- 12 Temmuz 2006
- 459
- 5
Her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır...
NewYork'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci birgün, bir şairin dikkatini çeker.Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır. Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar.Dilencide sekiz - on dolar kadar olduğunu söyler. Bunun üzerine şair, dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek bir şeyler yazar;
'Şimdi buraya senin kazancını arttıracak bir şeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin' der ve oradan ayrılır.
Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca dilenci;
'Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız?'
Bunu üzerine şair gülümser ve:
"Tabelada - Doğuştan körüm, yardım edin" yazıyordu. Bense "Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim" diye yazdım' der.
Önemli olan, anlatılmak istenen şeyi en iyi şekilde anlatmak olduğuna göre; her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır.Yeter ki onu bulmaya, uygulamaya ve ufkumuzu bu doğrultuda genişletmeye uğraşalım...
"Beni neden anlamıyor" diye düşünenler için eklemek istediğim ve bir doktor arkadaşımın muayenehanesinde gördüğüm yazıyı da size mutlaka yazmalıyım bu hikayenin sonunda .
Birbirimizi neden yanlış anladığımız konusunda küçük bir ışık bile oluşturursa sizde ne mutlu bana.
Düşündüğünüz,
Söylemek istediğiniz,
Söylediğinizi sandığınız,
Söylediğiniz,..
Duyduğu,
Anlamak istediği,
Anladığını sandığI,
Anladığı,
...arasında farklar vardır.
Dolayısıyla,insanların birbirini yanlış anlaması için en AZ 9 ihtimal vardır..
Yollayan dostlara ve kafamızı biraz daha yormaya yarayan öyküleri arayıp bulanlara teşekkürler..:)
Ayşenur Yazıcı
NewYork'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci birgün, bir şairin dikkatini çeker.Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır. Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar.Dilencide sekiz - on dolar kadar olduğunu söyler. Bunun üzerine şair, dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek bir şeyler yazar;
'Şimdi buraya senin kazancını arttıracak bir şeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin' der ve oradan ayrılır.
Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca dilenci;
'Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız?'
Bunu üzerine şair gülümser ve:
"Tabelada - Doğuştan körüm, yardım edin" yazıyordu. Bense "Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim" diye yazdım' der.
Önemli olan, anlatılmak istenen şeyi en iyi şekilde anlatmak olduğuna göre; her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır.Yeter ki onu bulmaya, uygulamaya ve ufkumuzu bu doğrultuda genişletmeye uğraşalım...
"Beni neden anlamıyor" diye düşünenler için eklemek istediğim ve bir doktor arkadaşımın muayenehanesinde gördüğüm yazıyı da size mutlaka yazmalıyım bu hikayenin sonunda .
Birbirimizi neden yanlış anladığımız konusunda küçük bir ışık bile oluşturursa sizde ne mutlu bana.
Düşündüğünüz,
Söylemek istediğiniz,
Söylediğinizi sandığınız,
Söylediğiniz,..
Duyduğu,
Anlamak istediği,
Anladığını sandığI,
Anladığı,
...arasında farklar vardır.
Dolayısıyla,insanların birbirini yanlış anlaması için en AZ 9 ihtimal vardır..
Yollayan dostlara ve kafamızı biraz daha yormaya yarayan öyküleri arayıp bulanlara teşekkürler..:)
Ayşenur Yazıcı