• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kadın Erkek İlişkileri

Doğum günü ve evlilik yıldönümü başta olmak üzere özel günlerde hatırlanmanın, kadınların en önemli duygusal beklentisi olduğu belirtildi.

Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Murat, “Kadınlar, 18 yaşında iken hangi heyecan ve tutkuyla sevilmişse 50 yaşına geldiğinde dahi hep aynı heyecan ve tutkuyla sevilmeye bekler” dedi.

GAZİ Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Murat, kadınların özel günlerde eşlerinden beklentisini hediyeyle sınırlamanın yanlışlığına dikkati çekti. “Kadınlar, doğum günü ve evlilik yıldönümü başta olmak üzere özel günlerde hatırlanmayı çok isterler” diyen Murat, kadınların bu istemini bir hediye ile olduğu gibi bir çift güzel söz ya da bir anıyla karşılamanın da olanaklı olduğunu ifade etti.

Murat, erkeğin bu konuda eşine yapabileceği en büyük yanlışın özel günü hatırlamamak olduğunu ifade ederek, şu önerilerde bulundu: “Özel günler erkeğin eşine onu çok sevdiğini, onun kendisi için çok önemli biri olduğunu belirtmesi için belki de en önemli fırsattır. Yalnızca doğum günü ya da evlilik yıldönümü değil kadını ilgilendiren kadınlar günü, öğretmenler günü gibi diğer özel günler de erkeğe eşinin kalbini kazanma fırsatı veren günlerdir. Erkekler doğum günlerinde ya da diğer özel günlerinde hatırlanmadıklarında genelde üzülmezler. Ama kadınlar kesinlikle böyle değildir. Erkekler kadınların bu duyusal özelliğini dikkate almayı ihmal etmemeliler. Örneğin, uzun süredir arzu ettiği, ancak alamadığı bir hediyenin sunulması kadının çok hoşuna gider.”

Murat, bu günlerde hemen her kadının hediyenin ucuz ya da pahalı olmasının kendisi için önemli olmadığını ifade ettiğine dikkati çekerek, bu ifade bir yana hediye paketinden bir pırlanta yüzük çıkmasının her kadının beklentisi olduğunu kaydetti.

BOL BOL İLTİFAT EDİN

Kadınların özel günlerinde mümkün olduğunca çok iltifat işitmek istediklerini kaydeden Murat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eşinize bol bol iltifat edin. Mümkünse günler öncesinden kendinizi bu güne hazırlayın. Kadınlar duygusal ilişkide hep aynı heyecanı yaşamak ister. 18 yaşında iken hangi heyecan ve tutkuyla sevilmişse 50 yaşına geldiğinde dahi hep aynı heyecan ve tutkuyla sevilmeye bekler. Sakın eşinizin bu istemini görmemezlikten gelmeyin.”

Alıntı
 
18 yaşında iken hangi heyecan ve tutkuyla sevilmişse 50 yaşına geldiğinde dahi hep aynı heyecan ve tutkuyla sevilmeye bekler. Sakın eşinizin bu istemini görmemezlikten gelmeyin

güzel paylaşım teşk ederiz.
kaydirigubbakcemile4
 
Kadınlar aşık oldukları zaman -en akıllıları bile- aşkın büyüsüne kendilerini kaptırıp bir takım hatalar yapıyorlar. Bu hatalar bir süre sonra ilişkide sorunlar yaşanmasına hatta ayrılığa kadar götürebiliyor. İlişkinizi ayrılığa kadar sürükleyecek bu hatalara düşmemek için bunların farkına varmanız ve önerilerimizi dikkate almanız faydalı olacaktır.

Onun koruyucu meleği olmaktan vazgeçin

Erkeğinizin binbir türlü sorunu olabilir; işiyle ilgili sorunları olur, parasa sıkıntı çekiyor olabilir, arkadaşlarıyla ilişkileri konusunda sorunlar yaşıyor olabilir.. bu liste böyle uzar gider. Tabi ki böyle bir durumda ona yardımcı olmanız, onun yanında olduğunuzu hissettirmeniz gerekir. Ama bunun dozunu bilerek... Eğer onun koruyucu meleği olmaya soyunursanız bir de bakarsınız ki elinizden uçmuş gitmiş. Sonra bu kadar fedakarlığın karşılığı bu mu olacaktı diye kendi kendinizi yer durursunuz. Bunun için eğer sonradan pişman olmak istemiyorsanız sınırı nereye çizeceğinizi iyi bilin, sorunlarıyla ilgileneceksiniz tabi ki ama bütün sorunlarını siz çözmeye kalkarsanız sonradan kendinizi yalnız bulacağınızı unutmayın.

İlişkiyi sadece cinsellik olarak görmeyin

Cinsellik bütün ilişkilerin vazgeçilmezidir. Ama birlikte geçirdiğiniz zamanın çoğu yatakta geçiyorsa durup düşünmekte fayda vardır. Tutkulu bir aşk bazen yalnız olmaya tercih edilebilir ama belli bir yerden sonra sadece cinsellik tatmin etmez. Sadece iyi bir cinsel hayatla tatmin olan kişiler duygusalık içeren ciddi ilişkilerde başarısız olabilirler. İlişkinizin cinsellikten öteye gidip gitmeyeceğini anlamak için birlikte bir takım sosyal aktivitelerde bulunmayı deneyin. Eğer başarısızsanız boşa vakit kaybediyor olabilirsiniz.

Ne düşündüğünüğü tahmin etmesini beklemeyin

Birbirinize ne kadar yakın olursanız olun aranızda telepatik bir bağ oluşması mümkün değildir. Bu yüzden en iyisi işi sevgilinizin tahminlerine bırakmaktansa açık açık konuşun. Ayrıca erkeklerin kadınlar kadar güçlü içgüdüleri yoktur. Bu yüzden sizinle ilgili bir takım şeyleri hissetmelerini veya anlamalarınızı beklerseniz daha çok beklersiniz. Yanlış anlamayın bunun sebebi size önemsememeleri ya da ilgilenmemeleri değildir, sadece içgüdüleri fazla gelişmemiştir. Bu yüzden hislerinizi açıkça ifade edin.

Herşeyi unutup hayatınızı ona adamayın

Yeni başlayan bir ilişkide günün 24 saati onu düşünmek hoş olabilir. Ama uzun dönemde bunu bütün hayatınıza yayarsanız birçok kaybınız olacaktır. Sevgilinizi hayatınızın odak noktasına koymak ve hayatınızı ona adamak bir süre sonra onun sizden kaçmasına neden olabilir. Bu onun için ağır bir sorumluluktur ve kendini ağır bir baskı altında hissedebilir. Ayrıca bu durum kız arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizi de olumsuz yönde etkiler. Hayatınızı sevgilinize adayıp kız arkadaşlarınızı ihmal ederseniz kız arkadaşlarınız da sizden uzaklaşmaya başlar.

İlişkinizin çok hızlı gelişmesi için çalışmayın

İlk görüşte aşka inansanız da gerçek anlamda aşk, sevgi, bağlılık gibi duygular zamanla gelişir, olgunlaşır. İlişkinin başında baskı yapmak onu kendinizden uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Siz üstüne gittikçe sizden kaçar. Bu durumda yapılabilcek en iyi şey olayları kendi gelişimine bırakmaktır.

Alıntı
 
Eşlerin, evlilik hayatlarındaki sıkı etkileşim sonucu, bir süre sonra kaçınılmaz olarak aynı özellikleri ve tepkileri göstererek, birbirlerine kardeş gibi benzemeye başladıkları, bu süreçte ise kadının erkeğe oranla daha baskın olduğu bildirildi.

Evliliklerde erkek ve kadın açısından farklı ve ortak kazanımlardan söz etmenin mümkün olduğunu belirten Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı ve Psikolojik Hizmetler Uzmanı Prof. Dr. Ömer Üre, 8-10 yılı bulan birlikteliklerin ardından, eşlerin, girdikleri yakın etkileşim ve paylaşım süreci nedeniyle birbirlerine daha yakın veya aynı özelliklere sahip olmaya başladıklarını kaydetti.

Bunun temelinde, çiftlerin çatışmadan ve uyumsuzluktan kaçarak, toplumun beklentilerine uygun yaşama isteği yattığını dile getiren Prof. Dr. Üre, “Eşler birarada yaşarken, davranışlarını karşılıklı olarak dengelemeye çalışıyor. Bu, zamanla kaçınılmaz olarak çiftlerin kardeş gibi birbirlerine benzemesi ve aynı olaylara benzer tepkiler göstermesi sonucunu doğuruyor” dedi.

“GİZLİ ANAERKİL AİLEDE, KADIN DOMİNANT”

Evlilikte adaptasyon sürecini tamamlayan çiftlerin birbirlerini etkileme oranlarının eşit olmadığını da vurgulayan Prof. Dr. Üre, bu noktada kadınların erkeklere oranla baskın çıkması nedeniyle kendi şart ve özelliklerini erkeklere kabul ettirmede daha başarılı olduklarını kaydetti.

Prof. Dr. Üre, bu başarıda kadınların cinselliğin merkezinde yer almalarının ve yapılarından gelen doğal özelliklerinin etkisinin büyük olduğunu belirterek, “Burada en azından Türk toplumunda gizli bir anaerkilliğin varlığından söz edebiliriz. Erkekler her ne kadar iplerin ellerinde olduğunu düşünse de, kadınla çok fazla çatışma içine girmek istemiyor ve belli etmeden, onun isteklerine uyum sağlamaya yöneliyor” diye konuştu.

“KÖYDE DE KENTTE DE AYNI”

Bu durumun, kırsal kesimdeki köylü ile kentte yaşayan eğitimli kadında da aynı olduğunu belirten Prof. Dr. Ömer Üre, ilerleyen yaşlarla birlikte bu gerçeği daha açık bir şekilde gözlemlemenin mümkün olduğunu dile getirdi.

Erkeklerin yaşlandıkça daha az kavgacı, daha uyumlu ve yumuşak huylu bir karakter yapısına büründüğünü anlatan Prof. Dr. Üre, şöyle konuştu: “Biz erkekler, yaşlandıkça daha feminist oluyoruz. Toplum tarafından kadınsı sayılan bazı özellikler kendini göstermeye başlıyor. Kadınlar ise tam tersine bir gelişmeyle, daha sert kararlı ve keskin bir yapı ortaya çıkıyor. Bu durumun nedenleri arasında, hormonal dengenin önceki yıllardan daha farklı olması da var. Hormonal denge, çiftlerde tersine davranış kalıplarının gelişimine yardımcı oluyor. Oğullarına iyi baba olmayan bir erkek, yaşlandığında torunlarına karşı daha iyi bir dede oluyor ve onlarla ilgileniyor.”

Erkeklerin yaşantısında önce anne, sonra da eş olarak yer alan kadınların çok belirleyici rol üstlendiklerini anlatan Ömer Üre, erkeklere uzun yıllar devam eden alışkanlıkları kadınların kazandırdığını, bunun da erkeğin her zaman kadın etkisinde yaşamını şekillendirdiğinin bir göstergesi olduğunu belirtti.

Alıntı
 
kadın, erkek,tüm hayatı etkileyen konuya parmak basmışsın yeşilim emeklerine sağlık canım.
herşey çok güzel acıklanmış.


bizlerde yapa yanıla bazı şeyleri öğrendik işte.hala bile tanımakta tereddüd ettiğim davranışlar oluyor.acaba yaşlandıkca huyların değişmesi.doğrumu diye düşünmeden edemiyorum.kader deyip geciştiriyoz artık.

tekrar teşekkürler alkisalkisalkis
 


Faydalanacağımız bilgiler ırnam...Huylarımız değişmiyor, hepimiz olgunlaştıkça doğruları görüp yaşamımıza yön veriyoruz...Kadınlar daha ince düşünceli, yeniliklere açık, Erkekler maalesef aynı kalıyor. Biz değiştikçe onları anlamakta zorlanıyoruz.

 
Aldatma olgusu Richar Gere’ın “Unfaithful” filmi ve Ahmet Altan’ın “Aldatma” adlı romanıyla son zamanlarda hakkında en çok konuşulan konular arasına girdi. Aldatılma hem erkek hem de kadının yaşayabileceği bir durum olduğu halde genel olarak aldatan tarafın erkek, aldatılan tarafın kadın olacağı yargısı vardır. Ama son zamanlarda “kadın da aldatır” tezine katkıda bulunmanan film ve kitaplarla karşılaşıyoruz. İster kadın ister erkek olun aldatıldığınızdan kuşkulanıyorsanız aşağıdaki belirtileri dikkatle okuyun. Bunlar sadece aldatmanın belirtileridir demiyoruz ama olabileceği olasılığından yola çıkarak okumanızda fayda var.

Pahalı iç çamaşırları mı almaya başladı?
Sevgiliniz seksi iç çamaşırları almaya başlamışsa dikkat. Kendisine daha fazla özen gösteriyor, evde farklı, dışarı çıkarken farklı oluyorsa aldatılıyor olabilirsiniz.

Aniden spor yapmaya mı başladı?
Sevgilizin yediklerine dikkat etmeye, bol bol spor yapmaya başladıysa ve spordan sonra duşunu yapıp sonra dışarı çıkıyorsa bu bazı şeylerin ters gittiği anlamına gelebilir.

Parfümünü mü değiştirdi?
Sevgiliniz, eski parfümünü kullanmayı bırakıp başka bir parfüme yönelmişse radikal değişiklikler yapma ihtimali yüksek demektir.

Seksten kaçıyor mu?
Yaptığınız her türlü fiziksel değişikliğe rağmen artık sizinle eskisi gibi birlikte olmuyorsa, sizinle seks yapmaktan kaçıyorsa dikkatli olmanızda fayda var.

Çalışma saatleri uzumaya mı başladı?
Senelerdir değişmeyen işten çıkış saatlerinin aniden gecenin geç vaktine kadar uzaması tehlikeli bir işaret.

Sık sık kavga mı çıkıyor?
Ortada hiçbir şey yokkan, sudan sebeplerden kavga çıkarıyorsa birşeyler ters gidiyor demektir.

Aileye karşı soğuk mu?
Yıllardır sizin ailenize kendi ailesiymiş gibi davranan eşiniz artık aile ziyaretlerine gitmekten kaçınıyorsa bu da bir belirti olabilir.

Sık sık beyaz yalanlar mı söylüyor?
Kısa süre içinde sevgilinizin üst üste yalanlar söylediğini ortaya çıkarıyorsanız bu iyiye işaret değildir.

Sizi artık sorgulamıyor mu?
Eskiden en ufak adımınızı bile takip eden eşiniz artık yaptığınız hiçbir şeyle ilgilenmiyorsa dikkatli olmalısınız.

Sürekli arkadaşlarından mı bahsediyor?
Sohbetlerinizin konusu eşinizin karşı cinsten arkadaşları olmaya başlamışsa dikkatli olmalısınız

Alıntı...Kadın com sitesi
 
Sivas’ta yapılan bir araştırmada, ruhsal sorunlar nedeniyle psikiyatri polikliniğine başvuran kadınların yüzde 57’sinin, çeşitli nedenlerle fiziksel şiddete maruz kaldığı belirlendi.

Araştırmada, aile içi şiddetin, kadınlar tarafından gizlenmeye çalışıldığı da saptandı.

Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı tarafından, Psikiyatri Polikliniği’ne başvuran evli kadınlar üzerinde yapılan “Bir Psikiyatri Polikliniğine Başvuran Evli Kadınlarda Aile İçi Şiddet ve Evlilik Sorunları” adlı araştırmada, deneklerin yüzde 57’sinin, çeşitli nedenlerle fiziksel şiddete uğradığı saptandı.
Polikliniğe başvuran ve yaşları 16 ile 59 arasında değişen 300 evli kadın üzerinde yapılan araştırmada, kadınların yüzde 36’sının duygusal, yüzde 32’sinin ekonomik (kaynak ve paranın kadın üzerinde tehdit ve kontrol aracı olarak kullanılması), yüzde 30.7’sinin cinsel, yüzde 29.3’ünün ise sözel şiddetle karşı karşıya olduğu tespit edildi.

KADINLAR ŞİDDETİ GİZLİYOR
Aynı araştırmada, Türkiye’de aile içi şiddetin varlığının devam ettiği ve bunun kadınlar tarafından gizlendiği de ortaya çıktı. Araştırmaya konu olan kadınların, eşlerinin şiddet içeren davranışlara başvurmalarını, “ekonomik sıkıntıların yol açtığı sinirlilik, işlerin kötü gitmesi, zaman zaman davranışlarına hakim olamama, eğitimsizlik, kişilik zayıflığı” gibi kişinin elinde olmayan nedenlere dayandırdığı veya davranışların “kalıcı”, “sürekli değil”, “geçici”, “anlık” olmasına bağlayarak meşrulaştırdığı ve şiddeti gizledikleri saptandı.
CÜ Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Orhan Doğan, kadınların şiddeti gizlemesinin altında yatan en önemli sebebin, kültürel ve ekonomik faktörler olduğunu söyledi.
Kadının yıllardır “evde olup bitenler evde kalır” mantığıyla yetiştirildiğini ve bu nedenle şiddeti gizlemeye çalıştığını belirten Prof. Dr. Doğan, şu bilgileri verdi: “Şiddet sonucunda evlilik sonlanırsa, kimi ailelerde kadın, baba evine dönemez. Çünkü evlenirken baba evine dönmemek üzere evden ayrılmaktadır. İkincisi, toplumumuzda boşanmış kadın olmak, birçok güçlüğü de beraberinde getirmektedir. Ayrıca ekonomik olarak özellikle kırsal kesimde kadın kocasına bağımlıdır. Bu ve benzeri sebeplerden dolayı kadın şiddeti gizler ve olanları sineye çeker. Bir nevi kocasının kullandığı şiddeti meşru kılmaya ve idare etme mantığıyla hayatını sürdürmeye çalışır.”

Alıntı
 
Bütün kadınların kendilerine en çok özen gösterdiği gündür düğün günü. O özel, hayat boyu beklediğiniz gün mükemmel görünmeyi kim istemez ki? Bir masal gelini gibi görünmek için tam 1-2 ay öncesinden kendinize özel bir bakım uygulamanız gerekir. İşte bu bakım programı:

Fazla kilolar
Düğün günü, gelinliğinizle güzel görünebilmek için önce fazla kilolarınızı atmaya çalışın. Kusursuz olabilmeniz için once kendinizi güzel bulmanız gerekiyor. Nikah gününüzden 2 ay önce kendinizi düzenli bir rejime sokun. Sebze meyve ağırlıklı rejim sizin fazla kilolarınızı atmanızda yardımcı olacaktır. Sabahları yapacağınız 1 saatlik yürüyüş hem sizi bulunduğunuz stresden uzaklastıracak hem de forma girmenizi sağlayacaktır.

Güzel görünmenin sırları
- Düğün gününden önceki ay iki kez vücut bakımı yaptırın bu vücudunuzun pürüzsüz görünmesi için ilk adım. Peeling gibi yöntemler vücuttaki ölü hücrelerin atılması için size yardımcı olacaktır.
- Tüm vücuttaki cilt lekelerini ve sivilcelerin tedavisi için bir güzellik uzmanına danışarak bakım kürleri uygulayın, eğer vücudunuzda lekeler ve sivilceler varsa özel gecenizde güzel görünmeyecektir.
- Cildinizin yumuşacık ve pürüzsüz olması için düzenli bir bakım kürüne girmeniz gerekmektedir.
- Ağda yapılan bölgeler kızarıp kabarabilileceğinden, asla ağdanızı son güne bırakmayın. Epilasyon gibi seçeneklere başvuracaksanız, en az iki ay öncesinden uygulamanızda yarar vardır.
- Manikür ve pedikürünüzü bir gün önceden yaptırırsanız tırnaklarınız pembe görünmeyecektir.

Pürüzsüz bir cilt
- Makyajın güzel gözükebilmesi için cildin temiz ve dengeli olması gerekir. Cilt sorununuz varsa onu makyajla kapatmak yerine tedavi yöntemine başvurmanız gerekir.
- Cildinizin pürüzsüz olabilmesi için en az iki kez cilt temizliği yaptırmak gerekir.Temizlik sırasında cildinizin kızarabileceği için nikahdan 3-4 gün once yapılmasında yarar vardır.

Düğün gününe özel
- Sabah uyanınca hemen yataktan fırlamayın biraz keyif yapın.
- Sonra küveti doldurup, içine girin bu sizi biraz rahatlatacaktır. Değişik Banyo losyonları güzel kokmanızı sağlayacaktır. Banyodan sonra vücudunuzu nemlendirmeyi unutmayın.
- Banyodan sonra iyi bir kahvaltı yapın çünkü gün boyu yemek yiyemeyebilirsiniz.
- Nikahtan en az 4-5 saat önce kuaförünüze gidin.
- Parfümünüzün gün boyu kalıcı olmasınısını istiyorsanız iç çamaşırınızada sürün.
- Ayakkabılarınızın düğün gecesi sıkmaması, sizi rahatsız etmemesi için, giymeden once içinde bir saat nemli bez bekletin ve ayağınıza pudra sürün.

Gelin makyajı nasıl olmalı?
- Makyajınızı pastel tonlarda seçerseniz sizi çok daha genç ve doğal gösterecektir.
- Makyajınızın saatler boyu dayanabilmesi için çok dikkatli yapılması ve kalıcı ürünler kullanılması gereklidir. Cildin iyice nemlendirilmesi ve makyaj tamamlandıktan sonra makyajın üstünden transparan bir pudrayla geçilmesi renklerin karışmasını engeleyecektir.
- Makyajda kullanılacak renklerin gelinliğin aksesuarlarına ve sizin ten renginize uymasına dikkat edilmesi gerekiyor.
- Gelinliğiniz dekolteyse yüze yaptığınız makyajı dekolteyede yayın.Yüzünüzdeki renkle dekoltenizdeki renk farklı olursa bu çok çirkin gözükür. Makyajın gelinliğe bulaşmasını önlemek için gelinliğinizi giyerken bu bölgelere bir kağıt veya kumaş parçasıyla kapatabilirsiniz.

Alıntı
 
Sizi gerçekten mutlu eden nedir? Her yıl üzerine eklenen yeni sorumluluklarınız ve mutlaka yapılması gereken işleriniz arttıkça bu soruyu düşünmeye bile fırsat bulamıyor olabilirsiniz. Unutmamanız gereken, küçük şeylerle mutlu olmak sadece ruh sağlığınızı değil, fiziksel sağlığınızı da etkiler. Mutlu olmaya özen gösterirseniz, onu daha kolay elde edersiniz. Önerilere kulak verelim.Basit adımları takip ederek, hayatınızdaki coşku ve mutluluğu tekrar kazanabilir, böylelikle fiziksel sağlığınızı da korumuş olabilirsiniz.

Günlük Eğlencelerinizin Kıymetini Bilin: Eğer gün içerisinde yapılacakların bir listesini çıkarıyorsanız, sizi en çok eğlendirenleri de koymayı ihmal etmeyin. Yatağa uzanıp kitap okumayı, açık havada kahvaltı etmeyi, uzun bir yürüyüşe çıkmayı, oyun oynamayı, fotoğraf çekmeyi veya hiçbir şey yapmadan oturmayı seviyor musunuz? Aslında gün içerisinde bunlardan en az bir veya birkaçına ayırmak için vaktiniz var. Listenizi gözden geçirin, yapılması gerektiğini düşündüğünüz aslında kaç işi gerçekten yapmanız gerekiyor? Günlük aktivitelerinizi tekrar tartmalısınız. Belki aylardır yaptığınız bir şeyi artık yapmaya gerek yok, ancak alışkanlık yüzünden devam ediyor olabilirsiniz. Gereksiz aktiviteler çıkınca eminiz listeniz sizi daha mutlu edecektir.

Güçlü ve Bağımsız Olun: Hepimizin kötü günleri olur. Bitkin hissettiğimiz ve canımızın hiçbir şey yapmak istemediği günler…Ancak öyle günlerde, sorunun tam üzerine gitmek inanın çok faydalı olacaktır. 10 dakika boyunca egzersiz yapın. Bir kere hareket etmeye başlayınca kolay kolay bırakmak istemeyeceksiniz. Bir egzersiz planı yapın ve ona sadık olun. En neşeli günde de, en kötü hissettiğiniz günde de 10 dakikalık bir egzersizi es geçmeyin. Bağışıklık sisteminiz, egzersiz planınızın düzenine göre gelişecek, ve bu sizin ruh halinizi olumlu yapacaktır. Egzersiz yapmak, sizi mutlu eder.Egzersiz sonrası bir kağıda neler hissettiğinizi yazın. Egzersiz planınıza göre ilerleyen günlerde, egzersiz biter bitmez neler hissettiğinizi kısa cümlerle not almaya devam edin.

Stres Konusu: Hiçbir şeyin neşenizi almasını istemezsiniz. Fakat gün içerisinde bunu başarmak size ilk anda kolay gelmeyebilir. Gün içerisinde kısa nefes molaları verin. Evet çok basit; derin nefes alın! 3-4 tekrardan sonra kan akışınızına oksijen katmış olacak, daha sakin ve huzurlu hissedeceksiniz.Ek olarak eğer ki vakit bulabilirseniz, yoga veya masaj deneyin. Yapılan sayısız araştırma sonucunda görülüyor ki, sinirinizi hafifletir, stresi yok eder depresyon ve anksiyete duygularınızı minimuma indirir. 10 dakikalık bir yürüyüş ile, çok şekerli veya tuzlu bir atıştırmanın sizde yaratacağı rahatlama ve mutluluk hissi aynı olacaktır. Sizce hangisi daha sağlıklı?

Elinizdekileri Kullanın: Hepimizin kendimize göre çeşitli becerileri ve ilgi alanları vardır. Gönüllü olarak yapabileceğiniz bir şeyler bulmak için, yakınlardaki okul, klup veya organizasyonları araştırın. Yeteneklerinizi başkalarının iyiliği için kullanmak, mutluluğu iki taraflı getirecektir. Yapabileceklerinizi gözden geçirin, sizin belki de umursamadığınız becerileriniz başkalarının mumla aradıkları olabilir. İnanın sizdeki yetenekleri arayan birçok kişi var. Herkesin yardıma ihtiyacı vardır, neden yardım eden siz olmayasınız?

Etrafınızdakilere Saygı Duyun: Ailenizden veya arkadaşlarınızdan birkaçı ile sohbet etmek gerçekten kolay bulabileceğiniz bir aktivite olabilir. Sizi anlayan insanlarla konuşmak kolaydır. Bu kişi sevgiliniz de olabilir. Kendinizi açmanız ve vereceğiniz güven, günlük sıkıntılarınız ve endişelerinize yeni bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayabilecek yorumlar getirebilir. Gülmek ve mutluluk arasındaki ilişki bilimseldir. Güldüğünüz zaman, kan basıncınız düşer ve mutluluk hormonu adı verilen endorfin hormonu artar. Son olarak, işyerinizdeki ilişkileri es geçmeyin. İş arkadaşlarınız sizi yakından tanıyor olabilirler. Birbirinize vereceğiniz destek, stresli zamanlarınız için çok değerli olabilir. Siz onları dinleyin, onlar da sizi dinlesin. İş arkadaşlarınızın sizin hakkında bildiklerini yadsımayın, sahi onları her gün görüyorsunuz öyle değil mi?

Mutlu hissetmek, duygusal hayatın olduğu kadar fiziksel hayatınızın da çok önemli bir parçasıdır. Zamanınıza ve bağımsızlığınıza değer verin, kendi gücünüz ve yeteneklerinizi kullanabileceğiniz alanları seçerseniz, bu sizin hem ruhunuzu hem de vücudunuzu kendine getirecektir.

Alıntı...Yüksek Topuklu Kadınlar...
 
Erkeklerin kendilerinden daha az zeki olan kadınları eş olarak tercih ettiklerini biliyor muydunuz?

Zeki kadınların evlenmeleri halinde de evliliklerini sürdürmek için mücadele etmek zorunda kaldıklarına dikkati çeken İngiliz bilim adamları, kariyerlerinde başarılı olan kadınların aynı başarıyı evliliklerinde gösterebilmek için özel çaba harcamaları gerektiğini bildirdi. İngiliz bilim adamlarına göre, erkekler kendilerinden daha az zeki olan kadınları eş olarak tercih ediyor.

900 kadın ve erkeğin 10 yaşında IQ’larını ölçen ve 40’lı yaşlarına kadar yaşamlarının nasıl geliştiğini izleyen bilim adamları, zeki birer öğrenci olan kız çocuklarının evlilik hayatlarında başarılı olamadıklarını ortaya koydu. Erkeklerinse tam tersi bir grafik çizdiklerine dikkati çeken bilim adamları, evlilikte başarıya ulaşan erkeklerin yüzde 88’inin başarılı ve iyi para kazanan erkekler olduğunu gösterdi. Bu arada İngiltere’de yapılan bir başka araştırmanın sonuçları da, İngiliz kadınların sadece beşte birinin kendini çekici bulduğunu, kendini “seksi” diye tarif edenlerin oranınınsa bunun bile altında kaldığını gösterdi.

Çekici kadınlar daha şanslı
London School of Economics ve Harvard Üniversitesi tarafından 3200 kadınla yapılan anketlere dayandırılan araştırmanın sonuçları, kadınların yüzde 50’sinin, çekici kadınların hayattaki başarı şanslarının çok daha yüksek olduğuna inandığını ortaya koydu.

Brezilya kadınların özgüveni
ABD, Kanada, İtalya, Fransa, Hollanda, Portekiz, Brezilya ve Arjantin’de de yapılan araştırmaya göre, dünyada kendisine “harika” tabirini en yüksek oranda yakıştıran da Brezilyalı kadınlar oldu. Brezilyalı kadınların yüzde 6’sı kendisini “kusursuz” olarak tanımladı.

Alıntı...Haydi net
 
ABD'de yapılan bir araştırma kadınların, erkeklerin yüz hatlarına bakarak sevgili ve eş seçimi yaptığını ortaya koydu.

Bir erkeğin suratına bakıp size sadık kalacağını anlayabilir misiniz? Michigan Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı kadınların erkeklerin yüz hatlarına bakarak birçok özelliğini değerlendirebildiğini ortaya çıkardı.

Araştırma kapsamında kadın ve erkeklerden oluşan 854 kişilik bir gruba çeşitli surat özelliklerine sahip erkeklerin fotoğrafları gösterildi. Katılımcılar fotoğraflar konusunda yaptıkları değerlendirmelerde ilginç sonuçlara vardı.

Sert yüz hatlarına sahip erkekleri ‘rekabetçi’ ve ‘eşini aldatan’ özelliklere sahip olduğunu belirten katılımcılar, yuvarlak yüz hatlarına sahip olanları ise ‘iyi eş’ ve ‘iyi baba’ oldukları sonucuna vardı.

Araştırmayı yöneten psikolog Daniel J.Kruger konuyla ilgili olarak şunları söyledi: ‘Kadınlar çıkmak için maskülen görünen erkekleri tercih ederken daha feminen yüz hatlarına sahip olan erkekleri ‘evlenecek adam’ olarak görüyor.

Alıntı...Haydi net
 
Sevdiğiniz erkeğe, eşinize olan duygularınızı ona ne ölçüde hissettiriyorsunuz?

Onu dinleyin

Psikolog Dr.Alon Gratch konu ilginizi çekmese de onun heyecanla size anlattığı şeyleri dinlemeniz gerektiğini vurgulayarak şunları söylüyor: ‘Diyalog kurmanın erkekler için duygusal bir anlamı var. Politika ya da spor hakkında sohbet ederek aranızda bir bağ kurabilirsiniz. Fakat konuşmanız esnasında çocukların her gün kıyafet kirletmesinden şikayet eder ya da ona konuyla alakasız birşeyler sorarsanız onu dinlemediğiniz düşüncesine kapılabilir’.

Erkek arkadaşlarıyla zaman geçirmesine izin verin

Eşinizin / sevgilinizin en iyi arkadaşı olduğunuz bir gerçek. Fakat arada bir kendi arkadaşlarıyla evin dışında vakit geçirmek istemesi çok doğal. Psikolog Dr. Joann Magdoff konuyla ilgili bakın neler söylüyor: ‘Erkekler dışarıda vakit geçirerek enerji toplar’.

Dışarıda vakit geçirmesine izin verin dediysek bu her geceyi dışarıda arkadaşlarıyla takılarak geçirecek manasına gelmiyor tabi. Diyelim ki 3 yaşın altında iki tane çocuğunuz var. Ona ayda bir kez nefes alması için gece çıkabileceğini söyleyin. Tabi siz de kendinize zaman ayırmayı ihmal etmeyin.

Eğer ikiniz de ilgilendiğiniz şeyleri yapmaya fırsat bulursanız başka bir deyişle evliliğiniz içinde kendinize biraz alan bırakırsanız flört dönemlerinizde birbirinizden etkilenmenize yol açan yönlerinizi sonsuza kadar korursunuz.

Onu düşündüğünüzü her fırsatta gösterin

‘The Truth About Love’ adlı kitabın yazarı Pat Love partnerimizi düşünerek yaptığımız birçok hareketin ilişkiye olumlu etki ettiğinin altını çiziyor ve ekliyor: ‘Sigarasının bitmek üzere olduğunu fark ettiğimde yenisini alıp ona veriyorum ve bu davranışım onu çok sevindiriyor. İşinde çok stresli günler geçirdiği bir dönemde ev için yapmakla yükümlü olduğu bir işin sorumluluğunu üzerinden alın. Örneğin kasap alışverişini yapıyorsa o dönemde bu alışverişi siz üstlenin. Ona da kendine ayıracak daha çok zaman kalsın. Bu davranışınız karşısında sizin onu ne kadar düşündüğünüzü anlayacak’.
Onu takdir ettiğinizi belli edin

Erkeklerin öz güveni işteki, yataktaki ve özel hayatındaki başarısıyla doğru orantılıdır. O hayatının sonuna kadar yaptığı işlerde annesinin onayını almak isteyecektir. Şu durumda hayatında onay beklediği o kadının yerini siz almış oluyorsunuz. Dr. Gratch konuyla ilgili bakın neler söylüyor: ‘Maaşına zam yapıldığında ona ‘Oley! Eve daha çok para girecek’ demek yerine ‘Sonunda senin ne kadar başarılı bir adam olduğunu gördüler’ deyin’.

Ona annelik yapmayın

Arabayı yavaş sürmesini, ailesini düzenli bir şekilde aramasını ya da sağlığına dikkat etmesini söyleseniz bile o bunları yapmak istediğinde tavsiyelerinize uyacaktır. Bu tarz konularda ona fazla yüklenirseniz her şey geri tepebilir. Dr. Gratch şunları söylüyor: ‘Ona annelik yaparsanız bir çocuk gibi davranır. Sorumsuz davranışlarını kontrol etmeyi bırakarak ona en güzel hediyeyi verirsiniz. Yaptığı hatalardan ders almayı öğrenmeli’.

Hayal kurmasını engellemeyin

Bir gün size gelip ‘İleride Afrika’ya gidip bir süre orada kalacağım’ derse ona sakın ‘peki ya çocuklara kim bakacak?’ demeyin. Hayatımızın bu aşamasında elimizde birçok şey yapmak için imkan varken aslında bize bunları yapacak çok az zaman ve imkan kalıyor. Herkesin hayalleri var. Bırakın o da hayaller kursun. Yazar Love şöyle konuşuyor: ‘Çok uçuk bir hayali olabilir. Böyle bir hayal için tepki verirken ona destek olmak mı istersiniz yoksa hayallerini kursağında bırakmak mı?’

Alıntı... Haydi net
 
Prof. Dr. Demet Gürüz, son zamanlarda artan internet evliliği konusunda kadın ve erkekleri uyardı: "Evlilik gibi önemli bir kararda gençlerin duygu, düşünce ve paylaşımlarını ekranda değil, yüzlerine ve seslerine yansıtmalarını öneriyorum."

İnternetten tanışıp evlenenlerin sayısı artarken, bu amaçla kurulan sitelerin sayısı da artıyor. İnternet üzerinden evlilik birçok tartışmayı da beraberinde getirirken, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Kişilerarası İletişim Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Demet Gürüz kadın erkek ilişkilerinin sevgi ve saygı temeline dayandırılarak evlilikle noktalandırılmasının çok ciddi ve önemli bir süreç olduğunun altını çizdi.

Prof.Dr. Gürüz, “Bu süreçte tarafların karşılıklı beklentileri, seçenekleri, gereksinimleri ve evlilikten beklentileri önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, evlilik kararı verilirken tanıma sürecinin doğru zamanda, doğru kişiyle ve doğru yerlerde karşılıklı olarak gerçekleştirilmesinde yarar vardır” dedi.

Evlilikten hem çiftlerin hem de aile ve yakınlarının uzun süreli ve sağlam bir birliktelik beklediğini belirten Prof.Dr. Demet Gürüz, “Evlilik kararının doğru bir şekilde verilmesinde tanıma sürecindeki bazı önemli noktaların dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.

Teknolojinin yaşamımıza kattığı avantajlar yadsınamaz. Ancak evlilik, teknolojik donanımlı bir aletin satın alınarak kullanılması gibi düşünülemeyeceğinden insan ilişkilerinin sağlıklı işleyişi, evlilik kararının doğru verilmesinde ve sürdürülmesinde kişiler arası iletişim yöntem ve becerilerinin sanal ortamda değil, yüz yüze olan bir ortamda verilmesi daha sağlıklı olacaktır” diye konuştu.

Yüz yüze iletişim önem taşıyor
Yüz yüze iletişimde bile zaman zaman çatışma, küskünlük, reddetme gibi olumsuz durumlarla karşı karşıya kalındığını ifade eden Prof. Dr. Demet Gürüz, “Söyleyiş tarzı, ses tonu, sözcükler, beden dili gibi iletişim becerilerinin tümünün kullanılabileceği pek çok faktör olumsuz etkileşimler yaratırken sanal dünyadan, bir camın arkasından yakalanan yazılı mesajların ilişkinin sağlığındaki olumlu etkisi tartışılabilir. Bu nedenle, internet diye adlandırdığımız, yaşamımızın önemli bir parçası olan iletişim aracı, sağlıklı ve olumlu bir etkileşimin gerçekleşmesinde bazı sorunları ve geleceğe dönük sıkıntıları gündeme getirmektedir” dedi.
Alıntı...Haydi net
 
Kendinizi sürekli çıkmazda mı hissediyorsunuz? Hiçbir şey sizi mutlu edemiyor mu? Sorunlarınızın çok olduğunu düşünüyorsanız onların bir listesini yapın, sonra da bakın bakalım gerçekten de sorun muymuş...

İnsanların yaşamı kucaklamak için bardağa hep dolu tarafından bakılması gerektiğini vurgulayan uzmanlar ayrıca evliliklerin başarılı yürütülebilmesi için de eşlerin birbirine sakız gibi yapışmaması gerektiği üzerinde duruyorlar.

Endişenin bir insanın ölümünde hastalıktan daha etkili olduğunu, bu nedenle yaşamda endişeye yer verilmemesi gerektiğini kaydeden uzmanlar iyi bir yaşam için şu tavsiyelere uyulması gerektiğini belirtiyorlar:

• Öncelikle endişelenmeyin, çünkü endişe insanı hastalıktan daha çok öldürür.

• Kendinizden iyi durumda olanları değil, daha kötü durumda olanları düşünün.

• Dertlerinizi, sevinçlerinizi dostlarınızla paylaşın, paylaşılan dert azalır, sevinç çoğalır.

• Başarılı evlilik ikili sarmak gibidir, her iki tarafı da başarı ve mutluluğa götürür. Ancak eşlerin birbirlerinin dışında, kendilerine ait yaşamları da olmalı. Evliliklerin başarılı yürütülmesi için eşlerin birbirine sakız gibi yapışmaması gerekir. İki kişi birbirine sakız gibi yapışırsa o evlilik yürümez.

• Evlilikte her iki tarafın da, kendi ailesiyle yalnız kalma ihtiyacı vardır. Zoraki kayınvalide ziyaretleri yapmaktansa, herkes kendi ailesine ziyarete gidebilmelidir.

• Aile bütçesinde sürekli açık veriyorsanız, iki ay süreyle düzenli olarak gelir ve giderlerinizi not edin. Nereye fuzuli para harcadığınızı kolaylıkla görecek ve denk bütçeyi yakalayabileceksiniz.

• Yaşama olumlu bakmanın yollarından biri de dinlenmek. Kimi zaman uyuyarak, kimi zaman da müzik dinleyerek dinlenmek insan bünyesine oldukça faydalı...


ALINTI....Haydi net
 
Eşler sorunları çözmek ya da sorun oluşmaması için birbirlerine karşı empatik davranmalı. Eşlerin, birbirlerinin isteklerini, ihtiyaçlarını anlayarak, eşini dinlemesi ve ona pozitif destek vermesi gerekir. Eşler arasındaki gerçek yakınlık, içtenlik ve bütünlük empati kurabildikleri sürece ortaya çıkar. Eşler empati kurabilmeyi becerebilirlerse koşulsuz sevgiyi ve aşkı yakalayabilirler. Aile içinde öfke ve kızgınlıkla başa çıkabilmelidir. Her kızgınlık bir kurallar ihlalidir. Birbirinize kızdığınızda dikkat edin, sizi rahatsız eden o kişinin davranışları değil, sizin koyduğunuz kurallarınızdır. Sizin için önemli olan nedir? Nedenini çok da bilmeden koyduğunuz kurallarınız mı yoksa kızılan olay mı?
Sorunları biriktirmeyin

hep ben empati kuruyorum hep ben alttan alıyorum aman sorun çıkmasın diye o hiç anlamaz hıh :dilcikar: :1no2:
 
ışte ondandır bu yazılanlar Erva. Sadece kadınlar değil, erkekler de fedakarlığa katılacaklar...Tek taraflı hiç bir şeye çözüm yok canım değil mi? Ne Arkadaşlıklara, ne sevgiye, ne aşka...
 
Erkekler hakkında en bilinen yanlış kanılar


Eskiden beri en bilinen klasik erkek tanımlamalarını unutun.



En yaygın ve çoğumuzun öyle sandığı ama aslında öyle olmayan gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi. Bakın en kritik konularda nasıl da yanılmışız...

Kulaktan dolma bilgiler veya etrafımızda çokça yaşanan olaylar sonucunda, birbirimizi onaylıyoruz ve yanlış kanılara varabiliyoruz. Yazımızda basit ama sıkça karşılaştığımız durumları sizin için yeniden değerlendirip derledik.

ışte hem kendimizi iyi hissetmemiz hem de haksızlık ettiğimiz konularda erkeklerin gönüllerini almamız için bir fırsat...

ERKEKLER ıÇıN ÖPÜŞMEK VE ROMANTıZM, SEKS KADAR ÖNEMLı DEĞıLDıR

Hayır, Önemlidir.

Sanılanın aksine erkekler de herhangi bir duygusal temeli olmayan seksten çok hoşlanmaz. Tamam, erkekler unutulamayacak, akıllarını yerinden oynatacak bir sekse hayır da demezler tabii ki ama yine de sarılmak, öpüşmek ve sevgi dolu bir dokunuş onlar için de önemlidir.

Erkeklerin seviştikten sonra sadece arkalarını dönüp uyumak istedikleri yönündeki yaygın görüşün aksine pek çok erkek seksten sonra da sarılmak ister. Hatta bazıları mesela kendilerine kitap okunmasından çok hoşlandığını bile itiraf edebilirler. Bu nedenle aklınızdaki soru işaretleri ve kulak dolgunluğunuzu bir kenara bırakın ve karşınızdakine biraz daha az önyargılı davranmaya çalışın.


SEVıLMEK ıÇıN MANKEN GıBı OLMANIZ GEREKıR

Hayır, gerekmiyor.

Hollywood filmleri, magazin dergileri ve televizyonda yayınlanan pek çok paparazzi programında her daim süper vücutlu, bakımlı, makyajlı ve yüzleri her nedense onca yaşlarına rağmen kırışmamış kadınlarla doludur. Ve bu kadınları sürekli etraflarında görmek, normal (dikkat, çirkin değil!) kadınların kendilerini kötü hissetmelerine sebep olur.

Bu kadınların göbekleri dümdüzdür, kalçaları ise tam kıvamında, göğüsleri de ne büyük ne küçük. Ama merak etmeyin bunlar sadece birer aldatmaca. Gerçek hayatta ne kadar güzel olursa olsun herkesin bir kusuru vardır. Ve bu kusurlar bazen erkeklerin gözüne güzel hatta seksi gözükebilir.

Kendiniz üzerinden bir düşünün bakalım, bugüne kadar değer verdiğiniz aşık olduğunuz erkeklerin aynı zamanda kusurlarını da sevmemiş miydiniz? Erkekler de aynen bu şekilde sizi tüm kusurlarınızla kabul ederler, hatta sizin hoşunuza gitmeyen (örneğin yanağınızdaki ben) bazı özelliklerinizi, onların gözüne mükemmel görünebilir.


YEMEK PıŞıRıNCE, GÖZLERıNE EV KADINI GıBı GÖRÜNÜRSÜNÜZ

Hayır, görünmezsiniz!

Erkekler onlara sevgilerini yemek yapmak veya ihtiyaçları olan bir şeyi onlara sormadan tespit edip almak gibi ince düşüncelere sahip kadınlara bayılırlar. Ayrıca bu gibi hareketleri yapmanız, sizin ev kadını olduğunuz anlamından çok, karşınızdakine değer verdiğiniz anlamına gelir.

Yalnız bu noktada biraz dikkat, karşınızdaki için kendinizi paralamaktan, onun tüm ev işlerini ve alışverişlerini üstlenmekten bahsetmiyoruz burada. Bizim bahsettiğimiz ev içindeki işlerden herhangi birini üstlenmeniz.

FAZLA ıLTıFAT ONLARI ŞIMARTIR

Herkes kadar...

Erkeklerde aynen kadınlar gibi mükemmel olmadıklarının farkındadırlar, ancak onlara mükemmel olduklarını söylerseniz veya sürekli olarak iyi oldukları şeylerden bahsederseniz, size ve düşüncelerinize saygı duymaya başlar. Örneğin evdeki tamir işlerinin üstesinden gelebiliyorsa bozulan herhangi bir şeyi tamir etmesini ondan rica edebilirsiniz.

Böylece hem o bir şey başarmış olduğunu hissedecek hem de sizden övgü aldığını için size karşı olumlu bir tutum içerisine girecektir. Ayrıca erkekler kadınlar tarafından sürekli olarak (başta anneleri olmak üzere!) eleştiri bombardımanına tutuldukları için hayatlarında diğer dırdırcı kadınlar kervanına katılmak size pek de bir şey katmaz. Onu eleştirmek yerine onun gerçekten iyi olduğunu noktalarından bahsederseniz elinize kesinlikle bir koz geçmiş olur.


SÜREKLı HESABI ÖDEMEK VE SıZıN ıÇıN PARA HARCAMAK ıSTERLER

Tabii ki kocaman bir HAYIR!

Evet, erkekler paraları olduğunda kadınlara bir şeyler ısmarlamaktan veya onlara hediyeler almaktan hoşlanırlar. Aslında bu noktada hoşlanırların pek de doğru bir kelime olduğu söylenemez çünkü bu onlara öğretilendir ve sosyal olarak üzerlerine yüklenilen bu yükü artık ister istemez taşırlar.

Öte yandan bağımsız, ayaklarının üstünde duran bir kadın bir erkek için reddedilmezdir. Siz de sevgiliniz veya sevgili adayınız olan erkeğe (onun gururunu kırmadan!) kendi hayatınızı kazandığınızı hatırlatacak hareketlerde bulunursanız bu, onun çok hoşuna gider. Örneğin yemeğe gitmeden önce sevimli bir şekilde koluna girip "Hadi gel sana yemek ısmarlayayım," diyen bir kadın, bir erkeğin gözüne gayet hoş gözükür.


AKRABALARI VE ÖZELLıKLE ANNESıYLE ıLıŞKıNıZ..!

Evet, onun ailesine ve özellikle de annesine çok iyi davranmalısınız. Bu, bilenen bir gerçek ve bunun üstesinden gelmenin herhangi bir yolu yok. Ancak unutmayın bir aile toplantısında hoşunuza gitmeyen bir akraba varsa, inanın o da sizin kadar o insanın orada olmasından rahatsızlık duyuyordur.

Ayrıca, annesinin size karşı hoş olmayan davranışları varsa, bunların onun gözünden kaçmadığından kesinlikle emin olabilirsiniz. Ama maalesef bunları ona söylemek sizin haddinize düşmez. Tıpkı annenizle veya diğer yakın akrabalarınızla ilişkilerinize karışmanın onun haddine düşmemesi gibi.

O yüzden, bu konuyu açmak yerine ailesi ve akrabalarına karşı olabildiğince nazik olmak ve fazla abartıya kaçmadan onlarla ilişkinizi mümkün olduğunca uzaktan sürdürmek yapabileceğiniz en mantıklı şeydir.
 
Erkek arkadaşlarıyla zaman geçirmesine izin verin

Eşinizin / sevgilinizin en iyi arkadaşı olduğunuz bir gerçek. Fakat arada bir kendi arkadaşlarıyla evin dışında vakit geçirmek istemesi çok doğal. Psikolog Dr. Joann Magdoff konuyla ilgili bakın neler söylüyor: ‘Erkekler dışarıda vakit geçirerek enerji toplar’.

Evet böyle olması lazım kendisinede vakit ayırmalı elbette arkadaslarıyla çıktığında ne kadar mutlu olduğunu görmemem imkansızz. ama bunu abartmasın istiyorum ve bu yazılarıda alıp ona okutucam:1closedeyes::1closedeyes::1closedeyes::1closedeyes:
 
Back