- 2 Eylül 2007
- 17.023
- 12.632
- 823
- Konu Sahibi KilicBaligi
- #1
Türkçe'ye Davet ediyorum!
Başlık davet olunca yeni bir şeylere davetiye çıkardığımız gibi bir anlam ortaya çıkabilir. Bizim davetimiz sadece özümüze, kendi öz benliğimize sahip çıkmaya bir davettir.
Çarşıya çıkıp etrafımıza baktığımızda, dükkân sahiplerinin bile ne anlamına geldiğini bilmediği bir dizi isimleri hepimiz de görüyoruz. Şahsen ben bunları görüntü kirliliği olarak niteliyor ve üzülüyorum. Hatta zaman zaman bazı yörelerimizde yapılan “Türkçe Dükkân ısimleri” kampanyalarının tüm Türkiye’ye yayılmasını arzuluyorum.
Batılılaşmanın bir parçası olan ve özellikle ıngilizce’nin “dünya dili” diye yutturulmaya çalışıldığı bir ortamda özellikle dilimize daha fazla sahip çıkmanın gereği ortaya çıkıyor.
Bu satırları okurken yabancı dil öğrenimine karşı olduğumuz da düşünülmesin. “Yabancı dil öğrenimine evet, yabancı dille eğitime hayır” kampanyalarına destek verenlerdeniz.
“Bir lisan daha öğrenmek” fikri şüphesiz meziyettir. Ancak ikinci bir lisan öğrenirken bilerek yapılan söylemlerle,yazımlarla k yerine q, v yerine w, şööle, bööle, yapcm, gusl yazmak Türkçe'yi yozlaştırmaktır, vatan hainliğidir.
Geçmişte konuyla ilgili bazı milletvekillerince önergeler verildi ve en azından Türkçe işyeri isimleri teşvik edilsin denildi. “Türkçe elden gidiyor, koruma kanunları çıkaralım, yaptırım uygulayalım” denildi. Ama TBMM o kadar yoğun ki bunlara bir türlü sıra gelmedi. Sıra geleceğe de benzemiyor.
1900’lü yılların başında, tamamen Türkçe kelimeler kullanılarak yazıldığı söylenen bir kısım yazıları anlamakta güçlük çekeriz. Hatta Cumhuriyet Kanunlarını anlamak için yanımızda bir tercüman lazım esprisini hangimiz yapmadık bugüne kadar…
“Bilgisayara bilgisayar diyenden Allah razı olsun” sözümüzü hatırlatarak, özellikle teknoloji ürünleri ve bunların ifadelerinin dayatılmasını ne yazık ki önleyemiyoruz. Kişisel gayretler yetmiyor ve bizler de bu kelimeleri kullanmaya mecbur kalıyoruz.
Bütün bu yazıyı sadece çaresizliğimizi ifade etmek amacıyla da yazmadık elbette… Zaman zaman bazı illerimizde düzenlenen Türkçe kampanyalarına imrenmemek elde değil. Öyleyse TÜRKıYEMıZ'ı TÜRKÇE levhalarla donatılmış görmek hangimizi memnun etmez.
Sizinde daha hassas olabileceğinizi umuyorum ki bunu Türkiyemiz ve Türkçemiz için yapmamız gerekliliğine inanıyorum....Bizler umursamazsak bunun sonu yok arkadaşlar elbet bize fazlasıyla zararı dokunacaktır...Belki hiç birimiz tam manası ile mükemmel bir dil eğitimine sahip değiliz fakat, şu an gençliğimizin içerisinde bulunduğu duruma göz yummak kendi Vatanımıza ihanettir, unutmayın ki bir ülke yozlaşmaya ilk olarak kendi dilinden başlar!!!
--------------------------------------------------------------------------------
"Türk Milleti'nin dili, Türkçe'dir. Türk dili dünyada en güzel, en yaygın ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. Çünkü Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz badireler içinde, ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, velhasıl bugün, kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza edildiğini görüyor. Türk dili, Türk Milleti'nin kalbidir, zihnidir."
"Türk dili, Türk Ulusu için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk Ulusu, geçirdiği sayısız sarsıntılar içinde ahlakının, erdemlerinin, gelenek
ve göreneklerinin, anılarının, kendi yararlarının kısacası bugün kendi ulusallığını oluşturan her şeyin diliyle korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk Ulusunun yüreğidir, belleğidir"
"Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması millî hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şûûrla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."
Mustafa Kemal ATATÜRK
Başlık davet olunca yeni bir şeylere davetiye çıkardığımız gibi bir anlam ortaya çıkabilir. Bizim davetimiz sadece özümüze, kendi öz benliğimize sahip çıkmaya bir davettir.
Çarşıya çıkıp etrafımıza baktığımızda, dükkân sahiplerinin bile ne anlamına geldiğini bilmediği bir dizi isimleri hepimiz de görüyoruz. Şahsen ben bunları görüntü kirliliği olarak niteliyor ve üzülüyorum. Hatta zaman zaman bazı yörelerimizde yapılan “Türkçe Dükkân ısimleri” kampanyalarının tüm Türkiye’ye yayılmasını arzuluyorum.
Batılılaşmanın bir parçası olan ve özellikle ıngilizce’nin “dünya dili” diye yutturulmaya çalışıldığı bir ortamda özellikle dilimize daha fazla sahip çıkmanın gereği ortaya çıkıyor.
Bu satırları okurken yabancı dil öğrenimine karşı olduğumuz da düşünülmesin. “Yabancı dil öğrenimine evet, yabancı dille eğitime hayır” kampanyalarına destek verenlerdeniz.
“Bir lisan daha öğrenmek” fikri şüphesiz meziyettir. Ancak ikinci bir lisan öğrenirken bilerek yapılan söylemlerle,yazımlarla k yerine q, v yerine w, şööle, bööle, yapcm, gusl yazmak Türkçe'yi yozlaştırmaktır, vatan hainliğidir.
Geçmişte konuyla ilgili bazı milletvekillerince önergeler verildi ve en azından Türkçe işyeri isimleri teşvik edilsin denildi. “Türkçe elden gidiyor, koruma kanunları çıkaralım, yaptırım uygulayalım” denildi. Ama TBMM o kadar yoğun ki bunlara bir türlü sıra gelmedi. Sıra geleceğe de benzemiyor.
1900’lü yılların başında, tamamen Türkçe kelimeler kullanılarak yazıldığı söylenen bir kısım yazıları anlamakta güçlük çekeriz. Hatta Cumhuriyet Kanunlarını anlamak için yanımızda bir tercüman lazım esprisini hangimiz yapmadık bugüne kadar…
“Bilgisayara bilgisayar diyenden Allah razı olsun” sözümüzü hatırlatarak, özellikle teknoloji ürünleri ve bunların ifadelerinin dayatılmasını ne yazık ki önleyemiyoruz. Kişisel gayretler yetmiyor ve bizler de bu kelimeleri kullanmaya mecbur kalıyoruz.
Bütün bu yazıyı sadece çaresizliğimizi ifade etmek amacıyla da yazmadık elbette… Zaman zaman bazı illerimizde düzenlenen Türkçe kampanyalarına imrenmemek elde değil. Öyleyse TÜRKıYEMıZ'ı TÜRKÇE levhalarla donatılmış görmek hangimizi memnun etmez.
Sizinde daha hassas olabileceğinizi umuyorum ki bunu Türkiyemiz ve Türkçemiz için yapmamız gerekliliğine inanıyorum....Bizler umursamazsak bunun sonu yok arkadaşlar elbet bize fazlasıyla zararı dokunacaktır...Belki hiç birimiz tam manası ile mükemmel bir dil eğitimine sahip değiliz fakat, şu an gençliğimizin içerisinde bulunduğu duruma göz yummak kendi Vatanımıza ihanettir, unutmayın ki bir ülke yozlaşmaya ilk olarak kendi dilinden başlar!!!
--------------------------------------------------------------------------------
"Türk Milleti'nin dili, Türkçe'dir. Türk dili dünyada en güzel, en yaygın ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. Çünkü Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz badireler içinde, ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, velhasıl bugün, kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza edildiğini görüyor. Türk dili, Türk Milleti'nin kalbidir, zihnidir."
"Türk dili, Türk Ulusu için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk Ulusu, geçirdiği sayısız sarsıntılar içinde ahlakının, erdemlerinin, gelenek
ve göreneklerinin, anılarının, kendi yararlarının kısacası bugün kendi ulusallığını oluşturan her şeyin diliyle korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk Ulusunun yüreğidir, belleğidir"
"Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması millî hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şûûrla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."
Mustafa Kemal ATATÜRK
Son düzenleme: