Kıbrıs tüp bebek uzmanı Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen ile tüp bebek hakkında herşey

TÜP BEBEK

Çevre kirliliği, yaşam koşulları ve daha pek çok faktöre bağlı olarak çiftlerin kısırlık problemi ile karşılaşma olasılığı ciddi seviyelere ulaşmış durumdadır. Çok eski dönemlerden bu yana insanlığın ortak problemlerinden biri olsa da son yıllarda görülme olasılığı ciddi düzeylere ulaşmıştır. Bunun altında yatan en önemli faktörlerden biri de yaşamın baştan sona değişmiş olmasıdır. Zararlı alışkanlıklar, kirlenmiş doğa, hareketsiz yaşam, genetik faktörler ve çok daha fazlası çiftlerin bebek sahibi olma hayallerini suya düşürüyor. Tüp bebek yöntemi ile umutları da yeniden yeşeriyor.

Anne adayından alınan yumurta hücrelerinin baba adayından alınan sperm hücreleri ile bir araya getirilmesi ve laboratuvar ortamı kontrolünde döllenmesi neticesinde oluşturulan embriyonun anne rahmine yerleştirilmesi mantığına dayanan alternatif tedavi yöntemi sayesinde her yıl on binlerce çift bebek sahibi olmayı başarıyor. Bebek sahibi olmayı başaramamış çiftlerin ilk aklına gelen yöntem ise; tam olarak tüp bebek yöntemi oluyor.

Yumurta hücreleri ile alakalı problemler yaşayan bayanların bu durumdan kurtulmaları öncelikli olarak gerekli görünüyor çünkü; sağlıklı bir gebeliğin oluşabilmesi noktasında gerek yumurta hücrelerinde gerekse, sperm hücrelerinde bir problemin bulunmaması şart. Başka nedenlerden dolayı doğal birleşme yoluyla oluşmayan gebeliğin laboratuvar kontrolünde oluşturulması mantığı ise; gayet başarılı sonuçlarla karşılaştırabiliyor. Yumurta hücrelerinden dolayı problem yaşayan kadınlar için ise; yumurta donasyonu öneriliyor. Sağlıklı yumurta hücrelerine sahip olan kadınlardan alınan hücrelerin süreçte kullanılması mantığına dayanıyor.
logo-k-jpg.2042806
 
POLİKİSTİK OVER SENDROMU (PKOS, PCOS) NEDİR?

Polikistik Over Sendromu; yumurtalıklarda irileşme ve bir çok küçük kist oluşumu ile karakterize olup kişide bir takım hormonal problemlere zemin hazırlayan ve günümüzde neden oluştuğu halen kesin olarak bilinmeyen bir durumdur.
Polikistik over sendromu olan bir kişinin yapılan ultrason kontrolünde yumurtalığında küçük küçük kistler izlenmektedir.
Polikistik over sendromu olan kişilerde;

*Adet gecikmeleri (oligomenore)
*Sivilce (akne)
*Obesite (normalden fazla kilolu olma)
*Tüylenme (hirsutism)
*Yumurtlamanın düzgün olmaması (anovulasyon) sonucu kısırlık gibi problemler vardır.
 
Polikistik Over Sendromu Tanısı Nasıl Konulur?

PCO sendromu tanısı hastanın tipik şikayetlerine bakılarak konulabilir. Yapılan fizik muayenede erkek tipi tüylenme artışı (kıllanma) izlenir. Tüylenme artışına tıbbi literatürde “hirsutism” adı verilmektedir. Hirsutism artan erkeklik hormonlarının etkisine bağlı bir durumdur.
polikistik-over-sendromu-jpg.2044368

Ultrasonda yumurtalıkta hastalığa özgü 3-6 mm çapını geçmeyen bir çok sayıda kist ile ovulasyon yani yumurtlamanın olmaması izlenir. Yumurtlamanın olmamasına “anovulasyon” denir. Ayrıca yumurtalıkların hacmi de normale göre artmıştır, yani yumurtalıklar normalden daha iri görünüdedir.

logo-k-jpg.2044369
 
İnfertilite Tedavisinin Seçenekleri Nelerdir?

Daha önceden bebek sahibi olabilmeyi başarmış olan çiftler için bile olsa aybaşına gebelik şansı %25 oranlarında seyir etmekte. Tedavi yöntemleri lle de aybaşına sınırlı olmamakta. Bundan dolayı en basit tedavi yönteminden başlamakta fayda bulunur. Daha önce çok sayıda ya da fazla oranlarda tedavi seçenekleri denenmiş ise; ya da kadın 35 yaş üzerinde ise; ileri tekniklere kısa süreler içerisinde karar vermekte yarar bulunmakta. Tercih edilen tedavi yöntemleri şunlardır:

*Ovülasyonun uyarılması
*İntrauterin Inseminasyon
*Tüp Bebek
*Mikroenjeksiyon

logo-k-jpg.2044374
 
Yumurta Donasyonunda Başarı

Yumurta donasyonunda başarı şans yüzdesinin arttırılabilmesi adına donör ve çiftlerin araştırılmasının her anlamda tam yapılması gerekir.

Genel sağlık taramasının eksiksiz olması donörün 20-29 yaş aralığında bulunması, vücut kitle endeksinin ve kilosunun uygun aralıklarda yer alması, geçmiş sağlık durumunun araştırılması şarttır.

Kişilerin kendilerinin yanı sıra; ailelerinin geçmiş sağlık durumlarının araştırılması da gerekmektedir. Çift ve donör değerlendirilmesinde kan değerlerinin ve RH durumunun karşılaştırılması ve uyumlu bulunması şart. Bunların haricinde ruh sağlığına da dikkat etmek gerekiyor. Kullanımı gerçekleştirilen ilaçlar ya da maddelerin önceden bilinmesi gerçekten önemli.

Tüm bu verilerin detaylı olarak toplanması halinde başarı oranı artacaktır.

sweet-baby-wallpaper-jpg.2044379
 
Sperm Donasyonu

Amerika, Danimarka gibi ülkelerde yer alan sperm bankalarından temin edilen spermlerin tüm tarama testlerinin yapılmasının ardından işleme tabi tutulması mantığına dayanan sperm donasyonu yöntemi erkeklerin menisinde hiç sperm hücresinin yer almaması ya da yeterli miktarda bulunmaması durumlarında gündeme geliyor.

Sperm bankalarına kabul edilen sağlıklı olduğu tespit edilmiş donörlerin sperm hücreleri belirli fiziksel, eğitimsel ve kültürel özellikleri de kayda alınarak uygun noktalarda muhafaza ediliyor. Dünya genelinde faaliyetlerini sürdüren tüp bebek merkezlerinden talepler gören ve aldığı talepler neticesinde de sperm hücrelerini yerlerine ulaştıran banka aracılığıyla bebek sahibi olma hayalleri yeniden yeşeriyor. Erkek kaynaklı bir problem için son derece başarılı sonuçlarla karşılaştıran donasyon yönteminin kadın kaynaklı olması halinde de yumurta donasyonu akıllara geliyor. Hangi tarafın problem taşıdığının tespit edilmesinin ardından süreç başlıyor. Hatalı tespit edilmesi halinde geçen süre, harcanan emek ve verilen çaba baştan sona boşa gidecektir. Bu yüzden; en başından başarılı bir merkezle işe başlamak yerinde olacaktır. Ne yaptığını bilen uzmanların teknolojik, steril merkezlerde sorunun ne olduğunu anlamaya başlamaları gerekmekte. Bunun için de her şeyden evvel çiftlerin belirli bir bilinç düzeyinde araştırmalar yaparak hareket etmesi gerekmekte.

Rastgele yapılan merkez seçimlerinde geri dönüşü mümkün olmayan sağlık problemlerinden tutun da birçok problemle karşılaşılabiliyor. Kıbrıs Yumurta Donasyonu ile hareket eden hanımların yumurta rezervlerinde genel anlamda bir sıkıntı, problem oluyor. Problemin çözülemeyeceği durumlarda da donasyon doğrudan akıllara geliyor. Yıllar geçmesine gerek kalmadan çok hızlı bir şekilde gebeliği sağlama ve bir an evvel bebek sahibi olmak isteyen çiftler için son derece uygun bir yöntemden bahsetmekteyiz.
 
Daha önce başarısız tüp bebek tedavisi geçirmiş çiftlerde, başarı şansını arttıracak yeni uygulamalar nelerdir?

Daha önce başarısızlıkla sonuçlanan tüp bebek uygulamalarında çift tekrar tedaviye alınırken detaylı olarak incelenir ve hangi nedenlerle gebe kalamadığı araştırılır. Tüp bebek yöntemi ile bir kez gebe kalamamış olan çiftlerde çok endişelenmiyoruz. Ancak iki kez veya daha çok tüp bebek uygulamasında iyi embriyolar verilmesine rağmen gebelik elde edilemiyorsa çok çeşitli testler yapıyoruz.

tup-bebek-2-jpg.2011921


Öncelikle kadına ait nedenleri araştırıyoruz. Kadınlarda rahim içi yapışıklıklar, rahim içinde myom veya polip gibi embriyonun tutunmasını engelleyebilen anormallikler var mı? Bunları ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu amaçla ultrasonografi eşliğinde rahim içine sıvı vererek rahim boşluğunun normal olup olmadığını kontrol ediyoruz. Bu basit ve hasta için ağrısız bir yöntem. Rahim filmi (HSG) de bu tür bozuklukları görmek için başvurulan bir yöntemdir. Ancak HSG yönteminin ağrılı olması ve enfeksiyon gibi riskleri nedeniyle Histeroskopik inceleme günümüzde daha çok tercih edilmektedir. Histeroskopi rahim içine yerleştirilen ufak bir kamera sistemi ile detaylı olarak inceleme şansı veren kolay bir yöntemdir. Aynı zamanda rahim içindeki bozuklukları düzeltme kolaylığı getirmektedir.
Histeroskopi tüp bebekte başarısız olmuş vakalarda çok sık kullandığımız bir yöntemdir. Ancak tecrübeli cerrahlar tarafından yapılmalıdır.
tup-bebek-3-jpg.2011922


Embriyoların tutunmasını engelleyen bir diğer neden de kadının tüplerinde tıkanmaya bağlı olarak sıvı birikmesidir. Ultrasonografi ile tanımlanabilen ve hidrosalpenks adı verilen bu durumda rahim filmi çekilerek veya laparoskopi yapılarak hidrosalpenksin boyutlarını daha net olarak ortaya koymak ve tedavi etmek mümkündür. Tüplerde biriken sıvı rahim içine akarak embriyoların tutunmasını engellemekte veya gebelik oluştuğunda erken düşüklere yol açmaktadır. Bu durumda tüplerin laparoskopi ile çıkarılması veya rahimle birleştiği noktadan bağlanması başarı şansını belirgin olarak arttırmaktadır. Tüplerde sıvı toplanması kadında tüp bebek şansını azaltan en önemli ve en sık görülen nedenlerden birisidir.

Ayrıca hormonal bozukluklar da embriyo gelişimini ve rahimde tutunması engeller. Tiroid bezi hastalıkları, beyinde hipofizden salgılanan süt hormonu (prolaktin) artışı önemlidir. Kanda bakılan hormon seviyeleri ile bu bozukluklar tanımlanabilir. Polikistik over hastalığı ve yol açabildiği insülin hormonu artışı gebe kalmayı zorlaştırdığı gibi düşüklere de yol açabilmektedir. Bu amaçla insülin direncini azaltan şeker hastalığı ilaçları verilerek gebelik şansı arttırılabilir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Başarısızlığın nedeni tespit edildikten sonra yapılan işlemler nelerdir?

Başarısız tüp bebek uygulamaları olan çiftlerde tüm araştırmaları normal bulunduğunda rahim içinden doku örneği alıyor ve bu örneği laboratuar ortamında kültüre edip çoğaltarak embriyoları bu kültür ortamında geliştiriyoruz. Endometrial ko-kültür olarak adlandırılan bu teknik ile adetin 21. günü rahim içinden alınan ufak bir doku örneği laboratuar koşullarında üretilerek yapay bir rahim içi dokusu oluşturuluyor ve embriyolar bu doku içinde büyütülüyor.

Embriyo gelişimi için gerekli olan büyüme faktörleri, proteinler ve besleyici maddeler yönünden zengin olan rahim içi doku kültürü bu sayede embriyo gelişimini destekliyor, ayrıca ortamda oluşan antioksidanlar embriyo için zararlı olabilecek artıkları uzaklaştırıyor.

murude_cakartas_dagdelen-png.2011923


Bu teknik daha önce başarısız sonuçlanmış tüp bebek vakalarında yapay kültür ortamlarına bir alternatif olarak kullanılmaktadır. Embriyoların tutunmasını engelleyen bir diğer sebep kromozom bozukluklarıdır.

Sağlıklı görünen birçok embriyo kromozom bozukluğu nedeniyle rahim içinde tutunamamaktadır. Embriyolarda genetik tanı işlemini yaparak, hem en sağlıklı, hem de tutunma kabiliyeti en yüksek olan embriyoların seçilmesi sağlanmaktadır. Böyle bir seçim ile gebelik şansı arttırılıp, düşük riski azaltılmakta ve aynı zamanda çoğul gebelikler engellenmektedir. Tüp bebekteki nihai amaç tek, sağlıklı ve canlı doğumla sonlanacak bir gebelik elde etmektir. Preimplantasyon genetik tanı bu amaçla tekrarlayan başarısız tüp bebek vakalarında kullanılmaktadır.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
Tüp bebek için kimler başvurabilir?

Genç ve yeni evli çiftler için iki senelik korunmasız ilişki sonrası %90 oranında gebelik beklentisi vardır. İki senelik korunmasız ilişkiye rağmen gebelik elde edilmediyse yardımcı üreme tekniklerinden destek almak gerekmektedir. Kadın yaşı otuz beşin üzerindeyse evlilik süresi gözetilmeksizin tedavi planlaması yapılmaktadır. Erkek hastanın sperm sayısının 5 milyonun altında olduğu durumlarda, kadın hastanın tüplerinin çalışmadığı ya da yumurta sayısının azaldığı durumlarda ve 2 yada 3 aşılama denenmesine rağmen gebelik elde edilmediği takdirde tercih tüp bebek yöntemini denemek olacaktır.

Tüp bebek ile ilgili video'muzu aşağıdaki linke tıklayarak izleyebilirsiniz:
 
HAMİLE KALMAK İÇİN HANGİ YAŞ UYGUN?

Hamile kalmak ve bu süreci sağlıklı tamamlamak isteyenler öncelikle gebe kalma yaşlarına dikkat etmelidir. Beden gelişimleri tamamlanmadan hamile kalanlar önemli sorunlarla karşılaşabilirler. Gebe kalmak için ideal yaşlar 25 ila 35’tir. 24 yaş altındaki anne adaylarında kemik dokusu hala gelişmekte olduğu için kalsiyum takviyesi yapılmalı. Gebelikte önerilen günlük kalsiyum miktarı 1200 mg kadar çıkmaktadır.

tup-bebek-jpg.2016376


Bir bardak, yani 200 mililitre sütte 240 miligram kalsiyum vardır. Kalsiyum desteğini ilaç olarak almak böbrek taşı riskini arttıracağı için mümkün olduğunca besin şeklinde takviye etmek uygun olur. Erken yaştaki gebeliklerde halk arasında gebelik zehirlenmesi olarak bilinen şiddetli gebelik tansiyonu-‘preeklempsi’ riski ve kemik çatı henüz tam gelişmediği için sezaryen doğum oranı daha yüksektir. 35 yaş üstü gebeliklerde yumurtaların yaşlanmasına bağlı olarak doğumsal anomalilerde ve sezaryen ihtimalinde artış, gebelik şekeri ve gebelik tansiyonu görülebilir. 40 yaş üstü kadınlarda ise hafif derecede kemik erimesi başlayabileceğinden günlük kalsiyum tüketimine dikkat edilmelidir.

Saygılar
Jin.Op.Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen
 
X