- 24 Haziran 2013
- 3.034
- 4.653
- 198
LEVENT GÜLTEKİN
acikcenk@gmail.com / @acikcenk
Kimi İslamcı yazarlar mealen şöyle diyor: İslam’ın yükselişinden rahatsız olan uluslararası odaklar bunu engellemek için…
Buna benzer bir cümleyi iktidarın yanında durup borazanlığını yapmaktan başka hiçbir özelliği olmayan Ahmet Taşgetiren de yazdı.
Geçen hafta yazdığı ‘Yoldaşlar, moldaşlar’ başlıklı yazısında şöyle diyor: “Kürtler, PKK operatörüyle bünyelerine Marksizm-Leninizm spermi yüklenen varlıklara dönüştürülmek isteniyor. Ya da İslam coğrafyasındaki İslami yükselişi ‘tehdit’ olarak gören uluslararası odakların geliştirmeye çalıştığı…”
Esasında cümlenin tamamı sakat. Fakat daha önce birkaç İslamcı yazardan da duyduğum için ‘İslam’ın yükselişi’ vurgusu benim dikkatimi daha çok çekti.
Ya ahmaklar ya ahlaksız
Lafı dolandırmadan söyleyeyim: Bunca yaşananlara rağmen İslam’ın, Müslümanların yükselişinden bahsedenler ya ahmaktır ya da ahlaksız.
‘Ahmak’ diyorum, çünkü olup biteni kavrayacak kadar bile zekaları yok. Neyin iyi, neyin kötü, neyin çirkin, neyin güzel, neyin faydalı, neyin zararlı, neyin ileri gidiş, neyin geri gidiş olduğunu anlamamak, görememek, kavrayamamak ancak ahmaklara has bir özelliktir.
Veyahut ‘Ahlaksızdır’ diyorum, çünkü İslam, Müslümanlar, İslam dünyası derin bir kriz yaşarken, sırf siyasi çıkar uğruna gerçekleri çarpıtıp sorunun çözümünü bilerek zorlaştıranlar bunu ancak ahlaksız oldukları için yapar.
Kötüye gittiği halde “İyiye gidiyor”, “Yükseliyor” diyerek esasında İslam’a da büyük düşmanlık yapıyorlar.
Taşgetiren gibi insanlıktan yoksun Müslümanlar yüzünden
Günümüz dünyasında ‘İslam’ denildiğinde akla ilk gelen şey, birbirini boğazlayan, kafa kesen insanlar.
Çok acı, fakat İslam bugün karanlık, zehirli bir kuyu görünümünde.
Üstelik bu algıyı uluslararası odaklar değil, Ahmet Taşgetiren gibi iktidar uğruna bütün değerleri hiçe sayan, yok eden, yaşamı değil, ölümü önceleyen, kendi iktidarları uğruna İslam’ı bile harcayan zekadan, akıldan, incelikten, vicdandan, insanlıktan yoksun Müslümanlar yaptı.
Akıl fukaralarına birkaç soru
‘İslam’ın yükselişinden rahatsız olan odaklar’ safsatasıyla kendilerine alan açmaya çalışan akıl fukaralarına birkaç sorum var:
İslam dünyasında nasıl bir ‘İslami uyanış’ var? Nerede o uyanış?
Hangisini kastediyorsunuz? Kafa kesen, insanların iç organlarını döküp elinde silahla poz vermekten imtina etmeyen IŞİD’ın yükselişinden mi bahsediyorsunuz, yoksa Afganistan’ı, Pakistan’ı Ortaçağ karanlığına hapseden Taliban’ın, El Kaide’nin yükselişinden mi?
70 yıllık bir hareket olan Müslüman Kardeşler’in Mısır’da bir yılda yaşadığı iflasdan mı bahsediyorsunuz, yoksa Suriye’yi yok eden, milyonları evinden edip yüzbinlerce insanı da katleden ‘İslami uyanış’tan mı?
Yoksa dindarlığa, dindarların itibarına tarihin en ağır darbesini vuran, namaz kılan adama itimadı yerle bir eden, başörtüsüne silinmez bir leke süren, İslam’ın bütün değerlerini birer birer harcayan, ‘dindar’ denilince akla yolsuzluk yapan veyahut yapana ses çıkarmayan kaba, nobran, çatışmacı, adam kayıran insan tipi gelmesine neden olan AK Parti’nin yarattığı ‘yükseliş’ten mi bahsediyorsunuz?
İtibarı, ahlakı, vicdanı, değeri olmayan bir yükseliş öyle mi? Öldürmeyi, yalanı, hırsızlığı, rüküşlüğü, vicdansızlığı… hayatın odağına yerleştiren bir yükseliş öyle mi? “Yolsuzluk hırsızlık değildir” diyecek kadar ahlaksızlaşan bir yükseliş öyle mi? “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” diyecek kadar pespayeleşen bir yükseliş öyle mi?
Hangi alanda ne tür bir yükseliş var söyleyin de bilelim.
Sırf iktidarda kalmak için insanların canını feda eden, tüm değerleri gözünü kırpmadan harcayan, ülkeyi gözden çıkaran bir yükseliş öyle mi? Hangi yükselişten bahsediyorsunuz? İslam dünyası dediğiniz herhangi bir toprak parçasının tek bir metrekaresinde yüzümüzü ağartacak, sağlıklı, hayat dolu, ahlaki ve insani değerleri olan, barış içinde yaşayan, insanlığa tek bir değer katan bir hareket, topluluk veyahut uyanış var mı?
Verilere bakalım
Sözlerimi sübjektif bir yorum olarak görebilirsiniz. İsterseniz bir de yayınlanan bazı verilere bakalım.
Dünyada yolsuzluğa bulaşmamış, dürüst liderler sıralamasında ilk 53 ülke arasında tek bir Müslüman ülke yok.
Dünyada hukuk devleti sıralamasında ilk 60 ülke arasında tek bir Müslüman ülke yok. Ve 102 ülkenin bulunduğu bu sıralamada ‘İslami uyanışın en dikkat çekici ülkesi’ Türkiye 80. sırada!
BM’den Dünya Bankası’na kadar birçok örgütün belirlediği 35 gösterge üzerinden elde edilen puanlara göre bir liste hazırlanmış. Ekonomiye, bilme, teknolojiye, kültüre, uluslararası barışa ve güvenliğe, dünya düzenine, gezegene ve iklime, eşitliğe ve sağlığa sunulan küresel katkıya göre hazırlanan listede Türkiye 123 ülke arasında 79. sırada!
Türkiye böyle de başka bir İslam ülkesi daha mı iyi durumda? Hayır. Listede ön sıralarda tek bir Müslüman ülke yok.
Hangi yükselişten bahsediyorsunuz? Hadi anlatın bize.
Hadi diyelim Müslüman ülkelerin durumu berbat. Peki 13 yıllık İslamcıların iktidarından sonra Taşgetiren gibilerin çok övündüğü Türkiye’nin durumu nasıl?
Türkiye ifade özgürlüğünde 180 ülke arasında 154’üncü sırada. Basın özgürlüğünde 197 ülke arasında 137. sırada. Cinsiyet eşitliğinde 142 ülke arasında 128. sırada. Eğitim kalitesi sıralamasında 65 ülke arasında 62. sırada. Çocuk yoksulluğunda OECD ülkeleri arasında ilk sırada. Başarı göstererek listelerde ön sıralara çıktığı tek bir alan yok.
Bir başka veri daha var: Gezici Araştırma şirketinin 2013 yılında yaptığı araştırmada namaz kılanların, oruç tutanların ve kendini dindar olarak tanımlayanların oranında da son yıllarda belirgin bir azalma var. Oranları merak edenler araştırmayı internetten bulup ayrıntılarına bakabilir.
Tüm bu tabloya rağmen utanmadan…
İslamcıların iktidarında İslam, dindarlık neredeyse yok olacak aşamaya gelmiş. Ve tüm bu tabloya rağmen utanmadan hâlâ bir yükselişten ve bir uyanıştan bahsediyorlar.
Her alanda bu kadar geri olan bir topluluktan uluslararası odaklar niye korksun ki? Nerede, hangi göz kamaştırıcı bir başarı var ki uluslararası odaklar İslam’ın yükselişini durdurmayı kendilerine iş edinsin? “Aman, Müslümanlar geliyor!” diyerek bu yükselişi engellemeye kalksınlar?
İslam dünyasında bir yükseliş olduğu için mi bütün Müslüman ülkelerden insanlar Batı’ya kapak atmak için can atıyor? Nasıl oluyor bu iş? Bu kaçışın ve üstelik Batı’ya kaçışın nedeni üzerine kafa yormanız gerekmez mi?
Eğer bir yükseliş varsa o İslam’ın yükselişi değil. Vahşetin, nobranlığın, vicdansızlığın, cehaletin ve İslam’ı da kullanarak, harcayarak kendilerine iktidar elde eden, gaddar akıl fukaralarının kişisel yükselişidir.
http://www.diken.com.tr/islamin-yukselisini-engelleyen-odaklar/
acikcenk@gmail.com / @acikcenk
Kimi İslamcı yazarlar mealen şöyle diyor: İslam’ın yükselişinden rahatsız olan uluslararası odaklar bunu engellemek için…
Buna benzer bir cümleyi iktidarın yanında durup borazanlığını yapmaktan başka hiçbir özelliği olmayan Ahmet Taşgetiren de yazdı.
Geçen hafta yazdığı ‘Yoldaşlar, moldaşlar’ başlıklı yazısında şöyle diyor: “Kürtler, PKK operatörüyle bünyelerine Marksizm-Leninizm spermi yüklenen varlıklara dönüştürülmek isteniyor. Ya da İslam coğrafyasındaki İslami yükselişi ‘tehdit’ olarak gören uluslararası odakların geliştirmeye çalıştığı…”
Esasında cümlenin tamamı sakat. Fakat daha önce birkaç İslamcı yazardan da duyduğum için ‘İslam’ın yükselişi’ vurgusu benim dikkatimi daha çok çekti.
Ya ahmaklar ya ahlaksız
Lafı dolandırmadan söyleyeyim: Bunca yaşananlara rağmen İslam’ın, Müslümanların yükselişinden bahsedenler ya ahmaktır ya da ahlaksız.
‘Ahmak’ diyorum, çünkü olup biteni kavrayacak kadar bile zekaları yok. Neyin iyi, neyin kötü, neyin çirkin, neyin güzel, neyin faydalı, neyin zararlı, neyin ileri gidiş, neyin geri gidiş olduğunu anlamamak, görememek, kavrayamamak ancak ahmaklara has bir özelliktir.
Veyahut ‘Ahlaksızdır’ diyorum, çünkü İslam, Müslümanlar, İslam dünyası derin bir kriz yaşarken, sırf siyasi çıkar uğruna gerçekleri çarpıtıp sorunun çözümünü bilerek zorlaştıranlar bunu ancak ahlaksız oldukları için yapar.
Kötüye gittiği halde “İyiye gidiyor”, “Yükseliyor” diyerek esasında İslam’a da büyük düşmanlık yapıyorlar.
Taşgetiren gibi insanlıktan yoksun Müslümanlar yüzünden
Günümüz dünyasında ‘İslam’ denildiğinde akla ilk gelen şey, birbirini boğazlayan, kafa kesen insanlar.
Çok acı, fakat İslam bugün karanlık, zehirli bir kuyu görünümünde.
Üstelik bu algıyı uluslararası odaklar değil, Ahmet Taşgetiren gibi iktidar uğruna bütün değerleri hiçe sayan, yok eden, yaşamı değil, ölümü önceleyen, kendi iktidarları uğruna İslam’ı bile harcayan zekadan, akıldan, incelikten, vicdandan, insanlıktan yoksun Müslümanlar yaptı.
Akıl fukaralarına birkaç soru
‘İslam’ın yükselişinden rahatsız olan odaklar’ safsatasıyla kendilerine alan açmaya çalışan akıl fukaralarına birkaç sorum var:
İslam dünyasında nasıl bir ‘İslami uyanış’ var? Nerede o uyanış?
Hangisini kastediyorsunuz? Kafa kesen, insanların iç organlarını döküp elinde silahla poz vermekten imtina etmeyen IŞİD’ın yükselişinden mi bahsediyorsunuz, yoksa Afganistan’ı, Pakistan’ı Ortaçağ karanlığına hapseden Taliban’ın, El Kaide’nin yükselişinden mi?
70 yıllık bir hareket olan Müslüman Kardeşler’in Mısır’da bir yılda yaşadığı iflasdan mı bahsediyorsunuz, yoksa Suriye’yi yok eden, milyonları evinden edip yüzbinlerce insanı da katleden ‘İslami uyanış’tan mı?
Yoksa dindarlığa, dindarların itibarına tarihin en ağır darbesini vuran, namaz kılan adama itimadı yerle bir eden, başörtüsüne silinmez bir leke süren, İslam’ın bütün değerlerini birer birer harcayan, ‘dindar’ denilince akla yolsuzluk yapan veyahut yapana ses çıkarmayan kaba, nobran, çatışmacı, adam kayıran insan tipi gelmesine neden olan AK Parti’nin yarattığı ‘yükseliş’ten mi bahsediyorsunuz?
İtibarı, ahlakı, vicdanı, değeri olmayan bir yükseliş öyle mi? Öldürmeyi, yalanı, hırsızlığı, rüküşlüğü, vicdansızlığı… hayatın odağına yerleştiren bir yükseliş öyle mi? “Yolsuzluk hırsızlık değildir” diyecek kadar ahlaksızlaşan bir yükseliş öyle mi? “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” diyecek kadar pespayeleşen bir yükseliş öyle mi?
Hangi alanda ne tür bir yükseliş var söyleyin de bilelim.
Sırf iktidarda kalmak için insanların canını feda eden, tüm değerleri gözünü kırpmadan harcayan, ülkeyi gözden çıkaran bir yükseliş öyle mi? Hangi yükselişten bahsediyorsunuz? İslam dünyası dediğiniz herhangi bir toprak parçasının tek bir metrekaresinde yüzümüzü ağartacak, sağlıklı, hayat dolu, ahlaki ve insani değerleri olan, barış içinde yaşayan, insanlığa tek bir değer katan bir hareket, topluluk veyahut uyanış var mı?
Verilere bakalım
Sözlerimi sübjektif bir yorum olarak görebilirsiniz. İsterseniz bir de yayınlanan bazı verilere bakalım.
Dünyada yolsuzluğa bulaşmamış, dürüst liderler sıralamasında ilk 53 ülke arasında tek bir Müslüman ülke yok.
Dünyada hukuk devleti sıralamasında ilk 60 ülke arasında tek bir Müslüman ülke yok. Ve 102 ülkenin bulunduğu bu sıralamada ‘İslami uyanışın en dikkat çekici ülkesi’ Türkiye 80. sırada!
BM’den Dünya Bankası’na kadar birçok örgütün belirlediği 35 gösterge üzerinden elde edilen puanlara göre bir liste hazırlanmış. Ekonomiye, bilme, teknolojiye, kültüre, uluslararası barışa ve güvenliğe, dünya düzenine, gezegene ve iklime, eşitliğe ve sağlığa sunulan küresel katkıya göre hazırlanan listede Türkiye 123 ülke arasında 79. sırada!
Türkiye böyle de başka bir İslam ülkesi daha mı iyi durumda? Hayır. Listede ön sıralarda tek bir Müslüman ülke yok.
Hangi yükselişten bahsediyorsunuz? Hadi anlatın bize.
Hadi diyelim Müslüman ülkelerin durumu berbat. Peki 13 yıllık İslamcıların iktidarından sonra Taşgetiren gibilerin çok övündüğü Türkiye’nin durumu nasıl?
Türkiye ifade özgürlüğünde 180 ülke arasında 154’üncü sırada. Basın özgürlüğünde 197 ülke arasında 137. sırada. Cinsiyet eşitliğinde 142 ülke arasında 128. sırada. Eğitim kalitesi sıralamasında 65 ülke arasında 62. sırada. Çocuk yoksulluğunda OECD ülkeleri arasında ilk sırada. Başarı göstererek listelerde ön sıralara çıktığı tek bir alan yok.
Bir başka veri daha var: Gezici Araştırma şirketinin 2013 yılında yaptığı araştırmada namaz kılanların, oruç tutanların ve kendini dindar olarak tanımlayanların oranında da son yıllarda belirgin bir azalma var. Oranları merak edenler araştırmayı internetten bulup ayrıntılarına bakabilir.
Tüm bu tabloya rağmen utanmadan…
İslamcıların iktidarında İslam, dindarlık neredeyse yok olacak aşamaya gelmiş. Ve tüm bu tabloya rağmen utanmadan hâlâ bir yükselişten ve bir uyanıştan bahsediyorlar.
Her alanda bu kadar geri olan bir topluluktan uluslararası odaklar niye korksun ki? Nerede, hangi göz kamaştırıcı bir başarı var ki uluslararası odaklar İslam’ın yükselişini durdurmayı kendilerine iş edinsin? “Aman, Müslümanlar geliyor!” diyerek bu yükselişi engellemeye kalksınlar?
İslam dünyasında bir yükseliş olduğu için mi bütün Müslüman ülkelerden insanlar Batı’ya kapak atmak için can atıyor? Nasıl oluyor bu iş? Bu kaçışın ve üstelik Batı’ya kaçışın nedeni üzerine kafa yormanız gerekmez mi?
Eğer bir yükseliş varsa o İslam’ın yükselişi değil. Vahşetin, nobranlığın, vicdansızlığın, cehaletin ve İslam’ı da kullanarak, harcayarak kendilerine iktidar elde eden, gaddar akıl fukaralarının kişisel yükselişidir.
http://www.diken.com.tr/islamin-yukselisini-engelleyen-odaklar/
