Kahvaltının önemi

Elossa

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
1 Şubat 2011
6.684
159
KAHVALTININ ÖNEMİ
İşin ilginç yanı, kahvaltı eden çocukların, programa katılmayanlara göre matematikte çok daha başarılı olması, devamsızlıklarının azalması oldu. Hem öğrenciler hem de öğretmenler okuldaki bu bedava kahvaltı programı sayesinde psikososyal sorunların da azaldığını belirttiler.
Bu araştırma, kahvaltının önemi konusunda bütün diyetisyenlerin ve tıp camiasının paylaştığı görüşü bir kez daha doğruluyor. Sağlıklı beslenme ya da zayıflama rejimleri birbirinden farklı olabiliyor, ama hepsinin üzerinde durduğu nokta, kahvaltıyı atlamamak. Son olarak Fransız Le Nouvel Observateur Dergisi, beslenmeyi işlediği kapak konusunda, ünlü Fransız beslenme uzmanlarından Dr. Jean-Paul Curtay'in görüşlerine yer veriyor. Dr. Curtay kahvaltının gün boyunca alınan kalorilerin yüzde 25'ini kapsaması gerektiğini belirtiyor. Kahvaltıda aşırı derecede şekerli yememek gerek; çünkü insanı gün boyu uyutuyor, rehavete sürüklüyor. Buna karşılık proteinler dikkat ve uyanıklık sağlıyor.
Kahve, damarlardaki baskıyı artırıyor, hatta kötü kolesterolün yükselmesine neden olabiliyor. Türklerin kahve yerine çay içme alışkanlıkları onları bir dereceye kadar koyuyor; ancak son yıllarda bizim demli çaylarımız yerine yeşil çay tavsiye ediliyor, çünkü bu çay kalbi koruyor.
Sabahları, poğaça, çörek, çatal gibi şeyler yemektense, ekmek yemek her zaman daha iyi. Siyah ekmek öneriliyor. A vitamini kaynağı olan tereyağını da tamamen unutmak doğru değil.
Asla kahvaltıyı atlamayın
Yaklaşık 12 saat boyunca aç kalan vücudun kahvaltıya mutlaka ihtiyacı var. Aç olmasanız bile bir şeyler atıştırmalısınız. Eğer böyle yaparsanız, vücut iki ile üç hafta içinde kahvaltı saatine alışıyor. En az bir meyve, lif ve protein bakımından zengin bir besin mutlaka sofranızda olmalı.
Kahvaltı, şekeri önlüyor
Düzenli kahvaltı eden kişilerin şeker hastalığı ya da obez olma riski daha düşük. Boston'daki Çocuk Hastanesi'nde görevli bilim adamı Mark Pereira ve ekibi, 25 ile 37 yaşlarında 2 bin 800 siyah ve beyaz kişiyi 8 yıl süreyle inceledi. Pereira, farklı yemek alışkanlıkları olduğunu düşündükleri için beyazları ve siyahları ayrı gruplarda gözlemlediklerini söyledi.
Beyaz katılımcılardan yüzde 47'sinin ve siyah katılımcılardan yüzde 22'sinin düzenli olarak kahvaltı yaptıklarını söylediklerini kaydeden Pereira, kahvaltı yapanlarda ensüline karşı direnç geliştirme ve obez olma riskinin, bir şey yemeden evden çıkan kişilere göre, yüzde 35 - 50 arasında daha az olduğunu ifade etti.

Günboyu tok tutuyor

Her gün yenilen kahvaltının iştah ve metabolizmaya olumlu etki ettiğini tahmin ettiklerini belirten uzmanlar, kahvaltı eden kişilerin gün boyunca açlığı daha iyi kontrol edebildiğini kaydetti. Ensüline karşı direnç geliştiren insanlarda, vücudun şekeri doğru depolamasına yardımcı olması için dışarıdan tedavi amaçlı verilen ensülin etki etmiyor. Uzmanlar, bu kişilerin otomatik olarak şeker hastası olması gerekmediğini, fakat 2. tip şeker ya da kalp hastalıklarına yakalanma riskinin çok daha yüksek olduğunu belirtiyor

MEYVENİN MUCİZESİ
ABD'de ilaç ve beslenme konusunda en yüksek otorite olan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA: Food and Drug Administration) bir yıldır, üzerine süt dökülerek yenilen yulaf ezmelerinin kalp ve damar hastalıkları konusunda koruyucu olduğunu kabul ediyor.
Yumurtayı da unutmayalım: Yumurtada belleği güçlendiren fosfatidilkolin maddesi bulunuyor. Kolesterolü yüksek olmayanların da yumurta sarısındaki kolesterolden korkmalarına neden yok. Türklerin kahvaltı alışkanlıkları arasında yoğurt ve meyve pek yok. Halbuki ikisi de öneriliyor. Yoğurdun bağışıklık sistemini güçlendirdiği, enfeksiyonlara karşı mücadele gücünü arttırdığı, kalsiyum sayesinde toksik maddeleri nötralize ettiği biliniyor.
Meyvelere gelince, insanda zeka katsayısını arttırıcı bir etki yaratıyorlar. Yukarıda verdiğimiz kahvaltı araştırmasına benzeyen bir araştırma yapan Dr. Schoenthaler, sıkı bir meyve rejimi uygulayarak New Yorklu bir grup öğrencinin notlarının yüzde 16 oranında artmasını sağlamış.
KISA KISA...
Diyet yapanlara vitamin
Suda eriyen, şekersiz ve düşük kalorili Additiva vitaminleri Türkiye'de satışa sunuldu. Alman Dr. Scheffler firmasına ait olan bu vitamin tabletlerden günde bir tane suda eritilerek içiliyor. Additiva vitaminleri, rejim yapanlara ve diyabet hastalarına öneriliyor, ama herkes kullanabiliyor. Bu tabletler, mango, tropikal, ananas, portakal, şeftali, kan portakalı ve limon aromalı değişik tatlarda sunuluyor. Eczanelerde satılacak olan vitaminler, magnezyum, kalsiyum, potasyum, fosfor ve sodyum gibi mineraller içeriyorlar.
Yeni gebelik testi
Blue Test adında yeni bir gebelik testi Türkiye'de eczanelerde satışa sunuldu. Bu testi, OTC Farma İstanbul, ABD'den ithal etti. ABD'de Ouidel Corp. tarafından üretilen Bluetest, Almanya, Fransa, İspanya, Hollanda ve Japonya'da satılıyor. Kadınlar, hamile kaldıklarını düşündüklericinsel ilişkiden 10 gün geçtikten sonra yapılıyor. Günün her saatinde uygulanabilen idrar çubuğu sayesinde 1-3 dakika içinde sonuç veriyor. Testin isabet olasılığının da yüzde 99.5 olduğu belirtiliyor.
Hastane işbirliği
ABD'nin önde gelen tıp merkezlerinden Houston Methodist Hastanesi, Baylor Tıp Fakültesi ve İstanbul International Hospital, bugün İstanbul'da bir işbirliği anlaşması imzalıyor. Houston Methodist Hastanesi'ndeki Kalp Merkezi'nin kurucusu, dünyaca ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Michael E. DeBakey'nin de hastaneler arasındaki bu işbirliği anlaşmasının imza törenine katılması bekleniyor. International Hospital, anlaşmadan önce 17-18 Eylül tarihlerinde kardiyoloji ve gastroenteroloji alanlarında bir sempozyum düzenledi.
En önemlisi kahvaltı
Çikolatalısı, meyvelisi. Bir donut dediysek dünyanın en şişman ulusu olan Amerikalıların bir taneyle yetindiğini de sanmayın Bizim kahvaltı alışkanlığımız Allah’tan aksamıyor. Toplum olarak çok zengin bir kahvaltı kültürüne sahibiz. Çorba da olur kahvaltıda, simit de, yumurta çeşitleri de. Ama evden aceleyle fırlayan gençlere bakıyorum da, ellerinde bir- iki poğaça, öylece geçiştiriyorlar kahvaltıları. Amerika’da donut, bizde poğaça. Sabah tembelleri için iki can simidi.

Damar düşmanı kahvaltılar
Toplamı neredeyse 1000 kaloriyi aşan mönüler, damarlar açısından çok riskli. Yüksek oranda yağlı ve karbonhidratlı besinleri tüketenlerde kolesterol ve kan şekeri seviyelerinde aşırı yükselmeler oluşmakta, aterosklerotik kalp hastalığı ve diyabet riski artmaktadır.

FAST-food restoranlarının, otellerin sabah kahvaltıları veya pazar günü ‘brunch’larının mönülerinde yer alan börek çörek, yağda kızartılmış patates, sosis, salam ve yumurta gibi toplamı neredeyse 1000 kaloriyi aşan mönülere dikkat. Bu tür öğünler üzerine yapılan bir araştırmada kahvaltıdan sonra alınan kan örneklerinde oluşan biyokimyasal değişimler incelenmiştir. Bu hastaların bulguları kahvaltı yapmayanların kan örnekleriyle karşılaştırıldığında kandaki beyaz kürelerden bol miktarda zararlı serbest radikalin salgılandığı ve damar duvarındaki yangıyı bu zararlı maddelerin tetiklediği ortaya konmuştur.

CAN BOĞAZDAN GİDER

American Journal of Clinical Nutrition dergisinde, New York Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Paresh Danona ve arkadaşlarının bir araştırmasının sonuçları yayınlandı. Araştırmada fazla miktarda yağ ve karbonhidrat içeren yüksek kalorili, ağır sabah kahvaltılarının ve brunch’ların kan kolesterol ve şeker seviyelerini hızla ve fazlaca yükselterek öğle saatlerine doğru damarlarda yangısal (inflamatuar) süreçleri tetiklediği belirlendi.

Bizim önerimiz, hiçbir zaman fazlaca yağ ve karbonhidratı bir arada tüketmemenizdir. Özellikle birinci derece akrabalarınız arasında kadınlarda 55, erkeklerde 50 yaş öncesinde kalp krizi geçirenler varsa damarlarınızı hasarlanmaya neden olabilecek bu tür besinsel travmalardan korumalısınız. Küçük ve dengeli öğünler tüketmeli, ‘sık ve az’ yeme alışkanlığını mutlaka edinmelisiniz. ‘Kırklı yaşlardan sonra can boğazdan gelmez, gider’ sözüne daha çok inanmalısınız.

Huzurlu olmak kalp için egzersiz kadar etkili

Stresli bir yaşamın damar sertliğini hızlandırdığını, kalp krizlerini davet ettiğini unutmayın. Huzurlu, keyifli ve neşeli bir hayat kalbiniz için en az bedensel egzersizler kadar etkili önlemlerdir. Stres, hiddet ve gerginlik kalp hızını arttırmakta, kan basıncını yükseltmekte, kan şekerinde, serbest yağ asitlerinde, insülin, kortizol ve adrenalin gibi hormonların kan düzeylerinde ani yükselmeler meydana getirmektedir. Stres altındaki bir dolaşım sisteminde kanın pıhtılaşma olasılığı artabilir. Aterosklerotik plakalarda yeni pıhtılaşma süreçleri oluşabilir. Stresin ve hiddetin yoğun ve uzun süreli etkisi ile damar duvarında yaralanmaların meydana gelebileceği, yeni pıhtılaşma süreçlerini tetiklediği bilinmektedir.

Düzenli balık tüketimi meme kanserini önlüyor

Japonya’da yapılan bir çalışmaya göre; düzenli balık tüketimi kadınların meme kanseri riskini azaltabiliyor. Balıkta bulunan omega-3 yağ asitlerinden DHA göğüs kanseri oluşumunu baskılıyor. Düzenli aralıklarla balık tüketenlerin meme kanserinden korunmak için ilave omega-3 desteği almalarına da gerek yok! Diyetteki miktar genellikle yeterli oluyor. Omega-3 yağ asitlerinin yararlarını bir kez daha sıralayalım. Bu yağ asitleri kanı inceltir, damar sertliğini yavaşlatır, trigliserit seviyesini azaltır, iyi kolesterolü -HDL- yükseltir, belleği güçlendirir, kalp ritm bozukluklarını önler ve eklem ağrılarını azaltır. Siz hala balık tüketmemekte kararlı mısınız?

BİR ÖNLEM

Yemek sonrası egzersiz reflüye neden olabilir

Akşam yemeğinden sonra egzersiz yapmayın. Tok karna yapılan egzersizler reflüye neden olur.

Yavaş yiyin. Yiyecekleri uzun süreli iyice çiğnemeyi deneyin. Yemek yerken zaman zaman ara verin.

Akşam yemeğinizi erken saatlerde yiyin. En uygun saatler 18:00-19:00 arasıdır. Özellikle bol yağlı besinlerle kaçamak yapacaksanız(!) erken saatleri tercih edin. Geç saatlerde yenilen yağlı besinler reflüyü arttırır, yanmayı kolaylaştırır.

Akşam saat sekizden sonra bir şey yemeyin. Midenizi yatmadan en az üç saat önce boşalmış olduğundan emin olun.

Sol tarafınıza yatmayı, yüksekliği fazla yastık kullanmayı deneyin. Bu pozisyonlarda midenizin boşalması daha kolay, yemek borunuza besin kaçma ihtimali daha düşüktür.

Akşam yemeklerinde gazlı içecekler, alkol, kahve ve meyve suyu tüketmeyin.

Kahvaltı soğuk algınlığını önlüyor

Swindon Bilim ve Toplum Araştırmaları Dairesi araştırmacıları her sabah düzenli olarak kahvaltı yapanların soğuk algınlığına daha ender yakalandıklarını bildirdiler. Stres, sigara ve alkol ise enfeksiyonların baş davetçileri. Keyifsizlikten yakınan insanlar da daha çabuk hastalanıyorlar. 600 üniversite öğrencisi üzerinde yapılan incelemeler soğuk algınlığının reaksiyon sürelerini düşürdüğünü ve konsantrasyonu zayıflattığını göstermiş.

Sabahın erken saatlerinde kalkıp evden aceleyle çıkıyor olabilirsiniz.

Bu telaş sırasında bir de kahvaltı etmek size güç geliyor da olabilir. Ancak eğer çocuğunuz varsa o zaman kahvaltı konusunu tekrar gözden geçirmeniz gerekecek. Çünkü çocuğunuzun kahvaltı etmek için size ihtiyacı var ve çocuklar için kahvaltı çok ama çok önemli.

Masayı çocuğunuzla birlikte hazırlamanız ve sizin kahvaltı masasına oturmuş olmanız, çocuğun daha fazla yemesini sağlıyor. Günün ilk öğünü olması nedeniyle, çocuğun iyi beslenmesinde kahvaltının çok önemli bir payı var. Çünkü, kahvaltı etmeden evden çıkan çocuk, açlığını bastırmak için kalori değeri yüksek, besin değeri düşük olan abur cubur yiyecekleri tüketiyor. Haydi sofra başına...

Çocuklar Kahvaltı Etmiyor!
Marmara Üniversitesi (M.Ü) Sağlık Eğitim Fakültesi Sağlık Eğitimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Emel Alphan, büyük kentlerde, çocukların okula gitmek için çok erken saatlerde kalktığını, uykusuzluk ve iştah eksikliği nedeniyle kahvaltı etmediklerini bildiriyor.

Alphan ergenlik çağındaki gençlerin bir günde tüketmeleri gereken 3 öğünden birini mutlaka atladıklarını, kahvaltı etmeyen çocukların sayısının günden güne arttığını söylüyor. Yapılan incelemelerde kahvaltı etmeyen çocukların okulda başarı düzeylerinin düşük olduğu tespit edildi. Uzmanlar kahvaltı eksikliğinin çocuğun sadece zihinsel gelişimini değil fizksel gelişimini de etkileyeceğini belirtiyorlar. Kahvaltının günün ilk ve en önemli öğünü olduğuna işaret eden Doç. Dr. Alphan, gece boyunca aç kalan vücudun enerji ve besine ihtiyacının arttığına dikkat çekti. Açlıktan dolayı kan şekerinin düşeceğini ifade eden Doç. Dr. Alphan, bu nedenle mutlaka kahvaltı yapılması gerektiğini kaydetti.
Kahvaltı etmeyen çocukların sayısının oldukça fazla olduğuna dikkat çeken Alphan, bu durumun organizmada istenmeyen metabolik değişikliklere de neden olabileceğini söylüyor.
Doç. Dr. Alphan, çocuk ve gençlerde öğün atlama sonucu yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak zayıflık, şişmanlık, anemi, basit guatr ve diş çürükleri gibi sağlık sorunlarının ortaya çıktığını vurguladı. Özellikle ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocukların beslenmesiyle yakından ilgili olması gerektiğine dikkat çeken Alphan, okul kantinleri ile büfelerde sağlık ve hijyen kurallarına uyulması, buna uygun yiyecek ve içeceklerin satılmasına özen gösterilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
 
Paylaştığınız önlemler çok hoşuma gitti ): balık tüketimi, meyve tüketümü de öyle
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…