- 16 Mayıs 2007
- 826
- 85
- 648
Fıtrat, yani, Allah’a inanmanın delili, ilmî araştırmalarla ortaya konmuş Dünyanın en saygın üniversitelerinden Yale Üniversitesi tarafından yapılan ve dünyanın yine en saygın bilim dergilerinden New Scientist’ta yayınlanan bir araştırmaya göre insan beyni “Allah’a inanmak için programlanmış”…
İnsan Beyni “Allah’a İnanmaya Programlanmış Bebekler ve çocuklar arasında yapılan araştırmaya göre, insan beyninin tabiatında Allah’a ya da bir yaratıcıya inanmak var Beyin “sebep ve sonuçla” çalışıyor Beyin, “beyin ile ruhun” birbirinden ayrı olduğunu düşünmek için programlı… Bu da “hayalî arkadaşlar” edinmeye veya “Allah’a ve dinlere inanmamıza” sebep oluyor…
Araştırmaya göre, hiçbir din eğitimi almamış 6-7 yaşında çocuklar bile dünyadaki her şeyin bir sebebi olduğuna inanıyor Taşların, nehirlerin veya kuşların yaratılmasının bir sebebi olduğunu düşünüyorDarwinciler ise, bunu “doğal seleksiyona” bağlamış Oysa tabiî seleksiyonun da meydana gelebilmesi için bir sebep, bir Müsebbibü’l-Esbâb lâzımdır Yani, sonsuz bir kudret sahibi
Fıtrat delilinin açılımını yaparsak:
Kuluçka için tavuğun altına konan ördek yumurtasından çıkan civciv, bir müddet sonra suya atlar
Su, donarsa kabını parçalar
Tohum, toprağı delip yeryüzüne çıkar ve sümbül verir Bunlar fıtrattır Ve fıtrat yalan söylemez! Yani her şey, dizayn edildiği yapıya göre hareket eder
İnsanoğlunun, sapkınlıkla da olsa, kâinatın yaratıcısından başkasına tapması, onu “büyük” tanıması, “yaratıcı” olarak kabul etmesi, inanmanın fıtrî olduğunu gösterir
Temiz hava veya su bulamayan, pis ve kirlisiyle yetinir Gerçeğe ulaşamayan, Allah’ı tanıyamayan, O’nun vasıflarını maddeye/toteme/putlara taksim eder
Putlara, birtakım unsurlara tapınma ve ibadet, yaratılışın, fıtratın aslında iman ve ibadet için olduğunu gösterir Tarih boyunca en ilkel toplumlarda bile yanlış, sapık ve bâtıl şeylere inanma, tapınma, ibadet etme ve sığınma, insan ruhu için iman/ibadetin nefes almak gibi temel bir ihtiyaç olduğuna delildir Dinler tarihi, beşerin hiçbir devirde dinsiz yaşayamadığını göstermektedir Mutlaka bir şeye, bir güce inanmışlardır
Vicdanlar/fıtratların, Allah’a ibadet etmesi, O’nu tanıması, O’na boyun eğmesi, zikir ve şükretmesi, O’nun varlığını ve büyüklüğünü göstermektedir
Kâinatı yaratan kim ise, insanı da o yaratmıştır Çünkü insan, kâinatın bir minyatürüdür Kâinatın tabiatında, fıtratında ne varsa, insanın yapısında da o vardır Bütün bunlar gösteriyor ki, inanmak bir zarûrettir; zira o, fıtratta vardır İnsan fıtratına bu ihtiyacı yerleştiren, bize inanmayı emreden, aynı zattır Ve o da Allah’tır (cc)
KAYNAK: Yeni Asya Gazetesi
İnsan Beyni “Allah’a İnanmaya Programlanmış Bebekler ve çocuklar arasında yapılan araştırmaya göre, insan beyninin tabiatında Allah’a ya da bir yaratıcıya inanmak var Beyin “sebep ve sonuçla” çalışıyor Beyin, “beyin ile ruhun” birbirinden ayrı olduğunu düşünmek için programlı… Bu da “hayalî arkadaşlar” edinmeye veya “Allah’a ve dinlere inanmamıza” sebep oluyor…
Araştırmaya göre, hiçbir din eğitimi almamış 6-7 yaşında çocuklar bile dünyadaki her şeyin bir sebebi olduğuna inanıyor Taşların, nehirlerin veya kuşların yaratılmasının bir sebebi olduğunu düşünüyorDarwinciler ise, bunu “doğal seleksiyona” bağlamış Oysa tabiî seleksiyonun da meydana gelebilmesi için bir sebep, bir Müsebbibü’l-Esbâb lâzımdır Yani, sonsuz bir kudret sahibi
Fıtrat delilinin açılımını yaparsak:
Kuluçka için tavuğun altına konan ördek yumurtasından çıkan civciv, bir müddet sonra suya atlar
Su, donarsa kabını parçalar
Tohum, toprağı delip yeryüzüne çıkar ve sümbül verir Bunlar fıtrattır Ve fıtrat yalan söylemez! Yani her şey, dizayn edildiği yapıya göre hareket eder
İnsanoğlunun, sapkınlıkla da olsa, kâinatın yaratıcısından başkasına tapması, onu “büyük” tanıması, “yaratıcı” olarak kabul etmesi, inanmanın fıtrî olduğunu gösterir
Temiz hava veya su bulamayan, pis ve kirlisiyle yetinir Gerçeğe ulaşamayan, Allah’ı tanıyamayan, O’nun vasıflarını maddeye/toteme/putlara taksim eder
Putlara, birtakım unsurlara tapınma ve ibadet, yaratılışın, fıtratın aslında iman ve ibadet için olduğunu gösterir Tarih boyunca en ilkel toplumlarda bile yanlış, sapık ve bâtıl şeylere inanma, tapınma, ibadet etme ve sığınma, insan ruhu için iman/ibadetin nefes almak gibi temel bir ihtiyaç olduğuna delildir Dinler tarihi, beşerin hiçbir devirde dinsiz yaşayamadığını göstermektedir Mutlaka bir şeye, bir güce inanmışlardır
Vicdanlar/fıtratların, Allah’a ibadet etmesi, O’nu tanıması, O’na boyun eğmesi, zikir ve şükretmesi, O’nun varlığını ve büyüklüğünü göstermektedir
Kâinatı yaratan kim ise, insanı da o yaratmıştır Çünkü insan, kâinatın bir minyatürüdür Kâinatın tabiatında, fıtratında ne varsa, insanın yapısında da o vardır Bütün bunlar gösteriyor ki, inanmak bir zarûrettir; zira o, fıtratta vardır İnsan fıtratına bu ihtiyacı yerleştiren, bize inanmayı emreden, aynı zattır Ve o da Allah’tır (cc)
KAYNAK: Yeni Asya Gazetesi