Çocukları iştahsız olanlar için araştırırken buldum bu yazıyı... Mantıklı geldi..
sabi iştahsızlık: Çocuk iyice muayene olduğu halde, organik bir rahatsızlığı görülmeyip gene de yemek yemiyorsa, rahatsızlığın vücudunda değil ruhunda olduğu sonuca varılır. Asabi bir iştahsızlık söz konusudur. En basit deyimle çocuk ana babasının anlayışsız davranışına karşı açlık grevi yapmaktadır. Onlarla çatışma durumundadır. Ancak onu anladıkları zaman yemek yer. Asabi iştahsızlığın keşfedilmesi henüz yenidir. 40 sene önceye kadar böyle bir çocuk ayrı bir yerde tutulur veya zorla yemek yedirilmek istenirdi. Bugün psikoloji tıbba yardımcı olmaktadır.
1) Çocuğunuzu anlayamazsanız hasta olabilir: Asabi iştahsızlık şöyle doğar: bir gün normal olarak iştahsız olabilecek çocuğu, anne yemeye zorlar; küçük bebeğin parmağını emmesini önler; yatağını ıslatan çocuğa bağırır. Tek kelimeyle herhangi bir konuda anne bir hata yapar. Derdini anlatamayan çocuk yemek yemek istemez. Anne bir belirti olan bu karşı koymayı anlamaz. Israr eder «Bir kaşık anne için, bir kaşık baba için». Bütün aile çocuğun çevresini alır. Hiçbir şey işe yaramaz. Çocuk direnir. Anne de direnir. Harp başlamıştır. Yemek bir dram halini alır. Yemek tabağını görünce çocuk bağırmaya, el kol hareketleri yapmağa başlar, sonra mamasını devirmek ister. Bu durumda iki şık uygulanır; bazı kimseler çocuğu oyalamak için oyuncaklarını getirir, ona şarkı söyler, güldürmeye çalışır, hikâye anlatır ve arada çocuğun ağzı açılınca kaşıkla yedirmeye çalışırlar. Profesör Mozziconacci «Ben küçük bir kız gördüm, yemeğini ancak büyük annesiyle beraber masanın altında yiyordu» diyor. Diğer ana babalarda kuvvete baş vururlar. Çocuk sıkıca tutulur, burnu sıkılıp kaz gibi yedirilir. Boğazından geçmeyen yiyeceklerle yarı yarıya boğulan çocuk genellikle kusar ve ağlar. Sinirlilik son dereceye varmıştır. Ana baba, bu dramın sorumlusu konusunda tartışırlar. Bu arada, harp meydanının ve devrilen mamanın ortasında çocuk zaferle gülümser, sonra da oyunlarına döner. Bu sahne her yemekte tekrarlanır. Sonunda bundan bıkan ana baba doktora başvururlar.
2)Asabi iştahsızlık çeken çocukların annelerinin görünüşü: Yukarıdaki sahneler için annenin sadece bir hata yapması yeterli değildir. Aynı zamanda anne ve çocuğun karakterleri, özellikte ayrı olabilir. İştahsız çocukların anneleri ayrı görünüşe sahiptir. İşte, profesör Mozziconnaceiye göre böyle bir annenin portresi:
Bakışları parlak, konuşması acele, hareketleri keskindir. Aynı zamanda heyecanlı, öfkeli ve telâşlıdır. Bunlar sinirli kimseler olup küçük detaylar üzerinde fazla dururlar. Disiplinlidirler ve kuralların uygulanmasında aşırı bir özen gösterirler.
Bazıları da sinirli olmaktan çok meraklı kimselerdir. Çocuklarının sağlığı yönünden beslenme konusunda her zaman pazı hatalar yaptıklarını sanırlar. Rejim konusundaki titizlikleri, zorunluluktan çok meraktan getir. Çocuğun iştahı üzerindeki etkileri, hakimiyetten çok titizlikten doğar.
3)Asabi iştahsızlık çeken çocuğun görünüşü: Şükredelim ki her sinirli ve titiz annenin çocuğu asabi iştahsızlık çekmez. Bir mikrobun faaliyette bulunabilmesi için uygun bir alan bulması zorunluluğu olduğu gibi, titiz bir anne ancak, elverişli olan çocuğunu sinirli ve iştahsız yapabilir. Yukarda belirtilen tipte anneler aynı şekilde birçok çocuk yetiştirebilirler; bazı çocukların iştahı normal olup, düzenli yemek yerler, bazı çocuklarda en ufak bir nedenle yemek yemek istemezler. Bunlar baba veya annelerinin hareketlerini kapmışlardır. Buntip çocukların portreleri çok belirlidir:
Bunlar genellikle zayıf, kol ve bacakları ince çocuklardır. Yedikleri az yemeğe rağmen merak edilecek bir görünüşleri yoktur. Çoğu kez. kiloları düşük olduğu halde genel durumları sağlamdır. Fakat en fazla sinirlilikleri göze çarpar. Birkaç aylık bebek, bakışlarının parlaklığı ve canlılığı ile, yüz çizgilerinin hareketleriyle, kol ve bataklarının devamlı hareketi ile ve bu kadar küçük bir çocuktan beklenmeyen yüz ifadesiyle belli olur. Bir yaşında, güleç yüzlü, sevimli, canlı bakışlı, çizgileri hareketli, değişik ifadeli bir çocuk birden gülümserken hırslanır ve bağırmaya başlar, 18 ayla 2 yaş arasındaki çocuk, yerinde duramaz, her şeye dokunur, çekmeceleri açar, bibloları kapar ve kâğıt sepetini karıştırır. Yaşına göre çocuklardan daha canlı ve hareketlidir. Sevimli, güler yüzlü, ana babasıyla dostluk gösterileri yapan, zorlukla, yedirilen yemekler dışında çok hoş bir çocuk olduğu hakkında herkes aynı fikirdedir. Sinirli değildir. Genellikle iyi uyur ve seyrek ağlar. Fakat isteklerine karşı çıkılınca şiddetli bir öfkeye kapılmasına neden olan bağımsız ve zorba karakteri ortaya çıkar.
«Fazla yanılmadan denilebilir ki, asabi iştahsızlık çeken bir bebek iler de zayıf, sinirli, çok hareketli ve canlı bir zekâya sahip bir çocuk olacaktır. Sorumsuz karakteri onu, sertlikle karşılaştığında şiddetli tepkilere itecek, fakat diğer durumlarda aşırı bir naziklik gösterecektir. Genellikle orta iştahlı olarak kalacak, bazen da bir oburluk devresi bu iştahsızlığa son verecektir. Fakat çoğu kez, tuzlu ve asitli yemekleri sevecek, şekerli yemekleri ve tatlıları yemiyecektir.
4) Kritik yaş: 9 18 aylar arası: Asabi iştahsızlığın en fazla yerleşebileceği bir yaş var mıdır? Evet 9-18 aylar arasında çocukların % 59 unda iştah değişiklikleri görülür. Eğer çevre herhangi bir hata yaparsa iştahsızlık yerleşir.
Asabi iştahsızlığın görüntüsü şöyledir: birbirine en yakın iki varlık olan anneyle çocuk arasında, annenin anlayışsızlığı ve karakter ayrılığı bakımından bir anlaşmazlık doğar.
Nasıl meydana geldiği bilindiği için. asabi iştahsızlığın tedavisi kolay gibi görünür. Kaldı ki bu her zaman o kadar basit değildir. Karakterleri değiştirmek çok zordur, bunlar ancak yumuşatılabilir. Bu da anneye bağlıdır. Anne kendini tartabilmeli, çok sinirli, endişeli, kuşkulu ve aceleci olduğunu bilmelidir. Ayrılığa yol açacak temel nedeni, çocuğun ilişkisini bozan kum tanesini arayıp bulmalıdır. Anne çocuğunu hangi nedenlerle anlıyamamıştır? Bu nedenler çeşitlidir. Size yardımcı olabilmek için en belirlilerini sıralayalım. Eğer anne, kendi özel durumuna burada bir cevap bulamazsa, kendi güdüsü ona en iyi rehber olacaktır. Çevresi ve doktoru da ona yardımcı olurlar.
5) Şu nedenler arasından sizi ilgilendireni arayın: Asabi iştahsızlığın beslenmeyle ilgili klâsik nedenleri şunlardır.
3. Belirtilen çeşitli nedenlerle çocuk acıkmamıştır, bu durumda en belirli kural çiğnenerek, çocuk yemeye zorlanır,
Saat ve miktarlar üzerinde aşırı bir titizlik uygulanır. Gözleri saate veya biberondaki süt seviyesine takılan anne, çocuğun uyumak istediği halde, içmesi için uyandırılmasından ve rahatsız edilmesinden dolayı itirazlarını duymaz.
Çocuğu memeden keserken çok dikkatli hareket edilmesini bilmeyen anne, çocuğu birdenbire memeden keser. Veya gene bu devrede çocuğun parmağını emmesine engel olur. Bu bir hatadır. Çok geç memeden kesmede aynı şeydir. Memeye alışan çocuk diğer besinleri istemez.
Çocuğun istekleri göz önüne alınmadan rejim değişikliği uygulanır. Uzun süre mama verilir veya çok erken ıspanağa başlanır.
Beslenmede çok sıkı prensipler uygulanır. Bir çocuğun her şeyi yemesi gerektiği ileri sürülerek, örneğin karnabahar yemeye zorlanır.
Yemeklerin veriliş şeklinde de hatalar yapılabilir: çocuk gürültü içinde yedirilir, acele etmeye zorlanır, rahat oturtulmaz, 10 12 aylar arasında yiyeceklerini tutmak istediği halde engellenir. 2 yaşında tek başına kaşığını tutmak ister, beceriksiz olduğu için bu arzusu yerine getirilmez. Masada oturmasını beceremediği için daima ikaz edilir. «Doğru otur. Dikkat et, kirleteceksin.»
Fakat asabi iştahsızlığı başlatan bir hata her zaman beslenmeden gelmez. Herhangi bir alanda, çocuğun bir ihtiyacı giderilmezse asabi iştahsızlık başlayabilir. Sevgi alanında: bildiğiniz gibi çocuğun sevgi ve emniyete ihtiyacı vardır. Bunlardan birinin eksikliği halinde çocuk yemek istemez.
işte birkaç örnek:
Çocuk yeteri kadar sevilmediğini sanır. Gerçekte sevildiği halde, anne bunu gösteremez. Çocuk annesinden ayrı kalmanın üzüntüsünü çeker. Sert bir şekilde yetiştirilir. Bitmeyen tenkitlerden çekinir. Annesi ışığı söndür düğü için karanlıktan korkar. Ve bu örnekler sonsuz olarak çoğaltılabilir.
Ruhsal alanda: belirli bir yaşta çocuğun ihtiyaçları göz önüne alınmaz. Rahat hareket etmek isteyen çocuk, uzun süre kundaktan çıkarılmaz. Parkta daha mutlu olabilecek bir çocuk, uzun süre yatakta bırakılır veya odalar da dolaşmak isteyen bir çocuk parktan dışarı çıkartılmaz. Çevreyi keşfetme yaşında bir çocuktan, eşyaları ellemesi yasaklanır.
Sonuç olarak, iyi aranırsa, yemek istememeye bağlantılı olarak bir olay veya belirli bir durum bulunabilir, örneğin çocuğun sevmediği bir yabancının ona bakması istenir. Bu durumda, sorunun tek çözüm şekli bu kimseyi tutmamaktır. Bir erkek veya kız kardeşinin doğumuyla bütün dikkat ona çevrilir. Çocuk kıskanır. Veya çocuk bir köpek ya da başka bir hayvandan korkar. Üstünde durulmadığı halde, çocuk, derin, bir şekilde etkilenmiştir v.s.
Asabi iştahsızlığın kaynağını meydana getiren hatayı bulduğunuz an, büyük bir adım atmış olursunuz. Fakat henüz çocuğunuz, iyileşmemiştir. Ona yemek yedirme şeklindi de tümüyle değiştirmeniz gerekir. İlk önce şu 3 şekli uygulayın:
Onu yemeye hiçbir zaman zorşamayın.
Ona endişenizi belli etmeyin.
Sabırlı ve nazik olun.
Yemek saatinde, gayet sakin bir şekilde bebeğin önüne, onun sevdiği bir yemeği, az miktarda, güzel bir şekilde hazırlanmış olarak koyun. Tabağı onun önünde 15 dakika bırakın. Bu arada sabırsızlığınızı belli etmeyin. Eğer. 15 dakika sonunda birşey yemezse, ona kızmadan tabağı geri alın. Bundan sonraki yemek saatinden önce, suyun dışında ona birşey vermeyin. Başka bir kimsenin ona birşey vermesini önleyin. İkinci yemek saatinde, aynı şekilde hareket edin. Gene yemezse sakinliğinizi muhafaza edin.
Çocuğunuz açlıktan ölmez.
Bir iki gün sonra, çocuk, ailenin ilgi kaynağı olmaktan çıktığını anlayınca ağlamaklı, yalvarır şekilde ve ger çekten acıktığından yemek isteyecektir. Bu sırada neşeyle bağırmayın, hiç olmazsa onun önünde birşey yapmayım iştahına karşı gösterilen önemi hemen anlar.
Bu şekil, en kısa zamanda sonuca varan en iyisidir. Ancak, anne bu şekli tam olarak uygularsa iyi sonuç alınır. Bunun için, annenin çocuğun 1 2 gün yemek yememesi sonucu hiçbir tehlikeyle karşılaşmayacağına inanması gerekir. Kaldı ki bir çok anne buna inanmaz. Böyle anneler için genellikle başka bir sistem öğütlenir: buna «Yükselen rejim» denir. Bir gece önce çocuk 2 kaşık yoğurt yemişse, o gün bir kaşık verilir. Çocuk daha fazla istese bile verilmez. İkinci gün, 3 kaşık istese de 2 kaşık verilir. Üçüncü gün 3 kaşık verilir, fazlası verilmez. Dördüncü gün4 kaşık v.s. Ve böylece çocuğa gereken miktara çıkarılır. Çabanızdan vazgeçmeyin. 3 günde her şey düzelmez. Haftalar boyunca ona sevdiği besinleri vermeye çalışın ve yemekleri iştah açacak şekilde hazırlayın. Bir kere iştahı kapandığında ikinci yemeğin zararına bile olsa, istediği kadar yemesine göz yumun. Etini yemedi diye onu çerezden mahdum etmeyin. Çerez de diğerleri gibi bir yemektir. Sadece bu bir şekerli yemektir bazı çocuklar çerezi ete tercih ederler. Tek kelimeyle, bugüne kadar unuttuğunuz anlayışı ve açık fikirliliği gösterin.
Bu sistemler bir sonuç vermezse, bazen çocuğun ailesinden uzak kalması öğütlenir. Çoğu kez, çocuk, her zamanki çevresinden uzakta, yemek yer ve kilo alır. Fakat eve dönünce yeniden yemek istemez. Aldığı kiloları verir. Her şeye yeniden başlamak gerekir. Fakat bu bir deneme olur ve çocuğun iştahsızlığı ancak değişik bir atmosferde geçeceği anlaşılır.