İblis ümitsizliğin, Hz. Adem (as) rahmetin peşindeydi
İslami kaynaklarda, Hz. Adem (as) ile şeytan arasındaki farklardan birinin de şeytanın ümitsizliğe düşmesi, Hz. Adem (as)'ın ise Allah'ın rahmetinden bir an bile şüphelenmemesi, ümitsizliğe düşmemesi ve bu nedenle de af ve duadan hiç vazgeçmemesi olarak geçer. Ümitsizlik iblisin telkinidir. Hz. Adem (as) ümit ve tevbe etti, iblis ise ümitsizliğe gömülerek rahmete sırtını döndü. Müslümanca duruş da, her şeyde hayr aramaktan, besmeleyle başlanılan her işi hamdolsun ile tamamlamaktan geçer yalnızca!
Olumlu düşünebilmek için ne yapmalı?
Öncelikle kişinin kendine çok yüklenmemesi gerektiği en başat meseledir. Kişinin, kendine çok yüklenmesi zihinsel ve duygusal yüklere neden olur. Bu da endişe katsayılarının yükselmesini tetikleyerek, yapılan işin de içinde bulunulan ruhsal durumun da içinden çıkılamaz bir hal almasına yol açar. Burada temel mesele, hedeflere bir bütün olarak değil parça parça yaklaşılması gerektiğidir. Hedefler, aşamalara ayrılarak her aşamasını da adım adım takip ederek yol almak hem en kolayıdır hem de başarıya en çok yakın olanıdır. Ayrıca, kendini başkalarıyla kıyas etmekten vazgeçmek de olumlu düşünme basamaklarından biridir.
Geçmiş üzüntüsü ve gelecek kaygısının ilacı; iman!
Çağın en büyük psikolojik hastalıklarının çoğu da hep gelecek kaygısı ve geçmiş üzüntüsü kaynaklı negatif düşünme alışkanlıklarından doğmaktadır. Kuranı Kerim; Allah'a dost olanlardan ve Allah'ın da kendilerine dost olduğu insanlardan bahsederken onların geçmiş üzüntüsü ve gelecek kaygısından sıyrılmış olduğundan bahseder. Bunun en öncelikli yolunun da kulun Allah'a güvenmesi gerektiği ve imanın da bu güven ilişkisi üzerine kurulu olduğundan dem vurur.
Allah'a güvenen kişi, sürekli bir "ya şöyle olursa" ihtimaller zinciri kurmaktan ve şeytanın vesveselerine kapılıp gitmekten Allah'a sığınır. Zaten olumsuz düşüncenin islami literatürdeki karşılıklarından biri de vesvesedir. Rasulullah (sav)'ın sürekli okunmasını tavsiye ettiği surelerden biri olan Nas suresinde de "De ki: insanların Rabbine sığınırım! İnsanların hâkimine. İnsanların ilahına. Sinsi vesvesecinin şerrinden..." denilerek, insanların fıtrat gereği vesvese ve kuruntulara meyilli olabildiği ve bundan kurtulmanın tek yolunun da insanların Rabbi'ne sığınmak gerektiği anlatılır.
İçsel direniş
Olumlu düşünme tavsiyeleri çoğu zaman ucuz bir pollyannacılık repliği olarak algılanmaktadır. Fakat burada kasıt; kişinin kendi baktığı yerin hayr arayan bir bakış olması gerektğini vurgulamaktır. Zira hayr'ın kaynağı Allah'tır. Rasulullah (sav)'ın de belirttiği gibi "Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen de hayatından lezzet alır."
Bu hadis aynı zamanda, son zamanlarda kanıtlanan önemli bir bilimsel veri tarafından da desteklenmektedir. Buna göre beyin, alt beyin, üst beyin ve sinir sistemi olmak üzere üç bölüme sahiptir. Alt beyin, hormonlar gibi fonksiyonları denetlerken üst beyin ise daha çok vücudun zihinsel işlevlerinden sorumludur. Yapılan araştırmalara göre, alt beyin üst beyin tarafından idare edilebilmektedir. Yani, kişi açken tokluğa odaklandığında ya da üşürken zihnini başka şeylerle meşgul edebilmeyi başardığında bu histen uzak kalabilmekte ve böylece bu hissi kontrol altında tutabilmektedir. Bu nedenle, olumsuz düşünme durumu da kontrol dışı bir alışkanlık olmaktan çıkıp yönetilebilir, dahası içsel bir direnişle üstesinden gelinebilir bir hâl almaktadır.
Halk arasında da, yaygın bir ifade olan "korktuğun başına gelir demişler" sözü de gerçekliğe çok uzak bir söz değildir. Zira olumsuz kurgular oluşturmaya şartlanmış olan beyin kişiyi bu olumsuz kurguların sürekli baskısı altında başka birşey düşünmekten ve yapabilmekten alıkoyar. Bu nedenle, yapılması gereken en elzem şeylerden biri de kurduğumuz cümle yapılarının ve düşünüş tarzlarımızın da olumsuzdan olumluya sevkedilmesi gerektiğidir.
Örneğin; çok kaygılı olduğumuz ve bu kaygılarımızla baş edemediğimiz için çıkış yolları aradığımız zamanda kurduğumuz "endişeli değilim, kaygılı değilim" cümleleri veya zihin yapısı olumsuz bir zihin yapısıdır. Zira beyin, "endişe" durumuna odaklanmıştır, hâlbuki olumlu düşünüş tarzıyla "ben rahatım zaten" sözüyle "rahatlık" haline odaklanmalıdır.
alintidir
İslami kaynaklarda, Hz. Adem (as) ile şeytan arasındaki farklardan birinin de şeytanın ümitsizliğe düşmesi, Hz. Adem (as)'ın ise Allah'ın rahmetinden bir an bile şüphelenmemesi, ümitsizliğe düşmemesi ve bu nedenle de af ve duadan hiç vazgeçmemesi olarak geçer. Ümitsizlik iblisin telkinidir. Hz. Adem (as) ümit ve tevbe etti, iblis ise ümitsizliğe gömülerek rahmete sırtını döndü. Müslümanca duruş da, her şeyde hayr aramaktan, besmeleyle başlanılan her işi hamdolsun ile tamamlamaktan geçer yalnızca!
Olumlu düşünebilmek için ne yapmalı?
Öncelikle kişinin kendine çok yüklenmemesi gerektiği en başat meseledir. Kişinin, kendine çok yüklenmesi zihinsel ve duygusal yüklere neden olur. Bu da endişe katsayılarının yükselmesini tetikleyerek, yapılan işin de içinde bulunulan ruhsal durumun da içinden çıkılamaz bir hal almasına yol açar. Burada temel mesele, hedeflere bir bütün olarak değil parça parça yaklaşılması gerektiğidir. Hedefler, aşamalara ayrılarak her aşamasını da adım adım takip ederek yol almak hem en kolayıdır hem de başarıya en çok yakın olanıdır. Ayrıca, kendini başkalarıyla kıyas etmekten vazgeçmek de olumlu düşünme basamaklarından biridir.
Geçmiş üzüntüsü ve gelecek kaygısının ilacı; iman!
Çağın en büyük psikolojik hastalıklarının çoğu da hep gelecek kaygısı ve geçmiş üzüntüsü kaynaklı negatif düşünme alışkanlıklarından doğmaktadır. Kuranı Kerim; Allah'a dost olanlardan ve Allah'ın da kendilerine dost olduğu insanlardan bahsederken onların geçmiş üzüntüsü ve gelecek kaygısından sıyrılmış olduğundan bahseder. Bunun en öncelikli yolunun da kulun Allah'a güvenmesi gerektiği ve imanın da bu güven ilişkisi üzerine kurulu olduğundan dem vurur.
Allah'a güvenen kişi, sürekli bir "ya şöyle olursa" ihtimaller zinciri kurmaktan ve şeytanın vesveselerine kapılıp gitmekten Allah'a sığınır. Zaten olumsuz düşüncenin islami literatürdeki karşılıklarından biri de vesvesedir. Rasulullah (sav)'ın sürekli okunmasını tavsiye ettiği surelerden biri olan Nas suresinde de "De ki: insanların Rabbine sığınırım! İnsanların hâkimine. İnsanların ilahına. Sinsi vesvesecinin şerrinden..." denilerek, insanların fıtrat gereği vesvese ve kuruntulara meyilli olabildiği ve bundan kurtulmanın tek yolunun da insanların Rabbi'ne sığınmak gerektiği anlatılır.
İçsel direniş
Olumlu düşünme tavsiyeleri çoğu zaman ucuz bir pollyannacılık repliği olarak algılanmaktadır. Fakat burada kasıt; kişinin kendi baktığı yerin hayr arayan bir bakış olması gerektğini vurgulamaktır. Zira hayr'ın kaynağı Allah'tır. Rasulullah (sav)'ın de belirttiği gibi "Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen de hayatından lezzet alır."
Bu hadis aynı zamanda, son zamanlarda kanıtlanan önemli bir bilimsel veri tarafından da desteklenmektedir. Buna göre beyin, alt beyin, üst beyin ve sinir sistemi olmak üzere üç bölüme sahiptir. Alt beyin, hormonlar gibi fonksiyonları denetlerken üst beyin ise daha çok vücudun zihinsel işlevlerinden sorumludur. Yapılan araştırmalara göre, alt beyin üst beyin tarafından idare edilebilmektedir. Yani, kişi açken tokluğa odaklandığında ya da üşürken zihnini başka şeylerle meşgul edebilmeyi başardığında bu histen uzak kalabilmekte ve böylece bu hissi kontrol altında tutabilmektedir. Bu nedenle, olumsuz düşünme durumu da kontrol dışı bir alışkanlık olmaktan çıkıp yönetilebilir, dahası içsel bir direnişle üstesinden gelinebilir bir hâl almaktadır.
Halk arasında da, yaygın bir ifade olan "korktuğun başına gelir demişler" sözü de gerçekliğe çok uzak bir söz değildir. Zira olumsuz kurgular oluşturmaya şartlanmış olan beyin kişiyi bu olumsuz kurguların sürekli baskısı altında başka birşey düşünmekten ve yapabilmekten alıkoyar. Bu nedenle, yapılması gereken en elzem şeylerden biri de kurduğumuz cümle yapılarının ve düşünüş tarzlarımızın da olumsuzdan olumluya sevkedilmesi gerektiğidir.
Örneğin; çok kaygılı olduğumuz ve bu kaygılarımızla baş edemediğimiz için çıkış yolları aradığımız zamanda kurduğumuz "endişeli değilim, kaygılı değilim" cümleleri veya zihin yapısı olumsuz bir zihin yapısıdır. Zira beyin, "endişe" durumuna odaklanmıştır, hâlbuki olumlu düşünüş tarzıyla "ben rahatım zaten" sözüyle "rahatlık" haline odaklanmalıdır.
alintidir