- 21 Mayıs 2010
- 593
- 18
- 298
- Konu Sahibi aynalarkoridoru
-
- #1
Canım gezinirken gördüm sorunu. Geçen senede aynı ben böyle bir soru yazmıştım gördüğüm her foruma yazıyordum mimarlıkla ilgili bilgisi olan birine ihtiyacım vardı.Hiç birinden cevap gelmedi.Çok kızmıştım.Sonradan öğrendimki vakitleri yokmuş insanın başına gelmeyince bilmiyor. Ben mimarlık okuyorum ilkin şunu söylemek zorundayım iç ve dış mimar diye ikiye ayrılmaz mimarlık. İÇ MİMARLIK ve MİMARLIK vardır. Mimarlığı okuyabilmenin ön şartı yurtta herkes mışıl mışıl uyurken sabahlara kadar hayalet gibi dolaşıp proje ödevleri yapmak.Uykundan fedakarlık yapabilirsen gel bu bölüme yoksa hiç kasma başka bölüme yoğunlaş.Boş vakit diye bir kavramın olmuyo olursa da önceki günler uykusuz olduğundan boş vakitlerinde uyumayı tercih ediyorsun:S Hafta sonu herkes gezer sen yurt bekçisi gibi yurtta kalıp ödevlerle uğraşırsın.İner herkes tv odasına öyle bir geçer zamankinden kavak yellerine kadar tüm dizilerin tüm bölümlerini bilirler. Sana anlatırlar özenerek bakarsın izlemeye vaktin yok çünkü ödevler bekler.Günlerce uğraşırsın bir ödeve sonra gider hoca 35 verir hiç acımaz.Uğraşırsın bir dönem boyunca finalden kötü alırsın kalırsın o dersten seneye yine alırsın alttan yine aynı işkence...Kantinde yemek yerken dalarsın ödevine tasarım bulmakla uğraşıyo olur zihnin arkadaşların çağırır duymazsın kafan başka yerdedir öyle kendi aleminde yaşarsın.En büyük yardımcın dostun o içtiğin nescafelerdir.Ve birde mp3ün.Ödev yaparken takarsın kulağına saatlerce uğraşırsın ödevle.Tüm mimarlık öğrencilerinin mp3ü vardır eminim.Kulağına taktığım an anlarlar yine bu kız ödev yapacak diye.Herkesten geç yatar herkesten önce kalkarsın.İçinden odada bir çığlık atmak gelir uyansınlar diye ama yapamazsınız odanın ışığını açık unutup gidersin(unutmak sayılmaz aslında).Her mimarlık öğrencisi hevesle başlar döneme , dönemin sonuna doğru mahfolur ezilir yıpranmıştır bıkmıştır.Her mimarlık öğrencisi mimarlığı bırakmayı düşünür ama bir türlü bırakmaz (3, sınıftan arkadaşım var hala öyle diyo:)Her yerde dikkat çekersin mimar oldğun için değil sakarlığınla. Çünkü o koca teknik resim çantası hiç bir yere sığmaz belediye otobüsünde de herkese çarpa çarpa arkaya ilerlersin.O yüzden genelde en öne oturmayı severler.Yolda yürürken bile rahat yok o koca çantayı rüzgarda uçmadan tutabilmek büyük bir güç gerektirir.Kırtasiyenin en sevilen kişileridir. Bir girer 3 kişinin yapacağı alışveriş parasını tek başına verir.Masraflıdır yani.Bunlar eziyetli kısımları.Onun dışında çok zevklidir mimarlık aslında bu saydığım şeylere bile öyle bir zaman geliyor gülebiliyorsunuz.O günlerdir uğraştığın ödevden ii bir not alınca hiç bir şeyin kalmıyo ne yorgunluk ne uykusuzluk sevinçten havaya uçacak kadar bir enerji doluyo içine.Bir diğer zevkli yanı saatlerce çalışıyorsun ama ezber yok hayatında hep çizim maket bunlarla uğraşıyorsun çok zevklidir bunları yapmak(tabi bunları yapmayı gerçekten istiyorsan gel bu bölüme )Meslek hayatına gelince elle çizim kalktı biliyorsun bilgisayardan çiziyorsun projeni. İster devlette çalışırsın(belediye ,bayındırlık...) ister özel bir şirkette çalışırsın istersen büronu açar (kendine güveniyorsan) kendi başına kazanırsın.Ama şunu iyi bil her meslekte vardır ama mimarlıkta gerçekten EN İYİ olman gerekiyor.... Umarım faydası olmuştur....
tam aradığım soruyu sormuşsun :)
ben eşit ağırlık bölümünde okuyorum bu sene 12.sınıf olacağım
sıkı hazırlanmaya başladım aa daha nasıl bir meslek seçecğimi bilmiyorum
iç mimarlık ve çevre tasarımının kapsadığı anlam ne yani yaptığı iş?
mimarlıktan ne farkı var benim kafamdaki iç mimarlık ve çevre tasarımı bölümünde adam bana parayı vercek bende evinin dekarasoyunun yapıcam
biraz açabilirsniz çok mutlu olurum şimdiden teşekkürler :))
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?