Hislerimi çok güzel betimlemişsiniz, teşekkür ederimÇektiğiniz acının sebebinin; istediğiniz gibi sevilmemek en sevdiğiniz yerden incitilmek ve düşlediğiniz evliliği yaşayamamak olduğunu düşünüyorum naçizane.
O acabalar belkiler, yaşanmamışlıkların yaşanabilme ihtimali. O ihtimale güvenmeyin lütfen. O adam hiç bir zaman düşlediğiniz gibi biri olmayacak dünya tersine bile dönse olmayacak.
Kendinizi sevin sizi seven değer veren ailenize sarılın. Kolay olmayacak belki ama geçecek inanın.
Ben boşandım. Çok mutluyum. İnanın hayatimin en doğru kararıMerhabalar, 25 yaşındayım ve belki olduklarınızdan sonra ilginç gelebilir ama mesleğine yeni başlamış sayılan psikoloğum. Aile ve Evlilik üzerine çalışıyorum. İlginç gelebilir dedim çünkü, insanın başına gelince kendi mesleğini ilgilendiren bir konu bile olsa Bi çare kalıyor, sağlıklı düşünemiyor. 5 yıl önce evlendim. Çocuğum yok. Hem okudum hem evlilik yürüttüm. Severek ve herkes gibi çok güzel hayaller, umutlar ile evlendim. Benden 11 yaş büyüktü. Aslında evliliğimizin ilk zamanlarından belliydi sonumuzun olmayacağı ama devam ettim, sevdim onunla evli kalmak istedim. Zamanla düzelmeyeceğini bildiğim halde kendimi kandırdım. Hakaret, aşağılama her şeyi kabullendim, affettim. Güvenmek istedim her zaman bir daha olmayacak derdi, inanırdım. Bu kavgalara anormal kıskançlıklar, paranoyalar eklendi. 3 yıl önce bir ağustos günü şiddet gördüm, ilk kez oldu ve çok ağırdı bildiğiniz yumruklar tekmeler. şikayetçi oldum ama ne oldu dersiniz; barıştım ve yine güvendim ya da kendimi kandırdım işte.. Şikayetimi çektim ama kamu davasına dönüştü. Ertelenmiş hapis cezası aldı. Çok fazla dağınık anlatmak istemiyorum ama çok detay da veremiyorum kusura bakmayın kötü anlatışımdan dolayı. Daha sonraki zamanlar da bu kadar ağır bir şiddet uygulamasa da (ki çıkan karar sebebiyle cesaret edemediğini düşünüyorum) hakaret devam etti, psikolojik şiddet devam etti, ve beni itmeleri, hırpalamaları... Başka detaylar da var ama yazmayacağım bunlar zaten yeterli. Sonuç olarak artık boşanma sürecindeyim, aile evindeyim, ailem her zaman destekçim, maddi gücüm var. Şükürler olsun.
Şimdi işte muhtemelen insanların bana kızacağı yere geliyoruz. Canım acıyor, çok acıyor. Elbette şu süreçte mutluluk saçamayacağımı biliyorum. Ama sürekli bir ağlama hali, kafamdan kovmaya çalıştığım düşünceler, saçma sapan bir pişmanlık hissi, tarif edemediğim bir boşluk, her gün kurtulmaya çalıştığım "acaba barışır mıyız?" hissi. Kimseyle konuşmak istemiyorum sadece uyumak, kendimi iyice içe kapatmak. Hatta ve hatta çok çok saçma, yanlış ama bazen "bunlar boşanmaya sebep miydi?" diye düşünürken buluyorum kendimi. Neyi düşünüyorum tabi ki sebep diye kızıyorum sonra, öyle bir çekişme halindeyim kendimle. O kadar evli danışanım oldu hangisinde böyle mantıksız düşündüm, hiç birinde.
İçimdeki duygunun adı korku. Geleceğe çok karamsar bakıyorum istemesemde. Tabi ki hemen evlenmek gibi bir düşüncem, derdim yok beni yanlış anlamayın ama insan ister istemez "bir gün tekrar evlenebilir miyim, mutlu olabilir miyim?" diye düşünüyor. Boşanma süreci bittiğinde nasıl olur, daha iyi olur mu yoksa her şey daha mı kötüye gider gibi düşüncelere, korkulara sahibim. Bilmiyorum işte bu süreç bittiğinde iki ayrı yabancı olacağız, belki o evlenecek yeniden falan felan işte. Acaba buralarda, boşandıktan sonra gerçekten mutlu olan, tecrübelerini paylaşacak birileri var mıdır? Okuyan herkese teşekkür ederim.
Bie diğer adı konunuzun,terzi söküğünü dikemezmişMerhabalar, 25 yaşındayım ve belki olduklarınızdan sonra ilginç gelebilir ama mesleğine yeni başlamış sayılan psikoloğum. Aile ve Evlilik üzerine çalışıyorum. İlginç gelebilir dedim çünkü, insanın başına gelince kendi mesleğini ilgilendiren bir konu bile olsa Bi çare kalıyor, sağlıklı düşünemiyor. 5 yıl önce evlendim. Çocuğum yok. Hem okudum hem evlilik yürüttüm. Severek ve herkes gibi çok güzel hayaller, umutlar ile evlendim. Benden 11 yaş büyüktü. Aslında evliliğimizin ilk zamanlarından belliydi sonumuzun olmayacağı ama devam ettim, sevdim onunla evli kalmak istedim. Zamanla düzelmeyeceğini bildiğim halde kendimi kandırdım. Hakaret, aşağılama her şeyi kabullendim, affettim. Güvenmek istedim her zaman bir daha olmayacak derdi, inanırdım. Bu kavgalara anormal kıskançlıklar, paranoyalar eklendi. 3 yıl önce bir ağustos günü şiddet gördüm, ilk kez oldu ve çok ağırdı bildiğiniz yumruklar tekmeler. şikayetçi oldum ama ne oldu dersiniz; barıştım ve yine güvendim ya da kendimi kandırdım işte.. Şikayetimi çektim ama kamu davasına dönüştü. Ertelenmiş hapis cezası aldı. Çok fazla dağınık anlatmak istemiyorum ama çok detay da veremiyorum kusura bakmayın kötü anlatışımdan dolayı. Daha sonraki zamanlar da bu kadar ağır bir şiddet uygulamasa da (ki çıkan karar sebebiyle cesaret edemediğini düşünüyorum) hakaret devam etti, psikolojik şiddet devam etti, ve beni itmeleri, hırpalamaları... Başka detaylar da var ama yazmayacağım bunlar zaten yeterli. Sonuç olarak artık boşanma sürecindeyim, aile evindeyim, ailem her zaman destekçim, maddi gücüm var. Şükürler olsun.
Şimdi işte muhtemelen insanların bana kızacağı yere geliyoruz. Canım acıyor, çok acıyor. Elbette şu süreçte mutluluk saçamayacağımı biliyorum. Ama sürekli bir ağlama hali, kafamdan kovmaya çalıştığım düşünceler, saçma sapan bir pişmanlık hissi, tarif edemediğim bir boşluk, her gün kurtulmaya çalıştığım "acaba barışır mıyız?" hissi. Kimseyle konuşmak istemiyorum sadece uyumak, kendimi iyice içe kapatmak. Hatta ve hatta çok çok saçma, yanlış ama bazen "bunlar boşanmaya sebep miydi?" diye düşünürken buluyorum kendimi. Neyi düşünüyorum tabi ki sebep diye kızıyorum sonra, öyle bir çekişme halindeyim kendimle. O kadar evli danışanım oldu hangisinde böyle mantıksız düşündüm, hiç birinde.
İçimdeki duygunun adı korku. Geleceğe çok karamsar bakıyorum istemesemde. Tabi ki hemen evlenmek gibi bir düşüncem, derdim yok beni yanlış anlamayın ama insan ister istemez "bir gün tekrar evlenebilir miyim, mutlu olabilir miyim?" diye düşünüyor. Boşanma süreci bittiğinde nasıl olur, daha iyi olur mu yoksa her şey daha mı kötüye gider gibi düşüncelere, korkulara sahibim. Bilmiyorum işte bu süreç bittiğinde iki ayrı yabancı olacağız, belki o evlenecek yeniden falan felan işte. Acaba buralarda, boşandıktan sonra gerçekten mutlu olan, tecrübelerini paylaşacak birileri var mıdır? Okuyan herkese teşekkür ederim.
Çok teşekkür ederimAma zaten boşanmak bence insan hayatının en sancılı dönüm noktalarından biri.
Benim başıma gelmedi ama bazen kendimce eşimle boşandigimizi tasavvur ederim de... cidden çok çok zor bir karar.
Hep bir yerlerde saklanan "amalar, acabalar,belkiler" insanin önüne atlıyor, yolunu şasırtıyor.
Şöyle yapsaydım acaba böyle mi olurdu?
Belki şu sebeple böyle davrandı.
Ama ben de şunu şunu yaptım o yüzden böyle oldu ... gibi aslı astarı olmayan binlerce düşünce insanın beyninin kenarlarını kemiriyor.
Insan bir an bile olsa düşünmekten kurtulmak istiyor..beyin bu kadar düşünceyi reddediyor.
Işin aslı şu, evlendiğiniz adam sizi sandığınız kadar sevmiyordu. Seven adam sevdiğine zarar vermez. Ne fiziken ve ne de ruhen.
Dayak yedim diyorsunuz. Yani bu korkunç bi şey. Rahmetli babannem 2018 de öldüğünde 80 üzerindeydi. Ve kocasından hiç dayak yememiş. Bugün toplumca "şiddet" denilerek yumuşatılan dayak bu toplumdaki kadınların üzerinden 100 sene önce kalkmaya başladı.
Siz gencecik bir kızken, eğitimli, geleceği parlak sandığımız z kuşağı insanıyken nasıl dayak yedikten sonra "acaba" dersiniz. Dememelisiniz.
Dayak varsa biz yokuz. Babaannemin 100 sene önce yemediği dayağı bugün ben yemeyeceğim. Babamdan yemediğim fiskeyi elin çocuğundan yemeyeceğim. Bu konu net.
Dayağa müsamaha yok.
Dayak varsa geri kalan hic bir şey üzerinde dusunulmeyi hak etmiyor. Bu evlilik eşinizin gerizekalı zalimliği nedeniyle bitmiştir.
Bırakın sonrasini o düşünsün.
Siz kendinize yakıştırabilir miydiniz dayak yiyen bir kadın olmayı?
ÇOcuk olmaması bu boşanmanın en güzel yanı. Kadın döven bir embesille hiçbir bağınız kalmayacak.
Acınızı yaşayın. Ona sözüm yok. Ama "ihtimalleri,acabaları" birakin.
Bırakın bunları o düşünsün.
25 yaşında genç bir kız olarak yeni bir başlangıç yapacaksınız.
Ben 29 yaşında severek sevilerek evlendim. Siz neden sevilmeyesiniz?
Gerçekten sevildiğiniz zaman, gerçekten seven adamların size ne kadar özel ve guźel hissettirebilecegini göreceksiniz.
Değil caninizi yakmak, sizin canınızı yakacak her şeyi ortadan kaldıran biri olunca bugünku üzüntüler icin pisman olacaksiniz.
Yolunuz açık ve aydınlık olsun.
Allah sizi iyi ınsanlarla karşılaştırsın .
Açıkçası konuda bana tuhaf gelen psikolog olup kendi sorununuzu çözememeniz değil. Bu çok normal bi durum. Bana tuhaf gelen eğitimli bir psikolog olarak gidip profesyonel bir destek almıyor olmanız. Hiç sorgulamadınız mı neden böyle bi adama ilgi duyup kopamadığınızı. Siz daha iyi bilirsiniz ki bu tarz ilişkileri büyük olasılıkla geçmiş yaşam deneyimleri belirler. Bunu kendiniz çözememeniz çok normal, terzi kendi söküğünü dikemez hesabı… bu sizin başarsız bir aile terapisti olduğunuzu göstermez. Ama koşa koşa gidip bir psikologla bu konuyu irdelemeniz gerekir bence. Hani bizim toplumda biraz önyargı vardır psikolog veya psikiyatriste gitmeye karşı ama siz bu işin eğitimini almışsınız.Merhabalar, 25 yaşındayım ve belki olduklarınızdan sonra ilginç gelebilir ama mesleğine yeni başlamış sayılan psikoloğum. Aile ve Evlilik üzerine çalışıyorum. İlginç gelebilir dedim çünkü, insanın başına gelince kendi mesleğini ilgilendiren bir konu bile olsa Bi çare kalıyor, sağlıklı düşünemiyor. 5 yıl önce evlendim. Çocuğum yok. Hem okudum hem evlilik yürüttüm. Severek ve herkes gibi çok güzel hayaller, umutlar ile evlendim. Benden 11 yaş büyüktü. Aslında evliliğimizin ilk zamanlarından belliydi sonumuzun olmayacağı ama devam ettim, sevdim onunla evli kalmak istedim. Zamanla düzelmeyeceğini bildiğim halde kendimi kandırdım. Hakaret, aşağılama her şeyi kabullendim, affettim. Güvenmek istedim her zaman bir daha olmayacak derdi, inanırdım. Bu kavgalara anormal kıskançlıklar, paranoyalar eklendi. 3 yıl önce bir ağustos günü şiddet gördüm, ilk kez oldu ve çok ağırdı bildiğiniz yumruklar tekmeler. şikayetçi oldum ama ne oldu dersiniz; barıştım ve yine güvendim ya da kendimi kandırdım işte.. Şikayetimi çektim ama kamu davasına dönüştü. Ertelenmiş hapis cezası aldı. Çok fazla dağınık anlatmak istemiyorum ama çok detay da veremiyorum kusura bakmayın kötü anlatışımdan dolayı. Daha sonraki zamanlar da bu kadar ağır bir şiddet uygulamasa da (ki çıkan karar sebebiyle cesaret edemediğini düşünüyorum) hakaret devam etti, psikolojik şiddet devam etti, ve beni itmeleri, hırpalamaları... Başka detaylar da var ama yazmayacağım bunlar zaten yeterli. Sonuç olarak artık boşanma sürecindeyim, aile evindeyim, ailem her zaman destekçim, maddi gücüm var. Şükürler olsun.
Şimdi işte muhtemelen insanların bana kızacağı yere geliyoruz. Canım acıyor, çok acıyor. Elbette şu süreçte mutluluk saçamayacağımı biliyorum. Ama sürekli bir ağlama hali, kafamdan kovmaya çalıştığım düşünceler, saçma sapan bir pişmanlık hissi, tarif edemediğim bir boşluk, her gün kurtulmaya çalıştığım "acaba barışır mıyız?" hissi. Kimseyle konuşmak istemiyorum sadece uyumak, kendimi iyice içe kapatmak. Hatta ve hatta çok çok saçma, yanlış ama bazen "bunlar boşanmaya sebep miydi?" diye düşünürken buluyorum kendimi. Neyi düşünüyorum tabi ki sebep diye kızıyorum sonra, öyle bir çekişme halindeyim kendimle. O kadar evli danışanım oldu hangisinde böyle mantıksız düşündüm, hiç birinde.
İçimdeki duygunun adı korku. Geleceğe çok karamsar bakıyorum istemesemde. Tabi ki hemen evlenmek gibi bir düşüncem, derdim yok beni yanlış anlamayın ama insan ister istemez "bir gün tekrar evlenebilir miyim, mutlu olabilir miyim?" diye düşünüyor. Boşanma süreci bittiğinde nasıl olur, daha iyi olur mu yoksa her şey daha mı kötüye gider gibi düşüncelere, korkulara sahibim. Bilmiyorum işte bu süreç bittiğinde iki ayrı yabancı olacağız, belki o evlenecek yeniden falan felan işte. Acaba buralarda, boşandıktan sonra gerçekten mutlu olan, tecrübelerini paylaşacak birileri var mıdır? Okuyan herkese teşekkür ederim.
Herhangi bir danışanıma fayda veremediğimi hissedersem, yöneldiririm. Bazen bilgimin çok üstünde ağır vakalar olur, onları yönlendiririmİster istemez kendisi bunlari yasayan bu dusuncelerde olan hal icten ice barisma hayali kuran biri danisanlarina gercekten faydali olabilirmi olabiliyormu diye düşündüm. Yani zaten herseyi biliyosunuz bir tokat bile boşanma sebebidir
Tavsiyeniz için teşekkür ederim. Ben destek alıyorum bir meslektaşım dan uzun olmasın diye çok fazla detaya girmedimAçıkçası konuda bana tuhaf gelen psikolog olup kendi sorununuzu çözememeniz değil. Bu çok normal bi durum. Bana tuhaf gelen eğitimli bir psikolog olarak gidip profesyonel bir destek almıyor olmanız. Hiç sorgulamadınız mı neden böyle bi adama ilgi duyup kopamadığınızı. Siz daha iyi bilirsiniz ki bu tarz ilişkileri büyük olasılıkla geçmiş yaşam deneyimleri belirler. Bunu kendiniz çözememeniz çok normal, terzi kendi söküğünü dikemez hesabı… bu sizin başarsız bir aile terapisti olduğunuzu göstermez. Ama koşa koşa gidip bir psikologla bu konuyu irdelemeniz gerekir bence. Hani bizim toplumda biraz önyargı vardır psikolog veya psikiyatriste gitmeye karşı ama siz bu işin eğitimini almışsınız.