- 22 Ekim 2014
- 180
- 385
- 103
Öyle yorgunum ki öyle ağır ki yaşadıklarım artık yaşamak istemiyorum. Kronik bir hastalığım var akciğer kalp yetmezliği diyeyim kaba taslak. (Pulmoner hipertansiyon diye geçiyor tıp dilinde) Dışarıdan çok sağlıklı durmama rağmen %100 engelli raporum var. Tek tedavisi kalp+akciğer nakli ama o da Türkiye'de yapılmıyor. Oksijen cihazımı takmasam hasta olduğumu bilmez kimse. Aklınızın alamayacağı kadar çabuk yoruluyorum. Üstümü giyerken, yemek yerken , konuşurken vs. Ve tabi morarıyorum çünkü kandaki oksijen değerim hızla düşüyor. Bir kat için asansöre biniyorum mecburen. Geçen hastanede epey kalabalık oldu asansör, amcalardan biri demez mi '' Sen in yaşlılar binsin'' diye. Ben de 'Ben de hastayım inemem'' dedim. Babasını öldürmüşüm gibi baktı. O kadar çok şey yaşıyorum ki bununla ilgili. Lisede öğretmen peçeteyle dudağımı silmişti, ruj var sende diyerek. 'Hocam vallahi yok' desem de anlamadı. Sonra da diyor 'Çıkmayan ruj mu bu?'
Yani mesele bunlar da değil. Her anlamda çok zorlanıyorum. Ayda bir grip oluyorum çünkü akciğerlerim çok hassas bağışıklığım düşük. Ve çok zorluyor beni. Bu hastalık sebebiyle çocuk sahibi olmam yasak. Herkes ama herkes bana 'Neden çocuk yok' diyor. Yahu size ne? Ben size neden çocuk yaptınız diyor muyum?
Allahın bana verdiği hastalığı aldım kabul ettim ve yapabileceğim hiçbir şey yok.. Peki bu insanların tavrına ne demeli? Kocayı çek, kaynanayı çek, milleti çek.. Herkes o kadar anlayışsız ki.. Yaşamak istemiyorum artık, bu kadar az nefes alırken bir de bütün bunlar beni deli ediyor..
Sadece yazmak istedim yoksa patlayacaktım... Başınızı ağrıttım ama kusura bakmayın..

Allahın bana verdiği hastalığı aldım kabul ettim ve yapabileceğim hiçbir şey yok.. Peki bu insanların tavrına ne demeli? Kocayı çek, kaynanayı çek, milleti çek.. Herkes o kadar anlayışsız ki.. Yaşamak istemiyorum artık, bu kadar az nefes alırken bir de bütün bunlar beni deli ediyor..
Sadece yazmak istedim yoksa patlayacaktım... Başınızı ağrıttım ama kusura bakmayın..