösterdiniz ve onu sözüne güvenilmeyen, dikkat edilmesi gereken kıt akıllı mahlûk olarak nitelediniz’ diye sormalıydım” diyor. Saide Kuds, Mevlâna’nın eserlerinde birçok metaforlara, sembollere yer vererek, kadını nefse, erkeği akla benzettiği esprisini ya anlamamış ya da anlamak istememiş. Mevlâna’nın eserlerinin çoğu beyitlerinde kadınları değerli hatta ateş-su benzetmesinde erkeklerden daha üstün gösterdiği kısımları göz ardı etmiş.
 
Geçen tesadüfen gördüm ve aldım, hemen okumaya başlayacağım
 
bu konuda yazılmış en son kitap da Sinan Yağmur'un biyografik romanı Aşkın Gözyaşları'dır. Kaaynaklara dayandırıldığı için de güvenilirdir. Burada Kimya hatunun Şems-i Tebrizi ile kendi isteğiyle evlendiği ve hastalıktan vefat ettiği yazmaktadır.. Allah dostları hakkında böyle kötü zanlara sebebiyet veren yazarları okurken dikkat etmeliyiz...bahsettiğimiz şahıslar sıradan insanlar değiller... Mevlana'nın namazı,orucu bıraktığını düşünemiyorum bile... :KK20:
 
Sinan yağmur aşkın gözyaşları ve Saide kuds kimya hatun birbirine zıt iki kitap rastgele aldığım ve okuyunca pişman olduğum bir kitap. Saide kuds kitabı yazarken acaba hangi araştırmaları yapmış ve hangi kaynaklardan yararlanmış keşke yazsaydi. İki ilim erbabı kimse mevlana ve şems anca bu kadar yerin dibine sokulabilir di. Ne adamların cinsel yaşamı kalmış ne evine ekmek getiremediği kalmış. Mevlana gibi yüce insan Şemsî bulunca aylarca sohbetten camiden n uzak ailesine harçlık bile bırakmadan banane diyip çekip gidebilir mi? Şems gibi bir sofu banane ben hareminde bu kızı istiyorum diye tutturabilirmi? Okuduğum zamana yazık.onlara nasıl hesab vericez obur tarafta
 
Ben de aski yeni bitirdim. Kimya hatuna yeni başladı m.ask i sevdim...ama ask da kimya kerra nin kizi degildi bunda tam tersi....yazarlarin özellikle topluma mal olmus onemli şahsiyet lerin hayatini anlatirken gercekten sapmamasi arastirmalarini dogru bir sekilde yapmasi gerektigini dusunuyorum...
 
X