Hülya Aslan ' bir stil ikonu'

tabii,bu tartışılabilinir. ama ben çok şık buldum kızı. uyum takılar,renkler. aksesuarlar. çok şık ve yaratıcı.
 
Hülya Aslan ile iş arkadaşı olarak tanıştık; zamanla sohbetinden muhabbetinden son derece keyif aldığım bana ilham veren vazgeçilmez biri oldu... Hülya'nın iş yaşamını, özel yaşamını ve hiç bilmediğiniz özelliklerini konuştuk... Zaman zaman gözlerimiz doldu, zaman zaman kahkahalar havada uçuştu... Buyrun okuyalım...
Hiç olmadığı kadar yoğun ve karmaşık.

Neler yapıyorsun bu ara?
Kendimde yeni bir ben keşfediyorum. Meraklı, azimli, güçlü ve sanırım eğlenceli. Bir süre uykuya uyuyan çocuk uyandı gibi. Aysha dergi’de stil editörlüğü yapıyorum. Bunu yaparken alaylı cümlesinin hakkını veriyorum diyebilirim. Her an yeni şeyler öğrenmek ve öğrendiklerimi hayata geçirmek; işte bu tarifi imkansız bir mutluluk..

En başa dönecek olursak. Van doğumlusun ve 2 yaşından beri İstanbul’da yaşıyorsun..Anlatsana biraz hikayeni…
Hikayem acıklı ama klişe... 2 yaşındaymışım İstanbul’a geldiğimizde. Bir bavulla göç etmişiz resmen. Annem, babam, ben ve kızkardeşim…Çok zor günler yaşamışız, öyle söylüyor annem. Ama babam ticaretle uğraşmaya başlamış ve sonralarda açtığı marketlerle güzel işler yapmıştı. 2000 yılındaki krizden ciddi anlamda etkilenmiş. 2001 yılında susurlukta geçirdiği trafik kazası sonucunda babamı kaybettik. Sonrası deriin bir yalnızlık kübracım, herşeyin var ama bir yanın hep eksik.. Canım annem bizi kimseye muhtaç etmedi onun varlığına hergün şükrediyorum. Çok fedakar ve onurlu bir anne Rabbim başımızdan eksik etmesin.


Nasıl bir ailede yetiştin?

Geleneksel bir aile yapısına sahiptim aslında. Annem tam bir ev hanımı babam ise çalışkan ve üretken bir adamdı. Bugün kötü insanlara karşı dik duruşumu babamın o mağrur ve gururlu kişiliğine borçluyum. Ama bunu empoze ederken hep söylediği birşey vardı “sakın; ama sakın kendini kimseden üstün görme!” işte bu hep kulağıma küpedir. Biz kardeşlerim ve annemle birbirimize çok bağlıyız, Aşk gibi bişey bu.

Hülya Aslan annesinin kızı mı? yoksa babasının kızı mı?
Sanırım istemeden bir önceki cevabımda bunun yanıtını verdim :) Annem duysa çok kızar ama babamın kızıyım. Bilmiyorum belki hayatta olsa şartlar değişirdi bir sebepten ona kızar annemi örnek alırdım ama babam herzaman benim için bir idol, güçlü bir kahramandı.

Hayatındaki en zor dönem babasız geçirdiğin 11 yıl olmalı… Allah rahmet eylesin.. Rabbim öbür dünyada ayırmasın.. Hala acısı içinde olmalı.. Rabbim diğer sevdiklerine hayırlı uzun ömür versin..

Hayattaki dimdik duruşun, çok güçlü ve sert oluşun babasız büyümekten olabilir mi?

bile insanı silkeliyor biliyor musun? Bi dakika ya ben babasız büyümüşüm, feleğin çemberinden geçmişim ufak tefek zorluklar beni yıldırabilir mi sorusunu da beraberinde getirdi. Şaka bir yana etkisi vardır muhakkak.. Hayatında bir otoritenin boşluğunu yaşamak kötü… İnsanlara göre özgürlük falan. Ama bana göre her sabah uyandığında içindeki o boşluğun yerine oturan koskoca bir taş. Seni senden daha iyi kimse anlamayacak. Baba parası yiyen insanlara da bazen özenmiyor değilim hani :) Keyfini çıkarsınlar ve hayattayken anne-babalarının kıymetini bilsinler..

Peki evleneceğin erkek baban gibi bir erkek mi olmalı?
O kadar iyisi mümkün mü bilmiyorum.. Ama babamın duruşunun yarısına bile sahip olsa yeter gibi..

Neyse bu konuda seni daha fazla üzmek istemiyorum. Üniversiteyi dışardan bitirdin ve bu dönemde Bankasya‘da çalışmaya başladın.. Anlatsana biraz bu süreci...
Liseyi bitirir bitirmez iş hayatına atıldım. Üniversiteye hazırlandığımda hedefim İstanbul üniversitesinde psikoloji okumaktı. Şehir dışı gelince aileme yük olmak istemedim ve okulu dışarıdan bitirmeye karar verdim. Önce halkla ilişkiler, sonra işletme okuyup bir diplomaya sahip olmaktı tek amacım. Bankasya’da 3,5 yıl çalıştıktan sonra ayrılmak durumunda kaldım. O zamanlarda çok üzülmüştüm ama şimdi yaptığım işten aldığım keyifle şükrediyorum.
Sonrasında Ala Dergi ile gündeme bomba gibi düştün… Anlatır mısın Ala Dergide başlama ve editör olma sürecini?
Âlâ’nın tema çekimlerine katılmıştım. “Nasıl olsa yeni dergi kim bakıcakta görecek saklarım da ilerde çocuklarıma bakın anneniz zamanında çıtır hatundu” derim diye düşünmüştüm. 3. sayısıydı. Derginin e-ticaret sitesi için teklif sundu imtiyaz sahipleri bana. Gerçekten heyecan duydum ve 1 kasım 2011 itibari ile başladım. Ama değişen şartlar kendimi ifade edebileceğim farklı alanların ve şartların olgunlaşmasıyla yanlış hatırlamıyorsam Mart ayı ile birlikte Âlâ derginin editörlüğünü üstlendim.

Ala dergiden ayrılman yine bomba etkisi yarattı ancak sen hala Ala benim bebeğim gibi çok seviyorum diyerek ayrıldığın yere vefanı sürdürüyorsun..Kutlarım seni çoğumuzun yapamadığını başardın..
Estağfurullah. Ayrıldığım bir kurum hakkında uzun uzadıya konuşmanın anlamı yok. Ama şu bir gerçek ki Âlâ’ya girmeden bu sektör hakkında ki birçok gelişmeden habesizdim, çok fikrim, az bilgim vardı. Orası kendimi bulmam ve ifade etmem için iyi bir platformdu. Çok şey öğrendim, çok tecrübe edindim, kırıldım belki de kırdım ama bu yolda büyümem adına etkisi yadsınamayacak kadar çok. Nankörlük edemem. Dergiyle birlikte büyüdüm diyebilirim bu yüzden de emekleyişine, yürüyüşüne ve geniş kitlelere duyurduğu sesine şahit olmak bana heyecan veriyordu. Dergiden tamamen kendi isteğimle ayrıldım, bazen güzel hatırlamak için bazı şeyleri tadında bırakmak gerekiyor, ben de öyle yaptım. Neyse dün dünde kaldı şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Sonrasında Huzur Sokağında stil danışmanlığına başladın ve oradan Aysha Dergiye transfer oldun.. Senden dinleyelim bu süreci.
Hayatım tam anlamıyla tevafuklar döngüsü içinde. Bir şeyin başlaması için diğer şeyin son bulması gerekiyor. Huzur sokağı serüveni de aynen böyle başladı. Kısa bir başlangıç yaptım hemen ardından Aysha Dergi ile kesişti yollarımız. Ve tabi ki daha makul geldi hem devamlılığı olan bir sektör hem de hayalimde ki dergi olması açısından “işte bu” dediğim bir projenin içinde yer alacaktım.

Aysha Dergide neler yapıyorsun?
Derginin stil editörlüğünü üstlendim. Aynı zamanda röportajlar kısmında aktif rol alıyorum. Güçlü bir ekip ile çalışıyorum ve burası da kendimi geliştirmem, her geçen gün yeni şeyler öğrenmem için etkili bir okul niteliğinde. Moda çekimleri bana inanılmaz heyecan veriyor. Yeni tarzlar oluşturmak, modanın bukadar içinde yer almak müthiş bir duygu.. Çok iyi köşe yazarları ve bitmek bilmeyen bir bilgi akımı var Aysha’da bende bu akımdan nasipleniyorum. Şimdi de Aysha’nın yükselişine şahit oluyorum.
Son zamanlarda birçok gazete ve yabancı basın yazılarında senden bahsetti. Sence neydi seni özel kılan şey?
Yaşım 25; Birçok insana göre hayatın en güzel çağları. İşte ben bu çağlarımda çok yoğun bir tempoyla çalışıyorum. İnsanların beğenilerine ve ihtiyaçlarına farklı alternatifler sunmak misyonum haline geldi. Yurt dışı basını “biz, kapalı bayanları, evinde oturan çocuklarına bakan insanlar olarak bilirdik, siz çok farklısınız; Modern giyiniyor, iyi işler yapıyor, modaya yön veriyorsunuz” diyorlar. Çok acı ki ülkemiz insanı da böyle düşünüyordu. Ta ki kendimizi ve beğenilerimizi özgürce ifade edebilme fırsatını yakalayana kadar… Ben bu noktada Türkiye’de ilkleri yapılan projelerin (muhafazakar kesimin ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar) yüzü olma fırsatına sahip oldum sanırım.

Sabah gazetesi seni “Türkiye’nin Stil İkonu” başlığıyla konumlandırdı. Nasıl bir duygu?
Gurur verici.. Giyim tarzımı beğenen ciddi bir çoğunluk var ama aynı zamanda kendisine yakın bulan ve içten olduğumu düşünenlerin sayısı oldukça fazla. Bu misyonu yüklenince hata yapma lüksüm ortadan kalkıyor. Her yaptığın işle örnek olmak ve fayda sağlamak zorundasın aksi mümkün değil.

Takipçilerin daha çok hangi konuda senden destek alıyorlar?
“Bugün ne giysem?” Nişan var, davet var, eyvah mezuniyet derken özel günlerin o en özel tamamlayıcıları kıyafetler konusunda destek istiyorlar. Elimden geldiğince onlara doğru öneriler sunmaya gayret gösteriyorum. Bunu yaparken bütçelerini de göz önünde bulunduruyorum. Minik detaylar çok sıradan bir kıyafete nasıl hava katar, zıt renkler nasıl kombinlenir noktasında devreye giriyorum.

Gelelim Hülya Aslan’ın bilinmeyen yönlerine..
Senin gibi güzel ve akıllı bi kız nasıl hala bekar kalıyor anlamış değilim.. Yok mu kafana uyan biri?

Bunu kafama uyan biri olarak değil de “nasip” olarak adlandırsam daha doğru olacak. Çok şey değil, “sadakat” beklediğim insan henüz çıkmadı karşıma.

Peki kim bu mükemmel erkek? Ne yer ne içer ne okur nerede yaşar?
Şimdi reklamlar! Kriterlerimi saymaya başlasam iyi olacak. Bunlar işin şakası aslında ama sanırım çok aktif bir kız olmam insanları korkutuyor. Rabbim ona daha da yaklaştıracak, doğru insanla, doğru zamanda e mümkünse en kısa zamanda yollarımı birleştirsin. Amin :)

Hayalindeki düğün nasıl?

Ben hep sade bir nikahtan yana olmuşumdur. Ama “dul kız mı veriyorum?” diyen anne faktörünü göz önünde bulundurursak yine sade bir kır düğünü en iyi seçenek..

Hayalindeki gelinlik nasıl?
İşte onu hiç hayal edemedim biliyor musun? Hayalimde girmediğim kılık kalmadı ama gelinlikle hayal edemiyorum.

En sevdiğin özelliğin?
Kin tutamıyorum.

En sevmediğin özelliğin? Herkese çok çabuk güveniyor olmam. İnanılmaz şapşal bir duygu :)

Yemek yapmayı biliyormusun? Burada parantez açacağım Hülya Aslan nefis yaprak sarması yapıyor üstüne kimseyi tanımam..
Yani bak işte sarma yapıyormuşum daha ne yapayım… Sanırım doğu kültürüyle büyümüş olmanın kazandırdığı bir özellik. Elim lezzetlidir (öyle söylerler) Fırsat buldukça yemek yapıyorum tabi ki.. Ama yine de çok iddialı değilim.

En sevdiğin yemek?
Unkapanı’nın tavuklu pilavı. Of diyorum.

En sevdiğin parfüm?
Son zamanlarda favorim Dolce & Gabbana The One

Gitmekten en çok hoşlandığın mekan?
Nişantaşı Galata

Örtülü kızların stilinde dikkat etmeleri gerekenen önemli 3 unsur?
Çok desenli parçaların bir arada kullanılmaması, dar kıyafetlerin tercih edilmemesi ve bonesiz eşarp, şal kullanılmaması bence en önemli unsurlardan.
En sevdiğin film?
Slumdog Millionaire

En sevdiğin kitap?
Khaled Hosseini – Bin Muhteşem Güneş

Eyeliner sürmene bayılıyorum sana çok yakışıyor.. Markası nedir?
Golden Rose.

Farzetki bi telefon geldi ve acil bir davete gitmen gerekiyor.. Tercih edeceğin acil durum kıyafeti nedir?
Siyah, taş detaylı “Filiz Yetim” tasarımı elbisem. Elbiseye iddia katacak renkte şal ve ona uygun bootie ayakkabılarım. İşte hazırım :)
En büyük başarın?
En çaresiz olduğumu düşündüğüm anlarda bile bir hamle daha yapıp tutunduğum işim..
En önemli kalp kırıklığın? Dost bildiklerim ve onların en zayıf noktalarıma nüfuz eden yanlışları.

En sevdiğin renk?
“Mint” nam-ı değer nane yeşili.. Bilen bilir bu renge aşığım.

En sevdiğin modacı?
Türk modacılarından Erol Albayrak’ı, Yabancılardan Elie Saab ve marc jacobs’ı çok beğeniyorum.

Hayalindeki ev?
Bembeyaz, ahşap, tarihi bir ev..

En sevdiğin söz?
Babam vefatından kısa bir süre once küçük bir kağıt parçasına yazmıştı ; “Zirveye
çıkarken gördüklerini unutma, inerken onlara rastalayacaksın…” çok doğru değil mi?

Tutucu musun?
Asla

Batıl inancın var mı?
Batıl mı bilemem ama gözüm her seğirdiğinde iyi ya da kötü birşey olacağına hazırlarım kendimi.

En büyük hayalin?
Günün birinde kendi markamı kurup tekstil anlamında dünyaya açılmak.

Seni ne deli eder?
Yalan

Tahammül edemediğin insan tipi?
Vasıfsızlığıyla, vasıflı insanlardan nemalanan aciz tipler.

Duygusal mısın? mantıklı mı?
Ölümüne duygusal. Ben bir yengeç’im yetmez mi?

Ayakların kaç Numara?
38, bence ideal!

Hayatın boyunca unutamadığın mutluluğun?
Yeğenimin doğduğu an.

10 yıl sonra Hülya Aslan ne yapıyor olacak?
Nasip olur mu bilinmez. Ama hedeflerim çok büyük. Kendi markam, üretim alanlarım, aileme sunacağım güzel bir hayat, bolca eğitim, çoluğum çocuğum, keşfedeceğim ülkeler, tatlar, hayatlar, renkler, tasarımlar, tarzlar, uçuk kaçık projeler ve daha neler neler… İşte bu yüzden yapacak çok işim, katedecek çok yolum var.. Önüme çıkan her engel beni daha da güçlendiriyor. Bunu hissedebiliyorum. Zahmetli olan her iş sonucunda tadından yenmez başarılara gebe kalıyor. Ve umudum en kadim yol arkadaşım. Sanırım başka hiçbir şeye ihtiyacım yok..

Son olarak bizlere neler söylemek istersin?
Aslında söylemek istediğim birçok şeyi senin vesilen ile okuyucuya aktarma fırsatım oldu. Bu samimi röportaj için sonsuz teşekkürler kübracım. Son zamanlarda tanıdığım en özel insanlardan birisin. Başarıların daim olmasını diliyorum.. Sevgiler

Umarım Hülya' nın hayal ettiği herşey gerçekleşir ve teşekkür ediyorum...
blog.kübratekin.com
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…