- 11 Mayıs 2009
- 3.730
- 5.503
Lınke tıkla. yazının basında tarıh varya orda sol tıklayıp asagıya kadar cekıp gerısı copy +pastenasıl yaptın bunu.:)
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Lınke tıkla. yazının basında tarıh varya orda sol tıklayıp asagıya kadar cekıp gerısı copy +pastenasıl yaptın bunu.:)
cıks beceremedimLınke tıkla. yazının basında tarıh varya orda sol tıklayıp asagıya kadar cekıp gerısı copy +paste
GEÇEN hafta TBMM'de kadın milletvekili sayısının artmasının ne kadar önemli olduğunu yazmıştım.
Hafta içinde hepsi erkek üyelerden oluşan Anayasa Mahkemesi'nin imam nikâhıyla ilgili aldığı kararı ise bir kez daha kadının, kadın gruplarının güçlenmesinin ve karar mercilerindeki kadın oranının artmasının ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi.
ŞİMDİ tüm bu hikâyenin arkasında iki yıl önce Erzurum Pasinler'de imam nikâhıyla evlendirilen genç bir çiftin hikâyesi söz konusu.
Yaşanan bir anlaşmazlık nedeniyle aileler mahkemelik olunca durum ortaya çıkıyor. Ve gelin ve damat ile nikâhı kıyan imam 2 aydan 6 aya kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalıyor.
İşte bu dava üzerine Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz günlerde karar verdi. Nikâhsız yaşayan çiftlere herhangi bir yaptırım olmadığı halde, resmi nikâhı olmayan imam nikâhlılara ceza öngörülmesinin Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu gerekçe göstererek resmi nikâh olmadan dini nikâh kıyılmasını suç olmaktan çıkardı.
Şimdi davaya konu olan genç kadın ikinci çocuğuna hamileymiş. Hala resmi nikâhı yokmuş. Annesi AYM'nin kararı sonrasında haber ajanslarına yaptığı açıklamada "Karar bizi sevindirdi.
Çünkü mutlular, cezaevine girecek diye korkmuştum, ama resmi nikâhları da kıydırmalarını istiyorum" diyor.
AYM'nin bu kararı sonrasında, genç kadının ailesinin bu arzusu umalım ki, yerini bulabilsin.
AYM'nin 'din ve vicdan özgürlüğü' diye sunduğu ancak Türkiye şartları düşünüldüğünde kadın hakları konusunda bu geri adım elbette tepki çekici bir durum.
Türk Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı ve Haklı Kadın Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Canan Güllü, 'Öfkeliyiz' diyor.
Konuyla ilgili açıklamasında Güllü, "Anayasa Mahkemesi bu kararı ile şeriat hukukuna kapı aralamıştır.
Karar erkeklerin birden fazla kadınla evlenebilmesinin, hali hazırda büyük sorun olan çocuk yaştaki evliliklerin daha da artmasının, erkeğin belli bir ücret karşılığında anlaşarak muta nikâhının yaygınlaşmasının ve kadınların evlilikle ilgili hak mahrumiyetlerinin başta olmak üzere çok çeşitli sosyal sorunların doğmasının önünü açmıştır" diyor ve ekliyor;
"Bu ülkenin kadınları olarak çok ama çok öfkeliyiz."
Cumartesi günü Beşiktaş'ta bir grup kadın kararı protesto etmek için eylem yaptı. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Nazan Moroğlu, "Bu karar ile aile yapımızın temeline dinamit konmuştur" diye tepki gösterdi.
Moroğlu, resmi nikâh olmadan kadının miras, nafaka ve aileyi koruyucu medeni kanun hükümlerinden yararlanamayacağına işaret ederek siyasi parti liderlerinden tepki göstermelerini istedi.
TÜRKİYE çocuk gelinler konusunda, cinsiyet eşitliği, kadın hakları konusunda sicili parlak bir ülke değil.
Geçen yıl Aile ve Sosyal İşler Bakanlığı'nın yayınladığı rakamlar vardı; son 11 yılda evlenen 16 ile 17 yaşındaki çocuk gelinlerin sayısı toplamda 500 bini geçmişti.
Bir de yasak olduğu halde imam nikâhıyla evlenmiş, ama resmi kayıtlara geçmemiş olanları düşünün...
Şimdi yasak da olmadığına göre hem nikâhı kıyanlar, hem de çeşitli gerekçelerle çocuklarını küçük yaşta evlendirmeye kalkan aileler kendilerini daha rahat hissedebilir.
Aile ve Sosyal İşler Bakanı Ayşenur İslam, "Bu karar alındığına göre bakanlık olarak 18 yaş altı çocukların bir dini nikâh töreni ile gayri resmi evlendirmelerini engellemek üzere yeni bir çalışma yapmamız gerekecek" diyor.
KARARIN bir diğer sakıncası çokeşliliğe yol açabilecek, yeni mağdurlar yaratabilecek bir durum olması. İnsan ikili ilişkisini kendi hayat bakış açısına göre düzenleyebilmelidir.
İster resmi nikâh kıyar, ister birlikte yaşar, ister imam nikâhı kıyar ya da kilise veya haham nikâhı... Ancak bu kadını ve erkeği yasalar önünde koruyacak düzenlemeler çerçevesinde olmalıdır.
Yani demek istediğim seküler bir yapı içinde dini nikâh da resmi nikâh ile aynı güçte bir akit olarak kabul edilebilecek düzenlemeler yapılabilir. Yeter ki, nikâh kayıt altına alınsın, yeter ki, çok eşliliği yasaklayan bir yapı içine oturtulsun.
Yoksa resmi nikâh olmadan imam nikâhını meşru sayan bir yapı, ekonomik özgürlüğü olmayan, güçsüz kadınların giderek daha fazla sömürülmesi anlamına gelecektir.
21'inci yüzyılın Türkiye'si buna izin vermemeli, kadınlar da yasal bir koruması olmayan imam nikâhlı birlikteliklere razı gelmemelidir.
Bu hiç iyi olmadı. .
Resmi nikahsız yaşayan insanlar çoğalır..
soyadsız kadın ve çocuklar çoğalır. .
Kadınlar ortada kalır,üzülür. .
Hak ve hukuk için Resmi nikahsız yaşanmamalı..
Bu şekildede yaşayan çok kadın var sana ne benim özgürlüğümden diyorlar ne zaman ki hamile kalıyor tabi kendisi ve çocuğu mağdur duruma düşüyor ozaman anlıyor resmi nikahın önemini , bu durumda olan spiker , manken bir sürü kadın oldu