- 10 Ağustos 2009
- 26.172
- 18.332
- 823
m.haberkita.com/haber/iran-ekonomisinin-ipleri-kimin-elinde/295968
İran ekonomisinin ipleri ordu ve
dini vakıfların elinde
‘Peygamberin Mührü’ gibi adları var
ama aslında İran’ın yolsuz
ekonomik düzeninde aslan payını
onlar alıyor. İran ekonomisinin
yüzde 80’i ordu ve dini vakıfların
elinde.
19 Şubat 2016, 11:03
Tahran havalimanına inen her yolcu
istese de istemese de devrim
muhafızlarının müşterisi oluyor.
İran başkentindeki İmam Humeyni
havalimanını işleten İslam
Cumhuriyeti'nin elit muhafız ordusu
uçaklardan tahsil ettiği havalimanı
vergisi üzerinden büyük gelir elde
ediyor. İran'ın diğer hava
alanlarıyla limanlarındaki dış
sınırları da devrim muhafızları
tarafından kontrol ediliyor.
DW Türkçe'nin haberine göre, İran'a
hangi malın sokulacağına onlar
karar veriyor. Devrim muhafızları
gümrük vergisi ödemedikleri gibi,
karaborsada ne kadar mal sattıkları
ve ne kazandıkları hakkında da
kimseye hesap vermek zorunda
değiller.
‘İslam Devrimi muhafız ordusunun'
kara, deniz ve hava kuvvetlerinde
120 bin asker görev yapıyor. İran'ın
stratejik silahlarını da kontrol eden
devrim muhafızları muazzam bir
holding çatısı altında göz klinikleri
işletiyor, motorlu araç üretiyor,
otoyollar, demiryolları ve metro
istasyonları inşa ediyor. Aynı
zamanda petrol ve doğalgaz
şirketleriyle de bağlantıları var.
Madencilikte ve barajlarda da
devrim muhafızlarının sözü geçiyor.
STRATEJİK İHALELER
Devrim muhafızlarının ekonomik
faaliyetleri hakkında dışarıya çok az
haber sızıyor. 2009 yılında BBC
ülkenin güneydoğusundaki
Şahbahar limanının demiryolu
şebekesine bağlanması için devrim
muhafızlarının 8 milyar dolarlık
ihale aldığını bildirmişti. Umman
Körfezindeki liman kenti, Pakistan
ve Afganistan'a yakın olması
nedeniyle stratejik önem taşıyor.
Bu önemli yatırım projesini
üstlenen ‘Peygamberin Mührü' adlı
şirket de devrim muhafızlarının
teknoloji holdingine bağlı bir
kuruluş. 1980'li yılların sonlarında,
Irak savaşından yeni çıkan İran'ın
yeniden imar edilmesi amacıyla
kurulan holding kendi bağrından
çıkan Cumhurbaşkanı Mahmud
Ahmedinejad'ın yardımıyla
ekonomik nüfuzunu daha da
arttırmıştı.
İran uzmanı Bahman Nirumand
Deutsche Welle'ye verdiği demeçte,
devrim muhafızlarının ülke
ekonomisinin üçte birini kontrol
ettiği şeklindeki tahminleri gerçekçi
bulduğunu ve resmi istatistiklerin
bulunmamasına rağmen bu oranın
gerçeği yansıttığını söyledi. Dünya
Bankası'nın tahminlerine göre 2014
yılında İran'ın Gayrı Safi Yurtiçi
Hasılası 425 milyar doların
üzerindeydi. Bu da milli gelirin 140
milyar dolarının devrim muhafızları
tarafından yaratıldığı anlamına
geliyor.
İran ekonomisinde sadece
üniformalı işadamlarının sözü
geçmiyor. İran'da doğrudan ülkenin
Şii dini liderleri tarafından yönetilen
çok sayıda dini vakıf a bulunuyor.
Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın
tahminlerine göre elitler sınıfının
kontrolündeki şirketlerin İran
ekonomisindeki payı yüzde 80'i
buluyor.
Sözkonusu şirketlerin iş hacmi
hakkında kimse kesin rakam
veremiyor. Bu şirketlerin muhasebe
kayıtlarını açıklama ve herhangi bir
devlet kurumuna hesap verme
mecburiyeti bulunmuyor. Bahman
Nirumand, Ahmedinejad
döneminde milyarlarca dolar
kaybolduğunda İranlıların paranın
nereye gittiğini merak ettiğini
ancak kamuoyuna hiç bilgi
verilmediğini söyledi. Nirumand,
“Şah döneminde de yolsuzluk vardı
ama o zaman adı yolsuzluğa
karışanlar şimdiki iktidar
sahiplerinin yanında yankesici
kalır”, diyor.
İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu
Ayetullah Humeyni'nin ölümünden
kısa süre önce kurduğu ‘Setad'
vakfının serveti 90 milyar doları
buluyor. Humeyni bu vakfı ülkeyi
terk eden ya da mallarına el konan
Şah taraftarlarının gayrı
menkullerini fakirlere yardım
amacıyla değerlendirmesi için
kurmuştu. ‘Setad' zamanla
doğrudan en üst ruhani lidere bağlı
dev bir şirket haline geldi.
YAPTIRIMLARIN KALKMASI KİMLERE
YARAYACAK?
Reuters ajansının araştırmasına
göre finans, petrol ve
telekomünikasyon branşlarındaki
faaliyetlerinin yanı sıra doğum
kontrol hapı üretip deve kuşu da
yetiştiren vakıf Amerikan
hükümetinin yaptırım listesinde de
yer almaktaydı. Washington'un
amacı doğrudan İran yönetiminin
ekonomik çıkarlarına zarar
vermekti. Amerikan Maliye
Bakanlığı ‘Setad'ın masum bir vakıf
olmaktan çıkıp, İran yönetimi
hesabına varlık biriktiren dev bir
paravan şirketler şebekesine
dönüştüğünü duyurmuştu.
Batılı yaptırımların kalkmasından
da en çok İran'ın elit zümrelerinin
elindeki milyarlarca dolarlık
şirketler yararlanacak. Bahman
Nirumand, “Umarım, halka da bir
şeyler kalır” dedikten sonra
sözlerini şöyle sürdürdü: Ticaretin
canlanması küçük esnafa yarar ve
yaptırımların kalkmasından
hizmetler sektöründe çalışan
herkes nasibini alabilir.
İran ekonomisinin ipleri ordu ve
dini vakıfların elinde
‘Peygamberin Mührü’ gibi adları var
ama aslında İran’ın yolsuz
ekonomik düzeninde aslan payını
onlar alıyor. İran ekonomisinin
yüzde 80’i ordu ve dini vakıfların
elinde.
19 Şubat 2016, 11:03
Tahran havalimanına inen her yolcu
istese de istemese de devrim
muhafızlarının müşterisi oluyor.
İran başkentindeki İmam Humeyni
havalimanını işleten İslam
Cumhuriyeti'nin elit muhafız ordusu
uçaklardan tahsil ettiği havalimanı
vergisi üzerinden büyük gelir elde
ediyor. İran'ın diğer hava
alanlarıyla limanlarındaki dış
sınırları da devrim muhafızları
tarafından kontrol ediliyor.
DW Türkçe'nin haberine göre, İran'a
hangi malın sokulacağına onlar
karar veriyor. Devrim muhafızları
gümrük vergisi ödemedikleri gibi,
karaborsada ne kadar mal sattıkları
ve ne kazandıkları hakkında da
kimseye hesap vermek zorunda
değiller.
‘İslam Devrimi muhafız ordusunun'
kara, deniz ve hava kuvvetlerinde
120 bin asker görev yapıyor. İran'ın
stratejik silahlarını da kontrol eden
devrim muhafızları muazzam bir
holding çatısı altında göz klinikleri
işletiyor, motorlu araç üretiyor,
otoyollar, demiryolları ve metro
istasyonları inşa ediyor. Aynı
zamanda petrol ve doğalgaz
şirketleriyle de bağlantıları var.
Madencilikte ve barajlarda da
devrim muhafızlarının sözü geçiyor.
STRATEJİK İHALELER
Devrim muhafızlarının ekonomik
faaliyetleri hakkında dışarıya çok az
haber sızıyor. 2009 yılında BBC
ülkenin güneydoğusundaki
Şahbahar limanının demiryolu
şebekesine bağlanması için devrim
muhafızlarının 8 milyar dolarlık
ihale aldığını bildirmişti. Umman
Körfezindeki liman kenti, Pakistan
ve Afganistan'a yakın olması
nedeniyle stratejik önem taşıyor.
Bu önemli yatırım projesini
üstlenen ‘Peygamberin Mührü' adlı
şirket de devrim muhafızlarının
teknoloji holdingine bağlı bir
kuruluş. 1980'li yılların sonlarında,
Irak savaşından yeni çıkan İran'ın
yeniden imar edilmesi amacıyla
kurulan holding kendi bağrından
çıkan Cumhurbaşkanı Mahmud
Ahmedinejad'ın yardımıyla
ekonomik nüfuzunu daha da
arttırmıştı.
İran uzmanı Bahman Nirumand
Deutsche Welle'ye verdiği demeçte,
devrim muhafızlarının ülke
ekonomisinin üçte birini kontrol
ettiği şeklindeki tahminleri gerçekçi
bulduğunu ve resmi istatistiklerin
bulunmamasına rağmen bu oranın
gerçeği yansıttığını söyledi. Dünya
Bankası'nın tahminlerine göre 2014
yılında İran'ın Gayrı Safi Yurtiçi
Hasılası 425 milyar doların
üzerindeydi. Bu da milli gelirin 140
milyar dolarının devrim muhafızları
tarafından yaratıldığı anlamına
geliyor.
İran ekonomisinde sadece
üniformalı işadamlarının sözü
geçmiyor. İran'da doğrudan ülkenin
Şii dini liderleri tarafından yönetilen
çok sayıda dini vakıf a bulunuyor.
Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın
tahminlerine göre elitler sınıfının
kontrolündeki şirketlerin İran
ekonomisindeki payı yüzde 80'i
buluyor.
Sözkonusu şirketlerin iş hacmi
hakkında kimse kesin rakam
veremiyor. Bu şirketlerin muhasebe
kayıtlarını açıklama ve herhangi bir
devlet kurumuna hesap verme
mecburiyeti bulunmuyor. Bahman
Nirumand, Ahmedinejad
döneminde milyarlarca dolar
kaybolduğunda İranlıların paranın
nereye gittiğini merak ettiğini
ancak kamuoyuna hiç bilgi
verilmediğini söyledi. Nirumand,
“Şah döneminde de yolsuzluk vardı
ama o zaman adı yolsuzluğa
karışanlar şimdiki iktidar
sahiplerinin yanında yankesici
kalır”, diyor.
İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu
Ayetullah Humeyni'nin ölümünden
kısa süre önce kurduğu ‘Setad'
vakfının serveti 90 milyar doları
buluyor. Humeyni bu vakfı ülkeyi
terk eden ya da mallarına el konan
Şah taraftarlarının gayrı
menkullerini fakirlere yardım
amacıyla değerlendirmesi için
kurmuştu. ‘Setad' zamanla
doğrudan en üst ruhani lidere bağlı
dev bir şirket haline geldi.
YAPTIRIMLARIN KALKMASI KİMLERE
YARAYACAK?
Reuters ajansının araştırmasına
göre finans, petrol ve
telekomünikasyon branşlarındaki
faaliyetlerinin yanı sıra doğum
kontrol hapı üretip deve kuşu da
yetiştiren vakıf Amerikan
hükümetinin yaptırım listesinde de
yer almaktaydı. Washington'un
amacı doğrudan İran yönetiminin
ekonomik çıkarlarına zarar
vermekti. Amerikan Maliye
Bakanlığı ‘Setad'ın masum bir vakıf
olmaktan çıkıp, İran yönetimi
hesabına varlık biriktiren dev bir
paravan şirketler şebekesine
dönüştüğünü duyurmuştu.
Batılı yaptırımların kalkmasından
da en çok İran'ın elit zümrelerinin
elindeki milyarlarca dolarlık
şirketler yararlanacak. Bahman
Nirumand, “Umarım, halka da bir
şeyler kalır” dedikten sonra
sözlerini şöyle sürdürdü: Ticaretin
canlanması küçük esnafa yarar ve
yaptırımların kalkmasından
hizmetler sektöründe çalışan
herkes nasibini alabilir.