Asıl dik durmak tertibe maruz kalan subayına sahip çıkmaktır Ergenekon davası sanığı emekli Yarbay Mustafa Dönmez ve İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Murat Ergün, Genelkurmay Başkanlığı’nın Akit yazarı Hasan Karakaya için taziyede bulunmasına tepki gösterdi. Ergenekon davası sanığı emekli Yarbay Mustafa Dönmez ve İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Murat Ergün, Genelkurmay Başkanlığı’nın Akit yazarı Hasan Karakaya için taziyede bulunmasına tepki gösterdi.
Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü’nün Akit’i arayarak "
Türkiye’nin en önde gelen gazetecilerden" olduğunu belirtip, “
Haksızlığa karşı en zor zamanda konuşmasını bilmiş ve dik duruşundan asla taviz vermemiştir” şeklindeki ifadeleri Akit’te haber oldu.
Bu açıklamanın ardından uzun yıllar Ergenekon davası nedeniyle Silivri Cezaevi’nde tutuklu kalan emekli Yarbay Mustafa Dönmez, Odatv'ye gönderdiği açıklamayla Genelkurmay’a tepki gösterdi. Hasan Karakaya’nın Ergenekon ve Balyoz davalarındaki tutuklu askerleri hedef aldığı yazılarından çarpıcı örnekler veren Mustafa Dönmez, “
Dik duruş kavramından Genelkurmay Başkanı ve sözcüsünün anladıkları ile tertiple görevlerinden uzaklaştırılan biz Türk Subaylarının anladıkları birbirinden tamamıyla farklıdır” dedi.
Askerlere yönelik kumpas davalarının ünlü avukatlarından, İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ergün ise sosyal medya hesabında
“kamuoyuna açık mektup” başlıklı bir açıklama yayınladı.
İşte emekli Yarbay Mustafa Dönmez’in açıklamasının tam metni: "03 Nisan 2013 tarihinde AK Parti’si Hükümeti tarafından açıklanan 63 kişilik Akil İnsanlar listesinde yer alan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Suudi Arabistan ziyaretine eşlik eden Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya, Medine'de kaldığı otelde kalp krizi sonucu hayatını kaybedince Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü Akit camiasına ve kamuoyuna Genelkurmay Başkanlığı adına başsağlığı dileklerini iletirken, bizlere haksızlık yapan, aleni iftira atan bu kişiye atfen; "Türkiye’nin en önde gelen gazetecilerden" olduğunu belirterek, “haksızlığa karşı en zor zamanda konuşmasını bilmiş ve dik duruşundan asla taviz vermemiştir” şeklinde açıklama yapmıştır.
GENELKURMAY’DAN BU ŞEKİLDE BİR AÇIKLAMA GELMESİ MANİDARDIR Genelkurmayın bu söylemi en başta bu tertip davalarda yaşamını ve sağlığını yitiren silah arkadaşlarına yapılmış bir saygısızlıktır. Genelkurmay, Hasan Karakaya’nın Genelkurmay ve onun personeli aleyhinde yazdıklarından haberdar değil gibidir. Hava, Deniz, Kara ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde görev yapan 1000’in üzerinde subay ve astsubay tasfiye edilmiş, onların aile ve yakınlarına çektirilen acıların telafisi mümkün değilken Genelkurmay’dan bu şekilde bir açıklama gelmesi manidardır. O Hasan Karakaya ki; Balyoz davası sonucunda ceza yağan vatansever subaylar hakkında; “Üzüldüm’ dersem ‘yalan’ olur, ‘riyakârlık’ olur, ‘yalakalık’ olur” diyen kişidir. Karakaya o günkü makalesine “YAPMASAYDILAR!” diye başlık atmıştır ve “hem, nasıl üzülürüm ki; ‘312 General Davası’ gibi ‘emir-komuta zinciri’ içinde bir dava açarak ‘Akit’i linç etmeye’ kalkan ‘general’lerin büyük kısmı, dün ‘darbecilik’ten ceza almışlardır. Bu ceza, aynı zamanda ‘Akit’in itibarının iade edilmesi’ anlamına gelir. Hem, nasıl üzülürüm ki; ‘Danıştay cinayeti’ bahane edilerek yine Akit’i linç etmeye kalkanlar ve onların eline malzeme verenler, müebbet hapis cezasına çarptırılmışlardır. Hem, niye üzüleyim ki; Bu ‘Ergenekoncular’ yüzünden, binlerce ‘başörtülü’ öğrenci okullarından ayrılmak zorunda kaldı, bunalıma girdi, karalar bağladı, üzüldü... Dün başörtülüleri üzenler bugün üzülmüşse, onlara niye üzüleyim ki!..Hiç üzülmedim...” diye açıklamada bulunmuştur.
İLKER BAŞBUĞ’U HEDEF ALAN KİŞİDİR H.Karakaya eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Balyoz kumpasına uğrayarak cezaevinde tutulan kişiler için, “Sen, ‘topraktan fışkıran silahlar’a kılıf bulmaya çalışacak, ‘lâw’ silahları için ‘boru’ diyecek, ‘savaş gemisi’nde basın toplantısı yapıp ‘gözdağı’ vereceksin ve hukuk senin yakana yapışmayacak, öyle mi?..Pışşııık!.. Sen ‘darbe plânı’ hazırlayacak, ‘camileri bombalamayı’ düşünecek ‘irticacı’ dediğin insanları ‘stadyum’lara doldurmaya, ‘muhalif gazeteci’leri tutuklamaya ve en önemlisi de ‘Hükümet’i düşürmeye’ hazırlanacaksın ve sana kimse bir şey yapmayacak, öyle mi?..Nerede bu yoğurdun bolluğu?” diyen kişidir.
“ETÖ TESCİL EDİLDİ” DİYE YAZAN AYNI KARAKAYA’DIR Yine 10 Ekim 2013 de “Balyoz Dâvâsı” ve özellikle de Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin “74 General” hakkında verdiği “16 ile 20 yıl hapis” kararı üzerine, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa cümlesi ile başlayan konuşmalar kesinlikle yanlıştır, yanıltıcıdır... Bu cümleleri kullananlar art niyetli değillerse, mutlaka cahildirler!” demiştir.
“Askerin görevleri arasında darbe yapmak var mıdır? Askerin görevleri arasında Fatih ve Beyazıt Camilerini bombalamak, kendi savaş uçağımızı düşürmek, binlerce insanı tutuklayıp stadyuma doldurmak ve darbenin ilk günü onlarca gazeteciyi tutuklamak var mıdır? Hemen diyecekler ki; ‘O belgeler sahte!’ Madem ‘belgeler sahte’dir, o zaman TÜBİTAK’ı da, Emniyet Kriminal Dairesi’ni de, Adli Tıp Kurumu’nu da lâğv edelim... Çünkü onlar, ‘Belgeler gerçek’ diye rapor verdiler!..Kaldı ki, ‘rapor’a da ihtiyaç yok... Sanıklardan bazılarının ‘telefon konuşmaları’ var ki; ‘darbecilerin niyet ve amaçları’nı açıkça ortaya koyuyor!”
“ETÖ (Ergenekon Terör Örgütü) TESCİL EDİLDİ” başlıklı makalesinde ise; “Dâvânın 1. yılında ve 116. duruşmasında; sanıkların büyük çoğunluğu; Ergenekon’un bir Türk efsanesi olduğu belirterek terör kelimesi ile yan yana anılmaktan rahatsızlık duyduklarını dile getirdiler... İşte, 5 Ağustos 2013 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar; örgütün adının ‘Ergenekon Terör Örgütü’ olduğunu tescil etmiş oldu” diye yazan aynı H. Karakaya’dır.
TERTİBE MARUZ KALAN SUBAYINA SAHİP ÇIKMAKTIR DİK DURMAK “RÜTBELERİ SÖKÜLECEK!” adlı makalesini ise; “Üç: Bu dâvânın sonuçlanması, yine ‘Vakit’in haklılığı’nı tescil etmiştir...Ne demişti yazarımız Asım Yenihaber; ‘Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke!..’ Bu yazı üzerine, Vakit aleyhine ‘312 General’ dâvâ açmış ve gazetemizi ‘linç’ etmeye çalışmıştı... Ne ilginç değil mi; ‘Vakit’i linç etmeye çalışan 312 general’den 50 kadarı Ergenekon Dâvâsı’nda ‘mahkûm’ oldu... Karar Yargıtay tarafından onaylandığında; o günün ‘general’lerinin rütbeleri sökülecek ve ‘Er’ olacaklar iyi mi?!?.. Yani, Asım Yenihaber’in dediği gibi, ‘Onbaşı bile olamayacak’lar!!!..” paragrafıyla noktalayan kişi aynı H. Karakaya’dır.
Hasan Karakaya hakkında masum insanlara iftira attığı, haksızlık yaptığıyla ilgili yüzlerce sayfa yazabilirim. H.Karakaya TSK’ne yapılan saldırılarda başı çeken bir kişi iken nasıl oluyor da, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın adına açıklama yapan Tuğgeneral Özkürkçü, H. Karakaya için, ‘haksızlığa karşı en zor zamanda konuşmasını bilmiş’ diyebiliyor?
Dik duruş kavramından Genelkurmay Başkanı ve sözcüsünün anladıkları ile tertiple görevlerinden uzaklaştırılan biz Türk Subaylarının anladıkları birbirinden tamamıyla farklıdır. Vatan ve Millet aşkıyla ölümüne hizmet ederken bizlere kumpas kuran, bunlara yardım eden içimizdeki işbirlikçileri, karaçalıcıları, sorumluluk makamında oturan tertibe sessiz kalan sorumsuzları Türk halkının ve adaletin karşısına çıkartarak tertibe maruz kalan subayına sahip çıkmaktır dik durmak. Vatana ve Millete tutkulu bir Subay gerektiğinde bedel ödemeyi göze alabilendir! Karşılaşabileceği zulme yenilmeden ve onu kabullenmeden başını dik tutabilendir! Aksi halde, M.Kemal’in belirttiği gibi; "Zamanı geldiğinde tepkisini gösteremeyen, kardeşlerine ihanet edenlerin onurlu bir hayat sürdürmeleri beklenemez."
AVUKAT ERGÜN: GENELKURMAY BAŞKANLIĞINA SORUYORUM Avukat Murat Ergün ise, sosyal medya hesabında“
Genelkurmay Başkanlığından iddialarla ilgili herhangi bir yalanlama çıkmadığını dikkate alarak, mevcut koşullar altında taziye haberinin doğru olduğunu kabul ediyor ve hak ve ödevlerini yasalardan, tarihten ve doğrudan doğruya Mustafa Kemal Atatürk'ten alan Cumhuriyet Devrimine sadık bir yurttaş olarak aşağıdaki soruları Genelkurmay Başkanlığına soruyorum” diyerek iki soru yöneltti.
Avukat Murat Ergün, Genelkurmay’a şu soruları yöneltti:
1- İrticai hareketin gür sesi olan bir yayın organının ve yaptıklarıyla bu çalışmaların bayraktarlığını üstlenmiş bir kişinin, T.C.Genelkurmay Başkanlığı tarafından övülmesi ve kutsanması, karşı devrimin geldiği vahim noktayı göstermekte midir?
2- Aynen laiklik gibi, Devletimizin bir diğer temel niteliği olan üniter yapımıza düşman olan bölücü terör örgütünün hapisteki lideri Abdullah Öcalan vefat ettiğinde, Genelkurmay Başkanlığı'nı benzer bir taziyede bulunmaktan alıkoyacak herhangi bir "ilke" var mıdır?
İşte o açıklama: Odatv.com