- 4 Aralık 2014
- 22
- 23
- 3
- 39
- Konu Sahibi USER_USER_USER
-
- #1
Yüce Allah’ın ismi ile.
Bu konu İslâm dinimizin kitabı olan Kur'an-ı Kerim'in insanların ihtiyaç duydukları istekleri aslında emir olarak uygulamayı emrettiğini ve istemedikleri davranışlardan da emir olarak yasaklandıklarını vurgulamak ve bu konuda farkındalık yaratabilmeyi dilemek amacıyla açılmış ve Kur’an-ı Kerim’den onun emrettiği şekilde düşünmem ile meydana gelen düşünceler bu konuda elimden geldiğince geniş bir şekilde yer almıştır asıl olan Kur’an-ı Kerim’e uymak olduğundan bu konuya ekler olarak günlük hayatımız hakkında düşüncelerimi de bu yazıda belirtmekteyim.
Herkesin çeşitli ön yargıları, soru işaretleri ve doğru bulmamaları olabilir. Ancak her anlaşılmazlık , nedensizliklerin içinde dahi bir mantıklı nedeni bulup bir yerden başlamak ile neticelendirilebilir.
Kur’an-ı Kerim aracılığı ile yapmış olduğumuz bir hatayı bulmamız mümkün olabilir, olabilir diyorum çünkü Yüce Allah dilerse bu gerçekleşecektir tıpkı her şey gibi.
Herkes , herkesle aynı değildir ve anlaşamaz bu bir imtihamızın gereği ve gerçekliği nedeniyledir Kur'an-ı Kerim'de belirtilenleri yaşamamız, şahit olmamızdır bu süreçlerde bizlerin emirlerin dışına asla çıkmamalı kötü söz söylememeli, güzel söz söylemeli ve bir bakıma her şeyin cahiliye ile benzer olduğunu görebiliriz. Görüşlere de sabır ile emir ile dinler gerektiğinde selametle demesini bilmeliyiz kanaatindeyim. Çünkü bunları yapmazsak bir kere bizler emirlere uymamış, dosdoğru olmamış, başkalarına emirleri ve iyilikleri iletirken kendi nefsimizi temize çıkaranlardan oluruz (bu belirtmeler Kur'an-ı Kerimin çeşitli ayetlerinde yer almaktadır emir olarak) .
Kur'an-ı Kerim'de aynı zamanda hepimizin günlük hayatımızda ve ahirette karşılaşmak istediği davranışlar da vardır. Görmek istemediği davranışlar da yasaklanmış davranışlar olarak varlardır. Bazılarını da istemesek te bizler için daha hayırlıdır, istemeyişimizin nedeni bunu henüz algılayamamış olmamızdan kaynaklanabilir buna daha sonra kendiniz şahit olabilirsiniz diyor ve sabırla bekliyorum.
Bunlardan sadece bazıları, gizli saklı buluşmamak, emredilmeyen davranışlarda bulunmamak ve dolayısı ile gizli saklı evlilikler düzenlememektir. Vardığımız bu sonuçlar kişiler üzerine maaduriyetlere ve üzüntülere sebebiyet verebiliyor. Yüce Allah’tan başka kimseleri taparcasına sevmek zaten doğru bir anlayış ta değildir. Mantıklı da değildir.
Kimse adına intiharlarla ölünmez, öldürülmez, işkence edilmez, çilekeş olunmaz. Bunun bilincinde olmak lazım. Bunları yapmamamız bizlere bildirilmiştir.
Kimse çocuğunun ya da sevdiklerinin gizli kapaklı hoş olmayan işler yapmasını istemeyecektir. Bunu yapmamak bize emredilmiştir ama bizler bunu kültürel ve eğitimsel, davranışsal olarak algıladığımızdan ötürü hak ile batılı karıştırıyor, dosdoğru olun emrine uymuyor ve kendimizi emirler ile tamamlamadıkça zarar ediyoruz diye düşünüyorum.
Kur'an-ı Kerim de uymamız gereken emirlere göre bizim için nişanlılık gibi ya da benzeri uygulamalar da yoktur. Bu uygulamalar gizli kapaklı yapıldığında verilen sözler gizli tutulduğunda ileride büyük üzüntülere sebep olabilir. Yüce Allah bizleri bu durumlara düşürmemek için bizim yaşam standımızı temin eder. Evli olan bayan ve erkeğin arasındaki ilişkinin de standartları vardır ve ilişkide malum günler tatildir, oruç vakitleri tatildir, farklı uygulamalarda bulunmak emredilmediğinden ötürü yasaktır diye düşünebiliriz.
Kur’an-ı Kerim’deki Resul’ün çocuğuna Kur’an-ı Kerim ile öğüt verdiğini görmeliyiz. Böylece korunanlardan olabiliriz.
Elbette her zaman mallardan ve canlardan sınanacağız ve onları kendi isteğimizle de iyiliklerimizde kullanacağız. Bu bize Kur’an-ı Kerim’de belirtilir. Zandan kaçının, barışı sağlayın, zan larda bulunup zannetmeyi dediği üzere dolayısıyla bizler uydurmamalı varsayımlarda bulunmamalıyızdır bu bir emirdir ve bu hastalığın ilerlemiş boyutuna şizofreni denir. (Yüce Allah kalpleri bilir ve kalplerindeki hastalığı arttırmıştır diyen ayetlere dikkat.)
Peki nasıl korunulacak ve şifa bulunacaktır? Emirlere uymakla ve çalışıp çözümler üretmek ile ki zaten çalışmak ve düşünmekte bir emirdir. Yüce Allah düşen her yaprağı, yaptığımız her davranışı görür bu bize bildirilmiştir.
Faiz yemeyin diyen ayete de dikkat. Paylaşım olursa ticaret artar, üretim artar , fiyatlar düşer. Faiz olursa ticarete göre az kazanç ile finansman gücünüzü bilinmeyen kişilerin ellerine vermiş ve ülkenizin de kendinizin de kazanç ve geleceğini baltalamış olursunuz. Neden sonuç ilişkisini iyi kavramak çok önemlidir.
Ne olduğunu bilmediği şeyleri yapmamak, bunu yeme içme alışkanlığına da yansıtmak yeme içme ile ilgili diğer emirlere uyularak sağlıklı beslenmek kirli ve pislerden uzak durmak ve sağlıklı kiloya diyetsiz dönüş sonucuna varılabilmektedir kendimize zulüm etmeksizin. Suyun faydaları ayetlerini dikkate almak da önemlidir. Ayrıca ben bunu yaparak ve Kur’an-ı Kerimdeki emirlere uyarak 110 lu kilolardan en son baktım 95.5 gibi bir kiloya kısa bir sürede ve tok kalarak düştüğüme şahidim. O duruma neden geldim sürekli oturarak iş yaptığımdan ötürü ve emirlerden habersiz olduğum için öyle oldu diye düşünüyorum. Araştırdım ve öğrendim sağlık ve sindirim sistemi baştan sonra araştırdım ve kendi kendime tedavi öğrenip uyguladım gerekirse doktora gidecektim çünkü diyet tek başına çözüm olmayabilir ve geçicidir, gıdaların içeriği ve bu içeriklerin vücuda etkisi nedir, hangileri zararlı ve gereksizdir şeklinde ve öğrendim çok şükür. Bu süreçte kısaca eski alışkanlıkları unutmanız, reklamlara maruz kalmamanız, yemek yemeyi düşünmemeniz ve İslâm olmak için bilgiler edinirken, tuzlu yiyecekler, mayalı yiyecekler, şekerli yiyecekler, hazır olan her şey (içinde ne olduğuna şahitlik edemeyeceğiniz) kaçın bunlardan diyorum buna hazır ballar da dahil glikoz içerir doğal yemeniz ancak çözümdür ve baharatlar diyorum, zeytin yağı(has ve az miktarda), çeşitli sebze ve meyveler, fındık-fıstık vs. çok faydalıdır doğaldır hepsinin türlü türlü faydası vardır saymak çok uzun sürür bunu bilip uygulamak, sabahları ılık içine limon sıkılmış su içmek, boş kalmayıp sürekli çalışmak ve uyku gelince de uyuyup uyanınca çalışmaya koyulmak lazım bana göre ben böyle yaptım ve sonuç çok net ve tasarrufta ettim yeni giysiler alabilmek için hesaplayıp siz de görebilirsiniz . Bunların yanında bir Müslüman gibi uğraşlar edinebilirsiniz; tebliğ, akraba ziyaretleri, gizli – görünen iyiliklerde bulunmak, temizlik yapmak … çok var kilolu insan yanlış seçimler yapanlardır, siz doğru seçimleri yaparsanız kilolarınızı zaten verebilirsiniz kolaylıkla. Sağlıklı olanı tercih etmek ve aldığını harcamak çünkü ancak sağlıklı olanları yemeniz sizin doymanıza neden olabilecektir bolca Yüce Allah'ın adını anlamanız ve emredilen şekilde şükretmemiz faydalı olacaktır.
Bayanlar için bazı durumlar bahane edilerek, namazdan uzaklaşmaları sağlanıyor halbuki Yüce Allah namazı bizler için temizleyici, arındırıcı ve kötülüklerden uzak tutucu bir uygulama olarak ta bizlere zorunlu kıldırmıştır. Buna ek olarak erkeği üstün ve çeşitli kişileri de diğerlerinden üstün gösterme çalışmalarına da katkı sağlayan diğer sözlerdir. Kur'an-ı Kerimde Resul'ün "Bende sizin gibi bir insanım." demesine ve kişilerin bu durumu hayretle karşılayıp çeşitli kurgulamalarda bulunduklarından da belirtiliyor. Kur'an-ı Kerim'e uzak durmak, habersiz durmak aynı zamanda hayatımızın içerinden kendimize yeterince gerçek anlamda ders çıkaramamamıza da neden olabilir bu da bizim hayatımızdaki isteklerimizi yerine getiremeyişimiz nedeniyle içsel huzurumuzu ve mutluluğumuzu da etkileyebilir. Hiçliğin içinde bir hiç olduğunu düşünmek insanı türlü problemlere itebilecek , toplum içinde de büyük bir tehlikeye sebebiyet verebilecek etkenlerdendir. Bu kötülüğe karşı iyilikler ile mücadele etmeliyiz. Emredilen şekilde, en güzel yolla mücadele etmek.
Yüce Allah ile kul arasına girmeye kalkan bu diğer söz ve sözcülere ve onların takipçilerine uymamalıyız. Gücü yeten herkesi Yüce Allah bilir, kalpleri bilen O'dur. Kimseyi eleştirmek elbette üzerimize vazife değil kılmadığı için belki de o kişiler bizlerden de hayırlıdırlar Kur'an-ı Kerim'de belirtildiği üzere.
Bir çok kişi, Yüce Allah'ın göndermiş olduğu Resullerin arasında çok fazla ayrımcılığa düşüldüğünün, bu kişilerin söyledikleri var sayılan sözlere Yüce Allah'a iman etmek olarak tanımlamaktadırlar. Fakat bu sözlerim çoğunluğu Kur'an-ı Kerim ile uyumluluk göstermez aksine kişileri başka kişilerin emirleri kapsamına alır. Tamamlanmış ve korunmuş aynı zamanda da açıklanmıştır olarak kendisini tarif eden Kur'an-ı Kerim'i daha bilmeden nasıl red edebiliriz başkalarına kanıpta. Tüm sözler(hadisler) Arapçadan çeviri değilmiş de bir tek Kur'an-ı Kerim mi çeviri edilememiştir. Bunu düşünmek lazım. Yüce Allah ile kul arasına girmek isteyenler sadece bundan zarar kazanıyorlar bunu Kur'an-ı Kerim söyler ayetlerinde yarar sağlamadıklarını okumakla öğrenebilirsiniz.
Kur'an-ı Kerim'e göre hanif olmak , en güzel şekilde davranışlar edinmek bizlerin yaşamanı, psikolojisini ve vücut sağlığını doğrudan etkiler. Bunu görmezden gelmemek gereklidir. Kur'an-ı Kerim insanların aradığı inovasyonel yeniliklerin var olduğu , temel bilgilerinin detaylı bir şekilde yer aldığı bir yaşam rehberidir.
İyilik yapmakla meşgul, insanlara faydalı olmakla meşgul insanlar kendilerini de korumuş olacaktırlar. Kur’an-ı Kerim’deki emirleri uygulamak bizi dosdoğru olma yolunda Kur’an-ı Kerim’i ve Yüce Allah’ın emirlerini kabul etmemizi sağlar. Aksine davranmak bu yoldan sapmak olacaktır. Yüce Allah bizleri korumak, temizlemek, iyi bir toplum yapmak, iyi bir birey yapmak istiyor en başta diyebiliriz emirlerin getirdiği sonuçlar bu yöndedir.
Bunları inkâr etmek, isyan etmek elbette kişilerinde bizlerden uzaklaşması anlamına gelir ki Kur’an-ı Kerim iman etmeyenleri dost olarak edinmeyin diye emreder, bizi ortak etmez kötülüğe. Ayrıca, kadına vurun der burada çok büyük ibret var bizim için yine şimdi kadın hakları diye çıkışırsak yanılırız önce bir düşünmek lazım işin mantığını bir temiz vicdan ve akıl sahipleri olarak bizler bunu bir düşünelim Kur’an-ı Kerim dinde zorlamayı emretmez, vurun diyor fakat ne yaparlarsa vurun diyor? Ahlaksızlık yaparlarsa bu ahlaksızlık Kur’an-ı Kerim’in emretmediği, yapmayın dediği fuhuş ve bunun apaçık bir şekilde görülmesi veyahut şahitlik ile ıspatlanması durumda oluyor. Evlilikte insanlar birbirine sadık kalmayı vaad ederler bu anlaşmayı çiğneyen kadına atılan sadece bir tokat ki affedip sabredilmesi de belirtilir diğer ayetlerde buna ek olarak kadın da tokat atabilir atamaz diye emir yoktur ki çoğu refleks olarak atıyor kimsede çıkıp bu ne biçim bir uygulama diyor mu? Demiyor .
Elbette Yüce Allah aşırı gidenleri sevmez diyen Kur’an-ı Kerim, bıçaklamayı ya da başka şekillerde zarar vermeyi, öldürmeyi asla emretmez aksine affetmek ve söylediği üzere kadının biriktirdiklerine el uzatmadan güzellikle salınız ya da tutunuz der. Günümüzde bu konuda büyük bir çılgınlık şeklinde birbirine bir zamanlar canım diyenler sonra düşmanım der konuma geliyor bunun nedeni temelsizliktir diye düşünüyorum. Kur’an-ı Kerim Müslüman olanların Müslüman olanlar ile evlenmeleri yönündeki bilgiyi ayet ile Kur’an-ı Kerimde belirtirken sonradan yaşanabilecek olayları da engeller ve der ki ayet te aynı zamanda cinsellikte bulunmayan kişiler cinsellikte bulunmayanlar ile evlensinler böylece daha eşit bir birliktelik olur, temiz ve sıkıntısız bir gelecekleri olabilir. Tüm bunları düşünerek sonuca erdirebileceğizdir.
Kur'an-ı Kerim, insanlara çeşitli türlü iyilikler emreder ve iyiliklerde yarışın, adaleti sağlayın ve adaletle şahitlik edin, borç verin ve bunu kayıt altına alın şeklinde bize bunu nasıl yapacağımızı da belirtir. Bu bir emirdir verin der, yalanı ancak Yüce Allah’ın ayetlerine inanmayan kişiler uydururlar diyen Kur’an-ı Kerim çok doğru söyler. Bu borç verme işlemi birbirlerini tanıyan ve birbirlerine şahitlik eden kişiler arasında gerçekleşir bu bize ayette belirtilir. Ve elbette dinde zorlama yoktur ve kişinin borç vermeye gücü yetmeyebilir bunları Yüce Allah bilir biz bilemeyiz. Namazı kılın, orucu tutun gibi bir emirden farksızdır borç verin emri ve geniş zamanı kapsar. Bu borcun nasıl verileceği anlatılır ve borcunu ödemeyemeyeni af edin der. Müslüman olmak budur! Kardeşlik ve güven ortamı budur. Ve namazı kılıp yapması gerkenleri yapmayanların namazlarından haberleri yoktur diye de ayet ile belirtilir.
Bunu bir de bu sebeple "öğüt alıp, kendisinden faydalanılmak üzere okunun bir şifa kaynağı" olarak düşünmek ve dosdoğru olmaya giden adımlar ile , en güzel söz ile ondan faydalanmaya ve ilmimizin arttırılmasını dilemeliyiz diye düşünüyorum. Çünkü insanların huşû sahibi olabilmeleri ve imanlarının güçlerinin artması Yüce Allah’ın hikmetini bağışladığı kişilerin his edebilecekleri huzurdur diye düşünmekteyim. Bunu diğer kişiler geçici almaya bayıldıkları geçici hazların çok daha üstününün sürekli sürdüğü bir his olarak tarif etmek isterim. Daha çoğu varken daha azını, daha kârsızını seçenler yanlış seçim yapmaktadırlar.
Yenilikler yani İngilizce meâliyle inovasyonlar bizim için yeni olan düşüncelerdir adı üzere sizin için yeni olan başkasının bilip kullandığı olabilir bu gayet mantıklıdır öyleyse yenilikleri ararken kendimiz için gerekli olan inkılap ve reformları ararken baskı tarihi ön planda olmamalıdır diye düşünüyorum.
Düşünüp onaylamadığımız düşünceler bizim için etkili olamaz ve gelişimi engelleyicidir. Onaylamamıza neden olan şey bizim sahip olduğumuzdur ve bu da çeşitli bilgilerden kaynaklanır. Bunların analizini ve fayda zarar ilişkisini iyi yapmamız ve gözlemlememiz mantıklı olur.
İnovasyonları(yenilikleri) düşünmeden kişilerden doğrudan kişilerden öğrenmek onları düşünüp karar kılamamaya neden olacacağı için inovasyonlar sizin ihtiyacınıza göre daha etkili olamaz, reddinize sebebiyet verebilir. Bunu yapmak bizleri tek gerçekten ziyade çeşitli bilgi parçacıklarının yüklediği eksenlere bölecektir. Gaza gelmemeliyizdir. Sabırlı ve adil bir şekilde verileri her konuda ve her şekilde ele almak sağlıklı olandır, bizlere çözüm getirir ve kararımızı sağlamlaştırıcıdır. Dolayısıyla sizler size verilen mesajı değil size verilmiş yanlış bilgilere göre yıkıcı düşünce oluşturuyorsunuz.
Bunu birde söyle düşünelim bir eski terazi gibi bir alet bir ucunda o zamana kadar edindiğiniz doğru / yanlış bir sürü bilgi diğer tarafta ile görüşlerinizin zıttı olan sadece bir bilgi çünkü insan aynı anda sadece bir tek şeyi düşünebiliyor. Bire karşı , birden fazla neden varken o terazi nasıl adil olabilir . İki kefeyi aynı anda bırakıyoruz ve doğru olabilme ihtimali olan o bilgi yerdedir aklımızdan düşürülmüştür elimizde hassasiyetle incelememiz, adil olarak değerlendirmemiz gereken bir veriye biz haksız bir şekilde eleştirilmesini sağladık. Halbuki bunu bir bilgiye karşı bir bilgi şeklinde yapsaydık sahamızda sadece doğru ve gerçek olanlar ayakta kalabilirdi. Bir de böyle düşünelim.
Ya da sizler bildiklerinizi bir derleyin karşısına da Kur'an-ı Kerim'i alın bildiklerinizin aslında bilmedikleriniz ve çeliştikleriniz olacağını görebilirsiniz ancak Kur'an-ı Kerim öyle değil ancak çevirisi esnasında yapılabilecek yanlış kelime seçimleri ve yanlış olarak kişilerin ayeti yorumlamaya kalkmasından ötürü öyle görünebilir ancak Kur'an-ı Kerim asla yanlış olana rehberlik etmez. İçerdiği bilgiler yeterlidir, detaylıdır.
Bir soruya bir cevap verilirken, başka soruların getirdiği acabalar ile gelen doğru haksız yere yalan sayılmaz ise kişiler daha gerçekçi düşünebilirler diye düşünüyorum. Kur'an-ı Kerim ile düşünmeye devam ediliniz belki de inanmazsınız ama bunları komik program izlerken düşündüm her şeyden bir ibret ve toplumun ihtiyaç duyduğu ve ya kapıldığı şeyleri tespit edip onlar üzerine mantıklı düşündürme girişimlerinde bulunmak mümkün olabilir ki komedyenler bile insanlar üzerine düşünerek insana hitap eder diğeri üreticiler de tüketimler ve kazançlar üzerinde durmakla kazanç elde eder çok türlü sermayeli ve az sermayeli şekillerde ülkemizde de düşünen az yazar az iken elbette mantıklı düşüncelerin sayısı da az olur buna ek olarak kazanç ta bir o kadar fazlalaşır kazanç ve güç sınırlı kitlenin kullanımında ağırlık kazanır .
Yüce Allah’ın izni ile eskilerin düşüncelerinden sıyrılıp doğrulayana, tamamlayana, dosdoğru yapana uyalım ki imanımızda sapma meydana gelmesin diyorum.
Tüketen ve hiç çoğalmaya katkı sağlamayan insan kaybedendir bereket üretim açısından. Evlilik konusunu ele alırsak sadece ve iki insan evlendiğinde en az üç çocuğu olmadır ki sadece ve sadece +1 nüfus artışıdır ileriye dönük olsun popülasyonda nüfusta yoksa orjinali işin -2 dir düşünmekte fayda var her şeyi elbette inanmayan bir nesilin yerine inananları hakim kılacak olan Yüce Allah'a hamd olsun. Müslüman insan rızkı Yüce Allah verir der boş kaldı mı çalışır ve Yüce Allah'a yönelir Kur'an-ı Kerim böyle söylüyor bizlere. Selamet ileee
-Alıntı değildir-
Bu konu İslâm dinimizin kitabı olan Kur'an-ı Kerim'in insanların ihtiyaç duydukları istekleri aslında emir olarak uygulamayı emrettiğini ve istemedikleri davranışlardan da emir olarak yasaklandıklarını vurgulamak ve bu konuda farkındalık yaratabilmeyi dilemek amacıyla açılmış ve Kur’an-ı Kerim’den onun emrettiği şekilde düşünmem ile meydana gelen düşünceler bu konuda elimden geldiğince geniş bir şekilde yer almıştır asıl olan Kur’an-ı Kerim’e uymak olduğundan bu konuya ekler olarak günlük hayatımız hakkında düşüncelerimi de bu yazıda belirtmekteyim.
Herkesin çeşitli ön yargıları, soru işaretleri ve doğru bulmamaları olabilir. Ancak her anlaşılmazlık , nedensizliklerin içinde dahi bir mantıklı nedeni bulup bir yerden başlamak ile neticelendirilebilir.
Kur’an-ı Kerim aracılığı ile yapmış olduğumuz bir hatayı bulmamız mümkün olabilir, olabilir diyorum çünkü Yüce Allah dilerse bu gerçekleşecektir tıpkı her şey gibi.
Herkes , herkesle aynı değildir ve anlaşamaz bu bir imtihamızın gereği ve gerçekliği nedeniyledir Kur'an-ı Kerim'de belirtilenleri yaşamamız, şahit olmamızdır bu süreçlerde bizlerin emirlerin dışına asla çıkmamalı kötü söz söylememeli, güzel söz söylemeli ve bir bakıma her şeyin cahiliye ile benzer olduğunu görebiliriz. Görüşlere de sabır ile emir ile dinler gerektiğinde selametle demesini bilmeliyiz kanaatindeyim. Çünkü bunları yapmazsak bir kere bizler emirlere uymamış, dosdoğru olmamış, başkalarına emirleri ve iyilikleri iletirken kendi nefsimizi temize çıkaranlardan oluruz (bu belirtmeler Kur'an-ı Kerimin çeşitli ayetlerinde yer almaktadır emir olarak) .
Kur'an-ı Kerim'de aynı zamanda hepimizin günlük hayatımızda ve ahirette karşılaşmak istediği davranışlar da vardır. Görmek istemediği davranışlar da yasaklanmış davranışlar olarak varlardır. Bazılarını da istemesek te bizler için daha hayırlıdır, istemeyişimizin nedeni bunu henüz algılayamamış olmamızdan kaynaklanabilir buna daha sonra kendiniz şahit olabilirsiniz diyor ve sabırla bekliyorum.
Bunlardan sadece bazıları, gizli saklı buluşmamak, emredilmeyen davranışlarda bulunmamak ve dolayısı ile gizli saklı evlilikler düzenlememektir. Vardığımız bu sonuçlar kişiler üzerine maaduriyetlere ve üzüntülere sebebiyet verebiliyor. Yüce Allah’tan başka kimseleri taparcasına sevmek zaten doğru bir anlayış ta değildir. Mantıklı da değildir.
Kimse adına intiharlarla ölünmez, öldürülmez, işkence edilmez, çilekeş olunmaz. Bunun bilincinde olmak lazım. Bunları yapmamamız bizlere bildirilmiştir.
Kimse çocuğunun ya da sevdiklerinin gizli kapaklı hoş olmayan işler yapmasını istemeyecektir. Bunu yapmamak bize emredilmiştir ama bizler bunu kültürel ve eğitimsel, davranışsal olarak algıladığımızdan ötürü hak ile batılı karıştırıyor, dosdoğru olun emrine uymuyor ve kendimizi emirler ile tamamlamadıkça zarar ediyoruz diye düşünüyorum.
Kur'an-ı Kerim de uymamız gereken emirlere göre bizim için nişanlılık gibi ya da benzeri uygulamalar da yoktur. Bu uygulamalar gizli kapaklı yapıldığında verilen sözler gizli tutulduğunda ileride büyük üzüntülere sebep olabilir. Yüce Allah bizleri bu durumlara düşürmemek için bizim yaşam standımızı temin eder. Evli olan bayan ve erkeğin arasındaki ilişkinin de standartları vardır ve ilişkide malum günler tatildir, oruç vakitleri tatildir, farklı uygulamalarda bulunmak emredilmediğinden ötürü yasaktır diye düşünebiliriz.
Kur’an-ı Kerim’deki Resul’ün çocuğuna Kur’an-ı Kerim ile öğüt verdiğini görmeliyiz. Böylece korunanlardan olabiliriz.
Elbette her zaman mallardan ve canlardan sınanacağız ve onları kendi isteğimizle de iyiliklerimizde kullanacağız. Bu bize Kur’an-ı Kerim’de belirtilir. Zandan kaçının, barışı sağlayın, zan larda bulunup zannetmeyi dediği üzere dolayısıyla bizler uydurmamalı varsayımlarda bulunmamalıyızdır bu bir emirdir ve bu hastalığın ilerlemiş boyutuna şizofreni denir. (Yüce Allah kalpleri bilir ve kalplerindeki hastalığı arttırmıştır diyen ayetlere dikkat.)
Peki nasıl korunulacak ve şifa bulunacaktır? Emirlere uymakla ve çalışıp çözümler üretmek ile ki zaten çalışmak ve düşünmekte bir emirdir. Yüce Allah düşen her yaprağı, yaptığımız her davranışı görür bu bize bildirilmiştir.
Faiz yemeyin diyen ayete de dikkat. Paylaşım olursa ticaret artar, üretim artar , fiyatlar düşer. Faiz olursa ticarete göre az kazanç ile finansman gücünüzü bilinmeyen kişilerin ellerine vermiş ve ülkenizin de kendinizin de kazanç ve geleceğini baltalamış olursunuz. Neden sonuç ilişkisini iyi kavramak çok önemlidir.
Ne olduğunu bilmediği şeyleri yapmamak, bunu yeme içme alışkanlığına da yansıtmak yeme içme ile ilgili diğer emirlere uyularak sağlıklı beslenmek kirli ve pislerden uzak durmak ve sağlıklı kiloya diyetsiz dönüş sonucuna varılabilmektedir kendimize zulüm etmeksizin. Suyun faydaları ayetlerini dikkate almak da önemlidir. Ayrıca ben bunu yaparak ve Kur’an-ı Kerimdeki emirlere uyarak 110 lu kilolardan en son baktım 95.5 gibi bir kiloya kısa bir sürede ve tok kalarak düştüğüme şahidim. O duruma neden geldim sürekli oturarak iş yaptığımdan ötürü ve emirlerden habersiz olduğum için öyle oldu diye düşünüyorum. Araştırdım ve öğrendim sağlık ve sindirim sistemi baştan sonra araştırdım ve kendi kendime tedavi öğrenip uyguladım gerekirse doktora gidecektim çünkü diyet tek başına çözüm olmayabilir ve geçicidir, gıdaların içeriği ve bu içeriklerin vücuda etkisi nedir, hangileri zararlı ve gereksizdir şeklinde ve öğrendim çok şükür. Bu süreçte kısaca eski alışkanlıkları unutmanız, reklamlara maruz kalmamanız, yemek yemeyi düşünmemeniz ve İslâm olmak için bilgiler edinirken, tuzlu yiyecekler, mayalı yiyecekler, şekerli yiyecekler, hazır olan her şey (içinde ne olduğuna şahitlik edemeyeceğiniz) kaçın bunlardan diyorum buna hazır ballar da dahil glikoz içerir doğal yemeniz ancak çözümdür ve baharatlar diyorum, zeytin yağı(has ve az miktarda), çeşitli sebze ve meyveler, fındık-fıstık vs. çok faydalıdır doğaldır hepsinin türlü türlü faydası vardır saymak çok uzun sürür bunu bilip uygulamak, sabahları ılık içine limon sıkılmış su içmek, boş kalmayıp sürekli çalışmak ve uyku gelince de uyuyup uyanınca çalışmaya koyulmak lazım bana göre ben böyle yaptım ve sonuç çok net ve tasarrufta ettim yeni giysiler alabilmek için hesaplayıp siz de görebilirsiniz . Bunların yanında bir Müslüman gibi uğraşlar edinebilirsiniz; tebliğ, akraba ziyaretleri, gizli – görünen iyiliklerde bulunmak, temizlik yapmak … çok var kilolu insan yanlış seçimler yapanlardır, siz doğru seçimleri yaparsanız kilolarınızı zaten verebilirsiniz kolaylıkla. Sağlıklı olanı tercih etmek ve aldığını harcamak çünkü ancak sağlıklı olanları yemeniz sizin doymanıza neden olabilecektir bolca Yüce Allah'ın adını anlamanız ve emredilen şekilde şükretmemiz faydalı olacaktır.
Bayanlar için bazı durumlar bahane edilerek, namazdan uzaklaşmaları sağlanıyor halbuki Yüce Allah namazı bizler için temizleyici, arındırıcı ve kötülüklerden uzak tutucu bir uygulama olarak ta bizlere zorunlu kıldırmıştır. Buna ek olarak erkeği üstün ve çeşitli kişileri de diğerlerinden üstün gösterme çalışmalarına da katkı sağlayan diğer sözlerdir. Kur'an-ı Kerimde Resul'ün "Bende sizin gibi bir insanım." demesine ve kişilerin bu durumu hayretle karşılayıp çeşitli kurgulamalarda bulunduklarından da belirtiliyor. Kur'an-ı Kerim'e uzak durmak, habersiz durmak aynı zamanda hayatımızın içerinden kendimize yeterince gerçek anlamda ders çıkaramamamıza da neden olabilir bu da bizim hayatımızdaki isteklerimizi yerine getiremeyişimiz nedeniyle içsel huzurumuzu ve mutluluğumuzu da etkileyebilir. Hiçliğin içinde bir hiç olduğunu düşünmek insanı türlü problemlere itebilecek , toplum içinde de büyük bir tehlikeye sebebiyet verebilecek etkenlerdendir. Bu kötülüğe karşı iyilikler ile mücadele etmeliyiz. Emredilen şekilde, en güzel yolla mücadele etmek.
Yüce Allah ile kul arasına girmeye kalkan bu diğer söz ve sözcülere ve onların takipçilerine uymamalıyız. Gücü yeten herkesi Yüce Allah bilir, kalpleri bilen O'dur. Kimseyi eleştirmek elbette üzerimize vazife değil kılmadığı için belki de o kişiler bizlerden de hayırlıdırlar Kur'an-ı Kerim'de belirtildiği üzere.
Bir çok kişi, Yüce Allah'ın göndermiş olduğu Resullerin arasında çok fazla ayrımcılığa düşüldüğünün, bu kişilerin söyledikleri var sayılan sözlere Yüce Allah'a iman etmek olarak tanımlamaktadırlar. Fakat bu sözlerim çoğunluğu Kur'an-ı Kerim ile uyumluluk göstermez aksine kişileri başka kişilerin emirleri kapsamına alır. Tamamlanmış ve korunmuş aynı zamanda da açıklanmıştır olarak kendisini tarif eden Kur'an-ı Kerim'i daha bilmeden nasıl red edebiliriz başkalarına kanıpta. Tüm sözler(hadisler) Arapçadan çeviri değilmiş de bir tek Kur'an-ı Kerim mi çeviri edilememiştir. Bunu düşünmek lazım. Yüce Allah ile kul arasına girmek isteyenler sadece bundan zarar kazanıyorlar bunu Kur'an-ı Kerim söyler ayetlerinde yarar sağlamadıklarını okumakla öğrenebilirsiniz.
Kur'an-ı Kerim'e göre hanif olmak , en güzel şekilde davranışlar edinmek bizlerin yaşamanı, psikolojisini ve vücut sağlığını doğrudan etkiler. Bunu görmezden gelmemek gereklidir. Kur'an-ı Kerim insanların aradığı inovasyonel yeniliklerin var olduğu , temel bilgilerinin detaylı bir şekilde yer aldığı bir yaşam rehberidir.
İyilik yapmakla meşgul, insanlara faydalı olmakla meşgul insanlar kendilerini de korumuş olacaktırlar. Kur’an-ı Kerim’deki emirleri uygulamak bizi dosdoğru olma yolunda Kur’an-ı Kerim’i ve Yüce Allah’ın emirlerini kabul etmemizi sağlar. Aksine davranmak bu yoldan sapmak olacaktır. Yüce Allah bizleri korumak, temizlemek, iyi bir toplum yapmak, iyi bir birey yapmak istiyor en başta diyebiliriz emirlerin getirdiği sonuçlar bu yöndedir.
Bunları inkâr etmek, isyan etmek elbette kişilerinde bizlerden uzaklaşması anlamına gelir ki Kur’an-ı Kerim iman etmeyenleri dost olarak edinmeyin diye emreder, bizi ortak etmez kötülüğe. Ayrıca, kadına vurun der burada çok büyük ibret var bizim için yine şimdi kadın hakları diye çıkışırsak yanılırız önce bir düşünmek lazım işin mantığını bir temiz vicdan ve akıl sahipleri olarak bizler bunu bir düşünelim Kur’an-ı Kerim dinde zorlamayı emretmez, vurun diyor fakat ne yaparlarsa vurun diyor? Ahlaksızlık yaparlarsa bu ahlaksızlık Kur’an-ı Kerim’in emretmediği, yapmayın dediği fuhuş ve bunun apaçık bir şekilde görülmesi veyahut şahitlik ile ıspatlanması durumda oluyor. Evlilikte insanlar birbirine sadık kalmayı vaad ederler bu anlaşmayı çiğneyen kadına atılan sadece bir tokat ki affedip sabredilmesi de belirtilir diğer ayetlerde buna ek olarak kadın da tokat atabilir atamaz diye emir yoktur ki çoğu refleks olarak atıyor kimsede çıkıp bu ne biçim bir uygulama diyor mu? Demiyor .
Elbette Yüce Allah aşırı gidenleri sevmez diyen Kur’an-ı Kerim, bıçaklamayı ya da başka şekillerde zarar vermeyi, öldürmeyi asla emretmez aksine affetmek ve söylediği üzere kadının biriktirdiklerine el uzatmadan güzellikle salınız ya da tutunuz der. Günümüzde bu konuda büyük bir çılgınlık şeklinde birbirine bir zamanlar canım diyenler sonra düşmanım der konuma geliyor bunun nedeni temelsizliktir diye düşünüyorum. Kur’an-ı Kerim Müslüman olanların Müslüman olanlar ile evlenmeleri yönündeki bilgiyi ayet ile Kur’an-ı Kerimde belirtirken sonradan yaşanabilecek olayları da engeller ve der ki ayet te aynı zamanda cinsellikte bulunmayan kişiler cinsellikte bulunmayanlar ile evlensinler böylece daha eşit bir birliktelik olur, temiz ve sıkıntısız bir gelecekleri olabilir. Tüm bunları düşünerek sonuca erdirebileceğizdir.
Kur'an-ı Kerim, insanlara çeşitli türlü iyilikler emreder ve iyiliklerde yarışın, adaleti sağlayın ve adaletle şahitlik edin, borç verin ve bunu kayıt altına alın şeklinde bize bunu nasıl yapacağımızı da belirtir. Bu bir emirdir verin der, yalanı ancak Yüce Allah’ın ayetlerine inanmayan kişiler uydururlar diyen Kur’an-ı Kerim çok doğru söyler. Bu borç verme işlemi birbirlerini tanıyan ve birbirlerine şahitlik eden kişiler arasında gerçekleşir bu bize ayette belirtilir. Ve elbette dinde zorlama yoktur ve kişinin borç vermeye gücü yetmeyebilir bunları Yüce Allah bilir biz bilemeyiz. Namazı kılın, orucu tutun gibi bir emirden farksızdır borç verin emri ve geniş zamanı kapsar. Bu borcun nasıl verileceği anlatılır ve borcunu ödemeyemeyeni af edin der. Müslüman olmak budur! Kardeşlik ve güven ortamı budur. Ve namazı kılıp yapması gerkenleri yapmayanların namazlarından haberleri yoktur diye de ayet ile belirtilir.
Bunu bir de bu sebeple "öğüt alıp, kendisinden faydalanılmak üzere okunun bir şifa kaynağı" olarak düşünmek ve dosdoğru olmaya giden adımlar ile , en güzel söz ile ondan faydalanmaya ve ilmimizin arttırılmasını dilemeliyiz diye düşünüyorum. Çünkü insanların huşû sahibi olabilmeleri ve imanlarının güçlerinin artması Yüce Allah’ın hikmetini bağışladığı kişilerin his edebilecekleri huzurdur diye düşünmekteyim. Bunu diğer kişiler geçici almaya bayıldıkları geçici hazların çok daha üstününün sürekli sürdüğü bir his olarak tarif etmek isterim. Daha çoğu varken daha azını, daha kârsızını seçenler yanlış seçim yapmaktadırlar.
Yenilikler yani İngilizce meâliyle inovasyonlar bizim için yeni olan düşüncelerdir adı üzere sizin için yeni olan başkasının bilip kullandığı olabilir bu gayet mantıklıdır öyleyse yenilikleri ararken kendimiz için gerekli olan inkılap ve reformları ararken baskı tarihi ön planda olmamalıdır diye düşünüyorum.
Düşünüp onaylamadığımız düşünceler bizim için etkili olamaz ve gelişimi engelleyicidir. Onaylamamıza neden olan şey bizim sahip olduğumuzdur ve bu da çeşitli bilgilerden kaynaklanır. Bunların analizini ve fayda zarar ilişkisini iyi yapmamız ve gözlemlememiz mantıklı olur.
İnovasyonları(yenilikleri) düşünmeden kişilerden doğrudan kişilerden öğrenmek onları düşünüp karar kılamamaya neden olacacağı için inovasyonlar sizin ihtiyacınıza göre daha etkili olamaz, reddinize sebebiyet verebilir. Bunu yapmak bizleri tek gerçekten ziyade çeşitli bilgi parçacıklarının yüklediği eksenlere bölecektir. Gaza gelmemeliyizdir. Sabırlı ve adil bir şekilde verileri her konuda ve her şekilde ele almak sağlıklı olandır, bizlere çözüm getirir ve kararımızı sağlamlaştırıcıdır. Dolayısıyla sizler size verilen mesajı değil size verilmiş yanlış bilgilere göre yıkıcı düşünce oluşturuyorsunuz.
Bunu birde söyle düşünelim bir eski terazi gibi bir alet bir ucunda o zamana kadar edindiğiniz doğru / yanlış bir sürü bilgi diğer tarafta ile görüşlerinizin zıttı olan sadece bir bilgi çünkü insan aynı anda sadece bir tek şeyi düşünebiliyor. Bire karşı , birden fazla neden varken o terazi nasıl adil olabilir . İki kefeyi aynı anda bırakıyoruz ve doğru olabilme ihtimali olan o bilgi yerdedir aklımızdan düşürülmüştür elimizde hassasiyetle incelememiz, adil olarak değerlendirmemiz gereken bir veriye biz haksız bir şekilde eleştirilmesini sağladık. Halbuki bunu bir bilgiye karşı bir bilgi şeklinde yapsaydık sahamızda sadece doğru ve gerçek olanlar ayakta kalabilirdi. Bir de böyle düşünelim.
Ya da sizler bildiklerinizi bir derleyin karşısına da Kur'an-ı Kerim'i alın bildiklerinizin aslında bilmedikleriniz ve çeliştikleriniz olacağını görebilirsiniz ancak Kur'an-ı Kerim öyle değil ancak çevirisi esnasında yapılabilecek yanlış kelime seçimleri ve yanlış olarak kişilerin ayeti yorumlamaya kalkmasından ötürü öyle görünebilir ancak Kur'an-ı Kerim asla yanlış olana rehberlik etmez. İçerdiği bilgiler yeterlidir, detaylıdır.
Bir soruya bir cevap verilirken, başka soruların getirdiği acabalar ile gelen doğru haksız yere yalan sayılmaz ise kişiler daha gerçekçi düşünebilirler diye düşünüyorum. Kur'an-ı Kerim ile düşünmeye devam ediliniz belki de inanmazsınız ama bunları komik program izlerken düşündüm her şeyden bir ibret ve toplumun ihtiyaç duyduğu ve ya kapıldığı şeyleri tespit edip onlar üzerine mantıklı düşündürme girişimlerinde bulunmak mümkün olabilir ki komedyenler bile insanlar üzerine düşünerek insana hitap eder diğeri üreticiler de tüketimler ve kazançlar üzerinde durmakla kazanç elde eder çok türlü sermayeli ve az sermayeli şekillerde ülkemizde de düşünen az yazar az iken elbette mantıklı düşüncelerin sayısı da az olur buna ek olarak kazanç ta bir o kadar fazlalaşır kazanç ve güç sınırlı kitlenin kullanımında ağırlık kazanır .
Yüce Allah’ın izni ile eskilerin düşüncelerinden sıyrılıp doğrulayana, tamamlayana, dosdoğru yapana uyalım ki imanımızda sapma meydana gelmesin diyorum.
Tüketen ve hiç çoğalmaya katkı sağlamayan insan kaybedendir bereket üretim açısından. Evlilik konusunu ele alırsak sadece ve iki insan evlendiğinde en az üç çocuğu olmadır ki sadece ve sadece +1 nüfus artışıdır ileriye dönük olsun popülasyonda nüfusta yoksa orjinali işin -2 dir düşünmekte fayda var her şeyi elbette inanmayan bir nesilin yerine inananları hakim kılacak olan Yüce Allah'a hamd olsun. Müslüman insan rızkı Yüce Allah verir der boş kaldı mı çalışır ve Yüce Allah'a yönelir Kur'an-ı Kerim böyle söylüyor bizlere. Selamet ileee
-Alıntı değildir-
Son düzenleme: