* çalışma vizesi ile ülkeye giriş
kanada'da bulunan bir şirketten davetiye gelmesi halinde alınabilen vize türü. bu durumda işe girdiğiniz ülke size belli bir süre için size sponsor olur ve o şirketten bir şekilde kovulmanız halinde kısa sürede yeni iş bulamazsanız ülkeden şutlanırsınız. bu da tahmin edeceğiniz üzere sizi işe alan şirketin hayvani sömürüsüne maruz kalmanıza neden olur, zira kanada'da işten atılmak türkiye'ye oranla çok daha kolaydır.
ülkeye girmenin diğer yolları ise illegal yöntemlerdir, limana yanaşan gemiden kaçmak, ya da uçakta pasaportu yırtıp gümrükte iltica etmek gibi. bu durumda hemen parmak iziniz vesaire alınır, ülkenize neden dönmek istemediğinizi anlatan bir yazı yazarsınız. devlet size bedava avukat tutar, cebinize de aylık 600-700 dolar gibi bir para verir mahkemeye çıkana kadar. bu para hibedir yani geri ödemeniz gerekmez. tabi bu değirmenin suyu kanada devleti'nin cebinden değil birleşmiş milletler'in kasasından gelmektedir.
iltica edenler mahkemeye çıkarlar ve hakimin iltica eden kişinin ülkesine dönmesinin cenevre antlaşmasının zart maddesinin zurt fıkrasına göre tehlike arz edebileceğine inanması halinde kişiyi kanada devleti'nin koruması altına alır (protected person status). daha sonra bu arkadaş oturuma başvurma hakkı kazanır, ardından sosyal devletin güzellikleri sonuna kadar açılır, bedava sağlık vesaire gibi... oturum kartı geldiğinde ise beş yıllık süresin üç yılı kanada'da ikamet etmesi halinde vatandaşlığa başvurur, ardından gelsin yaldızlı kanada pasaportu.
oturum almanın diğer yolu ise tahmin edebileceğiniz üzere kanada vatandaşı ile evlenmektir. bu durumda kart ve vatandaşlık süreci daha kolay işler ve gene vatandaş olursunuz.
peki kanada vatandaşı olmak çok mu mühim bir hadisedir? bu durum benim için biraz muallakta çünkü ilk etapta adana'ya uçar gibi londra senin paris benim vizesiz seyahat şansı oldukça caziptir. ancak öte yandan kanada vatandaşlarının halini görünce insan oturup bir düşünme ihtiyacı hisseder. özellikle toronto'da (ki nüfusu en fazla istanbul'un çeyreği kadardır) adım başı dilenciye rastlarsınız. -30 derecede sokakta yatan insan sayısı inanılmaz fazladır, göçmenler dışında kanada'lıların büyük bir bölümü ömrü boyunca (abd dışında) yurtdışına çıkmamışlardır. buradan kanadalıların hödük olduğu anlamını çıkarmayın, adamların yurtdışına çıkacak parası yok, sebep bu!
ortalama bir kanadalı için, kenarda kendisine ait 10.000 dolar parasının olması neredeyse imkansızdır. aldığı maaşı söylediğinde kur farkıyla çarpıp "oha " dediğiniz adamlar o maaşın büyük bölümünü ev ve araba kredilerine vermekteler. kanada'da hemen herkes bankalara borçludur, tıpkı şu an türkiye'deki gibi, kapitalizm her yerde aynı!
kanada hakkında söylenen yalanlardan biri de ırkçılığın olmadığı fikridir. kanada'da ırkçılık gayet de vardır, bal gibi de vardır. diyelim bankada işe başvurdunuz, adınız ahmet, ya da hassan, moustapha falan... tamamen aynı özelliklerdeki bir başkasının ismi ise james ise ve o james beyaz, hristiyan bir elemansa işi her türlü kapar.
kanada'ya göç etmeyi düşünüyorsanız tüm bunları iyice düşünmenizde fayda var. orada yaşarken tercümanlık yapmış biri olarak iş bulma kurumlarında "artık taksicilik de olsa yapıcam, bir türkle tanıştım adamın inşaat firması varmış sıvacı, fayansçı arıyormuş yapıcaz artık" diye hayalkırıklığı dolu cümleler kuran bir çok türk göçmenle tanıştım, hem de yasal gçömenler ki bir çoğu itü, marmara falan mezunu tiplerdi. çünkü diplomanız hatta ingilizceniz ne kadar iyi olursa olsun iş ilanlarında "3 years canadian experience" gibi cümleler sürekli olur ki anlamı da "en az 3 yıl o sektörde kanada'da iş tecrübesi" anlamına gelir. sen elektrik mühendisiysen, elektrik mühendisliği yapamazsın çünkü ne kadar kariyerli de olsan orası kanada ve sen orada bir hiçsin!
hava soğuk, futbol sevilmiyor falan diye geyik cümlelerle dolu bir giri döşeyebilirdim, ya da south park ayarında geçebilirdim ancak bunun okuyana, kanada hakkında bilgi edinmeye çalışan aklı karışmış ve ülkeyi terketmeye meyilli kişilere bir faydası olmazdı.
biliyorum klişe üstü bir laf ama ülkemiz (özellikle marmara bölgesi) hem insan hakları yönünden hem sağlık, bankacılık, ulaşım vesaire açısından kanada'nın kat ve kat üzerinde. zaten toronto'ya gittiğinizde eğer istanbul'da doğmuş yaşamış biriyseniz inanılmaz hayal kırıklığı yaşarsınız. burası köymüş lan dersiniz, ciddiyim bak!
2006-2010 yılları arasında yaşadığım dönemde burada olan bir çok teknolojik yeniliğin kanada'da olmadığına şahit olmuştum. mesela 2010 yılında hala atm'lerden para yatırılamıyordu, ya da orada otobüs duraklarında bir sonraki aracın nereye gideceği, kaç dakika sonra olacağı bilgisinin duraklarda yazması için en az on yıla daha ihtiyaç var. bankaya gidip kendinize ait olan 10.000 doları çekemezsiniz, haber verip "paramı çekeceğim" bilgisini vermeniz gerekiyor. buradaysa hesabınızdaki 100.000 lirayı en geç 15 dakikada elinize sayarlar.
kendi adıma orada yaşamanın artıları, eksilerinden daha değerli değildi ve dönme kararı aldım, iyiki de dönmüşüm çünkü buraya dönünce tekrardan yaşadığımı, duygularımı geri kazandığımı, nefes aldığımı, insan olduğumu farkettim. bu son cümlede ne demek istediğimi anlamınızı beklemiyorum ama aranızda uzun süre kanada ya da abd'de yaşamış olanlar varsa ne demek istediğimi gayet iyi anlamışlardır, buna eminim.
son olarak, giriyi en başta yazdığım cümleyle bitirmek istiyorum. zaten kanada da türkiye'de 2.000 ve üstü maaş alması çok zor olan eğitimsiz ama sanatkar insanlar için biçilmiş kaftan. fayanscı, halıflex - parke döşeyicisi, berber falansanız gidin abi, 10 yıl falan kalın sağlam para yapın kenara atın. ama üniversite okumuş, az çok parlak zekaya sahip bir insansanız orada ruhunuzu öldürmeyin, okumuş adama araba yıkamak, pizza kuryeliği yapmak, garsonluk falan zor gelir, içten içe çürür gidersiniz. gönüllü köle olmak kadar büyük salaklık yok, türkiye'de burun kıvıracağınız işleri orada yapmayın. haa ne diyorduk, yazının ilk cümlesiyle bitirecektik;
"türkiye'de elinize aylık net 2.000 tl ve üzeri para geçiyorsa göçmen olarak gitmenin salaklık olduğunu düşündüğüm ülke."