Göynük ilçesinde her yıl geleneksel olarak Akşemseddin'i Anma günü düzenlenmektedir. 2003 yılında 16.sı düzenlenen anma günü İstanbul'un fetih günü olan 29 Mayıs'tan önceki pazar dününe denk getirilmektedir. Çok büyük katılımlarla gerçekleştiren anma günlerinde mehteranın kattığı coşku yanında bilimsel nitelikte sempozyumlar da gerçekleştirilmektedir. 2004 yılında 17.si 23 Mayıs Pazar günü kutlanacaktır.
AKŞEMSETTiN
15 ci yüzyılın en büyük sofilerinden olan Akşemseddin’in esas adı Mehmet Şemsettin’dir. Sabahattin-i Şohreverdi-nin sülâlesindir.1389 yılında Şam’da doğmuş,babasının ismi Şeyh Hamza’dır.Yedi yaşında babası ile birlikte Anadolu’ya geçmiş,ilk tahsilini Bursa’da yapmıştır.Arapça yı öğrenmiş,doktorluk hakkında yazılan bir çok kitapları okumuştur.
Daha sonra Osmancık’ta bulunan medreseye ve müderris tayin edilmiştir.Din üzerinde kendisini yetiştirmek istemiş ve kendisine yol gösterecek olgun bir kimse aramaya başlamıştır.Bu sırada kendisine HACI BAYRAM VELİ’nin yanına gitmesi tavsiye edilmiş.Fakat talabesiyle ötede beride dolaşarak para toplamayı adet edinmiş olan HACI BAYRAM’ın huyunu beyenmediği için,hizmetine girmek istemedi.ZEYNETTİN HALİFE’ye
Tabi olmak üzere ŞAM’a gitmek için yola çıktı.Halep yakınlarına geldiği zaman, bir gece rüyasında boynuna bir zincir takıldığını ve zincirin bir ucunda HACI BAYRAM VELİ’nin çektiğini gördü.
Rüyasını tabir eden AKŞEMSETTİN; hocasına manen bağlandı ve O’nun yanına dönmeye karar verdi. Uzun bir yolculuktan sonra Ankara’ya geldiğinde, kendisiyle hiç ilgilenen olmadığı ve hatta yemek vakti olduğu halde, yemeğe dahi buyur edilmediğini anlayan AKŞEMSETTİN; hatasının büyüklüğünü anladı.HACI BAYRAM’a dört elle sarıldı ve müridliğe kabul edildi.
HACI BAYRAM VELİ’yi çok seven ve sayan Fatih’in babası 2.Murat’ın yanında küçük şehzade olduğu halde HACI BAYRAM VELİ’yi ziyerete gitti. Sohbetten sonra 2.Murat ‘Şeyhim’ İstanbul’u almak emelimdir.Dua edersen bu emelime kavuşabilirim,dedi.HACI BAYRAM VELİ ise başını sallayarak bir taraftan oynayan küçük şehzadeyi ve yanından hiç ayırmadığı AKŞEMSETTİN’i göstererek; İstanbul’un fethini bu çocuk ile bizim köse (köse) görecektir dedi.
AKŞEMSETTİN hazretleri HACI BAYRAM VELİ’nin yanında uzun yıllar müritliğini yaptıktan sonra,İskilip,Beypazarı ve Nallıhan dolaylarına gezdikten sonra Göynüğe gelerek yerleşti.
O tarihlerde Karaman seferinden dönen Padişah Fatih Sultan Mehmet Bursa’ya uğramıştı.Hocası Molla Müşrevle konuşurlarken , dedesi Osman Gazinin görmüş olduğu rüyayı anlatarak,İstanbul’un fethi size nasip olacak Sultanım.Bu altın halkayı siz takacaksınız, diyen Molla Müsrev’in sözleri Fatih’in çok hoşuna gitmiş ve çok sevinmişti.
Padişahın Bursa’da olduğunu haber alan AKŞEMSETTİN, Göynükten kalkarak Bursa’ya gitti.Padişah tarfından büyük bir saygı ile karşılandı.Fatih, hocasını küçük yaştan beri tanır,fakat ondaki ilmin bu kadar derin olduğunu henüz anlıyordu.AKŞEMSETTİN , Padişahtan müsaade isteyerek tekrar Göynük’e döndü ve İstanbul’un fethi sırasında yine Padişahın yanında olacağını Fatih’e evvelce söylediği için, fetih zamanı İstanbul’a gitti.İstanbul’un muhasarasında ve fetih zamanında askerin maneviyatını yükselterek büyük yararlılıklar gösterdi.
Bu arada Emevi Saltanatını kuran MUAVİYE zamanında İstanbul’u almak için gönderilen EBA EYYUB-İ ENSARİ-NİN mezarının yerine bizzat AKŞEMSETTİN hazretlerinin bulunduğu söylenir.
Fatih Sultan Mehmet’in ısrarlarına rağmen, AKŞEMSETTİN hazretleri fetihten sonra tekrar Göynük’e dönmüş ve burada ölmüştür.Ölümünden beş yıl sonrada kendine lâyık bir türbe yaptırılmıştır.