Hamile kalma yolunda Faydali bilgiler...okuyun mutlaka

beyazlim

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
23 Şubat 2012
3.628
49
Arkadaslar nette arastirma yaparken kistim icin bakin bunlari buldum.....bu yolda hep beraber yardimla ilerlemek güzel..

o yüzden isterim ki herkez her faydali bilgiyi alabilsin:KK16:

dogrusu bende daha tam okuyamadim:KK1:


Gebelik ve Annelik Forumu - Gebelik (hamilelik) donemi, gebelik belirtileri, tup bebek, ay ay hafta hafta gebelik, dogum, anne, bebek ve kadin forumu.


















Gebelik ve Annelik Ana Sayfa | Gebelik ve Annelik Ingilizce

Gebelik ve Annelik Forumuna Ucretsiz Uye Olmak Icin Buraya Tiklayiniz
















Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Kayıt Ol Giriş




Anne Olmak İstiyorum



Gebelik ve Annelik | Hamilelik, Dogum, Anne Forumu | Gebelik ve Annelik | Anne Olmak İstiyorum





Konu: Anne Olmak Istiyorum Arsiv Yazilari





Eski Mesaj BaştaYeni Mesaj Başta

Sayfa 123 3 Sonraki >>




Yazar

Mesaj



Misafir
Misafir




Konu: Anne Olmak Istiyorum Arsiv Yazilari
Gönderim Zamanı: 09-Haziran-2007 Saat 11:23





Anne olmak istiyorum, gebelik oncesi, hamilelikten once, testler, uygun hamile kalma pozisyonlari, gebelik belirtileri, annelik, gebe kalmak icin, en cabuk hamile nasil kalinir?

GEBELİK ÖNCESİ YAPILMASI GEREKENLER
Gebeliğin ilk adımı ve en doğru yolu, onu önceden tasarlamaktır. İdeal olarak gebe kalmak istediğiniz zamandan 3 ay öncesinde, doktorunuzla bir ön görüşme yapmanızda önemli yararlar vardır. Doktorunuz, sizin sağlık ve sosyal bakımlardan özgeçmişinizi değerlendirecek, muayenenizi yapacak, çeşitli tetkikler yapacak bu şekilde gebelik sırasında oluşabilecek anormal durumlar karşısında hem sizi hem de kendisini hazırlayacaktır. Ayrıca, gebelik öncesi vitamin (folik asit) desteği ile bebekte ortaya çıkabilecek sakatlıklara karşı tedbir alacaktır.

Doktorunuzun yapacağı tetkik ve muayeneler, önereceği tedaviler yanında sizin de yaşam tarzında değiştirmeniz gereken şeyler olacaktır.

Öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenmelisiniz. Dengeli beslenmeyle kastedilen ana besin maddelerinin dengeli oranlarda tüketilmesidir. Yağ ve şeker tüketiminizi azaltmalısınız. Proteinden zengin bir beslenme şekli seçmelisiniz. Yağsız süt ve süt ürünleri, balık ve beyaz etler diyetinizde yer almalıdır. Mutlaka bol taze meyve ve sebze alınmalı, bunun yanında makarna, pirinç, baklagiller gibi farklı besin gruplarını da tüketmelisiniz.

Gebelik öncesi doktorunuza başvurduğunuzda destek tedavisi için folik asit kullanmanızı isteyecektir. Bebeğin merkezi sinir sisteminin gelişmesi için özellikle gebeliğin ilk haftalardan itibaren "B9 vitamini" yani folik asit alınması çok önemlidir. Vücutta depolanmadığı, gebelik süresince normalden fazlasına gerek duyulduğu ve doğal gıdalarla yeterlince karşılanmadığı için her gün alınmalıdır. Taze yeşil sebzeler folik asit kaynağıdır, ancak uzun süreli pişirmeler ve uzun süre bekleyen gıdalardaki miktarını azaltır. En çok ıspanak, yer fıstığı, fındık, karnıbahar, kepekli ekmekte mevcuttur. Folik asit eksikliğinde “nöral tüp defekti” denen sinir sisteminde omurilik kanalının tam kapanamamasına bağlı anomaliler olur. Özellikle, daha önceden folik asit eksikliği saptanmış veya nöral tüp defekt anomalili bebek doğurmuş kadınlar, gebe kalmayı düşündükleri tarihin en az 3 ay öncesinden itibaren mutlaka folik asit alımına başlamalıdırlar.

Sigara kullanıyorsanız, mutlaka bırakmalısınız. Sigara gebe kalma şansını azaltır ve gebelikte kullanıldığında düşük ve çocukta gelişme geriliğine neden olur. Alkol de bırakılmalıdır.

Stres ve endişeden uzak durmalısınız. Gebeliğe karar verdikten sonra gebelik oluşumunun ilk aylarda olmaması sizi strese sokmamalıdır. Her şey normal olsa, uygun zamanda ilişki olsa bile her ay için gebelik şansı %25 civarındadır. Normal düzenli ilişkiye rağmen bir kadının gebe kalamaması durumunda kısırlık incelemelerini başlatmak için genellikle çok aşikar bir anormallik yoksa 1 yıl beklenir. Bir yıl sonunda herhangi bir patolojisi olmayan çiftlerin bile gebe kalma şansı %98’dir. Yani %2 olguda her şey normal olmasına rağmen gebelik 1 yıl gecikebilir. Gebe kalma şansı düzenli adet görenlerde adetin 12-15. günlerinde en fazladır. Düzenli bir cinsel yaşam ve haftada 3 veya daha fazla ilişki gebe kalma şansını artırır.


Düzenleyen mystical - 14-Aralik-2008 Saat 13:35














Misafir
Misafir




Gönderim Zamanı: 12-Haziran-2007 Saat 14:39






Doğurganlığı Artırma Yöntemleri





Çocuk sahibi olmayı gereğinden fazla mı ertelediniz? Yalnız değilsiniz. Çoğu kadın kariyer nedeniyle çocuk sahibi olmayı erteliyor. Ancak nereye kadar? Geç kalmış olmamak ve kötü sürprizlerle karşılaşmamak için biyolojik saatinizi yavaşlatarak doğurganlığınızı koruyabilirsiniz...
Formsante Dergisi'nde yer alan habere göre; uzmanlar 30'lu yaşlardaki kadınlara doğal yollarla hamile kalmak için ortalama bir senelik süre biçiyorlar. Çünkü doğurganlık bu yaşlardan sonra azalıyor ve yumurta kalitesi düşüyor. Akıllıca olan bu sürece karar verdiğinizde doktora başvurmak; jinekolojik muayene ve testleri yaptırarak onun tavsiyelerini uygulamak. Bu aşamadan sonra bizim önerilerimiz de size yardımcı olabilir...

1. Sağlıklı beslenin
Üreme potansiyelinizi maksimum seviyeye çıkarmak için sağlıklı bir beslenme biçimini benimsemek önemli. Folik asit deposu yeşil yapraklı sebzeler, demir içeren kırmızı et, kalsiyum içeren süt ürünleri, çinkodan zengin kuşkonmaz ve lifli besinler doğurganlığı besliyor. Yeni araştırmalara göre az yağlı süt ürünleri yumurtlamaya zarar verebiliyor. Uzmanlar normal yağ oranı içeren süt ürünlerinin tüketilmesini öneriyorlar.

2. Hafif egzersiz
Yüzmek, temiz havada yürüyüş yapmak gibi vücudu zorlamayan egzersizler size iyi gelecek. Ancak her vaka kendine özgü olduğu için hamile kalmaya karar verdiğinizde durumunuzu öncelikle doktorunuza danışmalısınız.

3. Bilinçaltını rahatlatın
Araştırmalar stresin yumurtlama ve döllenme süreçlerini olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Ayrıca sürekli hamile kalıp kalmadığınızı merak ederek yaşamak bilinçaltınıza tam tersi sinyaller vermek anlamına gelebilir.







4. Hayal edin
İngiliz terapistlere göre hamile kalıp kalmadığınızı merak edip, stres yapmak yerine bu süreci olmuş gibi gözünüzün önüne getirip, hayalinizde canlandırmak işe yarayabilir. Yaratıcı imgeleme adı verilen bu tekniği uygulamak için gözlerinizi kapatın ve hamile kaldığınızı, bebeğinizin içinizde sağlıklı şekilde büyüdüğünü hayal edin. Olmuş gibi o sevinci yaşayın ve kesinlikle olumsuz düşünmeyin. Bu spiritüel bakış açısının bilimsel karşılığına bakarsak bu sürecin, endorfin salgılatarak stres hormonlarının etkisini azalttığını görebilirsiniz.

5. Güvenli seks yapın
Klamidya gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar üreme tüplerini etkileyerek döllenme açısından ciddi sorunlar yaratabilir. Güvenli seksi tercih ederek ve düzenli check up yaptırarak doğurganlığınızı tehdit eden cinsel hastalıklardan korunabilirsiniz.

6. Sigarayı bırakın
Sigaranın doğurganlığa zarar verdiğine ilişkin 20'den fazla tıbbi çalışma mevcut. Sigara dumanında bulunan toksik elementler yumurtanın şekline, yumurtlama ve döllenme süreçlerine zarar veriyor. Araştırmalara göre sigara içenlerin hamile kalma ihtimali, içmeyenlere göre yüzde 40 daha az. Aynı zamanda düşük yapma riskleri de daha fazla. Ancak bıraktıktan üç ay sonra döllenme sürecinin normale döndüğü söylenebilir. Ayrıca sigara bağımlılığı erken menopoza da sebep olabiliyor.

7. Tamamlayıcı terapilerden yararlanın!
Akupunkturun adet döngüsünü düzene sokmaya yardımcı olduğu konusunda bulgular mevcut. Fertility and Sterility dergisinde yayınlanan makaleye göre tüp bebek tedavisi sırasında akupunktur yaptıran çiftlerde hamile kalma oranında yüzde 50 artış olduğu saptanmış.
Akupunktur yönteminin rahim bölgesini rahatlatarak döllenmeye hazırladığı düşünülüyor. Aynı dergide yayınlanan bir başka çalışmada ise 5 hafta boyunca haftada iki kez akupunktur yaptıran erkeklerin sperm kalitelerinde belirgin şekilde artış saptandığı belirtiliyor.
Hipnoz da hamilelik fikriyle ilgili duygusal problemleri aşmak amacıyla kullanılabiliyor. Yoga, meditasyon ve nefes terapisi ise hamile kalma sürecinde belirsizlikten kaynaklanan stresi azaltmak açısından faydalı.







Doğurganlıkla İlgili Merak Ettikleriniz...

- Doğum kontrol hapını bırakır bırakmaz hamile kalınabilinir mi?
Doğum kontrol hapı kullanmış olmanın gelecekteki hamilelik potansiyelinizi olumsuz etkileyeceğine dair herhangi bir bilimsel kanıt yok. Ancak 30 yaşın üstündeyseniz ve 10 yıldan uzun süredir düzenli hap kullanıyorsanız döllenme sürecinin normal seyrine oturması için en az üç ay gerekiyor.

- Adet dönemlerim eskisinden daha az şiddetli ama daha uzun. Bu doğurganlığımın azaldığının işareti mi?
Adet düzeninizdeki herhangi bir bozukluğun hormonlarınızdaki değişimle ilgili olma ihtimali yüksek. Bu yaşınızın ilerlemesinden kaynaklanıyor olabilir. Yaşınız 35'ten yüksekse doktorunuzun tavsiyesiyle yaptıracağınız bazı kan testleri sizin yumurtlama potansiyeliniz hakkında en sağlıklı sonuçlara ulaşmanıza yardım edecek.

- Çocuk sahibi olmayı en fazla ne kadar erteleyebilirim?
Doğurganlığı etkileyen en önemli faktör yaş. Uzmanlar genellikle 35'ten önceki hamilelikleri destekliyorlar. 38 yaş civarında ise doğal yolla hamilelik şansı hızla azalıyor. Ancak burada kriter sizsiniz. Psikolojik ve sosyal olarak kendinizi hazır hissetmeniz her şeyden önemli.

- Ne kadar sürede hamile kalabilirim?
Yapılan araştırmalara göre bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin yüzde 25'i mutlu haberi ilk ayda, yüzde 75'i ise 6 ay içinde alıyor. Bu süreyi aşan çiftlerin yüzde 90'ı bir senede yüzde 95'i de iki sene içinde hamilelik haberini alıyorlar. 20'li yaşlarda iki sene boyunca düzenli ilişkiye rağmen hamile kalamıyorsanız mutlaka doktora başvurmalısınız. 30 yaş civarında ise 6 ay ila 1 sene içerisinde doktora başvurmanız öneriliyor.

- Bir ay boyunca ilişkiye girseniz bile hamile kalma olsalığının sadece iki gün içinde gerçekleştiği doğru mu?
Hayır. Bir kadının yumurtlama günü âdetin başladığı günden sonraki 14. gün (birkaç gün öncesi ve sonrası dahil). Adet bittiği günden itibaren yumurtlama gününüze kadar düzenli cinsel ilişki bebek yapma amacınıza hizmet edecek. Yumurtlama gününden 48 saat sonraki ilişkilerin hamilelikle sonuçlanma şansı ise çok az.







- Eğer hamile kalamıyorsam tüp bebek benim tek şansım mı?
Bu durumda müdahalenin üç aşaması var. Önce ilaçla yumurtalıklar yumurta üretimi için uyarılıp canlandırılıyor. Bu işe yaramıyorsa ikinci aşamada aşılama yapılıyor. Yani yıkanmış spermler cinsel ilişki olmaksızın enjektör aracılığıyla yumurtlama döneminde rahmin içine veriliyor. Hamilelik yine gerçekleşmezse üçüncü aşamada doktorunuzun karar vereceği yöntemle tüp bebek ya da mikroenjeksiyon gibi diğer yardımcı üreme tekniklerine başvuruluyor.

- Hamile kalmak için ne kadar sıklıkla birlikte olmak gerekir?
Yumurtayı dölleyecek spermin hareketli ve en fazla iki günlük olması gerekiyor. Sperm sayısı ve kalitesini korumak adına adet dönemi sonrası gün aşırı ve tercihen sabah saatlerinde ilişkiye girmek öneriliyor.

- Annem menopoza erken girdi. Doğurganlık miras kalan genetik bir özellik mi?
Üreme potansiyelimizin genetik yapımızla birebir bağlantılı olduğu söylenebilir. Annenizin kaç yaşında menopoza girdiğini bilmek sizin için faydalı. Eğer anneniz erken menopoza girdiyse sizin de aile planlarınızı yaparken bu faktörü göz önüne almanız tavsiye ediliyor.

"Alkole ve Kahveye Dikkat!"

Türk-Alman Jinekoloji Derneği Başkanı Profesör Doktor Cihat Ünlü, hem kadınların hem de erkeklerin çok fazla sigara, kahve ve alkol tüketmelerinin doğurganlığı olumsuz etkilediğini belirtiyor.
Prof. Dr. Cihan Ünlü bu konuda ayrıca şunları da hatırlatıyor: "Unutmamanız gereken bir husus da farklı hastalıklar için kullanılan ilaçlara dikkat edilmesi. İlaçları kullanmadan önce mutlaka doktora danışmalı. Çünkü bazı ilaçlar erkeklerde sperm sayısını azaltabildiği gibi kadınların da doğurganlığını etkileyebilir. En önemli etkenlerden biri de bağımlılık yapan ilaçlar. Bu ilaçlara dikkat edilmeli ve bu maddelerin kullanımının üreme potansiyeli için oldukça tehlikeli olduğu unutulmamalı."
Prof. Dr. Cihat Ünlü, erkeklerin başka kadınlarla ilişkiye girmesinin de, doğurganlığı olumsuz etkileyebileceğini anlatıyor. Böyle bir durumda erkek enfeksiyon kapıyor ve kadının da aynı enfeksiyonu almasına neden olarak kadının doğurganlık kapasitesine zarar verebiliyor.




Devami var daha ekliyecegim
 
Doğurganlığınızı Testlerle Ölçtürün

Acaba vücudunuz hamile kalmaya hazır mı? Biyolojik saatinizin düzenli çalışıp çalışmadığını öğrenmek için doktorunuzun tavsiyesiyle şu testleri yaptırabilirsiniz.

FSH Testi ( Folikül uyarıcı hormon testi): Çok yüksek ya da düşük seviyelerde sonuçlar alınması üreme sürecinde aksama olduğunun işareti sayılabilir.

Estradiyol Testi: Östrojen hormonunun yeterli seviyede olup olmadığını kontrol için yapılıyor. Düşük çıkması hormon dengesizliği ya da menopoz başlangıcı anlamına gelebilir.

LH Testi (Luteinizan hormonu testi): Yumurtlamayı başlatan Luteinizan hormonunun seviyesini belirliyor. Yüksek seviyelerde çıkması polikistik over sendromuna işaret edebilir.

İnhibin B Testi: Bu proteinin düşük seviyede çıkması yumurtlama potansiyelinin az olduğuna işaret edebilir.




Eğer 1 yıldan uzun süredir denemenize rağmen hala hamile kalamamışsanız bunun fiziksel sebepleri olup olmadığının araştırılması gerekir. İlk olarak bir kadın doğum doktoruna gidilip gerekli incelemeler yapılmalıdır. Hamile kalamamanın belli başlı sebepleri şunlardır:

◦Kadında iki fallop tüpünün de tıkalı olması
◦Kadında yumurta hücresi üretilmemesi
◦Erkeğin sperm sayısının çok düşük olması (oligaspermi)
◦Spermlerin çok zayıf olması
◦Hiç sperm olmaması (azospermi)
◦Erkeğin sperm üretiminin mormal olmasına karşın peniste sertleşme olmaması, erken boşalma gibi sebeplerle spermin yumurtaya hiç ulaşamaması

Kadının ovülasyonu ile ilgili problemler şunlar olabilir: Ovülasyon hiç olmayabilir. Bu durumda kadın şimdiye kadar hiç adet görmemiştir. Bu nadir görülen bir nedendir. Kadın menapoza girmiş olabilir ya da 35-40 yaşlarında erken menapoza girmiş olabilir. Erkekler ölene kadar sperm üretebildikleri halde kadınlar anne karnında belirlenen sayıda yumurta hücresi üretebilirler. Bu sayı 400 civarındadır. Ülkemizde menapoza girme yaşı 50-55 arasındadır. Erken menapoza girmek yumurta hücrelerinin çabuk tüketilmesi ile ilgili olabilir ve araştırılması gereken bir tıbbi durumdur.

Erkekde sperm üretimi normalse ve kadında ovülasyon problemi yoksa döllenme yine de gerçekleşmeyebilir. Yumurta ile spermin bir yerde birleşmesi gerekmektedir. Bunun için de uzun bir yolculuk yaparlar.İşte yolculuk sırasında yolun iki tarafının da açık olması gerekir.

Ovülasyon gerçekleştiğinde ovül (yumurta hücresi) karın boşluğundan fallop tüpünün uçlarında bulunan saçaklar yardımıyla tüpün içine geçerler ve tüp boyunca yolculuğuna devam ederken spermin onu bulup döllemesi gerekir. Bu arada sperm vajinadan yukarı uterusa doğru çıkar ve fallop tüpüne geçer. Burada yumurtayı bulup dölleyebilirse döllenen yumurta hücresi yani embriyon yolculuğuna devam eder ve uterusda kendine uygun bir yer seçer böylece hamilelik süreci başlamış olur.

İşte sorunların büyük çuğunluğu fallop tüplerinin ikisinin de tıkalı olduğu durumlarda yaşanır. Kısırlığın büyük çoğunluğu bu sebeptendir. Miyomlar büyük ya da konumu gereği kötü bir yerde ise tüpleri tıkayabilir ve kısırlığa yol açabilirler. Pelviste yapışıklıklar olabilir. Bunlar tüplere baskı yaparak tıkanmaya sebep olabilir.

Kadının kızlık zarı çok kalın olup sperme geçit vermeyebilir. Bazı doğumsal kusurlar olabilir. (Vajina, serviks veya uterusun doğuştan olmaması gibi)

Bazı kadınlarda sperme karşı antikorlar oluşabilir. Bu antikorlar spermin hareketini engelleyerek döllenmeye engel olabilirler.

Son yıllarda belirli bir teşhis konulamamasına rağmen hamile kalamayan kadınlardan bazılarında bağışıklık sistemindeki bozuklukların kısırlığa yol açtığı bulunmuştur. Bunlar genelde embriyonun tutunamamasına ya da erken dönemde düşüklere sebep olurlar. Lenfosit aşısı ile tedavisi mümkündür



Uzmanlar kadınlarda doğurganlığı artıran besinleri açıkladı.
İskoçyalı doktorGillian McKeith,_doğurganlığı artırmaya_ yardımcı olan yiyecekleri keşfetti.Bu yiyecekler brokoli,balıkmercimek,çeltik ve balkabağından oluşuyor.Araştırma sonuçlarına göre magnezyum bakımından zengin olan brokoli hormonal dengeyi düzenliyor.Balıktaki Omega 3 yağı anne karnındaki bebeğin beyin gelişimine katkıda bulunuyor.Mercimekteki folik asit ise bebekte doğum kusurları oluşmasına engelliyor.Çeltikte üreme için gerekli olan lif ve B vitamini bulunuyor.İçinde yüksek miktarda çinko maddesi bulunan balkabağı da üremeye oldukça yardımcı.Dr McKeith ,bebek sahibi olmak isteyen kadınların bu yiyecekleri bol bol tüketerek şanslarını arttırabileceklerini söyledi
 
X