üniversitede öğrenciyken kalp ameliyatı geçirecek bir arkadaşımız için günlerce B Rh (-) kan aramıştık. çoğu üniv. öğrencisi kan grubunu bile bilmiyordu ne yazık ki.. arkadaşımız başarılı bir ameliyat geçirerek sağlığına kavuştu. bu olaydan sonra sahip olduğum kanın çok zor bulunan bir grup olduğunun ayırdına varıp elimden geldiğince kan bağışında bulunmaya çalıştım. lösemili çocuklar için kan verdim istanbulda yaşarken. alışverişten dönerken kan merkezi önünden geçerken içeri girip kan bağışında bulunup yola öyle devam ettim. internette bir kan bankası sitesine kaydoldum; ihtiyacı olan hasta yakınları aradılar, hiç yok demedim. hep içim ferahladı gidip bu insanların ihtiyaçlarını karşıladığımda, kendimi mutlu hissettim. sadece kan merkezindeki yetkililer damarlarım ince olduğu için trombosit alamayacaklarını söylediklerinde çok üzüldüm.
şu anda hamile olduğum için zorunlu olarak ara verdim kan bağışlarıma. kısmet olursa sağlıkla bebeğime kavuştuktan sonra yine devam edeceğim kan bağışlamaya. bu, öncelikle benim için sağlık ve ruhsal anlamda da ferahlama demek çünkü.
kan hücreleri belli bir yaşam süresine sahip. vücudumuzdaki diğer hücreler gibi zamanları dolduğunda ölüp vücuttan atılıyorlar. ve bünye giden kanın yerine yenisini üretiyor. kan bağışı yaparak bu yenilenmeyi sürekli kılıyor, daima sağlıklı bir kana sahip oluyorsunuz. kan verdikten sonra insan kendini gerçekten hafiflemiş ve dinçleşmiş hissediyor.
olayın vicdani boyutu ise anlatılamaz. yaşlı, yaşıtım torunları olan bir amcaya ameliyattan sonra verilecek kanı vermek; henüz bir kaç günlük kanı değiştirilmesi gereken bebek için kan verip kanın bire bir tutması için teyzesiyle birlikte dua etmek, gencecik ama lösemiye yakalanmış durmadan kan verilen bir delikanlı için kan verip ablasına geçmiş olsun demek, bazen ameliyat esnasında gerekli olan ünite için işyerinden izin alıp hastane kantininde hastanın eşi, kardeşleri ile birlikte beklemek... her ne olursa olsun hiç tanımadığım insanlara biraz umut, biraz sağlık verebilmek; hayır dualarını almak, gözlerindeki ışıltıyı görmek tarifsiz bir mutluluk.
kadınlardan kan alınmaz diyorlar ki külliyyen yalan. 18 yaşımdan beri kan bağışında bulunuyorum. kansızlık, ya da bulaşıcı herhangi bir hastalığınız yoksa tansiyonunuz da kan vermeye uygunsa 20 dakikanızı alıyor yaklaşık olarak. kızılay kan merkezleri hemen her şehrin merkezinde yer alıyor. kan grubunuz ne olursa olsun bir gün uğrayıp bağışta bulunmak istediğinizi söyleyin. hemen testinizi yapıp sizin uygun bir bağışçı olup olmadığınızı söylecekler.
kızılayın yeni uygulaması ile sizi sistemlerine kaydediyorlar. sizden alınan kan bir hastaya verildiğinde sms ile size bilgi veriyorlar. hiç ummadığınız bir anda bambaşka bir şeylerle uğraşırken bir insana şifa verdiğinizi biliyorsunuz. ayrıca 3 aylık bekleme süreniz bittiğinde yine sms ile sizi kan bağışında bulunmak için kan merkezlerine davet ediyorlar.
sadece o kapıdan içeri bir adım atın; bir yakınınız için kan aramadan önce kan bağışçısı olarak...