- 12 Temmuz 2006
- 2.280
- 60
- 47
Harem isteyen erkekler...
Biliyorum çok zor bir şeydir erkek olmak...
Zor olan erkek olmak değil, erkek gibi erkek olmaktır...
Erkek gibi erkek olmak palavra sıkmadan, afra tafra yapmadan hayatı adam gibi yaşamaktır...
Hayata karşı dururken, biraz cool olmaktır...
Ucuzlaşıp, zırvalamamaktır...
Kadınları olur olmaz hırpalamamaktır...
İntikam peşinde koşarken ucuzlamamaktır...
Bazı erkekler, çapkındır...
Bu durum, sevgilisini ya da eşini ilgilendirir...
Ama bazı erkek egoları çapkınlığın ötesinde sınırsızdır...
Çapkınlık yapıp, normaline döndükten sonra da, arsızlığı ve sınırsızlığı elden bırakmaz...
Geriye dönse de geride bıraktığına küfür etmekten kaçınmaz...
Her şeye sahip olurken, sahip olamadığı her şeyi yıkıp geçmekten gocunmaz...
Böyle erkekler tehlikelidir...
Çünkü arızalıdır...
Arızalı durum tehlike arz eder...
Her daim, herkes için her şart altında tehlike mevcuttur...
Erkek çapkınlıkları hoş görülmese de anlaşılabilir...
Bir kadınla yapamayan erkek mazbut bulunmasa da makul bulunabilir...
Ama makul olmayan şey, erkeğin her beraber olduğu kadın üzerinde sonsuz hak iddia etmesidir...
Kendi karısının hakkı elindeyken, başka kadınların hakkını da elinde tutmak istemesidir...
Her kadını sınırsız hareminin sonsuz üyesi yapmak istemesidir...
Çapkınlık, aşk, ilişki sonuçta ikili bir eylemdir...
İnsanlar isterse olur, istemezse olmaz...
Mutluluk varsa sürer, yoksa biter...
Birliktelik varsa da özgürlük esastır...
Ama bazı erkekler harem ilişkiler ister...
Her kadının sınırsız hareminin sonsuz bir üyesi olmasını arzular...
Hareme istediği zaman girip, istediği zaman çıkmak ister...
Haremdeki bütün kadınların ona tabi olmalarını arzular...
Karşı çıkanları öldürmeyi amaçlar...
Öldüremezse pislemeye çabalar...
Harem bir erkek fantazyasıdır...
Onu gerçekleştirmeye çalışanlar ise gerçek bir ruh hastası...
Çünkü hayat özgürleşmiş, insanlar bireyselleşmiştir...
Kadınlar eşitlenmiş, köleler tarihte kalmıştır...
Kunta Kinte' ler tarih olmuş, Harem, Topkapı Sarayı'nda turistlere özel zamanlarda gösterilen tarihi bir mekan olarak kalmıştır...
Kimse kimsenin kölesi olmak istememekte, kadınlar haremin bir parçası olmayı onurlarına yedirememektedir...
Hiçbir kadını, hiçbir erkek kolay kolay hareminde tutamayacaktır...
Kadınlar ulu Manitu bu gece gelecek acaba hangimizi seçecek diye beklemeyeceklerdir...
Her kadın kendi hayatını kuracak, kendi özgürlüğünde dans edecektir...
O özgürlükleri, arsız ve sınırsız egolarla yok etmek isteyenler ise, kendilerini yok edecektir...
Harem bir erkek fantazyasıdır...
O fantazyayı gerçekleştirmeye çalışan erkek ise ruh hastası...
Ruh hastaları agresif ve obsesiftir...
Saldırgan ve takıntılı olurlar...
Bu halleriyle korkutucudurlar...
Yine de korkmaya gerek yoktur...
Hepsi hepsi hastadırlar...
Reha Muhtar
Biliyorum çok zor bir şeydir erkek olmak...
Zor olan erkek olmak değil, erkek gibi erkek olmaktır...
Erkek gibi erkek olmak palavra sıkmadan, afra tafra yapmadan hayatı adam gibi yaşamaktır...
Hayata karşı dururken, biraz cool olmaktır...
Ucuzlaşıp, zırvalamamaktır...
Kadınları olur olmaz hırpalamamaktır...
İntikam peşinde koşarken ucuzlamamaktır...
Bazı erkekler, çapkındır...
Bu durum, sevgilisini ya da eşini ilgilendirir...
Ama bazı erkek egoları çapkınlığın ötesinde sınırsızdır...
Çapkınlık yapıp, normaline döndükten sonra da, arsızlığı ve sınırsızlığı elden bırakmaz...
Geriye dönse de geride bıraktığına küfür etmekten kaçınmaz...
Her şeye sahip olurken, sahip olamadığı her şeyi yıkıp geçmekten gocunmaz...
Böyle erkekler tehlikelidir...
Çünkü arızalıdır...
Arızalı durum tehlike arz eder...
Her daim, herkes için her şart altında tehlike mevcuttur...
Erkek çapkınlıkları hoş görülmese de anlaşılabilir...
Bir kadınla yapamayan erkek mazbut bulunmasa da makul bulunabilir...
Ama makul olmayan şey, erkeğin her beraber olduğu kadın üzerinde sonsuz hak iddia etmesidir...
Kendi karısının hakkı elindeyken, başka kadınların hakkını da elinde tutmak istemesidir...
Her kadını sınırsız hareminin sonsuz üyesi yapmak istemesidir...
Çapkınlık, aşk, ilişki sonuçta ikili bir eylemdir...
İnsanlar isterse olur, istemezse olmaz...
Mutluluk varsa sürer, yoksa biter...
Birliktelik varsa da özgürlük esastır...
Ama bazı erkekler harem ilişkiler ister...
Her kadının sınırsız hareminin sonsuz bir üyesi olmasını arzular...
Hareme istediği zaman girip, istediği zaman çıkmak ister...
Haremdeki bütün kadınların ona tabi olmalarını arzular...
Karşı çıkanları öldürmeyi amaçlar...
Öldüremezse pislemeye çabalar...
Harem bir erkek fantazyasıdır...
Onu gerçekleştirmeye çalışanlar ise gerçek bir ruh hastası...
Çünkü hayat özgürleşmiş, insanlar bireyselleşmiştir...
Kadınlar eşitlenmiş, köleler tarihte kalmıştır...
Kunta Kinte' ler tarih olmuş, Harem, Topkapı Sarayı'nda turistlere özel zamanlarda gösterilen tarihi bir mekan olarak kalmıştır...
Kimse kimsenin kölesi olmak istememekte, kadınlar haremin bir parçası olmayı onurlarına yedirememektedir...
Hiçbir kadını, hiçbir erkek kolay kolay hareminde tutamayacaktır...
Kadınlar ulu Manitu bu gece gelecek acaba hangimizi seçecek diye beklemeyeceklerdir...
Her kadın kendi hayatını kuracak, kendi özgürlüğünde dans edecektir...
O özgürlükleri, arsız ve sınırsız egolarla yok etmek isteyenler ise, kendilerini yok edecektir...
Harem bir erkek fantazyasıdır...
O fantazyayı gerçekleştirmeye çalışan erkek ise ruh hastası...
Ruh hastaları agresif ve obsesiftir...
Saldırgan ve takıntılı olurlar...
Bu halleriyle korkutucudurlar...
Yine de korkmaya gerek yoktur...
Hepsi hepsi hastadırlar...
Reha Muhtar