30 yaşına bastım. 28 yaşına kadar kariyer diye paralardım kendimi. Anti-depresan kullandığım dönemler mi istersiniz, karamsarlığa düştüğüm amaçsız kaldığım dönemler mi?
Aslında hayat mutluluğu nerede aradığımızla ilgili biraz da. Kariyer aslında bizden ziyade toplumun bizden istediği bir şey. Dayatmalar toplumuyuz biz.
İyi bir iş, iyi bir eş, hep mükemmel olması beklenen hayatlar.
O iş öyle olmuyor. Yarış atı gibi yaşayarak seneler geçiyor ve hiçbir şey anlamıyorsunuz. Elde var sıfır.
Güçlü kadın olabilmek çok önemli. İnanın tüm bunlara karşı durmak daha fazla güç gerektiriyor. Toplumun sizden beklediğini, ya da farkında olmadan size benimsetilen kariyer modelini değil de kendi seçtiğiniz yaşa mı yaşamak.
Kariyer beklentim sıfır şu an. Çalışmak için yaşamıyor yaşamak için çalışıyorum. Kimsenin hakkına girmiyorum. Egom sıfır. İnsanların egolarına gülüp geçiyorum. Keşke herkese anlatabilsem gördüklerimi. Onca telaşın, hengamenin boşa olduğunu.
Bir işim var, mutluyum. Bugüne odaklanıyorum. İşimin hakkını vererek yapıyorum. Mutlu bir evim (iş stresimi götürmediğim) , iyi bir yaşamım var. Basit yaşamak önemli. Aza ihtiyaç duymak.
Tek kariyer planım var; İyi bir anne olmak. Kimse anneliğimi sorgulamasın, laf etmesin yeter. Dünyanın en iyi ama aynı zamanda hata da yapabilen annesi olmalıyım.
Konu biraz kaydı belki ama yaşadıklarınızla bağlantılı aslında.
Kendiniz için yaşayın. Kendi seçimlerinizle. Haksızlıklar hepimizin hayatında. Bu dünyada veya öteki dünyada bir şekilde adaletin tecelli edeceğine inanarak yaşamaya devam ediyorum buna rağmen. Kendimi asla hırpalamamaya çalışarak.