• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kadın Erkek İlişkileri

Erkekler, kadınlar karşısında sürekli "hata" veriyor.


Kendine ait bir odası olan kadınların sayısı giderek artıyor. Erkeklerle kadınların ilişkisi, eski model bir bilgisayar ile yeni nesil teknolojik ürünlerin ilişkisine benziyor.

ışte erkeklerin 'Hata' verdikleri konular

Evlilik fikrine karşı son dönemlerde acayip alerjileri var. Bunu kadınların kendilerine olan aşırı güvenleri mi yoksa rahatlıklarına olan düşkünlüklerine mi bağlamalıyız bilemiyoruz

Eskiden olduğu gibi erkek kendi isteklerini yaşarken, siz onu yaşamaya devam etmiyorsanız yani kendi istediğinizi de yapıyorsanız erkekler 'error' veriyor.

Eskiden ailelesini geçindirmek, korumak gibi önemli işler yapan erkeklerin artık bu sorumlulukları yok. Kadının çalışma hayatına girmesiyle beraber bu yönünü unutan erkek sorumluluklartını ihmal etmeye, kadının yükünü daha artırıcı bir şekilde yaşamaya başlıyor. Gezip eğleniyor, partneriyle hoş zaman geçiriyor ancak iş fatura, harcamalar, kazanca, gelecekle ilişkili yatırımlara gelince yine 'error' veriyor.

Erkekler genellikle cinsel becerileriyle övünürler, en azından hemcinsleri arasında... Bunu dolaylı biçimlerde de olsa yaparlar. Çapkınlık hikayelerine düşkünlükleri, karşı cinsle kurdukları her tür iletişimde flörte yakın tavırları onların bu hallerini açıkça ortaya koyar. Yakın ilişkilerinde de öğrenen değil, öğreten olmayı isterler. Siz birşey talep ettiğinizde 'error' verirler ve 'nereden öğrendiyi' düşünmeye başlarlar.

Oyunda, kariyerde, maaşta eşlerinden partnerlerinden üstün olmak isteyen, her zaman kazanmak isteyen erkekler vardır. Bunları kaybettiklerinde mızıkçılık yaparlar yani 'error' verirler.
 
Kök Hücreden Sperm Üretiminden Sonra Kadınlar Bunu Tartışıyor: Erkekleri Şutlayalım mı?


ıngiliz bilim adamları kök hücreden sperm üretti. Yani kadınlar yakında erkeklere ihtiyaç duymadan çocuk sahibi olabilecek. Peki erkeğin pabucu dama atılınca kadınlar onları özleyecek mi?


sut_sag.jpg


ışte cevabı:

KURTULMAK ıÇıN 10 NEDEN

1- Erkek her zaman kendilerini haklı sanır. Suçu başkalarına ve elbette
kadına atar.
2- 'Beni dinlemelisin, konuşmalıyız' diyen kadını asla dinlemez, sadece öğüt verir.
3- Çoraplarının kendi kendine temizlendiğine, gömleğinin jilet gibi ütülendiğine inanır.
4- Alışverişte kadının istediklerini almaktansa kendi istediklerini alır.
5- Her erkek Jeremy Clarkson (ıngiliz yazar) olmak ister.
6- Trafikte bilmediği bir yol da olsa da sormaz.
7- Çocuğuyla oynarken bile kazanmak ister.
8- Kışın yorganı kendi üzerine çeker, yazın yanındakinin üstüne atar.
9- Sadece nezle olsa bile bunu dünyanın en büyük sorunu haline getirir.
10- Aynı anda sadece bir iş yapabilir.



KATLANMAK ıÇıN 10 NEDEN

1- Gece sıcak tutar.
2- Güldürür.
3- Sabah yatağa bir bardak çay getirir.
4- Hatırlamadığınız şeyleri hatırlar.
5- Yaptığı en küçük işte bile kendini Amerika'yı keşfetmiş gibi hisseder. Çocuksu şımarıklığı sevimlidir.
6- Bebekleri nasıl güldüreceklerini bilir.
7- Fiziksel görünüşleri güvende hissetmenize sebep olur.
8- Kriz anlarında panik yapmaz.
9- ıyimserdir.
10- Bilim ne derse desin kadın her zaman bebek ister. O da pek karşı koymaz.
 


Kadınların 5 pembe yalanı

Ona güvenirsiniz, onu delicesine seversiniz, ama..
Ama bu haberi okuyan erkekler şunu bilmelisiniz ki istisnasız bütün kadınlar yalan söyler. Buna sizin küçük melek sevgliniz de dahil. Bu haberde siz erkeklere yardımcı olmak için, kadınların en sık kullandığı beş önemli yalanı sunuyoruz.

‘Senin için çok da deli olmuyorum!’

Tabiki de deliriyor! Bu yalan ilişkilerde söylenen en sık yalanlardan biri. Kadınlar kendilerini üzen bir erkeğe duygusal savunma mekanizması olarak söylerler bu yalanı. Mesela, eğer bir erkek sevgilisinin doğum gününü unutmuşsa yada ona eski kız arkadaşının ismiyle seslenmişse, kadının söyleyeceği en klasik yalanlardan biri budur. Bunu kendine ve karşısındakine itiraf etmek yerine sanki hiç umrunda değilmiş gibi davranmak, kadınların en sık başvurduğu yöntemdir.

Bu yalanı anlaması çok kolaydır çünkü kadınlar rahatsız olduklarını çok çabuk belli ederler. Bir kadın bir erkekten aklını okumasını ve onu anlamasını bekler. Bu kulağa pek hoş gelmiyor tabi ki. Kadınların dilinde ‘Hayır kızgın değilim demek’ aslında ‘Yapabilsem seni şu an vurabilirim!’ anlamına gelir. Agresif hallerinden çok kolay anlayabilirsiniz onları.

Ne yapmanız gerekiyor? Ona gerçekten ne hissetiğini ve niye bu kadar sinirli olduğunu sormalısınız.

‘Erkek arkadaşlarınla eğlenmeye gitmen benim için hiç problem değil!’

Böyle bir kızla berebarseniz, en süper kız arkadaşa sahipsiniz. Ama o kadar da emin olmayın! Bu duyduğunuz ne kadar hoşunuza gitse de aslında gerçek değil. Hiçbir kadın kendi erkeğinin kadınlarla dolu bir gece kulübüne gitmesini istemez. Bu yalan aslında ilk yalana benziyor. Umursamazmış gibi davransa da hiçbir kadın sevgilisinin seksi kadınlarla dolu olduğu bir ortama gitmesini istemez.

Aslında kadınlar her türlü erkek erkeğe buluşmadan rahatsız olurlar. Böyle bir durumda kadının yapacağı şey bu beş yalandan birini söyleyip erkeği test etmektir.

Bu yalan birinci yalan kadar anlaşılır değildir.En iyisi böyle bir cümleye her zaman tedbirle yaklaşmaktır. Ne yapmanız gerekiyor? Bunun en güzel çözümü hiç dışarı çıkmamaktır.Yada dışarı çıkıp haftalar hatta aylar boyu bu olayla ilgili iğnelemeleri dinlemektir. Seçim sizin.

‘Şu an yeni bir ilişkiye hazır değilim!’

Her ne kadar son derece iyi niyetle ret kararını yumuşatmak için söylense de, bu cümle de hemen her zaman yalandır. Üstelik kimi zaman ‘Son zamanlarda kötü bir ilişkiden çıktım, tekrar incinmek istemiyorum.’ ya da ‘Şu sıralar bir erkek arkadaşa zaman ayıramayacak kadar kariyerimle meşgulum.’ gibi cümlelerle süslenmesi de hiç az rastlanır bir durum değildir. Gerçek ise yalnız bir kadın sizden hoşlanıyorsa her koşulda size ayıracak zamanı bulabilecek olduğudur. Bu kadar basit.

Karşınızdaki kadın fazla mı rahatsız görünüyor veya göz temasından kaçınıp uzun açıklamalar mı yapıyor? Kesinlikle yalan söylüyor! Ne yapmanız gerekiyor? Karşınızdakini rahat bırakın. Bırakın gerçeğin farkında oldunuzu bilmesin. ıyisi mi ona inanmış gibi davranıp yolunuza devam edin.

‘Bu akşamlık da hesap benden olsun hiç sorun değil, nasıl olsa hep sen ödüyorsun’

Bu da yalan. Hepsi için doğru olmasa da, birçok kadın hala özellikle ilk buluşmada hesabı erkeğin ödemesini bekliyor. Eğer sık sık hesabı ödemekten kaçınırsa, bu kadının zihninde gizliden gizliye erkeği beleşçi konumuna yerleştiricektir.

Eğer ‘Ben öderim.’ deyip de cüzdanını bulmak için çantasına yönelmiyorsa, anlayın ki gerçekten ödeme niyetinde değildir.

Ne yapmanız gerekiyor? Buluşmaya ancak hesabın tümünü ödeyebilceksen git. ılişkinin ilerki aşamalarında ise aranızda kendiliğinden bir anlaşma doğacaktır. Ancak özellikle flört aşamasında beleşçi görünme riskine karşı önlemini al ve hesabı sen öde.

‘Müthiştin!’

Bu ifade ise geniş seks yalanları kategorisine giriyor. Kadınlar bir erkeğe bağlandıklarında ona odaklanarak aradıklarını bulduklarına inanırlar. Kadınların böyle bir eğilimi olduğundan partnerlerine de genellikle duymak istediklerini söylemeyi yeğlerler. Orgazm yalanı gibi!

Konu sekse gelince, kadının söylediklerinin çoğunu şüphe ile karşılamakta fayda var. Ne yapmanız gerekiyor? Bir kadından asla cinsel deneyimlerini değerlendirmesini istemeyin. Eğer kendisi yalan söylemeyi seçerse yalnızca gülüp geçin. Bu bir anlamda ‘Söylediklerin gururumu okşasa da ciddiye almıyorum, benim için önemli olan mutluluğumuz’ diyebilirsiniz...
 
Hoşlandığınız kişi uygun mu?

İlişkileri kıyaslayarak en güzelini yaşamak elinizde.

İlişkilerinizde hep yanlış insanlarla mı birlikte oluyorsunuz? Mutlu olmak sizin de hakkınız ancak belki gözden kaçırdığınız ufak tefek şeyler vardır. Mutluluk ve mutsuzlukla sonuçlanan ilişkilerde çiftlerin özelliklerine bakarak kadın ya da erkek doğruyu bulabilirsiniz.

Hoşlandığınız kişi 30'larında veya daha yaşlı, siz 20'lerinizdesiniz. Mükemmel.. Sizden yaşlı bir erkek, ilişkisinde genç hem cinslerinin aksine istikrar ve bağlılık arar.

uyumlu musunuzHoşlandığınız kişi 20'lerinde, siz 30'larınızdasınız. Zayıf.. Genç bir erkek çoğu zaman ciddi bir ilişkiye hazır değildir. Siz bir aile kurmayı düşünürken o büyük ihtimalle bunu aklından bile geçirmiyordur. Elbette yukarıdaki durumun tam tersi de olabilir. Yağmur Atacan ve Pınar Altuğ buna örnek.

Hoşlandığınız kişi içedönük siz ise fazlasıyla dışadönüksünüz. İdare eder.. Onu sosyal hayatınıza dahil etmek istediğinizde zaman zaman uzak kalmak isteyebilir. Sosyal ihtiyaçlarınızı arkadaşlarınızla giderin ve onu sadece önemli organizasyonlara dahil edin. Birlikte çıktığınızda onu dans pistine çıkmaya zorlamayın ve arkadaşlarınızla tanıştırırken ortak yönlerini vurgulamaya çalışın.

Hoşlandığınız kişi dışadönük siz ise insanlarla kolay iletişim kuramıyorsunuz. Zayıf.. Sosyal biri olmanızın ilişkinize olumlu yansıyacağını unutmamaya çalışın. Böyle bir erkek, onunla birlikteyken çok yapışkan, sessiz veya somurtkan olmamanızı bekler. Çağırdığı her yere gitmeye çabalamanız ona değer verdiğinizi gösterir. Buluşmadan önce, görüşeceğiniz insanların meslekleri, hobileri ve hayatları hakkında bilgi almaya çalışın. Bu şekilde küçük sohbetlere katılma konusunda kendinizi daha rahat hissedersiniz. Ona arkadaşlarıyla çift olarak buluşmayı da teklif edebilirsiniz.

Hoşlandığınız kişi çok rahat biri siz ise her şeyi planlıyorsunuz. İyi.. Merak etmeyin, daha rahat davranmanız için size yardımcı olacaktır.

Siz aşırı rahatsınız hoşlandığınız kişi ise hayatında net bir düzen arıyor. İyi.. Her şeyi sizin yerinize planlayan bir erkek kendinizi güvende hissettirse de ipin ucunu kaçırmayın, arada onun rutin dışına çıkmasını ve hayattan keyif almasını sağlayın.

Hoşlandığınız kişinin maddi durumu iyiyken sizin koşullarınız o kadar da parlak değil. İyi.. Erkekler, sizden güçlü olduklarını hissetmek ve bunu size göstermek isterler. Bu da sağlam bir ilişkinin olmazsa olmazlarından biridir. Tam tersi durumda yani sizin paranız varken hoşlandığınız kişi borçlarla boğuşuyorsa iyi düşünün. Onu motive edeceğinize inanıyorsanız vazgeçmeyin.
 
Erkeklerin Söylediklerini Kadınlar Nasıl Anlıyor?

Söylediğin şeyi duydum hayatım, (Yani neden seni anlamadığımı düşünüyorsun).. ıletişim sorunları..

Erkeklerin söyledikleri kadınların duydukları..
Sevgiliniz ayağını uzatmış TV izliyor ve siz onunla konuşmaya çalışıyorsunuz. Bulaşıklardan ya da işyerinden anlatıyorsunuz. O ise, tüm söylediklerinizi dırdır olarak mı anlıyor? Söylediğiniz şeyleri karşı cins genel olarak yanlış mı anlıyor? Dr. Linda Papadopoulos, 'Erkeklerin söylediği, kadınların anladığı' başlığı altında çiftler arasında doğru iletişim köprüsü oluşturmaya çalışıyor. Kadınlar ve erkekler arasında geçen sıradan diyaloglarda Dr. Papadopoulos, erkeklerin kadınlara gerçekten söylemek istediklerini açıkladı.

Randevu
Erkek: “Harika vakit geçirdim, seni tekrar görmek için arayabilir miyim?'
Kadın ne düşünür: Benden kurtulmaya çalışıyor
Kadın: “Evet, kesinlikle. Bu gece için teşekkürler. Yakında görüşürüz.”
Erkek ne düşünür: Bu hiç istekli bir tavır değil. Kendime zorla kabul ettirmeye çalışarak küçük düşmeyeceğim'

Öneri: Erkekler hakkında ön yargılı ve çabuk karar veren biri olmayın. O gerçek bir dahi olabilir. Sizi aramasını önleyen engelleri ortadan kaldırın. Erkekler robot değildir, onların beklentilerini yargılamamalısınız. Eğer sıkılgansanız ve o ilgiliyse oyun oynamayın. Aramasını isteyin.

Aileyle tanışma
Kadın: “Sen ve baban çok eğlencelisiniz, değil mi?”
(Demek istediği: Ben eğlenceli olmasam da.. )
Erkek: “Evet, onları görmek harikaydı.”
Kadın: “Hmmm, kesinlikle.”

Erkeğin duymak istediği: Ailenden hoşlanmadım.

Öneri: Bu erkeğin ailesiyle tanışan genç bir kız örneği klasiktir.. Bu durumlarda savunmada olmak kolaydır ama çiftl olmaya çalışanlar için kadının erkeğin ailesiyle ilgili yorumları erkek için oldukça önemlidir. Daha açık fikirli olmanızda ve düşüncenizi belirtmenizde yarar var.

Duygusal ılgisizlik
Erkek: (TV'de film izlerken) “ıyi misin?”
(Demek istediği: Niçin ağlıyorsun?)
Kadın: “ıyiyim, film sadece üzgün zamanlarımı hatırlattı”
Erkeğin ne düşündüğü: Bu filmin yaşamında hatırlattığı şey nedir? Bana kendimi acemi hissettirdi. Senin duyguların ve benim kapana kısılmış hissetmem arasında nasıl bağlantı kuracağımı bilmiyorum.
Erkek: Boşver.

Öneri: Erkek burada kız arkadaşını üzdüğünü anlamazsa korkunç şeyler olabilir. Bu noktada erkek gerçekten ne söyleyeceğini bilemiyor olabilir. Kadınlar için, göz yaşları duyguları bastırmanın bir sonucudur. Ağlarken her zaman rahatlamak, rahatlatılmak isterler. Herşeye rağmen erkek çözüm geliştirmeli, eğer kız arkadaşı ağlıyorsa ağlamasını durdurmasını bilmeli. Kadın, partnerine gözyaşları için panik olmaması gerektiğini ancak sadece ihtiyacınız olanın onunla konuşmak olduğunu anlatmalı.

Duygusal ıhanet
Erkek: “Hiçbir şey yapmadım. Birisiyle konuşmaya ihtiyacı vardı.”
Kadının anladığı: Bu kadının duygusal desteğiyim. Bana güvendi ve bana açıldı, senin yapmadığın gibi.
Kadın: “Bu birlikte uyumanızdan daha kötü. Neden göremiyorsun?”
Erkek: “Gülünç olma!”

Öneri: Kadınlar için duygusal ihanet fiziksel ihanetten daha kötüdür ancak erkekler için ise tam tersi fiziksel ihanet daha kötüdür. Bu noktada kadın duygusal ihaneti fiziksel ihanetten daha büyük bir durum olarak algılayabilir. Erkeklerin bu konuda hassas olmaları gerekir.

Birlikte Yaşama

Kadın: “Birlikte yaşamamız konusunda her ayrıntıyı düşündün mü?”
Kadının demek istediği: Buna gereken önemi neden vermiyorsun? Küçümsediğin nedir?
Erkek: “Neden sakinleşmiyorsun? Ne olacaksa olacak...”
Erkeğin duyduğu: Dırdır, dırdır. . . Neden beni ayrıntıları düşünmeye zorluyor?

Öneri: Kadınlar için birlikte yaşamak her şeyi kazandıkları, erkekler için de her şeyi kaybettikleri anlamı taşır. Bu seçiminin onu daha güçlendireceği ve sorumluluklarına sahip çıkma duygusunu arttıracağı hissini erkeğe aşılamak gerekir. ılk yeriniz hakkında onun fikrine değer vermeniz onun hoşuna gidecektir.

Evlilik
Erkek: “Seninle nikah masasına doğru yürümek için bir gün daha bekleyemeyebilirim”
Erkeğin demek istediği : Sana aşığım.
Kadının anladığı: Evlendiğimiz zaman ilişkimizde gerçek bağlılık olacak. Bundan daha güzel birşey yok.
Kadının düşündükleri: Ben de sana aşığım ancak evlenmeyle ilgilenmediğimi söylemiştim.

Öneri:
Kişi evlilikle ilgili konuşatuğunda partnerinin mutlu ya da mutsuz olduğunu anlayabilir. Birlikte oturun ve evliliğin sizin için ne anlama geldiğini ayrıntılı olarak konuşun. Ailenizde mutsuz evlilik varsa aynı şeyin sizin başınıza da geleceğini düşünmeyin. Partnerinizin evlilikle ilgili görüşleri olumsuzsa, bunları olumlu yönde değiştirmek için çalışın.

Aile
Erkek: “Merhaba hayatım, evdeyim. Beni özledin mi? Ben seni özledim.”
Erkeğin ne düşündüğü: Tanrım, gecenin ilerleyen saatlerine kadar biraz hoş vakit geçirmek güzeldi.
Kadının ne düşündüğü: Oh ne rahat.. Çocuklarına bakıyorum, seni dört gözle bekliyorum, sen arkadaşlarınla dışarıdasın.
Kadın: “Harika. Yatmaya gidiyorum”

Öneri:
Çocuklarınızın ve ailenizin hayatınızdaki yerini gözden geçirrerek eşiniz ve aileniz öncelikleriniz araında yer almalı. Erkek o dinlenirken eşinin yorulacağını bilmeli ve buna göre davranmalıdır. Belki gelecek hafta sonu onun evden dışarı çıkabilmesi için ona destek olabilirsiniz. Dahası, çift olarak hayatınızdaki değişikliklere ayak uydurmalı, bunu yaparken ortak hareket etmelisiniz.
 
Bilimsel Olarak Kadınlar Ne ıster?

Erkekler için en gizemli soru olan "kadınlar ne ister" sorusunun yanıtı ilk kez bilimsel olarak bulundu.


Edinburgh Üniversitesi Psikoloji Bölümü tarafından dünyanın dört bir yanındaki 6 bin 500 kadın ile yapılan araştırmada, kadınların erkeklerden ne beklediği sonunda bulundu.

Araştırmanın liderliği üstlenen Prof. Dr. Richard Wiseman, "Aslında kadınların erkeklerden beklediği şeyler, para ile ölçülmüyor. Çoğunun para ile ilgisi bile yok. Kadınların en çok istediği şey, erkeğin onları şaşırtması"..


ışte Prof. Wiseman'a göre, erkeklerin yapması gereken 10 şey:

1- Sevgilinizin gözünü kapatın ve ona bir sürpriz gösterin.
2- Ona söylemeden bir haftasonu şehir dışında plan yapın.
3- Ona şarkı ya da şiir yazın.
4- Ona hayatınızda karşısına çıkan en güzel ve mükemmel kadın olduğunu söyleyin.
5- ışten yorgun argın geldiğinde, ona sıcak bir banyo hazırlayın.
6- Evin bazı yerlerine onun görebileceği şekilde aşk mesajları yazın.
7- Bir haftasonu yatağına kahvaltı götürün.
8- Hava soğuk olduğunda, ceketinizi verin.
9- Ofisine çiçek gönderin.
10- Sevdiği şarkılardan bir CD hazırlayın.
 
10 dakikada ilişki tamiratı

Bir şeylerin doğru gitmediğini fark ettiğiniz ilişkinizi tamir etmek için 10 dakikanın yeterli olabileceğini biliyor muydunuz? Nasıl olduğunu öğrenmek için yazımızı okuyun…


ıngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, çiftler günün sadece 10 dakikasını özel olarak partnerlerine ayırabiliyor. Mademki sadece 10 dakikanız var; o halde bu kısacık zaman dilimini daha da kaliteli hale getirin!

Geçen hafta, partneriniz için ne kadar bir zaman dilimi ayırdınız? Tam olarak bir süre veremeseniz de, muhtemelen televizyon karşısında pineklemekle geçirdiğiniz süre, sevgilinizi öptüğünüz süreden çok daha fazladır. Ya da kız arkadaşlarınızla oturup dedikodu yapmak, onun hayatında neler olup bittiğini dinlemekten çok daha tatlı gelmiş olabilir...


Partnerimin her şeyiyle ilgileniyorum diyerek ısrar da etseniz, ıngiltere'de bir milyon kadın üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; maalesef kadınlar "kaliteli" bir şekilde partnerleri için 24 saatin sadece 10 dakikasını ayırabiliyor. Bu arada beraber uyumak, kaliteli vakit geçirmekten sayılmıyor, hemen belirtelim! Yan yana oturup televizyonda aynı programı seyretmek de, bu "kalitesiz" kategorisine giriyor... Kısacası; aynı odada oturmakla, beraber bir şeyler paylaşmak aynı şeyler değil!

Hafta sonu evliliği
Düşünsenize; her ikiniz de çalışıyorsunuz. Zaten günün büyük bir bölümünü çalışarak ve yorularak geçiriyorsunuz. ışten eve geliyorsunuz, yemek yiyor ve ardından siz kitap okurken o da televizyonda maç özetlerine bakıyor...

ılişki uzmanlarına göre, monoton ilişkilerin bir adı da var: Hafta sonu evliliği! Hafta arası iş, güç vaktinizi alırken seks, sinemaya gitmek, alışveriş yapmak ya da kavga etmek bile hafta sonlarına sıkıştırılıyor.

Uzmanlar, ilişkinin sağlığı açısından son derece tehlikeli olan bu durumu ancak ve ancak partnerinize her gün 10 dakika dahi olsa, "Özel" vakit ayırarak kurtarabileceğinizi söylüyor. Aksi takdirde ilişkinizin bir iş ortaklığından hiçbir farkı kalmayacak!

Bu vakti yaratamayanlar ise, hayatındaki öncelikleri gözden geçirmeli. Kısacası ilişkiniz mi, yoksa kendi hayatınız mı öncelikli, bir karar verilmeli.

Bir de çocuk varsa...
Aslında partner için vakit ayırmakla da iş bitmiyor. Önemli olan vakit ayırmaktan çok; vakti nasıl geçirdiğiniz. Beraber şekerleme mi yapıyorsunuz, göz göze bakışarak hiç konuşmadan oturuyor musunuz, kavga mı ediyorsunuz, yoksa birlikte yemek mi yapıyorsunuz?

ışin içine bir de çocuklar girdi mi, çiftlerin baş başa kalabilmesi daha da zorlaşıyor. Anne ev işleriyle birlikte çocukların yemeğiyle uğraşırken, baba da genellikle çocuklara kitap okuyarak ya da onlarla oyun oynayarak vakit geçirebiliyor. Dolayısıyla yine ortak bir paydada buluşup, çocuklarla birlikte katılabileceğiniz aktiviteler bulabilirsiniz. Şarkı söylemek, aile oyunları oynamak gibi...

Aslına bakarsanız, televizyon seyrederken partnerin ayağına masaj yapmak bile, ilişkiyi pozitif yönde tedavi edebiliyor. Dolayısıyla ilişkinizin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamak ve partnerinizi elinizde tutmak istiyorsanız; ilişkinizi bir kez daha gözden geçirip, mono-tonlaşmış hayatınıza çekidüzen verebilirsiniz.

ıLıŞKıNıZı KURTARMAK ıÇıN!

1.10 dakikayı iyi değerlendirin

ıkinizden biri sabahlan daha önce kalkıyorsa kahvaltıyı hazırlayıp, beraber yiyebilirsiniz. Unutmayın; önemli olan vakit yaratmak değil, yaratılan o vakti nasıl geçirdiğiniz.

2. Mail atın ya da mesaj çekin
Gün içinde sevgilinizi arayıp akşam yemeğinde ne yapacağınızı sormak yerine ona sürpriz yapıp; ona aşkınızı anlatan bir mail atabilir ya da mesaj çekebilirsiniz.

3. Seks için zorlamak gereksiz
Duygusal bir yakınlaşma ya da içten gelen bir seks yapma isteği hissetmiyorsanız, birlikte olmayın, istekli olduğunuz zamanda da, özel 10 dakikayı sekse ayırabilirsiniz.

4. Ortak noktaları artırın
Bir ilişkiyi sadece birlikte alışveriş yapmak, gezmek ya da yemek hazırlamak besleyemez. Arada değişiklik yapıp birlikte şarkı söyleyebilir, oyun oynayabilir ya da güleceğiniz başka aktiviteler yaratabilirsiniz. Böylece ona olan sevginizi göstermek için hafta sonlarını beklemek gerekmez.
 
Kadınlar aslında ne söylemek ister?

Kadınlar bazı konularda erkeklere yalan söylüyor. Hatta onların duymak istediği şeyleri söylüyorlar. Bunlar sadece erkeği mutlu eden pembe yalanlar değil! Aslında bizim için, sanıldığından bile daha pembe!

Yalanım pembe, bana daha pembe!

Hayat gibi inişli çıkışlı olan kadın-erkek ilişkilerinin yolunda gitmesi için aslında pek çok basit ipucu var. Bir derginin haberine göre her erkeğin duymaktan hoşlandığı sözler de bu ipuçları arasında yer alıyor. Ve kadınlar da bu "yalanları" söylüyor!

Aşağıdakiler erkeklerin duymak istediği, kadınların da söylediği 14 yalanmışmış... Biz de Mahmure olarak diyoruz ki, bir kadın bunları sırf erkeğini mutlu etmek için yalan söyleyemez; hayır söylememeli! Peki o zaman altında yatan ne olabilir bu pembe yalanların? Acaba kendi işlerine uyduruyor olabilirler mi şu erkekleri mutlu etme hikâyesini?

Cici görünümlü Mahmure kadınları taşın altındaki gerçekleri açıklıyor:

1- "Çok şık bir kutu içinde iki karatlık bir tek taş yüzük mü? Bunu kim ister ki. Bana 'Sen' yetersin."

(Kesinlikle benimle evlenmelisin. Evlilik, ev ve düğün masrafları gözünü korkutsun istemiyorum!)

2- "Seni şimdi istiyorum."

(Çünkü ağdaya gittim; hazır bu acıları çekmişken boşa gitsin istemiyorum!)

3- "Bana göre birçok kızla takılmak aldatmak sayılmaz. Bu bizim içinde geçerli."

(Evet, bu hafta eski sevgilimle görüşeceğim. Hmm bir de iş yerindeki şu yeni çocukla kahve içeceğiz... Biri görürse diye önceden kılıfını hazırlıyorum!)

4- "Yatakta inanılmazsın."

(Gerçekten inanılmazsın! Buna inanmak istemiyorum, bu bir şaka olmalı! 12 dakika için 12 saat horul horul uyuyan bir adama katlanmam inanılmaz!)

5- "Kendimi senin kollarındayken öyle güvende hissediyorum ki, tek derdim o güçlü pazularının omurgama zarar vermesi."

(Salondaki koltukların yerini değiştirmek istiyorum ve bunun için gönüllü çalışacak birine ihtiyacım var!)

6- "Teninin kokusuna bayılıyorum."

(Duş jelinin kokusuna bayılıyorum. Kesinlikle daha sık yapmalısın!)

7- "Bebeğim, böyle gaz çıkartman gerçekten çok eğlenceli."

(Bir kere daha benim karşımda bunu yaparsan gerçek eğlencenden mahrum kalacaksın...)

8- "Yatakta geçirdiğimiz mükemmel saatleri daha da ateşli hale getirebilecek tek şey bir kaç yoga hareketi denememiz olabilir."

(Biraz bilgilen de mükemmele ne kadar uzaksın kendin fark et istiyorum!)

9- "George Clooney ve Brad Pitt yakışıklı olabilir ama ne yazık ki benim tipim değil."

(40 yaş üstü erkekler benim sınırlarımın dışında kalıyor daha genç ve hızlı birine ihtiyacım var. )

10- "Klozetin kapağını açık bırakabilirsin."

(Traş bıçağını ve jelini kullandım. Ödeştik!)

11- "Tamam hayatım, tabii ki alışverişe yalnız gidebilirim. Sen yorma kendini..."

(Biraz özgürlük, saate bakmadan gezmek, ayakkabılar... Ayağımın altında dolaşmasan iyi olur!)

12- "Tüm hafta sonunu yatakta geçirelim."

(Dışarı çıkacak param yok, tasarruf yaparken iyi vakit geçirmek istiyorum!)

13– "ışini bırakıp hayalinin peşinden koşmak istersen sonuna kadar arkandayım."

(Eğer olur da işler yolunda gider zengin olursan, ben de orda olmak istiyorum!)

14– "Evim 180 ekran plazma için çok küçük. Televizyon senin evinde durabilir mi?"

(Evde tek başına televizyon izlemekten sıkılıyorum, seninle olmak için bir bahanem daha olur fena mı?)
 
1aywK44EzIG.jpg


Erkekleri sinir eden kadın huyları!

Erkekler bunlara deliriyor! Bazı kadınların huyları ya da kadınların bazı huyları erkekleri gerçekten çok sinir ediyor. ışte erkeklerin şikayetleri sonucu, derlediklerimiz...

* Erkekler her şeyden önce kadının kadınsılığını, yumuşaklığını önemsiyorlar. Kesinlikle erkekleşmiş kadınlardan hoşlanmıyorlar.

* Erkeklerin fikir birliği etmişçesine karşı çıktıkları bir başka nokta ise kadınlar tarafından "yolunacak kaz" yerine konulmaları. ışte buna kesinlikle dayanamıyorlar.

* Bu arada erkekler dünyasında aşırı makyajlı, aşırı takılı kadınlar da out!

* Halter, güreş, boks gibi erkek sporları ile uğraşan kadınlar da beğenilmiyor.

* Çelişkili gibi görünse de erkekler ezik, fedakâr kadınlardan hoşlanmıyorlar. Otoriter kadın da erkekler dünyasında prim yapmıyor.

* Şarhoş kadınlar onlar için çekilmez. Ölçüyü kaçırmamak onlar için önemli bir ölçü!

* Giydiğini yakıştırmayan kadınlar da itici bulunuyor.

* Her alanda kendileri ile yarışan kadınlar da erkeklerin dayanamadıklarından...

* Rüküş tabir edilen çorabı kaçık, eteği sökük kadınlara pek şans vermiyorlar.

* ılginçtir, kadınlar tarafından dağınıklıkla suçlanan erkekler de dağınık kadınlardan hoşlanmıyor.

* Koku, erkeklerin en fazla takıldıkları konulardan biri. Nefis kokan kadınlara bayılan erkekler, kötü kokan kadınları itici buluyorlar.

* Aşırı sinirlenip bağıran çağıran kadınlar da ilgi görmüyor.

* Erkekler, yanlarındaki kadının başka erkeğe ilgi göstermesine ise hiç mi hiç katlanamıyorlar.

* Kendi uğraşlarını küçümseyen kadınlara da erkekle tepki duyuyor.

* Erkeklerin kusurlarını ve hatalarını sık sık gündeme getiren kadınlar karınlarını ağrıtıyor!

* Sürekli alışveriş yapan kadınların da pek tutulmadığını söyleyelim.

* Erkekleri dedektif gibi takip eden kadınlar da erkekleri çıldırtıyor.

* Kadın hakları savunucuları ise herkesçe malum erkeklerin en dayanamadıklarından

* Kendilerini babaları, erkek kardeşleri ya da eski sevgilileri ile kıyaslayan kadınlara pek sıcak bakmıyorlar.

* Aşırı kıskanç kadınlar da erkeklerin tüylerini diken diken ediyor.

* Soğuk kadınlar da erkekleri buz gibi soğutuyor.

* Paralarının hesabının sorulması yine erkeklerin dayanamadıklarından...

* Erkeklerin en sinir olduğu davranışlarının başında da kadınların ufacık şeyleri abartmaları geliyor.

* Kadınların en küçük olaylarda bile hemen gözyaşlarına boğulmaları erkekler tarafından tehlikeli silahlardan biri sayılıyor.

* Kadınların giyimleri, makyajları ve saçları ile uğraşmaları da erkeklerin anlam veremediklerinden...

* Uzun tırnaklar genellikle erkeklerin çok hoşlanmadıkları kadın süslerinden biri.

* Çapkınlık kesinlikle erkeklerin tekelinde kalması gereken bir özellik olarak algılanırken, çapkın kadınlardan erkekler ciddi biçimde korkuyorlar.
 
guzel-erkek-ve-kadin.jpg


Erkeklerin Takıntıları


Erkekler herşeyi kadınlar kadar takıntı yapmazlar ancak bazı konularda takıntılara sahiptirler. İşte erkeklerin akıllarına takılan konular..


Size aldığı çiçekler solmuşsa
Bir erkeğin ilişkinin başında size çiçek vermesinin nedeni ilişkide duyduğu heyecanı sizle de paylaşmak istemesi olabilir. Çiçekler, erkek arkadaşınız yanınızda olmadığı zaman salonunuzda veya evinizin baş köşesinde onu temsil ederler. Eğer o çiçeklere iyi bakmazsanız ilişkinize olan inancınızı yitirdiğinizi düşünebilir.

Eski sevgilinize dair anlattıklarınız
Eski erkek arkadaşınızdan bahsederken, sizden kötü şeyler duymayı beklerler. Ona iyi yönlerini anlatırsanız ondan hala hoşlandığınızı düşünüp kafasına takabilir.

Giydiniz ayakkabı önemli.. Ayakkabılarınıza bakara ne istediğinizi anlarlar.
Bir erkek sadece ayakkabılarınıza bakarak bile gecenizin nasıl geçeceğini tahmin edebilir. Eğer çok yüksek topuklu ve sivri burunlu ayakkabılar giyerseniz bu, gece boyunca oturduğunuz yerden kalkmayacağınız anlamına gelir. Eğer biraz kısa olmayı göze alırsanız dans etmeye, karaoke yapmaya veya bir bara gidip geç saatlere kadar takılmaya hazırsınız diye düşünür. Rahat ayakkabılar giyin ki ilişkinizde adımları daha sağlam atın.

Arkadaşlarınızın onun hakkındaki düşünceleri
Erkek arkadaşınızın ailenizle tanışırken heyecanlandığını düşünüyorsanız bir kez daha düşünün. Onları en çok korkutan şey arkadaşlarınızla tanışmak. Sevgiliniz sizi gerçekten önemsiyorsa, arkadaşlarınızın yanında olduğundan farklı gözüküp rol yapmak istemeyecektir. Bu şekilde doğal davranırsa ilişkisinde geleceğe yatırım yaptığım düşünebilirsiniz.

Giyiminiz
Sizin giyim kuşamınıza dikkat ediyor olmanız, hiçbir dikkatli erkeğin gözünden kaçmaz. Giydiylerinizin markasından çok uyum içinde giyinmiş olmanız önemlidir.

Doğum günlerini asla takıntı yapmazlar
Sevgiliniz için doğum gününde dünyaları almanız gerçekten çok ince olduğunuzu gösterebilir ama aslında o gün erkekler özel hiçbir şey yapmak istemez. O hiç istemediği halde bir şey yapsın diye onu zorlarsanız, "Bu kimin doğum günü, senin mi, benim mi?" diye bir soruyla karşılaşabilirsiniz. O güne özel hiçbir plan yapmayın ama eğer o isterse eğlenmeye hazır olun.

Erkek erkeğe dışarı çıkmak
Erkeklerin gece kulübüne gitmelerinin tek sebebi kız tavlamak değildir. Sadece erkek erkeğe vakit geçirmek bile onları çok mutlu eder. Yanlarında kız arkadaşları olduğunda ve bir yere gittiklerinde kendi aralarında çok fazla muhabbet edemediklerinden böyle bir programa ihtiyaç duyuyor olabilirler. Siz yanında olmadan çıkmasında art niyet arıyor olabilirsiniz ancak gece erkek erkeğe gezmeleri gayet masum bir aktivite olabilir.

Her seferinde orgazm olmak
Erkek arkadaşınız her birlikteliğinizde orgazm olmayabilir. Bunu doğal karşılayın ve üzerine gitmeyin. Eğer bukonuda çok fazla üstelemezseniz, sabah uyandığınızda gönlünüzü alabilir!
 
x1pnp_rgmi5o53twE9yaxEJ26s-XSu7q1HsgkNAFCG9lRrvoSkRs3nPuV_SslJLS9uwjNE7OtVNy9zDLhexcDpAos5MU5T0rBWEP4TJWJKFHxumYLtMe3XXnnHxGpY0jNUA0FMI48RrH04


Erkeklerin asla düzeltemediği 7 hata

Erkeklerin uyarılana kadar yanlış olduğunu ya da karşındakini incittiğini bile fark etmedikleri hareketler vardır. İşte erkeklerin 7 klasik hatasına karşı bilinçlenme hareketiniz...

Kadın ve erkeklerin beyinleri farklı çalıştığı için zaten dünyayı da farklı algıladığımız bir gerçektir. Bu birine doğru gelen şeyin diğerine yanlış gelmesine bile neden olacak kadar büyük bir farktır. Ayrıca bugüne kadar kesinlikle fark etmiş olmalısınız; erkekler mükemmel değildir. Hatta onları bazen büyük, kaslı bir problem yığını olarak bile algılayabilirsiniz. Peki, ama elinde kumandayla salonun ortasında yığılmış duran bu kas yığınını Bay Mükemmel haline dönüştürmek mümkün olabilir mi? Bay Mükemmel'e dönüştürmek hayır, ama Bay Mükemmele Yakın'a dönüştürmek evet!

Erkekler pek çok nedenden ötürü neyi yanlış yaptıklarını ya da yanlış yapıp yapmadıklarını anlama yeteneğine sahip değildirler. Onları uyarmak ve onlara yol göstermek gerekmektedir. Aynen çocuklar gibi! İşte erkeklerin uyarılana kadar yanlış olduğunu ya da karşındakini incittiğini bile fark etmedikleri hareketler:

1) Telefonda kaba ve aceleci davranmak!

Erkekler kadınların aksine telefonun sadece bir iletişim aracı olduğunun farkındadırlar. Erkeklerin normalde bir telefon görüşmesinde kullanacakları kelimeler "Merhaba, nasılsın, kaçta buluşacağız ve görüşürüz"den ibarettir. Ancak kadınlar iletişimi uzatma taraftan oldukları için erkeklerin görüşmeleri kısa kesmelerini kendilerine değer verilmediği şeklinde yorumlarlar. Bu noktada belki de erkeklere ufak bir uyarı olası bir anlaşmazlığı giderecektir.

2) Sürekli çözüm üretmek!

Kadınlar konuşmayı bir rahatlama yöntemi olarak görürler. Konuşmanın bir amacı bir sonucu olmasına gerek yoktur. Anlatacaklardır ve karşılarında oturan kişi fazla yorum yapmadan onları dinleyecektir. Kadınların ihtiyaç duyduğu karşılıklı muhabbet budur. Ancak erkekler kendilerine anlatılan sorun ya da benzer şeyleri sürekli çözme yarışı içindedirler. Doğaları gereği sorun çözmeye, çözüm bulmaya alışık oldukları için "sadece dinlemek" onlara çok yabancı bir kavramdır. Çözüm sunabildiği sürece kendini karşısındaki kadın için faydalı ve değerli hissetmeye meyillidirler. Bu nedenle ona sadece dinlenmeye ihtiyacı olduğunu söylemek her iki tarafı da rahatlatacaktır.

3) Kendi problemleriyle uğraşırken susmak!

İşte madalyonun öteki yüzü: Erkekler kadınların aksine kafalarındaki sorunları konuşarak değil susarak çözerler. Erkeklerin kadınlara nazaran sessizliğe çok daha fazla ihtiyaçları vardır. Kafalarında bir sorun olduğunda aynen kapalı kutuya dönüşürler. Kadınlar da kendi doğalarının tam tersi olan bu durumu kabullenmekte zorlanırlar. Erkeklere kadınların bu durumdan alınabilme ihtimalleri olduğu maalesef vahiyle inmemektedir. Bu yüzden bu gibi bir durumla karşılaşan kadının karşısındakine alındığını bildirmesi gerekmektedir. Sadece kafasındakilerden birazcık olsa bile bahsetmesini makul bir dille ve durumu anlatarak rica etmek gerekmektedir. Aksi takdirde o kapalı kutu hep kapalı kalır ve bununla karşılaşan kadınlar da ilgisizlik ya da sevgisizlikle karşı karşıya olduklarını sanırlar.

4) Kaybolduğunda yol sormamak!

İşte klasik bir kadın erkek tartışması sebebi! Arkadaşlarının yeni taşındıktan evi bulmaya çalışan arabalı bir çifti getirin gözünüzün önüne. Erkek kaybolduğunu ya da yolu şaşırdığını fark ettikçe sinirlenecek, hatta yanındaki kadını yanlış yol tarifi almakla suçlayacaktır. Eh, sonuç da hafif ya da büyük ölçekli bir tartışma olacaktır! Erkekler kaybolduklarını ya da diğer bir deyişle bir hata yaptıklarını fark edince bunu itiraf etmeyi gururlarına yediremezler. Karşısındaki erkeği ufak tefek hatalarına rağmen seveceğini gösteren bir kadın erkeğin bir marketin önünde durup yol sormasına, yani gideceği yere hem tartışmasız hem de zamanında varmasına yardımcı olacaktır.

5) Diğer kadınlara bakmak!

Evet, tüm erkekler diğer kadınlara bakar! Bunu kabullenmek gerekmektedir. Erkeklerin gözleri kadınlara oranla karşı cinsine daha duyarlıdır. Her ne kadar her erkek aynı olmasa ve işin içine karakter farklılıkları girse de, erkekler diğer kadınlara bakmaya (ve hatta zararsızca onları çıplak düşlemeye de) meyillidir. Bunun yanındaki kadını üzeceğini de fark edemeyebilirler; çünkü bir erkek başka kadınlara baktığının farkında bile olmayabilir. Kadın ise başka bir erkeğe bakacağı zaman bunu oldukça kapalı, kimsenin fark etmeyeceği biçimde yapabilir. Ama erkekler kesinlikle yaptığı şeyi fark ettirir. Bu yüzden sevgiliniz ya da eşinizden bu durum sizi incittiği için yapmamasını ya da en azından size belli etmemesini rica etmek akıllıca olacaktır.

6) Başkalarının yanında plan yapmak!

Erkekler bazı konularda kadınlardan daha unutkan ve daha az hassastır. Örneğin aileyle görüşme planı bir erkeğin aklından çok kolay biçimde çıkabilir. Yanında arkadaşları varken bu gibi daha önceden yapılan planları unutarak yeni planlar yapmak da erkeklerin farkında olmadıkları ancak kadınları rahatsız eden huylarından birisidir.

7) Gününün nasıl geçtiğini anlatmamak!

Bir erkeğe günü nasıl geçirdiği sorulduğunda alınacak yanıt, "Fena değil" den öteye pek geçmemektedir. Erkekler günleriyle ilgili rapor vermeyi, işinde olup bitenleri karşısındaki kadına anlatmayı pek gerekli bulmaz. Bu durumda kalan bir kadın çok kolaylıkla kendini dışlanmış hissedebilir. Bu yüzden erkeklere günleri ya da işleri ile ilgili tek kelimeyi biraz geçen (bir cümle bile olabilir) açıklamalar yapması söylenebilir.
 
Kusursuz kadın erkeği tembelleştiriyor

Evet, her şeyin mükemmel olmasını istiyorsunuz; ama belki de ona işin daha fazlasını yaptırmanın zamanı gelmiştir!

Iowa State Üniversitesi’nin yaptığı araştırma sonuçlarına göre; kadınlar, kimsenin onay vermediği konularda domestik kararlar alırken, daha fazla enerji harcıyor.

Tabii ki de daha çok enerji harcıyoruz; çünkü genellikle erkekler fark etmeden neyin temizlenmesi, neyin tamir edilmesi ve neyin planlanması gerektiğini görüyor ve işleri daha düzgün yapabilmek için daha çok çaba gösteriyoruz. Bu arada erkekler ise işi daha ağırdan alıyor.

Princeton Üniversitesi araştırmasına göre; erkekler, eğlenceye bizden 90 dakika daha fazla zaman harcıyor. Pensilvanya Üniversitesi araştırmaları da erkeklerin seks konusunda kadınlardan daha mutlu olduğunu doğruluyor.

'Stop Spoiling That Man' (Şu Adamı Şımartmayı Kesin) kitabının yazarı Psikolog John Arden, kadınların genellikle partnerlerinin onları sadece izlerken; kendilerinin daha çok efor harcamasından şikayetçi olduğunu belirtiyor. Bu, erkek arkadaşımıza yaptığımız ikinci akşam yemeğinden ya da ilk hafta sonu tatili planımızdan sonra başlayan bir döngü.

'Meeting Your Match' (Eşinizle Tanışma) kitabının yazarı Jackie Black ise ilişkide bir kişi daha çok görev almaya başladığı zaman, çiftler aktifleşme davranışıyla birbirlerine bağlanıp, otomatikman partnerlerden birinin pasif olmasına neden olur diyor ve ekliyor: "Kadınlar genelde daha aktif, çünkü ihtiyaçlarının tamamen karşılanabileceğine ya inanmıyor ya da güvenmiyorlar." (kadınların bildik güven problemleri, nedenin bu olduğunu tahmin etmeliydik!)

Döngüyü kırmanın tek bir yolu var: Her şeyi yapmaktan vazgeçin! İşte erkeğin omuzlarına daha fazla sorumluluk yükleyebilmeniz için bir kaç öneri; böylece sizde rahatlayabilirsiniz.

Çiftli randevular yapın

Bunu yapmamızın nedeni: 'The Female Brain' (Kadın Beyni) kitabının yazarı Louann Brizendin’e göre bunu yapmamızın nedeni; biz kadınların arkadaşlarımızla birlikte vakit geçirmekten çok keyif almamız. Çünkü sohbet, beynimizdeki mutluluk merkezini harekete geçirip, dopaminle oksitosin hormonu salınımını tetikliyor. Bu, sekse verdiğimiz beyinsel tepkiden farklı...

Erkekler bunu neden yapmaz? Manchester Üniversitesi’nin 2007 yılında yaptığı araştırmaya göre; erkekler, bu konuda kadınlardan daha çok hesap yapıyor. Testosteron hormonunu suçlayabilirsiniz. Çünkü bu yüksek seviyeli hormon, erkekleri duygusal destek arayan bir varlıktan çok; rekabetçi bir varlığa dönüştürüyor.

Çözüm: 'Trading Places' (Yerleri Değiştirmek) kitabının yazarı Les Parrot bir çözüm yaratın; örneğin testosteronu dizginlemek için arkadaşlarla yapılabilecek rekabete dayalı aktiviteler bulun diyor. Bir sonraki davetinizde herkesi atış havuzunun etrafına toplayın, tenis oynayın ya da evde bir poker masası oluşturun. Partneriniz çok geçmeden çiftli buluşmalar için size yalvarmaya başlayacak.

Alanı koruyun

Bunu yapmanızın nedeni: Dışarı adımınızı attığınız an, yabani otları ve yere düşmüş çiçekleri erkeğinizden önce fark edersiniz. Yapılan çeşitli araştırma testleri, yeri değiştirilen veya değişen objeleri fark etme konusunda, kadınların erkeklerden daha üstün bir performans sergilediğini ortaya koyuyor.

Erkekler bunu neden yapmaz? Les Parrot, ne otu; baştan beri erkekler, çevrelerine karşı daha az duyarlıdır diyor ve hemen bir yanlış anmayı düzeltiyor: "Erkeğiniz, yerdeki yaprakları görmezden gelmiyor; onları gerçekten görmüyor."

Çözüm: 'Marriage, a History' (Evlilik, bir Tarih) kitabının yazarı Stephanie Cootz, eğer etrafınız bir stres kaynağıysa, çevrenizi tekrar düşünmenizin zamanı gelmiştir diyor. O halde ya komşularınızı etkileme baskısından kurtulun ya da annenizin standartlarıyla yaşayın. Belki egzotik çiçeklerinizi solmayan çalılıklarla ya da bir parça çimenle değiştirmenin tam zamanıdır. ‘The Lazy Husband’ (Tembel Koca) kitabının yazarı Joshua Coleman, ebetteki her yeşil şey, bakım gerektirir. İşte bu yüzden zeki kadınlar, güç gerektiren işleri erkeklere verirler diyor. Erkekler, kendilerini hareket halinde görmek için sabırsızlardır. Bahçeye pin-pon sahası büyüklüğünde bir çim biçme makinesi almanın saçma olduğunu düşünebilirsiniz ama bu daha çok boş vakit için gerekliyse, kesinlikle değer.


fft5_mf138094.Jpeg
 
kadi0020.jpg


Erkekleri yola getirme kılavuzu

Erkeklerin duygularını belli etmemelerine, konuşmamalarına, dağınıklıklarına gıcık oluyoruz.

Biz de boş durmuyor, beğenmediğimiz huylarını değiştirmek için sürekli didiniyoruz. Didiniyoruz ama acaba umut var mı?Kadınların çoğu aynı şeyleri talep etse de erkeklerin çoğu bu istekleri bile bile yerine getirmez. Geçenlerde yayınlanmaya başlayan bir yarışma programında da, kadınların kocalarının değişmesini ne kadar uzun süreden beri istediğini görünce, bunun genel bir kural olduğuna kanaat getirdik. Formül belli. Biri ister, öbürü reddeder. Bu savaş sürer gider. Hatta 40 yıllık evlilerin her gün aynı konuda tartıştığına bile tanık olmuşsunuzdur. Bazen beyaz bayraklar çekilerek orta yollar bulunur ama çoğu zaman hiçbir ilerleme kaydedilmeden başladığımız noktaya döneriz.

Yine de her zaman umut vardır içimizde; bir gün mutlaka değişeceğini düşünür, bekler dururuz. Zaten çoğu ilişki, ilk başlarda hatalı ve zayıf yönler görüldüğü halde, "ileride değişir" umudu ile başlar. Erkeğini değiştirebilen kadın büyük bir iş başardığını bildiği için, gururlanmakta da haklıdır. Kadın seçer, değiştirmeye uğraşır, bazen pes eder gider ama eğer ilişki devam ederse, değiştirmeye çalışma sevdasından asla vazgeçmez. Size bir sır verelim, "İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur" atasözü aslında erkekleri anlatır. Siz yine de deneyin, umudunuzu yitirmeyin, mucizelere inanın.

DUYGULARINI İFADE EDER Mİ?

Erkekler acil bir durum olmadıkça duygularını belli etmezler. İlişki süresince en çok iki kere acil durum olur: Birincisi kadını elde etmek istediklerinde, ikincisi de ayrılma anında. İlişkinin başında, kadını elde etme günlerinde ifade yeteneklerini har vurup harman savururlar. İlişkinin başı ile sonu arasındaki o ara bölümde ise duygularını ifade etmeye gerek görmezler. Ancak kadın bu, rahat durur mu? İlk günlerdeki, o duygularını hiç çekinmeden açan duygusal erkeğe aşık olmuştur belki de ve onu geri istemektedir. Her yolu dener. Erkek yola gelmez. Hangisi gerçek halidir erkeğin, kadının kafası karışır. İlk günlerdeki duygusallığı tamamen numara mıdır? Yoksa artık onu eskisi kadar sevmiyor mudur? Bu düşüncelerle debelenip duran kadın, belki bilerek, belki bilmeyerek erkeğin duygularını ifade etmesi için her yolu dener. Erkek tuzakları atlatır. O, her zaman gerçek sancıyı, sahtesinden ayırt ederek, çok limitli sayıda olan duygusal cümlelerini acil durumlar için saklar. Kadın ise umutla bekler. Erkek bir gün değişecektir ve duygularını acısıyla tatlısıyla mutlaka ifade edecektir.

SON BİR ÇABA İÇİN: Ona uzun sorular listesi hazırlayın: İlişkinizle ilgili olmayan, yanıtları evet ve hayır olacak basit sorular olmalı. Bu şekilde kendini size açmayı öğrenebilir. Ama bunları yanıtlarken bile kaçamak davranıyor, kendini net olarak ifade edemiyor, duygularını açamıyorsa 80 yaşına da gelse ketum davranacaktır, umut yok.

DÜZENLİ BİRİ OLUR MU?

Bir erkekle evlenmeden ya da uzun bir süre aynı evde yaşamadan düzenli biri olup olmadığını anlamanız pek mümkün değildir. Kimisi takıntı derecesinde düzenli olduğu halde rahat olduğunu düşünür, kimisi ise iflah olmaz derecede dağınık olduğu halde düzenli biri olduğuna inanabilir. Bunlara aldanmamanızda fayda var. İşin aslı, dediğimiz gibi ancak aynı evde yaşamaya başladıktan sonra çıkar ortaya. Dolapları düzenli mi, dağınıksa da aradığı şeyi aradığı yerde bulabiliyor mu (bu da iyiye işarettir) gibi ipuçlarından faydalanabilirsiniz. Onu çoraplarını ortaya atmaması için ikna etmeniz deveye hendek atlatmak kadar zordur. Çoğu erkek için, annesi ile yaşadığı dönemlerden miras kalan, kalıplaşmış bir tavırdır bu çünkü. Gerçekten çok uğraşmanız, saatlerce dil dökmeniz, konuşmak işe yaramazsa tehdit etmeniz ya da uzun vadede tavır almanız gerekebilir.
Kendinizi çok çaresiz hissederseniz onu bir evcil hayvan eğitmenine teslim edebilir veya vahşi dünyasında tek başına bırakabilirsiniz! Şaka bir yana ya değişmesi için canınızı dişinize takıp yılmadan uğraşacaksınız ya da kendi huzurunuzu hiç bozmayarak siz ona uyum sağlayacaksınız. Bu da arkasından çoraplarını toplamak, çekmecelerini düzenlemek ve yağlı elleriyle tuttuğu eşyaları yıkamak anlamına geliyor.

SON BİR ÇABA İÇİN: Evini ya da beraber paylaştığınız ortamı, gerçek bir ahıra dönüştürün. Ondan beş kat daha fazla dağınık olun. Buna rağmen kılı kıpırdamıyor ve huzursuz, hissetmiyorsa, ormanda yaşamak isteyen bir aslanla berabersiniz demektir ve ne yaparsanız yapın evcilleşmeyecektir.


AĞLAR MI?

Erkekler böyle yetiştirilmişler; aile baskısı, toplum baskısı derken, yüzleri doğuştan Botoks'lu gibidir. Duygularını ele vermez ve ağlamak için gerekli kasları, mimikleri kullanamazlar. Birçok şarkı sözü ile de tescillenmiş bir durumdur bu: Erkekler ağlamaz!
Aslında bu bir efsanedir. Elbette onlar da ağlarlar ancak bizim istediğimiz zamanda, yerde ve bizim istediğimiz konular için ağlamazlar. Yani, "İlişkimiz iyi gitmiyor galiba" dediğinizde, onlardan sulu gözlülük bekleyemezsiniz. Oysa ağlasa anında ne kadar çok sevildiğinize ikna olarak, ayrılık konuşmalarından vazgeçeceksiniz değil mi? Hayır, erkeğin tam da bu noktada ağlamasını bekleyemezsiniz. Çünkü ona göre bu anda ağlamak zayıflıktır. Aksine, böyle bir konuşmada, birden neye uğradığını, terk edilmek üzere mi olduğunu düşünerek savunma kalkanlarını bileyerek çıkar karşınıza. Ağlamak ne kelime, hiç görmediğiniz kadar duygusuz bile olabilir. Kadınlara karmaşık derler bir de. Oysa duygularını ifade etmek yerine, savunma mekanizmalarını ve egolarını işleterek binbir kılığa bürünen erkekler daha karmaşık değiller mi?
Erkeklerin bazı kategorileri vardır. Ağlamayı zayıflık ve kadın işi olarak gördükleri anlar ile coşkunun yansıması, büyük bir hüznün dışavurumu gibi gördükleri anlar olarak ikiye, üçe ayrılabilirler. Romantik bir filmde duygulansalar bile kendilerini tutarlar ama sonra takımları maçı bir puan farkla kaybettiğinde ağlayabilirler. Siz şaşkınlıkla bakakalırsınız. Özel mevzularda ise tabii ki topluluk önünde ağlamazlar, tek başlarınayken bir-iki damla çıkar ortaya belki, onu da görebilirseniz... Peki, şimdi tablo net: sosyal ve psikolojik sebeplerle elimizde ağlamayan bir erkeğimiz var. Onu nasıl ağlatacağız? Ancak asıl büyük soru şu: Neden onun ağlamasını istiyoruz? Bunu istememizin ardında, onun da duygusal olduğunu ispat etme isteğimiz var tabii ki. Böylece yüreğimize biraz su serpilecek, hatta belki, bizi sevdiğine ikna bile olacağız. Masum bir istek gibi görünüyor ama illa sevgisinin, acı çektiğinin, pişman olduğunun, sizi geri istediğinin göstergesi olarak ağlamalı mı? Bunu başka şekillerde de gösterebilir ve göstermiştir de. Niye onun bizim gibi davranmasını istiyoruz? Bırakalım onlar bizden farklı olsun. Bırakalım ağlamasınlar. Bırakalım, biraz daha "erkek" olmaya çalışsınlar.

SON BİR ÇABA İÇİN: En son ne zaman ve ne için ağladığını sorabilirsiniz. Yanıtı, ağlamakla ilgili hassasiyetini anlamanızı sağlar. Böylece onu gerçekten derinden etkileyen konuları da öğrenmiş olursunuz. Ağladığınızda kendinizi ne kadar rahatlamış hissettiğinizi de anlatabilirsiniz. Hiç ağlamadığını söylüyorsa, ilişkiniz söz konusu olduğunda da ağlamayacaktır, boşuna yorulmayın.

BENİ DİNLER Mİ?

İdeal erkeğimizin özellikleri arasında, ne hakkında konuşursak konuşalım bizi dinleyebilmesi de vardır. Sakince, sözümüzü kesmeden dinleyen erkek az bulunur. Ancak kız arkadaşınızla, annenizle ya da iş arkadaşınızla yaşadığınız bir sorunu uzun uzun anlatabileceğiniz, güzelce, sıkılmadan dinledikten sonra da çok yerinde tavsiyelerde bulunacak bir erkek arkadaş neden hayal olsun ki? Korkmayın sizin de şansınız olabilir.

SON BİR ÇABA İÇİN: Baktınız hiçbir şey işe yaramıyor, bir süre ona bir şey anlatmayın, o kendi kendine merak edip soru sorduğunda kısa yanıtlar verin. Baktınız gerçekten ilgileniyor, yavaş yavaş daha çok şey anlatmaya başlayabilirsiniz. Dinleme kapasitesinin maksimum üç dakika ile sınırlı olduğunu ise sakın unutmayın!


SÜRPRİZ YAPAR MI?

Erkeğin sürpriz kelimesinden anladığı her zaman bizimki ile eş anlamlı değildir. Onlar için bu, 'beklenmedik, kötü bir şey' anlamına geliyor olabilir. Bu nedenle sürpriz yapmaya ve sürpriz yapılmasına karşı tepkililerdir. Biraz da ürkerler bundan. Sürpriz yapmak söz konusu olduğunda erkeklerde yoğun bir performans kaygısı başlayabilir, öyle ya, nasıl bir sürpriz yapacaktır? Yeterince yaratıcı olabilecek midir? Sizi tatmin edebilecek midir? Sadece sizden değil, çevrenizden de övgüler alacak mıdır? Bu, yataktaki performans kaygısının bile çok ötesindedir. Bu durumda, onun için en iyi çözüm, performans kaygısı yaşamaktansa, hiçbir şey yapmamaktır. Sürpriz yapma becerisi doğal bir yetenektir ve çoğu erkeğe bahşedilmemiştir.

SON BİR ÇABA İÇİN: Sürprizleri ne kadar çok sevdiğinizi söylediniz ama işe yaramadı mı? Onun haricindeki herkese muhteşem sürprizler hazırlayın. Karşılığında onların da size minik sürprizler yaptığını gösterin. Bunlar, ona, kendini oyun dışında bırakılmış hissettirmiyorsa, hiç zorlamayın. Onu fazla zorlamamakta tayda var. Değiştirmeye çalıştıkça daha büyük fiyaskolarla karşılaşabilirsiniz. En iyisi olduğu gibi bırakın. Bir gün kendiliğinden, olur da doğum gününüz için amatör bir sürpriz organizasyon yaparsa, sadece gülümseyin. Bilin ki bu bir başlangıçtır ve ancak onu takdir ederseniz devamı, daha iyileri gelebilir.
 
Biraz da eğlenelim:):)

Kadınlar, Erkekler, hem Kadınlar hem Erkekler için

Kadınlar için

Eşiniz sayesinde dosta düşmana sizi de beğenen, isteyen (üstelik nikâhına alacak kadar) biri olduğunu gösterdiniz en sonunda.

Belki yıllarca uğraşıp didinseniz de elde edemeyeceğiniz bir statüye nikâh cüzdanıyla bir anda kavuşuverdiniz.

Bozulan musluk, sallanan sandalye bacayı, gevşemiş vidalar, vs. için eve tamirci çağırmanız gerekmez, eşiniz hepsini halleder.

Eşyaların yerini değiştirmek istiyorsunuz; hepsi de çok ağır. Kim taşıyacak onları? Tabi ki de eşiniz!

Pazar günü şöyle arabayla dolaşmak istedi canınız. Özel şoförünüz eşiniz emrinizde.

Eskiden futboldan nefret ederdiniz. Eşiniz sayesinde yeni bir tutkunuz oldu.

Gece evde yalnız kalmaktan, hırsızdan, uğursuzdan korkuyorsunuz; eşiniz gönüllü "bodyguard''ınız.

Eşleriniz olmasa en yakın arkadaşlarınızla kahve içerken kimi çekiştireceksiniz?

Alışverişe gittiniz, evin erzağını düzdünüz. Torbaları taşımak centilmen bir erkek olarak eşinizin görevi.

Geçiminizi temin etmek için çalışmanıza gerek yok. Bunu sizin yerinize eşiniz yapıyor nasıl olsa.

Erkekler için

Akşam yorgun argın eve geldiğinizde, annenizinki kadar lezzetli olmasa da sizin için hazırlanmış yiyecek bir şeyler bulabilirsiniz.

Çamaşırınız yıkanır, ütüleriniz yapılır, eviniz temizlenir... ''Gak'' deyince temiz don, ''Guk'' deyince temiz çorap verilir elinize; daha ne olsun?

"Pembe dizi''leri duyardınız da ne olduğunu bilmezdiniz. Eşiniz sayesinde öğrendiniz, hatta hoşunuza bile gitmeye başladı.

Dükkân dükkân dolaşıp kendinize gömlek, kravat seçmekten nefret ederdiniz. Şimdi sizin yerinize bunu eşiniz yapıyor. Gerçi en son aldığı sarı üzerine yeşil çizgili gömlek sizi hiç açmadı, ama neyse.

Ara sıra yapılan küçük kaçamaklar, ufak tefek yalanlar hayatın tadı tuzudur. Bu tadı eşinize borçlusunuz; eşiniz olmasaydı ne kaçamaklar olacaktı hayatınızda ne de yalanlar.

Hem Kadınlar Hem Erkekler için

Kavga etmek de bir ihtiyaçtır. En yakınınızda kim var bağırıp çağıracağınız? Eşiniz!

Olur ya! Bir gece yarısı canınız sevişmek istedi. Eşiniz hazır nazır yanı başınızda yatmakta.

Çok güzel filmler var vizyon da. Yalnız da gidilmez ki. Eşiniz ne güne duruyor?

Davetlere icabet etmeniz gerekiyor. Kavalye / dam aramanıza gerek yok, eşiniz var.

Doğum günü, yılbaşı, evlilik yıldönümü gibi özel günlerde size hediye verecek biri var hayatınızda.

Gece uyurken üstünüz açılsa, sizi kim örtecek? Tabii ki eşiniz.

Anne / baba olmak istiyorsunuz. Çocuğunuzun anne / babasının bildiğiniz, tanıdığınız, güvendiğiniz ruh ve beden sağlığı yerinde biri olmasını istersiniz elbet. ''Damızlık'' eşiniz emrinizde.

Küçüklüğünüzden beri geniş bir aileye sahip olmak isterdiniz. ışte size görümceler, baldızlar, kayınbiraderler, eltiler, kayınvalideler, kayınpederler, bacanaklar, halalar, teyzeler, amcalar, dayılar, enişteler, yengeler... (Ay fenalık geldi.)

Başarısızlıklarınıza, mutsuzluklarınıza fatura edeceğiniz biri olmalı hayatınızda. Eşiniz bunun için biçilmiş kaftan.

Kimseye kendinizi yeniden ifade etmek, beğendirmek zorunda değilsiniz.

Eşiniz sizi sizden daha iyi tanıyor, rahatınıza bakın!

Sizi kimsenin kıskanmadığını düşünün. Kendinizi işe yaramaz biri gibi hissetmez misiniz?

Eşiniz sizi tez günde bu duygudan kurtaracaktır, hiç üzülmeyin!

Yaşınızı başınızı aldınız, bu günkü görünümünüzle eş bulmanız biraz zor. ıyi ki zamanında evlenmişsiniz, eşinize dört elle sarılın...

Alıntı
 
Tek ve basit bir hayat yaşadığınızı sanıyorsanız, yanıldığınızdan emin olabilirsiniz. Çünkü her kadın, yaşam içinde farklı roller üstlenir. Ve asıl önemli olan, bu rollerin tadını çıkarmayı bilmektir.

Sevgili, eş, anne, evlat, olgun kadın, genç kız... Biz kadınlar gündelik hayat içinde adeta kılıktan kılığa girer, hatta ara sıra bu kadar fazla kimlikle başa çıkamayacağınız duygusuna kapılıp kendimizi son derece çaresiz hissederiz. Özünde sağlam bir karaktere ve belli kişilik özelliklerine sahip olsak da kabul edin, zaman zaman bulunduğumuz ortama ya da birlikte olduğumuz kişilere göre kabuk değiştirmeyi çok iyi biliriz. Aşırı gelişmiş sezgileriniz sayesinde kimin yanında nasıl davranmamız gerektiğini kestirir, ona göre hareket ederiz. Dört dörtlük bir kadın olmanın sırrı ise rollerimizin hepsini her zaman kusursuz oynamamız değil, onlardan keyif almayı, onlarla barışık yaşamayı becermemizdir. İşte tek bir hayata sığdırmaya çalıştığımız rollerimizden bazıları...

Ev kadını: İstediğiniz kadar modern bir yapıda olun, istediğiniz kadar iş kadını kimliğinizle özdeşleşin, darmadağınık, pis, zevksiz, özensiz bir evde yaşamak konusunda özel bir yetenek geliştirmediyseniz, ev kadını rolünü oynamak ve bekar olsanız bile evinizde kurduğunuz düzene sahip çıkmak zorundasınız demektir, işe lekeli ceketler ya da ütüsüz pantolonlarla gitmeniz mümkün mü? Ya da yemek yapmaktan vazgeçmeniz? Diyelim ki bir yardımcınız var ve her işinizi o yapıyor. Kopan düğmenizi de mi ona diktireceksiniz? Tabii ki özel bir ilginiz yoksa anneniz gibi zeytinyağlı dolmalar saramaz, dantel örtüler işleyemezsiniz, zaten buna vaktiniz de yok. Fakat sunu unutmayın ki artık ev kadınlığıyla iş kadınlığı birbiriyle çelişen kimlikler olarak kabul edilmiyor. Kariyeri konusunda son derece titiz kadınlar aynı titizliği evlerinde de gösteriyor, hatta hobi olarak yemek ya da; dikiş kurslarına bile katılıyorlar. Hafta sonu evleriyle meşgul olmayı ekstra bir yorgunluk değil, aksine dinlendirici bir aktivite olarak görüyorlar. Yani artık ev kadınlığı modern kadınlar arasında hor görülen değil, takdir edilen bir rol…

Soğuk vamp: Eskiden kadınlar okulu bitirir bitirmez evlenir, çocuk yapar ve hayatlarını sadece anne kimliğinin gölgesinde sürdürürlerdi. Oysa şimdi sadece kariyer peşinde koştukları için değil, biraz da kendileri gibi bekar kadınlardan cesaret aldıkları için evlenmek yerine yalnız yaşamayı tercih ediyorlar. Tek başlarına ya da arkadaşlarıyla birlikte rahat rahat eğleniyor. Bu arada yakışıklı erkeklerle flört etmeyi de ihmal etmiyorlar. Bu flörtlerin vazgeçilmez numarası ise tabii ki soğuk vamp... Eğer siz de gece hayatını sevenlerdenseniz, bu rolü bir gün mutlaka oynamalısınız. En seksi kıyafetlerinizi giyerek gittiğiniz bir barda buz gibi tavırlarınızın üzerinizdekilerle yaratacağı çelişki, sizin gibi cool erkekleri mıknatıs gibi yanınıza çekerken cıvıkların da sizden uzak durmalarını kolaylaştıracaktır. Unutmayın ki en sıcakkanlı, en neşeli kadın bile gerektiğini düşündüğü ya da hissettiği durumda bir buzdağı kadar soğuk ve sessiz olmayı, konuşması yerine doğal güzelliğinin ve seksapelinin ilgi çekmesini sağlamayı bilmelidir.
Şefkatli anne: Eski kadınlar anne kimliğinin gölgesinde yaşarlarmış derken elbette artık annelik öldü demek istemiyorum. Aksine günümüzde pek çok kadın 30'lu yaşlarında hormonlarının sesine kulak vererek kariyerlerine ara vermeyi bile göze alıyor, evlenip anne olmanın, bir aile kurmanın, çocuk büyütmenin mutluluğunu yaşıyorlar. Bir kadının rolleri arasında tartışmasız en zoru, ama aynı zamanda en zevklisi annelik... Sonsuz özveri, sabır ve güç gerektiren, ama insana bambaşka duygular tattıran, tarifsiz bir kimlik... Zaten hiç kimse ve hiçbir şey için yaşantısından ödün vermeyen, bencil sayılabilecek bir karaktere sahip kadınların bile çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek uğruna zevklerinden, meraklarından, çevrelerinden ve yaşadıkları sorumsuz hayattan hiç düşünmeden vazgeçmeleri de bunu kanıtlamıyor mu? Çocuğunun adım adım büyümesine tanıklık etmek, ona yaşamda yol gösteren bir rehber ve arkadaş olmak, başarılarıyla gururlanmak birçok kadın için çok önemlidir. Dolayısıyla tüm zorluklarına ve sıkıntılarına rağmen tadını çıkarması en kolay rol şüphesiz şefkatli anneliktir.

Babasının kızı: En güçlü anne, en olgun ve ayakları üstünde durmayı bilen kadın bile hayatinin her evresinde bir yanıyla babasının küçük prensesidir. Çoğumuz hayatla başa çıkamadığımızda, insanlar tarafından hayal kırıklığına uğratıldığımızda ve özellikle de aşkta hüsrana uğradığımızda soluğu ailemizin yanında alır, kendimizi babamızın ilgi ve sevgisine, sıcak tesellilerine ve her zaman işe yarayan öğütlerine bırakırız. Küçükken babasının yakınlığından nasibini alan bir kadın için ilerleyen yaşlarda hayata tutunmak ve kendine güvenmek çok daha kolaydır. Manevi desteğin yanı sıra biliriz ki maddi olarak da başımız sıkıştığında, işten çıkarıldığımızda, kiramızı ödeyemediğimizde ya da yeni bir araba almaya kalktığımızda babamız bize elinden geldiğince yardımcı olacaktır. Ondan korkmaz, ama sonsuz saygı duyarız. Hayat tecrübesinden, insanlar hakkındaki bilgisinden, ileri görüşlülüğünden faydalanmaya çalışırız. Hatta farkında olmadan hep ona benzeyen erkeklerle birlikte oluruz, ama bir yandan da biliriz ki hiçbir erkek onun yerini tutamaz, bizi onun gibi koşulsuz ve karşılıksız sevemez.

Başarılı iş kadını: Aileniz ya da arkadaşlarınızla birlikteyken istediğiniz kadar anlayışlı, hoşgörülü ve cana yakın olabilirsiniz. Fakat iş hayatının kurallarının çok farklı ve bir o kadar da acımasız olduğunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Senelerce eğitim gören, uykusuz gecelerde sınavlara hazırlanan, okulu bitirmek için elinden geleni yapan her kadın iyi bir iş edinmek, mesleğinde başarılı olmak ve kariyer yapmak ister. Dolayısıyla çalışma hayatının içindeyseniz, iş kadını rolü sizin için vazgeçilmez demektir. Erkeklerin hakimiyet kurduğu bir dünyada dişinizi tırnağınıza takıp kendinizi kanıtlamaya, sizi kıskananların önünüze koydukları engelleri aşıp patronunuzun takdirini kazanmaya ve hak ettiğiniz şekilde terfi etmeye çalışırsınız. Rolünüzü hakkıyla oynamak için didinip dururken bir yandan da duygusal hayatınızı dengelemeye, arkadaşlık ilişkilerinizi sürdürmeye, ailenize vakit ayırmaya ve varsa çocuklarınızla meşgul olmaya çalışırsınız. Bu anlamda başarılı iş kadını rolü herhalde bir kadını en çok yoran ve en sık ümitsizliğe kapılmasına neden olan roldür. Çünkü istediğiniz kadar yetenekli olun, bu rolde ne kadar başarılı olacağınız yalnızca size değil, iş ortamındaki başka insanlara da bağlıdır.
Genç kız: İşte bir kadının rolleri arasında en tatlısı, en keyiflisi... Her kadın kendini zaman zaman hayat dolu, şımarık, flört düşkünü, neşeli bir genç kız gibi hisseder ve böyle hissettiği zaman da girdiği her ortama renk getirir. Alışveriş ve kafeler, rengarenk giysiler ve ayakkabı tutkusu, sıkı dostlar ve dedikodu, pijama partileri ve içip içip dağıtılan geceler. Brad Pitt hayranlığı ve çikolata zaafı... Yaşımız kaç olursa olsun, hepimiz bazen 18 yaşındaki bir genç kızın saflığı ve cesaretiyle hareket eder, küçük kaprislerimize ve bağımlılıklarımıza yenik düşer, mantığımızı bir kenara atıp duygularımıza kulak verir, hatta kimi zaman abartıp duygusal ilişkimizde çocuk gibi hareket ederiz. Bütün bu davranışların kaynağı buluğ çağından itibaren benimseyip sonra da bir türlü kurtulamadığımız ve kurtulmak istemediğimiz genç kız rolümüzdür ve gerektiğinde olgun, aklı başında bir kadın gibi davranmayı çok iyi becersek de içten içe biliriz ki hayatın tadı asıl bu rolle çıkar.

Alıntı haydi net
 
super ıdı sevgılı yesılım abla ve sardunya zakkum cok teşekkurler..
cıktısını alıp dosyama eklıycem ılerde lazım olcak:)))))
 
Aşk insanoğlunun hissettiği en güzel duygu... Onunla beraber geçirdiğniz anlar sizin o güne kadar geçirdiğiniz en mutlu anlar belki de…Herşeyin sonsuza kadar devam etmesini istiyorsunuz..Ama işler umduğunuz gibi gitmeyebilir. Fırtınalı başlayan aşklar kasırgayla sona erebilir. Onunla yaşadığınız unutulmaz anlar sizin için bir kabusa dönüşebilir. Bu durumda yaşanan güzelliklerin ardından herşeyin bittiğine inanmak elbette ki çok zor. Fakat bu zor dönemi aşmanın da yolları var. Yeter ki kendinizi iyi hissetmekten alıkoymayın. Unutmayın kendinizi harap ederek hiçbir yere varamazsınız. Uzmanlar, bu zor dönemi en iyi şekilde atlatmanız için şunları öneriyor:

*Sosyal yaşamdan kopmayın.

*Bu dönemde yalnız kalmak isteyebilirsiniz, ancak yalnızlık, kendinizi iyi hissetmenizi sağlamayacak, sizi daha çok yıpratacaktır.

*Aileniz ve arkadaşlarınızla daha çok zaman geçirin, belki de onları uzun zamandır ihmal ediyordunuz.

*Onunla beraberken yapmak isteyip de yapamadığınız şeyleri yapın.

*Size, onu hatırlatacak şeyleri ortadan kaldırın.

*İmkanınız varsa, kendinize yakın hissettiğiniz biriyle küçük bir tatil yapın, kafanızı toplamanız için faydalı olur.

*Küçük şeylerden zevk almaya çalışın, mutlu olmak sizin elinizde.

*Güçlü olun ve onun sizi hak etmediğini düşünün.

*Tüm bunların ardından, kendinizi asla yeniden aşık olmaya zorlamayın.

*Sizi en mutlu eden şeyleri yeniden düşünün, o olmadan önce neler yapardınız şöyle bir sayın.

*Tüm bunlara rağmen içinde bulunduğunuz zor durumdan kendinizi bir türlü kurtaramıyorsanız, mutlaka bir psikoloğa başvurmalısınız.

Alıntı. Kadınlık com.
 
Back