- 24 Kasım 2013
- 70.442
- 53.853
Gebe kalamama nedeniyle çare arayan bir çift doktora mutlaka beraber başvurmalıdır.
Öncelikle bir Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanına başvurulduktan sonra gerekli diğer branş doktorlarından konsultasyon istenir.
İnfertilite tetkikleri temel olarak aşağıda bahsettiğimiz üç ana başlığa ait sorunları belirlemek için kullanılırlar.
1-Sperm üretimi ve spermin iletilmesiyle ilgili sorunlar için spermiyogram yapılır
2-Oosit (yumurta hücresi) üretimi ile ilgili sorunları tespit için ovulasyon (yumurtlama) olup olmadığı belirlenir.
3-Oosit ve spermin karşılaşması ve birleşmesiyle ilgili sorunları tespit için histerosalpingografi ("ilaçlı rahim ve tüp filmi") çekilir.
Bu üç tetkik infertil bir çiftin incelenmesinde mutlaka yapılması gereken "olmazsa olmaz" tetkiklerdir. Diğer tetkikler bu üç ana tetkikin tamamlayıcısı veya ileri basamakları olarak rol alırlar.
Şimdi infertil çiftin değerlendirilmesini ayrıntılı olarak inceleyebiliriz:
Jinekolojik Muayene ve Ultrasonografi
Bu, değerlendirmenin önemli bir parçasıdır. Kadında gebeliğe engel olabilecek vajinismus, vajinada, rahimağzında ve uterusta (rahimde) doğumsal kusurlar, rahim miyomları, over (yumurtalık) kistleri gibi jinekolojik patolojiler, yapılan muayene ve ultrasonografi ile anlaşılabilir ve bazı durumlarda daha ileri inceleme yapılması için yol gösterici olabilirler.
jinekolojik muayenenin ayrıntıları için tıklayın
vajinismus ile ilgili ayrıntılar için tıklayın
Erkeğin Değerlendirilmesi
İnfertilite değerlendirmesinde yalnızca spermiyogram yapmak yerine erkeğin Üroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesinde fayda vardır. Bu değerlendirmede erkekte gebeliğe engel olabilecek peniste şekil bozuklukları, ereksiyon(sertleşme) kusurları, erken boşalma, impotans gibi sorunlar, varikosel, hormonal dengesizliğe işaret edebilecek patolojiler saptanabilir. Spermiyogram incelemesi bu muayenenin önemli bir parçasıdır.
Usulüne uygun olarak alınmış ve değerlendirilmiş bir spermiyogramda aşağıdaki parametreler mutlaka yer almalıdır:
sayı/ml
ileri hareketli sperm yüzdesi
meni hacmi
morfolojik olarak normal yapıda olan sperm yüzdesi
meni sıvısının pH değeri
20 milyon/ml ve/veya %40 motilite (hareketlilik) altında kalan değerler subfertiliteye ("zor gebe bırakma") neden olurken tekrarlanan spermiyogramlarda sperm sayısının 10 milyon/ml altında ve/veya hareketliliğin %20 altında olması durumunda gebelik oluşma ihtimali düşer.
erkek infertilitesinin ayrıntıları için tıklayın
normal spermiyogram değerlerini görmek için tıklayın
Kadında Hormonal Tetkik
Özellikle adet düzensizliği, tüylenme, kilo problemi, göğüslerden süt gelmesi gibi durumlarda hormonal bir dengesizlik olma olasığı yüksektir. Kadında polikistik over dışında yumurtlamayı olumsuz yönde etkileyen iki önemli hormonal bozukluk vardır: Birincisi tiroid problemleri (tiroid hormonlarının normalden fazla ya da az salgılanması) ve ikincisi hiperprolaktinemi (hipofiz bezinden salgılanan prolaktin hormonunun yüksek olması). Bu iki durumu ortaya çıkarmak için kanda TSH ve Prolaktin değerleri bakılır. Belli durumlardan şüphelenildiğinde buna diğer hormon tetkikleri eklenebilir.
PKO ile ilgili ayrıntılar için tıklayın
Folikülometri ("yumurtlama takibi")
Ovulasyonun belirlenmesinde kullanılan bir yöntemdir. Burada adet döngüsünün ilk günlerinden itibaren yumurtalıklar ultrasonografiyle dikkatli bir şekilde değerlendirilir. Yumurtalıklardan birinde oluşan folikül (nadiren birden fazla sayıda folikül oluşabilir) gelişimi belli aralıklarla yapılan seri ultrasonlarda izlenir. Bir folikülün 16-20 mm. çapına ulaştıktan belli bir süre sonra kaybolduğunun gözlenmesi ve aynı zamanda karın içinde serbest sıvı saptanması yumurtlamanın kanıtı olarak kabul edilir. Folikülometri daha çok ovulasyon induksiyonu ("yumurtlama tedavisi") yapılan sikluslarda folikül gelişimi takibinde kullanılır.
Kadında ovulasyon (yumurtlama) olduğunda çatlayan folikül aktif olarak progesteron hormonu salgılayan ve corpus luteum (korpus luteum okunur) adı verilen yapıya dönüşür. Ovulasyonun olup olmadığını belirlemede kullanılan en etkin yöntemlerden biri de progesteron hormonu ölçümüdür.
Kan numunesinin alınacağı günün bilinmesi için kadının sikluslarının kaç gün sürdüğünün iyi bilinmesi gerekir. Beklenen adet tarihinden 6-8 gün önce kan alınır. Kanda progesteron hormonunun belli bir seviyenin üzerinde bulunması yumurtlama olduğunun göstergesidir.
Yumurtalık Rezervi Değerlendirmesi
Özellikle ileri yaşlarda olan kadınlarda, adet düzensizliği yaşayan kadınlarda ve tüp bebek tedavisinden önce yumurtalıkların olgunlaşabilecek yumurta hücrelerinin yeterliliği açısından durumunun değerlendirmesi amacıyla yapılan bir incelemedir. Adet kanamasının 2, 3 veya 4. gününde kanda FSH ve E2 (estradiol) değerlendirmesi ve vajinal ultrasonografide yumurtalıklardaki antral folikül sayısının belirlenmesi şeklinde yapılır.
FSH ve E2 ölçümü>>
Antral Folikül Sayısı>>
Endoskopik Yöntemler (Laparoskopi ve Histeroskopi)
Birinci basamak tedavi cevap vermediğinde, HSG'de tüpler tıkalı bulunduğunda veya jinekolojik değerlendirmede kitle, endometriyosis gibi bulgular saptandığında laparoskopiye başvurulur.
Laparoskopi genel anestezi altında yapılan bir işlemdir. Göbek deliğinin hemen altından açılan bir delikten 10 mm. çapında bir boruyla karın boşluğuna girilir ve içeriye gaz verilerek organların birbirinden uzaklaşması sağlanır. Daha sonra bu delikten bir kamera yerleştirilerek tüm iç genital organlar gözlenebilir
Gerekli durumlarda karnın alt kısımlarına açılan daha ufak deliklerden bistüri, koter, makas gibi aletler yerleştirilerek çeşitli operasyonlar da laparoskopiyle gerçekleştirilebilir.
Laparoskopiyle endometriozis, pelviste yapışıklıklar rahim ve diğer yapılardaki yapısal anormallikler tanınabilir. Laparoskopi esnasında rahimağzından verilen boyanın (kromopertubasyon) tüplerden geçişi, varsa nerede tıkanıklık olduğu daha net olarak görülür. Laparoskopi tanı dışında aynı seansta ya da farklı bir seansta tedavi için de kullanılabilir. Laparoskopiyle yumurtalık kistleri çıkartılabilir, tüplerdeki tıkanıklıkların bazıları giderilebilir ve pelvisteki yapışıklıklar temizlenerek yumurtalıklarla fimbriyalar arasındaki engel kaldırılabilir. Bu amaçla lazer, koter ya da basit bistüri tekniği kullanılabilir.
HSG incelemesinde rahim içinde "septum" (rahim içi perde) bulunduğunda tedaviye geçmeden önce laparoskopi yapılarak bunun gerçek bir septum mu olduğu, yoksa bikorn uterus ("çfit rahim") adı verilen doğumsal kusurdan mı kaynaklandığının ayırıcı tanısı mutlaka yapılır (HSG'de hem septum hem de uterus bicornis çok benzer bulgular verir).
Histeroskopi ise rahimağzından girilerek rahim içinin incelenmesi yöntemidir. HSG'de rahim içinde sorun bulunduğunda histeroskopi yapılarak tanı doğrulanır. Bu aşamada rahim septumu ("perde") cerrahi bir işlemle çıkarılabilir, Asherman sendromunda oluşan yapışıklıklar giderilebilir.
Öncelikle bir Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanına başvurulduktan sonra gerekli diğer branş doktorlarından konsultasyon istenir.
İnfertilite tetkikleri temel olarak aşağıda bahsettiğimiz üç ana başlığa ait sorunları belirlemek için kullanılırlar.
1-Sperm üretimi ve spermin iletilmesiyle ilgili sorunlar için spermiyogram yapılır
2-Oosit (yumurta hücresi) üretimi ile ilgili sorunları tespit için ovulasyon (yumurtlama) olup olmadığı belirlenir.
3-Oosit ve spermin karşılaşması ve birleşmesiyle ilgili sorunları tespit için histerosalpingografi ("ilaçlı rahim ve tüp filmi") çekilir.
Bu üç tetkik infertil bir çiftin incelenmesinde mutlaka yapılması gereken "olmazsa olmaz" tetkiklerdir. Diğer tetkikler bu üç ana tetkikin tamamlayıcısı veya ileri basamakları olarak rol alırlar.
Şimdi infertil çiftin değerlendirilmesini ayrıntılı olarak inceleyebiliriz:
Jinekolojik Muayene ve Ultrasonografi
Bu, değerlendirmenin önemli bir parçasıdır. Kadında gebeliğe engel olabilecek vajinismus, vajinada, rahimağzında ve uterusta (rahimde) doğumsal kusurlar, rahim miyomları, over (yumurtalık) kistleri gibi jinekolojik patolojiler, yapılan muayene ve ultrasonografi ile anlaşılabilir ve bazı durumlarda daha ileri inceleme yapılması için yol gösterici olabilirler.
jinekolojik muayenenin ayrıntıları için tıklayın
vajinismus ile ilgili ayrıntılar için tıklayın
Erkeğin Değerlendirilmesi
İnfertilite değerlendirmesinde yalnızca spermiyogram yapmak yerine erkeğin Üroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesinde fayda vardır. Bu değerlendirmede erkekte gebeliğe engel olabilecek peniste şekil bozuklukları, ereksiyon(sertleşme) kusurları, erken boşalma, impotans gibi sorunlar, varikosel, hormonal dengesizliğe işaret edebilecek patolojiler saptanabilir. Spermiyogram incelemesi bu muayenenin önemli bir parçasıdır.
Usulüne uygun olarak alınmış ve değerlendirilmiş bir spermiyogramda aşağıdaki parametreler mutlaka yer almalıdır:
sayı/ml
ileri hareketli sperm yüzdesi
meni hacmi
morfolojik olarak normal yapıda olan sperm yüzdesi
meni sıvısının pH değeri
20 milyon/ml ve/veya %40 motilite (hareketlilik) altında kalan değerler subfertiliteye ("zor gebe bırakma") neden olurken tekrarlanan spermiyogramlarda sperm sayısının 10 milyon/ml altında ve/veya hareketliliğin %20 altında olması durumunda gebelik oluşma ihtimali düşer.
erkek infertilitesinin ayrıntıları için tıklayın
normal spermiyogram değerlerini görmek için tıklayın
Kadında Hormonal Tetkik
Özellikle adet düzensizliği, tüylenme, kilo problemi, göğüslerden süt gelmesi gibi durumlarda hormonal bir dengesizlik olma olasığı yüksektir. Kadında polikistik over dışında yumurtlamayı olumsuz yönde etkileyen iki önemli hormonal bozukluk vardır: Birincisi tiroid problemleri (tiroid hormonlarının normalden fazla ya da az salgılanması) ve ikincisi hiperprolaktinemi (hipofiz bezinden salgılanan prolaktin hormonunun yüksek olması). Bu iki durumu ortaya çıkarmak için kanda TSH ve Prolaktin değerleri bakılır. Belli durumlardan şüphelenildiğinde buna diğer hormon tetkikleri eklenebilir.
PKO ile ilgili ayrıntılar için tıklayın
Folikülometri ("yumurtlama takibi")
Ovulasyonun belirlenmesinde kullanılan bir yöntemdir. Burada adet döngüsünün ilk günlerinden itibaren yumurtalıklar ultrasonografiyle dikkatli bir şekilde değerlendirilir. Yumurtalıklardan birinde oluşan folikül (nadiren birden fazla sayıda folikül oluşabilir) gelişimi belli aralıklarla yapılan seri ultrasonlarda izlenir. Bir folikülün 16-20 mm. çapına ulaştıktan belli bir süre sonra kaybolduğunun gözlenmesi ve aynı zamanda karın içinde serbest sıvı saptanması yumurtlamanın kanıtı olarak kabul edilir. Folikülometri daha çok ovulasyon induksiyonu ("yumurtlama tedavisi") yapılan sikluslarda folikül gelişimi takibinde kullanılır.
Kadında ovulasyon (yumurtlama) olduğunda çatlayan folikül aktif olarak progesteron hormonu salgılayan ve corpus luteum (korpus luteum okunur) adı verilen yapıya dönüşür. Ovulasyonun olup olmadığını belirlemede kullanılan en etkin yöntemlerden biri de progesteron hormonu ölçümüdür.
Kan numunesinin alınacağı günün bilinmesi için kadının sikluslarının kaç gün sürdüğünün iyi bilinmesi gerekir. Beklenen adet tarihinden 6-8 gün önce kan alınır. Kanda progesteron hormonunun belli bir seviyenin üzerinde bulunması yumurtlama olduğunun göstergesidir.
Yumurtalık Rezervi Değerlendirmesi
Özellikle ileri yaşlarda olan kadınlarda, adet düzensizliği yaşayan kadınlarda ve tüp bebek tedavisinden önce yumurtalıkların olgunlaşabilecek yumurta hücrelerinin yeterliliği açısından durumunun değerlendirmesi amacıyla yapılan bir incelemedir. Adet kanamasının 2, 3 veya 4. gününde kanda FSH ve E2 (estradiol) değerlendirmesi ve vajinal ultrasonografide yumurtalıklardaki antral folikül sayısının belirlenmesi şeklinde yapılır.
FSH ve E2 ölçümü>>
Antral Folikül Sayısı>>
Endoskopik Yöntemler (Laparoskopi ve Histeroskopi)
Birinci basamak tedavi cevap vermediğinde, HSG'de tüpler tıkalı bulunduğunda veya jinekolojik değerlendirmede kitle, endometriyosis gibi bulgular saptandığında laparoskopiye başvurulur.
Laparoskopi genel anestezi altında yapılan bir işlemdir. Göbek deliğinin hemen altından açılan bir delikten 10 mm. çapında bir boruyla karın boşluğuna girilir ve içeriye gaz verilerek organların birbirinden uzaklaşması sağlanır. Daha sonra bu delikten bir kamera yerleştirilerek tüm iç genital organlar gözlenebilir
Gerekli durumlarda karnın alt kısımlarına açılan daha ufak deliklerden bistüri, koter, makas gibi aletler yerleştirilerek çeşitli operasyonlar da laparoskopiyle gerçekleştirilebilir.
Laparoskopiyle endometriozis, pelviste yapışıklıklar rahim ve diğer yapılardaki yapısal anormallikler tanınabilir. Laparoskopi esnasında rahimağzından verilen boyanın (kromopertubasyon) tüplerden geçişi, varsa nerede tıkanıklık olduğu daha net olarak görülür. Laparoskopi tanı dışında aynı seansta ya da farklı bir seansta tedavi için de kullanılabilir. Laparoskopiyle yumurtalık kistleri çıkartılabilir, tüplerdeki tıkanıklıkların bazıları giderilebilir ve pelvisteki yapışıklıklar temizlenerek yumurtalıklarla fimbriyalar arasındaki engel kaldırılabilir. Bu amaçla lazer, koter ya da basit bistüri tekniği kullanılabilir.
HSG incelemesinde rahim içinde "septum" (rahim içi perde) bulunduğunda tedaviye geçmeden önce laparoskopi yapılarak bunun gerçek bir septum mu olduğu, yoksa bikorn uterus ("çfit rahim") adı verilen doğumsal kusurdan mı kaynaklandığının ayırıcı tanısı mutlaka yapılır (HSG'de hem septum hem de uterus bicornis çok benzer bulgular verir).
Histeroskopi ise rahimağzından girilerek rahim içinin incelenmesi yöntemidir. HSG'de rahim içinde sorun bulunduğunda histeroskopi yapılarak tanı doğrulanır. Bu aşamada rahim septumu ("perde") cerrahi bir işlemle çıkarılabilir, Asherman sendromunda oluşan yapışıklıklar giderilebilir.