Kendi İçime Sıkışan Ben

Bonus

Ben okunası kitap dolu eski sahaf 🎶
Pro Üye
11 Nisan 2007
83.194
482.938
Ben bir yerlerde birilerinin acı çektiğini düşündüm hep.En çok ta kalbimin ağrıdığı veya mutlu olduğum zamanlarda.Düşündükçe içim acıdı.
Neydi bu merhametmi hiç anlayamadım.
Başkaları gözlerinin önündeki acıları bile göremezken,ben görmediğim tanımadığım acıları,onları yaşayanları düşünürdüm.
Kendi içim yanarken belki mantıklıydı benim gibi içi sızlayan birilerinin olduğunu düşünmek.Peki mutluyken niye düşünürdüm anlayamadım.
Ben mutluydum ama acı vardı bir yerlerde..hep var.Çözemedim bunu neden bu kadar üzüldüğümü.
Düşünürdüm bir insan her şeye üzülürmü diye.Üzülüyormuş işte anlamsız acıyormuş kalbi,sebepsiz canı yanıyormuş.
Ben mutluyken bile aslında acı çekmek istedim sanırım,bir yerlerde hep acıyı hissettim.
Bu neden istenir bilemiyorum hissediyorum.
Hiçbir insanın hayatı dört dörtlük olmaz asla,olamaz biliyorum.
Hayatımda yolunda olan bir şeyler olduğu zaman :
Böyle yolunda gidemez her şey bunda bir gariplik var diye düşündüm hep.Herkesin bir imtihanı vardı bu dünyada benimde olmalıydı.
Mutluluk sebeplerimi sıraladım kendime defalarca.
__________

Sağlıklıydım,ruhum ve kalbim dışında belli bir hastalığım yoktu.
Çoğu insan evlenmek için bi sürü zorluklar çekerken ben borçsuz harçsız evlenmiştim.Eşya borcu ödememiştim.
Buzdolabımı açtığımda gördüğüm şey sadece zeytin olmamıştı.Evde bu var mecbur bunu pişiricem değil de, bugün ne pişirsem demiştim hep.
Her ay adet günümde mucizeleri beklememiştim.Oysa ablam beklemişti hala da bekleyişi bitmedi..
Çocuğuma ne giydiricem,nasıl doktora götürücem diye düşünmüyodum.Sağlıklıydı kolunda bacağında bir eksiklik yoktu.Çocuklarına bakınca içleri sızlayan annelerde vardı.
Kocam beni aldatıyor dememiştim,seviyordu beni.
Ne kıskanç eltim,ne fesat görümcem var dememiştim hiç.Herşeyime karışan bir kaynanamda yoktu.
Kimseden ihtiyacım için 10 lira istemek zorunda kalmamıştım.Merdivenleri silmeye gelen abla günü gelmeden istemek zorunda kalıyordu.
Yolundaydı her şey...

Ama düzgün olmamalıydı böyle bir yerde bir şeyler olmalıydı.Herkes nasıl zorlanıyor nasıl dayanıyor nasıl sabrediyorsa bende hissetmeliydim bunları.Sanki o zaman normal ve sıradan olucaktı hayatım.
Bunları düşünürken isyanmı ediyorum acaba diye çok düşündüm ama cevabını bulamadım.
_________

Zamanla fark ettim benim imtihanım kendimdim.Doğrumu yanlışmı bilmiyorum ama böyle düşünüyorum.
Beni anlayan var mı merak ediyorum.Gecenin 3’ü oldu bunları niye yazıyorum bilmiyorum
Sorun ararken sorun oluşturdum ben bir sıkıntım yokken sıkıntılı bir insan oldum.İçimde dinmek bilmeyen acı hissi iyice büyüdü.Hayatıma yayılmaya başladı.Bende acı çekip sabretmeliyim dediğim geldi aklıma..
Herhalde normal bir insan olma yolundaydım.
Direnip,sabredip olgunlaşıcaktım.Olgunlaşınca daha iyi olacakmış gibi..

Olgunluk hiçte beklediğim gibi olmadı ama.Sabredip güçleneceğimi düşünürken ben iyice güçsüzleştim.İçim acıdı yine..
Kendim kendimin en büyük sorunu oldum.Başkası anlatınca insan içinden geçeni söyleyip destek oluyordu sorunu çözmeye çalışıyordu ama sorun kendisi olunca çözülmüyor işte.Ben çözemedim.

Kendi içimde sıkıştım iyice,çaresiz kaldım.İçimde fırtınalar koptu ben kimseye diyemedim.Korktuğum karanlık kuyulara düştüğümü hissettim.
Hep duyarsız gibi göründüm dışardan.Vurdumduymazdım tembeldim.Şöyleydim..böyleydim...
__________

 
Son düzenleme:
Şimdi fırtınalarım duruldu gibi.İçimdeki acılarım geçmedi ama daha bir sakinim.İnsanlarla aramda uçurum var zannediyorum çoğu zaman ama önemsemiyorum bunu.
Uçurum yalnızlığını hissettiğim insanlara yakın olmayıda istemiyorum zaten.

Herhalde kabulleniyorum kendimi..
Ben,beni kabullenirse o zaman her şeyi kabullenebilecek sanırım.İçimde sıkışan ben biraz rahat edicek.

Geçmeyecek korkularım ama biraz rahat edicem.Kalbim onca sıkışmanın arasında sevmeye devam ettikçe korkmaya da devam edicek.İnsan sevdiğine kıyamazki..

Hani demiştim ya içim acıyor diye,şimdi de acıyor.En çok ta canımdan çok sevdiğime..
İçimde sıkışan ben ne kadar acısada biliyorum tek istediği onun mutlu olması.Düşünmüyorum artık kendi kendimi,Dua ediyorum sadece.

Rüzgarlarının serinliğini onun kalbine ver Allahım.
Bütün denizlerin maviliğini ver ona.
Yapraklarının yeşilini,güllerin kokusundaki huzuru ver ona.

Al ondan korkunun karanlığını.
Umutsuzluğun sessizliğini.
Yalnızlığın yalnızlığını al ondan.
“Biliyordum” ları söyletme “Yanılmışım” ları öğret.

İçimde senin koyduğun renkleri büyüt,onları sıkıştır kalbimde.
__________

bonus
 


Rüzgarlarının serinliğini onun kalbine ver Allahım.
Bütün denizlerin maviliğini ver ona.
Yapraklarının yeşilini,güllerin kokusundaki huzuru ver ona.

Al ondan korkunun karanlığını.
Umutsuzluğun sessizliğini.
Yalnızlığın yalnızlığını al ondan.
“Biliyordum” ları söyletme “Yanılmışım” ları öğret.

İçimde senin koyduğun renkleri büyüt,onları sıkıştır kalbimde.
__________

bonus


AMİN

Herşey gönlüğünün güzelliği gibi olsun Bonusum
 
Nasıl bir şey içimdeki..Fırtına sanki...

Dışardan gelmiyor esintisi içimden geliyor...
İnsan kendi fırrtınasına yakalanıyor...
Ne kadar kuvvetli esiyor değilmi yakıp yıkacak gibi..
Savunma işe yaramıyor,kapılmışsın bir kere esiyor...

Hadi dayan şimdi kalbim..
İçinde kopan seni sadece kendi içinde sürükleyen fırtınaya...
Hadi çözümü bul şimdi aklım..
Nasıl dinecek bu fırtına?

İnsan kendi karanlığına kapılıp kendi fırtınasına yakalanıyor...Bazen ayıp bazen yazık ediyor...Kimse bilmiyor...

Dayan kalbim geçicek...
 
Kalbin ne kadar dayanabilecek ki? Sonunda o da pes edecek. Bırakıcak kendini o fırtınanın kollarına. Çünkü hiç dinmiycek o fırtına. Belki de kaçar kalbin. Yorucudur çünkü o fırtına. Yorar kalbini, beynini. Ve sanırım yeterince yorulmuşlarda....
 
dilerim tez zamanda diner fırtınan.güneşin doğar,pembe bulutların oluşur.
 
Bu yaşadığınız farkındalık ...
Bu yaşadığınız hayatın damarlarından akan kanı fark edişiniz....
Bu yaşadığınız merhamet, hümanistlik....ve bence en önemlis bu hissettikleriniz
Çok Büyük bir Nimet.....İnanın yalnız değilsiniz hiç bir eksiği yokken başkaları için kıvranan çok insan var.İyi ki de varlar. Onlarla aranızda uçurumda yok....umarım herşey gönlünüze göre olur...
 
Kalbin ne kadar dayanabilecek ki? Sonunda o da pes edecek. Bırakıcak kendini o fırtınanın kollarına. Çünkü hiç dinmiycek o fırtına. Belki de kaçar kalbin. Yorucudur çünkü o fırtına. Yorar kalbini, beynini. Ve sanırım yeterince yorulmuşlarda....

Sen yanımda olursan ben daha çok dayanırım balım benim Şeniz
dilerim tez zamanda diner fırtınan.güneşin doğar,pembe bulutların oluşur.

Güzel diklerin için a.s.

Bu yaşadığınız farkındalık ...
Bu yaşadığınız hayatın damarlarından akan kanı fark edişiniz....
Bu yaşadığınız merhamet, hümanistlik....ve bence en önemlis bu hissettikleriniz
Çok Büyük bir Nimet.....İnanın yalnız değilsiniz hiç bir eksiği yokken başkaları için kıvranan çok insan var.İyi ki de varlar. Onlarla aranızda uçurumda yok....umarım herşey gönlünüze göre olur...

Anlayışınıza ve ilginize çok çok teşekkür ediyorum a.s.
Benim gibi hissedenle değil benim hissimi anlayamayanlarla var o uçurumlar ve sanırım hiç aşamicam onları.

Dümdüz bomboş bakan gözleri sindiremicem içimde.
 
İnsan kendi karanlığına kapılıp kendi fırtınasına yakalanıyor...Bazen ayıp bazen yazık ediyor...Kimse bilmiyor...

Dayan kalbim geçicek...


..................

benim içinde dile bunları lütfen..
 
İçindeki fırtınanın seni senden almaması dileğiyle.Bırakın o fırtına başka yerlerde esmeye devam etsin.Sevgiyle kalın......................
 
Kalp yorulur...
Kalp usanır...
O da bıkar niyayetinde kendinden...
Dünyayı içinde, yada dünyanın içinde sanır kendini....ama yanılır...hiçtir ve aslında hiçliktedir.

.......................................

Şiiitttt...?

Bu sesler senden mi geliyor kalbim?

_Evet benim o duydunmu sonunda..?

Duydum tabiki hem nasıl duymam sen benim yüreğimsin.

_Bazen duymadığını düşünüyorum...

Bunu nasıl düşünürsün? Seni hep duyuyorum ben ve dinliyorum. Seviyorum seni...

_İnciniyorum ben, sen engel olamıyosun buna bazen sende incitiyosun...Bende seni seviyorum biliyosun ama inanmıyosun sanki...Üzülüyorum...

Biliyorum ben merak etme...

_Çok şey istemiyorum senden daha fazla ilgilen benimle yeter.

Daha fazla mı? Senden başkasıyla ilgilendiğim yok gibi...Fazlası nasıl olucak? Çoğu zaman seni dinlediğim için kopuyorum herşeyden uzaklaşıyorum.

_Ben bunu istemiyorum bana iyi davranmanı istiyorum. Hüzünlerimi değil umutlarımı gör onları dinle, onları daha çok sev. Hani derdin ya sen umut nefesimizdir...Derin bir nefes alır gibi hisset umutlarımı...lütfen

Şimdi umut diyosun ama bu aşamadığım şıkıştığım hüzüne çok yakınım sana bakınca hep onu görüyorum. Ağlıyorum...ağlıyorum...anlamaya çalışıyorum...dinliyorum...
Korkuyorum sana sıkışmaktan. Umut diyosun ama hüzünlerin peşimi bırakmıyo. Ben ilerlemeye çalışırken sanki eteğimden çekiyosun...Yürümemi engelliyosun...Anlamıyorum...seviyorum ama kızıyorum...

_Ben.....Yanlış anlama nolur bende bilmiyorum ne yaptığımı, kızma senden başka kimim var.

Kızmıyorum...Bırakta korkularımla ağlamaktansa umutlarımla rahatça yürüyeyim.

_Benimle beraber yürü biz beraber olalım. Hüzünlerimizede umut verelim. hadi tut elimi...

Bilemiyorum...korkuyorum senden...çok sürükledin beni...bilemiyorum...

_Bekliyorum...
 
Ne rüzgarsın ne fırtına...
Ne buhransın ne de yara...

Nasıl bir keder ki gülecekken oturur boğazıma, sıkışıp kalır kuytularıma
Aldırmayasım gelir hiç bir şeye
Düşünmeyesim, kırılmayasım...Nasıl olurda o an yakalar beni anlayamadım...

Ya ağlatır gece boyu, ya da sancı olur yüreğimde.

ınsan tek zanneder kendini, içinde kaç tane daha vardır kendinden görmez. Aklım, yüreğim, benliğim...ıçimde yaşıyorlar...Benimle gülüp, benimle savaşıyorlar.
Buruşuk bir kağıtta, kah karalanmış, kah saklanmış satırlar onlar
Kimsenin eline geçmeyecek, geçsede anlaşılamayacaklar.
 
Son düzenleme:
Şükürler olsun Rabbim sana içimdeki bütün çelişkileri bana yaşattığın için...

Kendimi kendi içimde çaresiz sıkışmış hissettiğim her zaman beni kendinle karşılaştırdığın için şükürler olsun...

Her sıkıntının ardına kendi ihtişamını saklayıp bunu bana defalarca gösterdiğin için şükürler olsun...

Bana kendini unutturma yalvarırım. Seni hatırlamayı ve hatırlatmayı nasip et bana...

İnsan gibi olmayı insan gibi davranan insanlar görmeyi nasip et bana...

Kendimi aşabilmeyi nasip et bana nolur...

Amin...
 
Kalp denilen şey, öyle bir hassa ki; ömründe hiç görmediği, sesini hiç duymadığı ve belki de hiç bir araya gelemeyeceği başka bir kalbe geçit bulabilir kendinde...
Bundan 10 gün önce hissetmiştim, senin sitemlerini...


Rabb'im; her kişiye türlü sıkıntılar verirmiş...
Kimine az; kimine kepçe kepçe...

Kepçe kepçe verdiğini, sevmez mi sanırsın? Aksine...
Sevdiğini ,özellikle daha çok imtihana tabii tutarmış ki; imtihan ne kadar zorluysa, mükafatı o kadar büyük olur...

Bazı imtihanlar; elle tutulur, gözle görülür cinsten olsa da; bazılarını ne el tutabilir, ne göz görebilir...
Sadece kalp, bilebilir...
Yanarız da; neye, niye yandığımızı bilmeyiz...
Sadece sıkıntıdır, içimizi kaplayan duygu, sebepsizdir; ya da biz öyle zannederiz...

Zannederiz ki;"sıkıntımızın sebebi yok aslında"...
Kainat bir sebebe münhasır yaratılmışken, hiç bizim kalbimizdeki sıkıntının bir sebebi olmaz mı?

Şimdi şimdi anlıyorum, acılarımı niçin yaşamam gerektiğini...
Meğer ,yine tüm yaşanılanlar benim içinmiş.
Kendi içimde ve dışımda yaşadıklarım, beni büyütmek içinmiş...

Sonradan anladım...


"Hüzünlenme!"
Hüznüne sebep olanları, def etmeye bak...
 
Son düzenleme:
Cemalnur Sorgut'tan dinlediğim bir anektot :


Kömür ile Elmas kimyasal yapısı itibariyle aynı maddelerdir..

Ancak elmas yer altında kömüre oranla çok daha yüksek basınçlara maruz kalır ve kömür yüzeye daha

yakındır....Elmas bu kadar çokk basınç altında kaldığı için çook daha dayanaklı ve kıymetlidir.....

Kömür bu duruma üzülür " aynıyız özümüzde, ama sen kıymetlisin, faydalısın" der......

Elmasta ona " sen de yan o zaman da ısıt insanlığı bir faydan olsun " der.....

ışte birimiz baskılara dayanır kıymetli oluruz O'nun katında ve bu dünyada faydalı.....kimimiz hiç değilse

yanarız neden yandığımızı bilemeden ... oysa ki bütünü gören bilir, sebepleri yaratan bilir nedenini ...
.


Ferza' nın da dediği gibi
:

Zannederiz ki;"sıkıntımızın sebebi yok aslında"...
Kainat bir sebebe münhasır yaratılmışken, hiç bizim kalbimizdeki sıkıntının bir sebebi olmaz mı?

Şimdi şimdi anlıyorum, acılarımı niçin yaşamam gerektiğini...
Meğer ,yine tüm yaşanılanlar benim içinmiş.
Kendi içimde ve dışımda yaşadıklarım, beni büyütmek içinmiş...

Sonradan anladım...


"Hüzünlenme!"
Hüznüne sebep olanları, def etmeye bak.
..
 
Son düzenleme:
Kalp denilen şey, öyle bir hassa ki; ömründe hiç görmediği, sesini hiç duymadığı ve belki de hiç bir araya gelemeyeceği başka bir kalbe geçit bulabilir kendinde...
Bundan 10 gün önce hissetmiştim, senin sitemlerini...


Rabb'im; her kişiye türlü sıkıntılar verirmiş...
Kimine az; kimine kepçe kepçe...

Kepçe kepçe verdiğini, sevmez mi sanırsın? Aksine...
Sevdiğini ,özellikle daha çok imtihana tabii tutarmış ki; imtihan ne kadar zorluysa, mükafatı o kadar büyük olur...

Bazı imtihanlar; elle tutulur, gözle görülür cinsten olsa da; bazılarını ne el tutabilir, ne göz görebilir...
Sadece kalp, bilebilir...
Yanarız da; neye, niye yandığımızı bilmeyiz...
Sadece sıkıntıdır, içimizi kaplayan duygu, sebepsizdir; ya da biz öyle zannederiz...

Zannederiz ki;"sıkıntımızın sebebi yok aslında"...
Kainat bir sebebe münhasır yaratılmışken, hiç bizim kalbimizdeki sıkıntının bir sebebi olmaz mı?

Şimdi şimdi anlıyorum, acılarımı niçin yaşamam gerektiğini...
Meğer ,yine tüm yaşanılanlar benim içinmiş.
Kendi içimde ve dışımda yaşadıklarım, beni büyütmek içinmiş...

Sonradan anladım...


"Hüzünlenme!"
Hüznüne sebep olanları, def etmeye bak...

Ne diyebilirim ki fazlasıyla duygulandım okuduklarıma. Bir o kadar da ferahladım. Anlaşılabilmek güzel bir duygu. Teşekkür ederim canımsın.

Cemalnur Sorgut'tan dinlediğim bir anektot :


Kömür ile Elmas kimyasal yapısı itibariyle aynı maddelerdir..

Ancak elmas yer altında kömüre oranla çok daha yüksek basınçlara maruz kalır ve kömür yüzeye daha

yakındır....Elmas bu kadar çokk basınç altında kaldığı için çook daha dayanaklı ve kıymetlidir.....

Kömür bu duruma üzülür " aynıyız özümüzde, ama sen kıymetlisin, faydalısın" der......

Elmasta ona " sen de yan o zaman da ısıt insanlığı bir faydan olsun " der.....

İşte birimiz baskılara dayanır kıymetli oluruz O'nun katında ve bu dünyada faydalı.....kimimiz hiç değilse

yanarız neden yandığımızı bilemeden ... oysa ki bütünü gören bilir, sebepleri yaratan bilir nedenini ...
.


Ferza' nın da dediği gibi
:

Zannederiz ki;"sıkıntımızın sebebi yok aslında"...
Kainat bir sebebe münhasır yaratılmışken, hiç bizim kalbimizdeki sıkıntının bir sebebi olmaz mı?

Şimdi şimdi anlıyorum, acılarımı niçin yaşamam gerektiğini...
Meğer ,yine tüm yaşanılanlar benim içinmiş.
Kendi içimde ve dışımda yaşadıklarım, beni büyütmek içinmiş...

Sonradan anladım...


"Hüzünlenme!"
Hüznüne sebep olanları, def etmeye bak.
..

Şeniz :1hug:
 
Bir daha okumak iyi geldi

Şimdi de kendi içine sıkışan ben Bonusum.. yüreğine sağlık...
 
Dağılmış evin ortasında kendini toplamak. Bir şeyler dağınıkken kendini düzgün tutmak...
En uzak şeyler nasılda yakın birbirine.

Siyah ve beyaz, ölüm ve doğum, gece ve gündüz, gülmek ve ağlamak, hüzün ve tebessüm, hastalık ve sağlık...Ateş ve barut, güçlü ve güçsüz, başlangıçlar ve bitişler...

Sonu gelmeyen başlangıçların mutlak bitişleri ve sonu gelmeyen tükenmişliğin mutlak başlangıcı.

31 Aralık geceleri, 23:59' lar, 1 Ocak sabahlarına, 00:01' lere mahkum.
Aralık yenik hep çaresi yok gelir Ocak. 366 imkansız hep çünkü bir yıl 365' e 365 ise sonsuza eşit.

" Küçücük görünür evler yukardab bakıldığında "

Bu cümle nasıl sığar bir melodiye, hangi nota anlatabilirki hayal kırıklığını?

Kapılara sığmaz tek kişilik yalnızlık. Kesilmiş hiç bir yarım bütüne tamamlanmaz. Kırık kalp resimleri gibi hep yanyana olur iki yarım ama hep çatlak hep kesik.

Aşkın damarları gözlerden geçer. Her aşık ağladığında damla damla akmaz adeta yağar aşk. Aşık ağladımı kanar gözleri, yanar yüreği, uyuşur dili. Kaybedilen kan kadar çoktur sevda.


En derin sulara bilerek dalmak, sert bir fırtınada en ince dala tutunmak. Canının istediğini yapıp sonra canına sövmek.
Düşmeninde bir zevki var deyip düşmeyi kenara bırakıp kendiliğinden atlamak. Kanadı yokken uçmaya çalışmak. Dilsizken konuşup dili varken ses çıkaramamak.
Zifiri karanlıkta ışığı görüp tutunmak ve yürümek, sonra gözlerin kamaşınca zifiri olmak.
Güneş gibi parlamak, ısıtmak ve yanmak...Gölegede kalıp tutulmak... Tamda dolunayken kararmak...
O karanlıkta güneşi ve ayı bırakamayan halesi...

Görünmez kelepçem, sözsüz dilekçemsin. En derin sızım, yargılı infazım.
Uyanmak bir gece vakti ve yanıbaşındaki nefese şükretmek...Yada hala nefes aldığına isyan etmek.

Bir şey uzaksa eğer yakındır mutlaka...Sana yakınsa bir şey uzaktadır mutlaka.


Yerde bulunan para gibi...Eline alıp kenara koymak...Yada felç olup iğneyi hissetmemek gibi.
Bir var bir yok olan, hem var hemde yok olan, olmasada hep var olan.

Delidir bütün aşıklar açgözlüdür.
Delidir çünkü ; en kenardan atlar bakmadan, yukarda bakınca bulut gibidir kayalar.
Açgözlüdür çünkü; aşkı sahiplenir aşkım derler aşkımız derler.
Mucize gibidirler gerçek olmayacak hayal gibi.
Birbirlerinin sadece elini tutaraka görünmeyen ruhlarına dokunabilirler.
Cahildirler...
Aşık olarak kısmen öldüklerini bilmeyerek, senin için ölebilirim derler.
Hep kuraktırlar hep susuz...doyamaz kanamazlar.
Kalpten yoksun insan derki kuru kuruya aşk...
Yeri gelir damla yeter sırılsıklam olur
Yeri gelir bir lokmada tıkabasa doyurur aşk

Aşkım herşeyim herşeyim aşkım benim
Uzakken yakın, yakınken uzak
 
Yeni bir yıl uzak çok yakınken, yeni bir ben yok sadece sen.

365 tane sen, 365 resimdi bu yıl.
365 duvara tek tek seni yazdım.
365 çerçeveye seni astım.
Başka hiç bir şey görünmesin diye seni serdim 365 yere, 365 kere.
365 günde 365 kez duydum seni, 365 yılım daha olsada yine duysam seni.

Senli yıllar bitmez asla. Benim yılım bitmez 365 sonsuza eşit.

Ağzım kulağımda gülüp, ciğerim yanasıya ağladım 365 kez...
Rakamlar değersizdi senin yanında güşün dünyalara değdi.
Tartamadım gülüşünü en fazla ne kadar güzel olabilirdiki?
365 kez güldün, 365 sonsuza eşit.

Canımı yaktıkça sevdim ellerini, acımda aşkımda sonsuza eşit.
Kocaman insanım ben güçlüyüm haliyle. Sadece sen bildin zayıflığımı nasıl korktuğumu. Süslü düşler nasılda yakındır kabuslara.
Her gece, gecede 365 kere...365 sonsuza eşit.

31 Aralık = 1 Ocak 365 ise sonsuza eşit.

Bir bahar günü doğarmıyım yeniden...Baharda doğup baharda ölürmüyüm? 365 yıl yaşayıp 365 kez nefes alırmıyım? Sen 365' e, 365 ise sonsuza eşit.


İçine girdiğim dengesiz boşluk...
Her taraf delik, her taraf boşluk...
Her yer sen..Her yer boşluk...
Her boşlukta ben tek gördüğüm sen.

1 yıl 365' e, 365 ise sonsuza eşit.
Kalbimde 365 çizik 365 kesik 365 yara 365 kabuk...
Tek ilaç 365 tane sen...365 sonsuza eşit.

365 renkteyim, 365 kesz griyim. Hepsinde siyahım hepsinde beyaz. En çok beyazken siyah.
Ben aşkı 365' e boyadım. 365 sonsuza eşit.

Yalan 365 kez...365 kez yalan... 365 sonsuza eşit.

Bir gecede 365 günü yaşadım. 365' ide koyu gri. Siyahla beyaz griye eşit, gri 365 güne yada bir geceye, 365 sonsuza eşit. Zaman sana sen 365' e eşit.


Sonsuz bir zamanda 365' e sıkışıp kaldım...ama 365 sonsuza eşit...?
365 tane ben 365 kez bana sıkıştı yine. boğuluyorum 356. kez... 365 kez Araf...


İki elim başımda döndüm yerimde durdum sonra başım ellerimde..Çaresiz yığıldım yerimde başım ellerimde...
Yerimde kimse yok ben bile...yığıldığım yer boşluk her yeri delik her yeri boşluk.
Yerde kimse yok kimsem yok yerimde. 365 tane ben nerede?
Kükre şimdi hırsından kendi sesinle yanıp kül ol.

365 kelimeyle daldım dibe...365 kulaç...
365 kelimede boğuldum. Baharda ölücektim daha kış...ölüm 365' e 365 sonsuza eşit. Ölümmü sonsuz, sonsuzmu ölümsüz...?
 
X