- 17 Eylül 2019
- 2
- 1
- 34
-
- Konu Sahibi Luthien_49
- #1
Merhaba Sevgili Anneler ve Anne Adayları,
Öncelikle bu güzel duyguyu yaşamış annelere Allah'tan evlatlarıyla ve sevdikleriyle birlikte sağlıklı, uzun bir ömür diliyorum. Benim gibi hamiş olup da bu stresli ama güzel bekleyiş içerisinde olan anne adaylarına da evlat ya da evlatlarını sağlıklı bir şekilde kucaklarına almalarını yine Yüce Rab'den temenni ediyorum.
Açtığım konu başlığına benzer bir olaya denk gelemediğim için gerek biraz duygularımı paylaşmak gerekse de benzer bir durum yaşamış birisi var mı diye buraya yazmak istedim. Eşimle yaklaşık 10 yıldır birlikteyiz ve 5 yıldır da evliyiz. İkimiz de çocukları çok sevsek de hem bazı maddi şartların olgunlaşması hem de beraber çift olarak vakit geçirmekten keyif aldığımız için şimdiye kadar çocuk denemesi yapmamıştık. İlk defa artık bu Ağustos ayı içerisinde denemeye karar verdik ve Allah'ın bir hediyesi olarak ilk seferde hamile kaldım. 30 yaşındayım ve tiroid bezlerim biraz yavaş çalıştığı için doktorum gebelik öncesi hormon değerlerini düzeltmek için Levotiron kullandırtmaya başlamıştı ve bunun sonucunda değerlerim normal seviyelere inmişti. Gebelik öncesi folik asit, çinko vb. takviyeleri de kullanmaya başlamıştım. Belirttiğim durum dışında herhangi bir sağlık problemim yok ve kontrollerde de rahim ve yumurtlamada herhangi bir problem saptanmadı. Gebelik durumunu erken safhalarda yaptığım bir gebelik testinde ikinci çizginin silik çıkması neticesinde öğrendim ve sağlık ocağında beta hcg'me baktırdım. Takip eden değerler şu şekildeydi:
6 Eylül sabah: 121 (Sağlık Ocağı)
9 Eylül akşam: 735 (Özel Hastane)
11 Eylül akşam: 1454 (Özel Hastane)
13 Eylül akşam: 2918 (Özel Hastane)
Bu sonuçlarla 14 Eylül sabahı ilk ultrason görüntülemesine gittik ve doktor 5 haftalık hamile olduğumu söyledi. Yapılan ultrason taramasında kese olması gerektiği yerde saptandı fakat embriyo için daha erken dedi. Ayrıca ek olarak da paylaştığım ultrason görüntüsünde de görebileceğiniz üzere kesenin sağ tarafında doktor ufak bir kanama odağı olduğundan bahsetti. Şimdilik endişelenecek bir şey yok dedi ve günde bir tane ağızdan Progestan ile iMom isimli bir vitamin takviyesi verdi. Ne olur ne olmaz diye iki hafta cinsel ilişkiyi yasakladı ve çok fazla ayakta kalmamamı söyledi ama genel olarak hareketlerime bir sınırlandırma getirmedi. Şu ana kadar hamilelik başladığından beri çok şükür hafif beyazımsı ve bazen de sarı akıntılar dışında bir akıntı yaşamadım (doktora sari akıntıdan bahsettim ama şu an mantar ihtimali olsa bile ilaç yazamayacağını belirtti). Doktor her ne kadar pembe ya da kahverengi lekelenme yaşarsam panik yapmamamı söylemiş olsa da çok şükür ikisini de henüz yaşamadım. Ara ara giren iğne batması hissi dışında süreklilik arz eden bir karın ağrısı ya da sancısı da yaşamıyorum. Şu an için dış gebelik ihtimali elenmiş olsa da boş gebelik ihtimali, sağlıklı embriyo ve kalp atışı saptanana kadar var maalesef (inşallah öyle bir şey olmaz). Doktor iki hafta sonra tekrardan kontrole gelin dedi ve eşimle hastaneden ayrıldık. Olaylar bu noktadan sonra biraz kafa karıştırıcı bir hale geldi.
Bana hormon tedavisi başlatan doktor başka bir şehirdeki doktorumuzdu, ultrasonu yapan doktor ise şu an ikamet etmekte olduğumuz şehirde. Kendisinin internetteki değerlendirmelerinin hepsi çok iyiydi ve dışarıdan da tanıdıklarımızdan iyi şeyler duymuştuk. Biz hastaneden çıktıktan sonra diğer şehirdeki doktorumuzu aradık ve ona durumları anlattık. O ise ultrason muayenesini yapan doktordan farklı olarak Progestan'ı sabah akşam almamı ve ağızdan değil vajinadan almamı söyledi. Bu her ne kadar biraz kafamızı karıştırmış olsa da ultrasonu yapan yeni doktorumuzun günde 1 tane ağızdan alınması tavsiyesine uyuyoruz (çünkü diğer şehirdeki doktor ultrason görüntüsünü görmemişti ve sanırım kanama odağının boyutuna göre bu sitede günde 3 tane Progestan kullanan bile olduğunu görmüştüm).
Olayı en karmaşık hale getiren durum ise Op. Dr. olan bir kadın doğumcu yakın aile dostumuza ultrason görüntüsünü göstermemiz oldu. Kendisi ilk gördüğünde ilk sorduğu bu ikiz gebelik mi oldu. Ultrasonu kendisi yapmadığı için kesin bir şey diyemese de ikinci bir kese olma ihtimalinden bahsetti. Halbuki ultrasonu yapan yeni doktorumuz böyle bir ihtimalden bize hiç bahsetmedi, direkt kanama odağı dedi. Belki bizi boş yere umutlandırmak istemedi ya da bir şey söylemek için erken buldu, bilemiyoruz. Kendi yaptığım özellikle İngilizce kaynaklı tıbbi dergilerdeki makale araştırmalarında bu gibi durumlara rastlanabildiğine dair yazılar gördüm. Kadınlar Kulübü'nde de ilk muayenede tek kese sonraki muayenede iki kese saptanan yazıları da okudum. Ama benim durumumu direkt aktaran bir örnek göremedim. Ayrıca burada okuduklarımdan geç döllenme neticesinde de ikinci kesenin sonradan oluşabildiğini okudum. Benim ovülasyon günümden yaklaşık7gün sonra reglime yakın eşimle son bir ilişkimiz daha olmuştu. Acaba onun da döllenmiş ihtimali olabilir mi? Elbette bir de Kaybolan İkiz Sendromu var maalesef, ikinci kesenin zamanla küçülerek hamileliğin teke düşmesi durumu. Ama yine burada okuduğum bazı olaylarda geç gelişen keselerin hızlıca arayı kapadığını öğrenen hatta içinde embriyo yok denen ikinci keseden doktor ümidi kesmesine rağmen birkaç haftaki kontrollerde ikinci bebeğin gayet sağlıklı olduğu haberini alan anne adaylarının yazılarını okudum.
Hiç aranızda böyle bir durumla karşılaşıp kanama odağının sağlıklı ikinci kese olduğu haberini alan oldu mu acaba? Başlardaki bhcg hormonu artışım ikiz gebelik değerlerinden az olsa da belki sonradan bu değerler arttmıştır çünkü 13 Eylül’den beri bhcg’mi ölçtürtmedim, doktorum gerek yok dedi. Biraz uzun oldu, okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Herkese kucak dolusu sevgiler.
Öncelikle bu güzel duyguyu yaşamış annelere Allah'tan evlatlarıyla ve sevdikleriyle birlikte sağlıklı, uzun bir ömür diliyorum. Benim gibi hamiş olup da bu stresli ama güzel bekleyiş içerisinde olan anne adaylarına da evlat ya da evlatlarını sağlıklı bir şekilde kucaklarına almalarını yine Yüce Rab'den temenni ediyorum.
Açtığım konu başlığına benzer bir olaya denk gelemediğim için gerek biraz duygularımı paylaşmak gerekse de benzer bir durum yaşamış birisi var mı diye buraya yazmak istedim. Eşimle yaklaşık 10 yıldır birlikteyiz ve 5 yıldır da evliyiz. İkimiz de çocukları çok sevsek de hem bazı maddi şartların olgunlaşması hem de beraber çift olarak vakit geçirmekten keyif aldığımız için şimdiye kadar çocuk denemesi yapmamıştık. İlk defa artık bu Ağustos ayı içerisinde denemeye karar verdik ve Allah'ın bir hediyesi olarak ilk seferde hamile kaldım. 30 yaşındayım ve tiroid bezlerim biraz yavaş çalıştığı için doktorum gebelik öncesi hormon değerlerini düzeltmek için Levotiron kullandırtmaya başlamıştı ve bunun sonucunda değerlerim normal seviyelere inmişti. Gebelik öncesi folik asit, çinko vb. takviyeleri de kullanmaya başlamıştım. Belirttiğim durum dışında herhangi bir sağlık problemim yok ve kontrollerde de rahim ve yumurtlamada herhangi bir problem saptanmadı. Gebelik durumunu erken safhalarda yaptığım bir gebelik testinde ikinci çizginin silik çıkması neticesinde öğrendim ve sağlık ocağında beta hcg'me baktırdım. Takip eden değerler şu şekildeydi:
6 Eylül sabah: 121 (Sağlık Ocağı)
9 Eylül akşam: 735 (Özel Hastane)
11 Eylül akşam: 1454 (Özel Hastane)
13 Eylül akşam: 2918 (Özel Hastane)
Bu sonuçlarla 14 Eylül sabahı ilk ultrason görüntülemesine gittik ve doktor 5 haftalık hamile olduğumu söyledi. Yapılan ultrason taramasında kese olması gerektiği yerde saptandı fakat embriyo için daha erken dedi. Ayrıca ek olarak da paylaştığım ultrason görüntüsünde de görebileceğiniz üzere kesenin sağ tarafında doktor ufak bir kanama odağı olduğundan bahsetti. Şimdilik endişelenecek bir şey yok dedi ve günde bir tane ağızdan Progestan ile iMom isimli bir vitamin takviyesi verdi. Ne olur ne olmaz diye iki hafta cinsel ilişkiyi yasakladı ve çok fazla ayakta kalmamamı söyledi ama genel olarak hareketlerime bir sınırlandırma getirmedi. Şu ana kadar hamilelik başladığından beri çok şükür hafif beyazımsı ve bazen de sarı akıntılar dışında bir akıntı yaşamadım (doktora sari akıntıdan bahsettim ama şu an mantar ihtimali olsa bile ilaç yazamayacağını belirtti). Doktor her ne kadar pembe ya da kahverengi lekelenme yaşarsam panik yapmamamı söylemiş olsa da çok şükür ikisini de henüz yaşamadım. Ara ara giren iğne batması hissi dışında süreklilik arz eden bir karın ağrısı ya da sancısı da yaşamıyorum. Şu an için dış gebelik ihtimali elenmiş olsa da boş gebelik ihtimali, sağlıklı embriyo ve kalp atışı saptanana kadar var maalesef (inşallah öyle bir şey olmaz). Doktor iki hafta sonra tekrardan kontrole gelin dedi ve eşimle hastaneden ayrıldık. Olaylar bu noktadan sonra biraz kafa karıştırıcı bir hale geldi.
Bana hormon tedavisi başlatan doktor başka bir şehirdeki doktorumuzdu, ultrasonu yapan doktor ise şu an ikamet etmekte olduğumuz şehirde. Kendisinin internetteki değerlendirmelerinin hepsi çok iyiydi ve dışarıdan da tanıdıklarımızdan iyi şeyler duymuştuk. Biz hastaneden çıktıktan sonra diğer şehirdeki doktorumuzu aradık ve ona durumları anlattık. O ise ultrason muayenesini yapan doktordan farklı olarak Progestan'ı sabah akşam almamı ve ağızdan değil vajinadan almamı söyledi. Bu her ne kadar biraz kafamızı karıştırmış olsa da ultrasonu yapan yeni doktorumuzun günde 1 tane ağızdan alınması tavsiyesine uyuyoruz (çünkü diğer şehirdeki doktor ultrason görüntüsünü görmemişti ve sanırım kanama odağının boyutuna göre bu sitede günde 3 tane Progestan kullanan bile olduğunu görmüştüm).
Olayı en karmaşık hale getiren durum ise Op. Dr. olan bir kadın doğumcu yakın aile dostumuza ultrason görüntüsünü göstermemiz oldu. Kendisi ilk gördüğünde ilk sorduğu bu ikiz gebelik mi oldu. Ultrasonu kendisi yapmadığı için kesin bir şey diyemese de ikinci bir kese olma ihtimalinden bahsetti. Halbuki ultrasonu yapan yeni doktorumuz böyle bir ihtimalden bize hiç bahsetmedi, direkt kanama odağı dedi. Belki bizi boş yere umutlandırmak istemedi ya da bir şey söylemek için erken buldu, bilemiyoruz. Kendi yaptığım özellikle İngilizce kaynaklı tıbbi dergilerdeki makale araştırmalarında bu gibi durumlara rastlanabildiğine dair yazılar gördüm. Kadınlar Kulübü'nde de ilk muayenede tek kese sonraki muayenede iki kese saptanan yazıları da okudum. Ama benim durumumu direkt aktaran bir örnek göremedim. Ayrıca burada okuduklarımdan geç döllenme neticesinde de ikinci kesenin sonradan oluşabildiğini okudum. Benim ovülasyon günümden yaklaşık7gün sonra reglime yakın eşimle son bir ilişkimiz daha olmuştu. Acaba onun da döllenmiş ihtimali olabilir mi? Elbette bir de Kaybolan İkiz Sendromu var maalesef, ikinci kesenin zamanla küçülerek hamileliğin teke düşmesi durumu. Ama yine burada okuduğum bazı olaylarda geç gelişen keselerin hızlıca arayı kapadığını öğrenen hatta içinde embriyo yok denen ikinci keseden doktor ümidi kesmesine rağmen birkaç haftaki kontrollerde ikinci bebeğin gayet sağlıklı olduğu haberini alan anne adaylarının yazılarını okudum.
Hiç aranızda böyle bir durumla karşılaşıp kanama odağının sağlıklı ikinci kese olduğu haberini alan oldu mu acaba? Başlardaki bhcg hormonu artışım ikiz gebelik değerlerinden az olsa da belki sonradan bu değerler arttmıştır çünkü 13 Eylül’den beri bhcg’mi ölçtürtmedim, doktorum gerek yok dedi. Biraz uzun oldu, okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Herkese kucak dolusu sevgiler.
Son düzenleme: