Istanbul cok guzel bir sehir hatirladigim kadari ile.. Adina sarkilar, siirler yazilmis bir sehir.. Simdi cok degisti, betonlasti... Sehir betonlasirken insanlarda zihniyet de degisti. Ekonomik durumlar da degisti. Eskiden ortadirek denilen bir tabaka vardi, simdi fakirler ve zenginler diye iki guruba ayrildi. bu yuzden cogu yerin tadini artik sadece kalburustu takimi cikarabiliyor, fakirler evde oturup ayi nasil gecireceklerinin hesabini yaparak sadece AVMlerde dolasabiliyorlar.. Ben size 80'lerin Istanbulundan biraz bahsedeyim.. Artik ne kadari duruyor, ne kadari da zengin mekani oldu siz hesaplayin..
Istanbul dunyanin en guzel sehirlerinden biriydi. Herhangi bir ulkedeki bir buyuk sehirdekinin en az uc-bes misli gezilecek gorulecek keyfi cikarilacak yeri olan bir sehir.. Taksimden Beyogluna uzanirken siralanmis magazalarin vitrinleri onunden gecerek giderken Inci Pastanesinden profiterol yemeden gecilmezdi. Galatasarayda Cicek Pasajinda canli muzik esliginde yemekler yenilir, soguk biralar icilirdi. Istenirse Galata Kulesinde de aksam yemegi yenilebilir tabii.. Caniniz kofte mi cekti? Sultanahmet Koftecisine buyurun.. Bu arada Kapalicarsiyi da gezmeyi unutmayin. oradan asagi sallandiniz miydi Misir carsisi, karniniz mi acikti, hadi balik ekmek yemeye Eminonundeki sandallara.. Tarihe seyahat etmek isterseniz gezin Topkapi Sarayindan baslayarak Yerebatani, Dolmabahceyi, Beylerbeyini ve daha bir coklarini.. Taksimden Kazanci yokusunu takip ederek Kabatasa inin sahildesiniz.. Cihangirden de ayni manzaraya bakarsiniz, Besiktastan da.. Ister Bogazda raki balik yapin,ister Tarabyadan bogazin soguk sularina dalin.. Aksamlari piyanist santorler esliginde tavernalarda yemeginizi yiyip dans edin.. Ya da misir, cekirdek yiyerek sahilde dolasin.. Sariyere giderseniz boreginden yemeden donmeyin. Daha ileriye, Belgrada piknige giderseniz az daha gidip Kilyostan Karadenizin dalgali sularinda serinleyebilirsiniz de.. Tam tersi tarafa gitseydik de Aksaraydan Kumkapiya inip oradaki balik restoranlarinda neseli bir aksam mi gecirse idik yoksa.. Ya da az ileri gidip Atakoyde Gelik Restorana takilip harika izgaralarinin ve kunefesinin tadinin zevkine mi varsaydik.. Ahhh o Angelonun tavernasi hele.. Ne renkli geceler yasanmisti oralarda.. Bogazdaki irili ufakli onlarca tavernadaki ve de Sezen Aksu'lu, Tulay Karaca'li gazinolardaki gece hayatina inat.. Ya Rumeli Hisarindaki konserler? Daha Anadolu yakasina gecemedik, yazmaya devam etsek gecemeyecegiz de zaten, ama bir Kanlica yogurdu yemeden, Camlica tepesine cikmadan, Kiz Kulesine gitmeden, Bagdat Caddesinde, Moda'da gezmeden de Istanbulu gezdim denmez ki.. Silenin, Adalarin da hatri kalsin.. Yazmakla bitiremedim, gezmekle bitirebilen haber versin.. Istanbul sevilmez mi be...