S
SENACE
Ziyaretçi
-
- Konu Sahibi SENACE
- #1
İlişki sırasında bebek anne babayı izlemiyor!
Hamilelik süresince, kadınların çoğu bebeğe zarar gelebileceği düşüncesiyle, düşük korkusuyla yada
sadece hormon düzeylerindeki değişiklik nedeniyle, cinsel yaşamını askıya alıyor.
Oysa uzmanlar, bebeğin cinsel ilişkiden etkilenmeyeceğini söylüyor...
Sabah Gazetesi / 29.07.2005 15:13:52
Hamilelik süresince, kadınların çoğu bebeğe zarar gelebileceği düşüncesiyle,
düşük korkusuyla yada sadece hormon düzeylerindeki değişiklik nedeniyle, cinsel yaşamını askıya alıyor.
Oysa uzmanlar, bebeğin cinsel ilişkiden etkilenmeyeceğini söylüyor:
“Anne adayının karnının büyüdüğü son üç ay dışında, cinsel ilişkinin tehlikesi yoktur.
Eşlerin yanlış inanışlara kulak asmaması ve birbirlerine destek olması gerekiyor.”
Jinemed Hospital Başhekimi Dr. Meriç Karacan hamilelik sırasındaki cinsel hayatla ilgili soruları yanıtladı:
* Hamilelik cinsel isteksizliğe yol açar mı?
Hamilelik sırasında değişen hormon düzeyleri, genellikle kadında cinsel istekte azalmaya neden oluyor.
Ayrıca kadının kilo alması, vücudunun şekil değiştirmesi ve karnında bir bebek taşıdığını bilmenin
getirdiği psikolojik değişiklikler de kadını cinsel ilişkiden uzaklaştırıyor.
Bu dönemi bazı kadınlar daha rahat kabul ederek cinsel hayatlarına normal devam edebiliyorlar.
* Hamile bir partnere sahip olmak erkeklerde cinsel hayatı nasıl etkiler?
Genelde erkeklerde isteksizlik yaratan bir duruma yol açmaz. Ancak bazı durumlarda erkek,
psikolojik olarak etkilenebiliyor ve karnında bebek taşıyan eşiyle ilişkiye girmekte sorun yaşabiliyor.
Eşlerin gebelik öncesinde bu konuda eğitilmeleri, psikolojik olarak rahatlamalarına ve
gebelikte de cinsel hayatın sorunsuz sürmesine yardımcı olabiliyor.
* Hamilelikte cinsel arzu ivmesi nasıl bir seyir izliyor?
İlk üç ayda genelde halsizlik, uykuya meyil, bulantı, kusma gibi gebeliğin erken belirtilerinin etkisi ile,
kadınlarda cinselliğe ilgi azalıyor. İkinci üç ayda cinselliğe ilgi artarken,
son üç ayda cinsel haz kalitesinin artmasına rağmen ileri derecede
büyümüş karınla hareket kısıtlılığı ve bebeğe bir şey olacak endişesiyle kadının sekse
konsantre olamaması cinsel arzuda azalmaya yol açıyor.
* Hamilelikte cinsel temastan çocuk zarar görür mü?
Gebelikteki cinsel yaşamı gebeliğin ilk üç ay, orta üç ay ve son üç ay olarak
üç bölümde değerlendirebiliriz. Gebeliğin ilk üç ayında anne adayı hafif bulantılar, kusmalar,
genel uyku hali ve rahimde birtakım kramplar hissedebiliyor.
Dolayısıyla kadın bazen rahatsızdır ve bu rahatsızlığı cinsel yaşamını da olumsuz etkileyebilir.
Buna ek olarak yaklaşık 100 kadının 20'sinin yaşadığı ilk üç ayda düşük yapma korkusu da cinsel yaşamı olumsuz etkiliyor.
* Hamileliğin ikinci üç ayında cinsel ilişkiye engel olan fiziksel bir durum var mı?
İkinci üç ayda bebeği besleyen ve plasenta dediğimiz organın yanlış bir yere yapışması diye
adlandırdığımız plasenta previa durumu, bazen cinsel ilişkiye engel olabiliyor.
Bu durum genelde ağrısız kanama nedeni oluyor. Plasenta previa, yol açtığı kanama nedeniyle
cinsel ilişkiye girmeyi zorlaştıran, hatta imkansızlaştıran önemli bir durum.
Bu durumdaki kadınlarla cinsel ilişkiye girilmemesi gerekiyor.
Aksi takdirde, orgazm sırasında rahimde meydana gelen kasılma, kanamanın artmasına ve
çocuğun erken doğmasına yol açar. Bu nedenle vajinal kanaması olan kadınlarda,
plazentanın yerleşim yerinin mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor.
Muayene sonrası kadında plasenta previa tespit edilirse, ilişkiye girilememesi tavsiye ediliyor.
Benzer olarak, düşük tehdidi olan kadınların da cinsel ilişkiden uzak durması öneriliyor.
Çünkü yine ilişki sırasında orgazm kanamaya ve düşüğe neden olabiliyor.
Ender olan bu durum dışındaki hemen diğer bütün durumlarda, kadının cinsel yaşantısı kesintisiz olarak devam edebilir.
* Anne karnındaki bebek cinsel ilişkiyi 'izler' mi? Veya bunun 'farkında' mıdır?
Orgazm sonrasında rahimdeki kasılmaların sebep olduğu hafif sallantıdan bebeğinizin hoşlandığını düşünün.
O, yaptığınızı ne görebilir ne de neler olduğunun farkına varabilir.
Bebek bu olayı hafızasına alamaz. Birleşme sırasında bebeğinizin hareketlerinde
yavaşlama ve sonrasında tekmeleme, kıvranma ve orgazm sonrası
kalp atışlarında hızlanma yalnızca hormonlara ve rahim hareketlerine bağlı bir tepkidir.
* Eşlerin cinsel yolla bulaşan bir hastalığın taşıyıcısı olması, anne karnındaki bebeği etkiler mi?
Bütün cinsel yoldan bulaşan hastalıklar gebelik döneminde de erkekten kadına yada
kadından erkeğe bulaşabiliyor. Bunlar arasında HIV (AIDS), Hepatit B, Hepatit C, bel soğukluğu,
klamidya, herpes (uçuk virüsü) ve HPV'yi (siğil virüsü) söyleyebiliriz.
Özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıklardan herpesin, hamileliğin ilk 3 ayında kadına bulaşması
çocuğun anomalili doğmasına neden oluyor.
Bu virüs özellikle anne karnındaki çocuğun beynine yerleşiyor ve çocukta zeka geriliğine yol açıyor.
Ayrıca anne adayına bulaşması halinde, düşük yapmasına neden oluyor.
Cinsel yolla bulaşan tüm virüsler, eğer kadın normal doğum yaparsa, çocuğa geçiyor.
Bunlar çocukta yaygın döküntülere neden oluyor. Hepatit B, Hepatit C, HIV gibi virüsler,
anneden çocuğa geçiyor ve tıpkı yetişkinlerdeki hastalığa yol açıyor.
Hamilelik süresince, kadınların çoğu bebeğe zarar gelebileceği düşüncesiyle, düşük korkusuyla yada
sadece hormon düzeylerindeki değişiklik nedeniyle, cinsel yaşamını askıya alıyor.
Oysa uzmanlar, bebeğin cinsel ilişkiden etkilenmeyeceğini söylüyor...
Sabah Gazetesi / 29.07.2005 15:13:52
Hamilelik süresince, kadınların çoğu bebeğe zarar gelebileceği düşüncesiyle,
düşük korkusuyla yada sadece hormon düzeylerindeki değişiklik nedeniyle, cinsel yaşamını askıya alıyor.
Oysa uzmanlar, bebeğin cinsel ilişkiden etkilenmeyeceğini söylüyor:
“Anne adayının karnının büyüdüğü son üç ay dışında, cinsel ilişkinin tehlikesi yoktur.
Eşlerin yanlış inanışlara kulak asmaması ve birbirlerine destek olması gerekiyor.”
Jinemed Hospital Başhekimi Dr. Meriç Karacan hamilelik sırasındaki cinsel hayatla ilgili soruları yanıtladı:
* Hamilelik cinsel isteksizliğe yol açar mı?
Hamilelik sırasında değişen hormon düzeyleri, genellikle kadında cinsel istekte azalmaya neden oluyor.
Ayrıca kadının kilo alması, vücudunun şekil değiştirmesi ve karnında bir bebek taşıdığını bilmenin
getirdiği psikolojik değişiklikler de kadını cinsel ilişkiden uzaklaştırıyor.
Bu dönemi bazı kadınlar daha rahat kabul ederek cinsel hayatlarına normal devam edebiliyorlar.
* Hamile bir partnere sahip olmak erkeklerde cinsel hayatı nasıl etkiler?
Genelde erkeklerde isteksizlik yaratan bir duruma yol açmaz. Ancak bazı durumlarda erkek,
psikolojik olarak etkilenebiliyor ve karnında bebek taşıyan eşiyle ilişkiye girmekte sorun yaşabiliyor.
Eşlerin gebelik öncesinde bu konuda eğitilmeleri, psikolojik olarak rahatlamalarına ve
gebelikte de cinsel hayatın sorunsuz sürmesine yardımcı olabiliyor.
* Hamilelikte cinsel arzu ivmesi nasıl bir seyir izliyor?
İlk üç ayda genelde halsizlik, uykuya meyil, bulantı, kusma gibi gebeliğin erken belirtilerinin etkisi ile,
kadınlarda cinselliğe ilgi azalıyor. İkinci üç ayda cinselliğe ilgi artarken,
son üç ayda cinsel haz kalitesinin artmasına rağmen ileri derecede
büyümüş karınla hareket kısıtlılığı ve bebeğe bir şey olacak endişesiyle kadının sekse
konsantre olamaması cinsel arzuda azalmaya yol açıyor.
* Hamilelikte cinsel temastan çocuk zarar görür mü?
Gebelikteki cinsel yaşamı gebeliğin ilk üç ay, orta üç ay ve son üç ay olarak
üç bölümde değerlendirebiliriz. Gebeliğin ilk üç ayında anne adayı hafif bulantılar, kusmalar,
genel uyku hali ve rahimde birtakım kramplar hissedebiliyor.
Dolayısıyla kadın bazen rahatsızdır ve bu rahatsızlığı cinsel yaşamını da olumsuz etkileyebilir.
Buna ek olarak yaklaşık 100 kadının 20'sinin yaşadığı ilk üç ayda düşük yapma korkusu da cinsel yaşamı olumsuz etkiliyor.
* Hamileliğin ikinci üç ayında cinsel ilişkiye engel olan fiziksel bir durum var mı?
İkinci üç ayda bebeği besleyen ve plasenta dediğimiz organın yanlış bir yere yapışması diye
adlandırdığımız plasenta previa durumu, bazen cinsel ilişkiye engel olabiliyor.
Bu durum genelde ağrısız kanama nedeni oluyor. Plasenta previa, yol açtığı kanama nedeniyle
cinsel ilişkiye girmeyi zorlaştıran, hatta imkansızlaştıran önemli bir durum.
Bu durumdaki kadınlarla cinsel ilişkiye girilmemesi gerekiyor.
Aksi takdirde, orgazm sırasında rahimde meydana gelen kasılma, kanamanın artmasına ve
çocuğun erken doğmasına yol açar. Bu nedenle vajinal kanaması olan kadınlarda,
plazentanın yerleşim yerinin mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor.
Muayene sonrası kadında plasenta previa tespit edilirse, ilişkiye girilememesi tavsiye ediliyor.
Benzer olarak, düşük tehdidi olan kadınların da cinsel ilişkiden uzak durması öneriliyor.
Çünkü yine ilişki sırasında orgazm kanamaya ve düşüğe neden olabiliyor.
Ender olan bu durum dışındaki hemen diğer bütün durumlarda, kadının cinsel yaşantısı kesintisiz olarak devam edebilir.
* Anne karnındaki bebek cinsel ilişkiyi 'izler' mi? Veya bunun 'farkında' mıdır?
Orgazm sonrasında rahimdeki kasılmaların sebep olduğu hafif sallantıdan bebeğinizin hoşlandığını düşünün.
O, yaptığınızı ne görebilir ne de neler olduğunun farkına varabilir.
Bebek bu olayı hafızasına alamaz. Birleşme sırasında bebeğinizin hareketlerinde
yavaşlama ve sonrasında tekmeleme, kıvranma ve orgazm sonrası
kalp atışlarında hızlanma yalnızca hormonlara ve rahim hareketlerine bağlı bir tepkidir.
* Eşlerin cinsel yolla bulaşan bir hastalığın taşıyıcısı olması, anne karnındaki bebeği etkiler mi?
Bütün cinsel yoldan bulaşan hastalıklar gebelik döneminde de erkekten kadına yada
kadından erkeğe bulaşabiliyor. Bunlar arasında HIV (AIDS), Hepatit B, Hepatit C, bel soğukluğu,
klamidya, herpes (uçuk virüsü) ve HPV'yi (siğil virüsü) söyleyebiliriz.
Özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıklardan herpesin, hamileliğin ilk 3 ayında kadına bulaşması
çocuğun anomalili doğmasına neden oluyor.
Bu virüs özellikle anne karnındaki çocuğun beynine yerleşiyor ve çocukta zeka geriliğine yol açıyor.
Ayrıca anne adayına bulaşması halinde, düşük yapmasına neden oluyor.
Cinsel yolla bulaşan tüm virüsler, eğer kadın normal doğum yaparsa, çocuğa geçiyor.
Bunlar çocukta yaygın döküntülere neden oluyor. Hepatit B, Hepatit C, HIV gibi virüsler,
anneden çocuğa geçiyor ve tıpkı yetişkinlerdeki hastalığa yol açıyor.