İş aramayın, iş sizi arasın

realist

Nirvana
Kayıtlı Üye
3 Aralık 2006
3.073
132
63
- Size bir şey danışmak istiyorum. Çalışıyorum ve işimden olmak istemiyorum. İşimden olacak olursam da rahatça iş bulayım hatta iş bana gelsin istiyorum. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?
- Marka olmanızı öneririm. Birilerinin sizden yararlanmaya devam etmesi ya da sizi tercih etmeye başlaması kişisel ya da kurumsal olarak marka olmanıza bağlı.

- Peki nasıl marka olabilirim?

- Gofret gibi...

- Anlayamadım...

Gofret gibi. Marka olmuş gofretler vardır. Onların izinden gitmek gerekir.

Birincisi, uzmanlaşmak gerekiyor. Birçok çeşit çikolata ve şekerleme var; ama gofret bunların içinde uzmanlaşmış bir tür. Belirli bir konuda uzmanlaşmak gerekiyor. Örneğin, İzmir'de bir dershane (www.empatimatematik.com), sınavlarda en kritik konu sayılabilecek matematik konusuna odaklanmış; başka ders vermiyor.

Markalaşmaya giden yol, verdiğiniz sözleri tutmaktan geçiyor. Sürekli aldığınız bir gofret varsa, onun verdiği sözü, iyi ve lezzetli bir gofret olma sözünü her seferinde tutması gerekiyor. Süreklilik, marka olmanın temel kaynağıdır. İnsanlar bu şekilde güvenmeye başlıyor.

Bu işi yaparken de diğerlerinden daha iyi ve farklı olması gerekiyor. İsminiz, işi yapış şekliniz, aldığınız sonuçlar, vaatleriniz farklı olacak. Yoksa sizi fark etmezler ve tercih edilmeniz için neden olmaz. Herkes kırmızı ambalajda ise siz başka bir renk olacaksınız.

Verdiğiniz bir söz olacak ve bu söz markanızla anılacak. Yaptığınız işle ilgili 'En hatasız halı döşemeci Ahmet Bayındır', 'Mağazalara ciro yaptıran yönetici Yavuz Çavuş', 'Bay Parasal Zeka Hakan Turgut', 'En iyi saat tasarımcısı Osman Ulu', 'Eczane satıcılarının bir numarası Deva Hanım' gibi unvanlar/lakaplar üretebilmek gerek. Bizi seçecekler, bizi bu lakaplarımızla çok önce bilecekler. Böylece iş aramayacağız; iş bizi arayacak. Diyelim ki, iyi bir saat tasarımcısına ihtiyaç varsa; ilk akla gelen biz olacağız.

İlk akla gelenin biz olması için temel kural, yaptığımız işte en iyi olmak. Yani seçtiğimiz alanda lider olmamız ve lider olmak için de hem aklımızı kullanmamız hem de tüm çabamızı göstermemiz gerekiyor. Dolayısıyla herkes kişisel marka olamayacak, bedelini ödemeye hazır olanlar kişisel marka olabilecekler. Ödevini yapmayanlar, işlerini koruyamayacaklar ve iş arayacaklar.

Kişisel marka olmaya giden yollardan bir tanesi de tanınmak. Tanınmak için sadece işinizi iyi yapmak, sözünüzü tutmak ve bunu sürekli yapmak yetmiyor. Bir taraftan da reklam yapmak gerekiyor. Reklam yapmanın anlamı meslekten mesleğe, işten işe değişiyor. Ancak gazete ve dergilerde hakkınızda yazılar çıkacak ya da siz çıkaracaksınız. Kongrelerde ya da konferanslarda konuşmacı olacaksınız. Üniversitede öğrenciyseniz kulüp etkinliklerinin başını çekeceksiniz. Bir internet siteniz ya da blokunuz olacak.

Kişisel marka olmanın başlangıç noktası da kişinin içinde saklı. İnsan önce kendisine güvenecek. "Ben yapabilirim; ben farklı olabilirim; farklı olmaktan korkmuyorum; uzman olacağım alanı seçip diğer alanlardan çekilebilirim; seçtiğim alanda en iyisi olmak için gece gündüz çalışabilirim; kendimi ispat etmek ve tanıtmak için yeterli özgüvenim var." diyebilecek.

- Kişisel marka olmanın bir son kuralı var mı?

- Kişisel marka olabilmek için zamanı gelince değişebilmek de gerekiyor. Teknoloji ve dünya değişirken çok uzun süre aynı şeyleri yaparak kişisel marka olarak kalınamaz. Kişisel marka olmak için yapılacaklar, minimum 5-10 yılı alacaktır. Ancak aşağı yukarı 10 yıl civarı bir dönemde radikal bir değişim yapmak yerinde olacaktır. Dünyanın iki lider kola üreticisi sloganlarını ortalama 10 yılda bir değiştiriyorlar.