İran, şüphesiz Orta Doğu'nun en etkili ülkelerinden. Tarih boyunca bölgenin çehresini belirlemede rol oynadı, son yüzyılda da büyük bir devinim içindeydi.
20. yüzyılın eşiğinde, Pers Krallığı'nda ıslahat ve meşrutiyet çağrıları tartışılırken, yüzyılın sonuna doğru İran dünyanın ilk "İslam Cumhuriyeti"ni kurmuştu.
2007 yılında BBC Türkçe radyosunda yayımlanmış olan dizide bu kritik dönemi ele almış, 1906'da Meşrutiyet'in ilanını hazırlayan olaylardan yola çıkmış, 1979 İslam Devrimi ve sonrasına uzanmıştık.
Ülkede yaşanan son toplumsal protestoların ardından, 8 bölümlük bu dizimizi yeniden yayımlıyoruz.
4. Bölüm: Musaddık ile gündeme gelen ve kaybolan umutlar
1950'lerde İkinci Dünya Savaşı'nı yeni atlatan dünya bu kez de Soğuk Savaş'ı yaşıyordu.
Bu sırada İran'da yeni bir başbakan vardı. Geniş halk desteğini arkasına almış olan milliyetçi Başbakan Muhammed Musaddık, Time dergisinin 1951 yılı kapağını "Yılın Kişisi" sıfatıyla süslüyordu.
Soyu İran'ı yüzlerce yıl yöneten Kaçar hanedanına dayanan, babası da zamanında bakan olan 70 yaşındaki hukukçunun en güçlü siyasi silahı petrolün millileştirilmesi talebiydi.
Telif hakkı Getty Images
Image caption Muhammed Musaddık
Aynı yıl İran Meclisi bu talebin gerçekleştirilmesi yolunda bir karar aldığında dünya başkentlerinde, özellikle Londra'da büyük bir sarsıntı yaşandı.
Ancak bu plan hayata geçirildiğinde, İran'ın elindeki yetersiz teknik imkanlar yüzünden petrol üretimi durdu.
Musaddık her ne kadar kentli kitleler arasında popüler olsa da, onlar dışındaki hemen herkesi küstürüyordu.
Dahası ABD, Rusların bölgedeki nüfuzunun artmasından kaygılıydı. Musaddık'ın İran'da o günlerde etkili olan Komünist eğilimli Tude (Kitle) Partisi'ni arkasına alması bu kaygıyı iyice körüklemişti.
ABD'de Dwight David Eisenhower'ın 20 Ocak 1953'te başkanlık görevini devralmasının ardından tüm bu unsurlar gitgide hızlanan bir döngü halini aldı.
Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA öncülüğünde, İngiltere'nin desteğinde Musaddık'ın devrilmesi yönündeki hazırlıklar başladı.
Bu bölümde, İran'da sadece petrolün millileştirilmesine değil aynı zamanda anayasal yönetim fikrine öncülük eden biri olarak görülen Muhammed Musaddık'ı ve kısa süren ancak derin izler bırakan yönetimini ele alıyoruz.