Merhaba arkadaşlar; küçüklüğümden beri oyunlar oynarken ayağıma paslı demir girmesinden boş oyuncak tüfekle gözüme nişan alıp kör kalmaktan son anda kurtulmam, düz yolda giderken kafamı gözümü yarmamdan beridir bir beladır takip eder hep peşimi.
Ortaokul çağındayken annem illallah edip hocaya gitmişti; benim olmadığım bir anda adımdan doğum yılımdan enerjisi çok düşük bir kız başı beladan kurtulmuyor demişti.
Yıllardır ufak tefek şeyler hep süregeldi, başım beladan hiçbir zaman tamamen kurtulmadı. Sürekli bir derdim kafamı kurcalayan bir şey vardır hayatımda. Ya bir hastalıktır ya bir kazadır beladır hep vardı.
Üniversite esnasında merdivenden düşmeler kalça kemiğini kırmalar çeşitli hastalıklar vs derken iş hayatına atıldım.
Şunu yazarken de bir müddet ara vermek durumunda kaldım çünkü işletme müdürü benimle alakalı olmayan bir sebeple bana yapışmış bir şey ile itham etti. Her neyse, bu biraz ufak kalıyor.
Yaklaşık 3 ay önce kuzenim iş çıkışı beni aldı bir kafede oturduk kahvemizi içtik sakin sakin kalktık. Arabayı park halinden seyir haline geçirecekken benim oturduğum koltuğa aşırı süratli bir araba gelip çarptı kafatasımda zedelenme oldu tüm hava yastıkları açıldı araba perte çıktı, hayır olsun dedim sabrımı korudum.
Dün erkek arkadaşım ile tatilden dönerken yıllardır araba kullanıp kaza yapmamış çocuk virajı alamayıp bir tarafı uçurum olan yolda aracı takla attırdı, bütün hava yastıkları açıldı, kapılar açılmadı çıkamadık, defalarca ismimi söylemiş ses vermemişim; öldüm sanmış. Bense o an şunları düşündüm; "neden, neden ya, neden?" İnsanlar geldi zor bela çıkarttılar bizi yan yatmış pert arabadan. Bütün kemiklerim ağrıyor bütün kaslarım titriyordu ama ben hep nasıl ya değil de neden diye sordum kendime.
Tam 4 saat çekici bekledik şehir merkezinde değildik, çekici geldi, sanayiye giderken bir araca çarptık çekici ile.
Şimdi bütün sorgulamalarımı bir kenara bırakıyorum ve sizlere soruyorum dostlar.
Ne yapmalıyım?
Ortaokul çağındayken annem illallah edip hocaya gitmişti; benim olmadığım bir anda adımdan doğum yılımdan enerjisi çok düşük bir kız başı beladan kurtulmuyor demişti.
Yıllardır ufak tefek şeyler hep süregeldi, başım beladan hiçbir zaman tamamen kurtulmadı. Sürekli bir derdim kafamı kurcalayan bir şey vardır hayatımda. Ya bir hastalıktır ya bir kazadır beladır hep vardı.
Üniversite esnasında merdivenden düşmeler kalça kemiğini kırmalar çeşitli hastalıklar vs derken iş hayatına atıldım.
Şunu yazarken de bir müddet ara vermek durumunda kaldım çünkü işletme müdürü benimle alakalı olmayan bir sebeple bana yapışmış bir şey ile itham etti. Her neyse, bu biraz ufak kalıyor.
Yaklaşık 3 ay önce kuzenim iş çıkışı beni aldı bir kafede oturduk kahvemizi içtik sakin sakin kalktık. Arabayı park halinden seyir haline geçirecekken benim oturduğum koltuğa aşırı süratli bir araba gelip çarptı kafatasımda zedelenme oldu tüm hava yastıkları açıldı araba perte çıktı, hayır olsun dedim sabrımı korudum.
Dün erkek arkadaşım ile tatilden dönerken yıllardır araba kullanıp kaza yapmamış çocuk virajı alamayıp bir tarafı uçurum olan yolda aracı takla attırdı, bütün hava yastıkları açıldı, kapılar açılmadı çıkamadık, defalarca ismimi söylemiş ses vermemişim; öldüm sanmış. Bense o an şunları düşündüm; "neden, neden ya, neden?" İnsanlar geldi zor bela çıkarttılar bizi yan yatmış pert arabadan. Bütün kemiklerim ağrıyor bütün kaslarım titriyordu ama ben hep nasıl ya değil de neden diye sordum kendime.
Tam 4 saat çekici bekledik şehir merkezinde değildik, çekici geldi, sanayiye giderken bir araca çarptık çekici ile.
Şimdi bütün sorgulamalarımı bir kenara bırakıyorum ve sizlere soruyorum dostlar.
Ne yapmalıyım?