Bayım;
Konuştuğum dilin ağırlığına çöreklenmişsiniz
Bende aramayın adınızı
Bunca gece varken
Siz sırılsıklam sarılın maviye
Size söz veriyorum bayım
Bu şiir bende ki fırtınaları dindirecek
Yıllara ve çocuklara isimsiz düşecek siniz
İntiharlar sizin için işlenecek
Ve bir çığlık gibi kopacaksınız sessizliğimde
Oysa susmak en çok
Yağmurları kıskandırmaktı.
Benim size geç kalışım
Sizin beni bulamayışınız
Yırtık bir gecenin afişlere sığdırılması kadar acımasızcaydı
Göz gözeydik oysa
Bir kulaç kala vazgeçmiştik “biz” olmaktan
Kimsesizdik yani!
Sahi bayım bir çırpıda nasıl yitirilirdi aşk
Siz ki darmadağın bir çocuğun yüzünde gülüştünüz
Dinmeyen fırtınanın kopmayan dalgasıydınız
Bayım, alelacele toplanan düşlerde uyanmayın.
Yazıyorum bayım
Susa susa yazıyorum
Uykular kavisler çizse de yüzümde
Sizdim bayım!
Tarifsizdim!
İsimsiz sokaklarda yarınlarımı aradım
Siz bayım dudaklarımdaki korkak cümlelerimdiniz
Dilimde paslı o cümle
“Ez de hezdıkım”
Evet, bayım biraz yabancısıydınız
Ve beklide anlamıyordunuz konuştuğum dili
Benim lügatim de irkilmişti cümleler
İşe yarmaz bir ihtimalin,
Boş avuntusuyla çağırdım sizi
Yoktunuz!
Sahi bayım siz hiç beyaz bir sayfa da
Özlemlerinize karalar çaldınız mı?
Bu aşk taraflarıma eylemsiz kalıyordu
Bana mıydı tüm susuşlarınız
Oysa ben sizi çocukluğuma vermiştim
Evet, bayım siz hiç avuç dolusu bir yalnızlıkla,
Baş başa kaldınız mı?
Çağırsam bir şiirlik gelir misiniz?
Yâda
Kirlenmiş bir şirin içinde kalır mısınız benimle?
Merdiven boşluğunda sallanan,
Sesiniz koridorlarıma dar geldi
Oysa benim antrelerimde hep gidişleriniz asılı kalmıştı
Hiç gelmeyecek misiniz bayım?
İçimdeki kor hep iblis’e mi yuva olacak?
Oysa ben sizin için hala cennet kuşatmasındaydım
Yollara, kilometrelere bile aldırış etmemiştim
Göz görmezse gönül katlanır tasasındaydım
Gelseydiniz bayım yüzüme
Utandırmazdım sizi aynalara
Adınız hala kahraman mı?
Kentler…
Ve
Adressizlikler boyu sahipsiz misiniz hala?
Benim sizde kanayan bir yaram olmayacaktı asla
Ama sizin hep kanatan gidişleriniz olacak
Mesafeler büyüdükçe,
Semtler çoğaldıkça…
üstümüze yazığın gölgesi vurulacak
Kirpiğimde gündüzler tutuklanacak
Bayım siz hiç gitmeseniz de
Ben kaleme, kâğıda yüz çevirsem.
Ellerinize çocuk masumluğunda kıvrılsam,
Başımı okşar mısınız anne nezaketliğinde?
Sahi bayım siz hiç,
Bir çocuk günahında ezildiniz mi?
Şimdi bayım
Size ne desem boş pusulalarda devrilecek aklım.
Mahrem düşlerimde
Bir tek sizsiniz yolunu kaybeden.
Gelmediniz bayım!
Geç kalınmış bir günde hoşça kalmadınız.
Bayım
Siz kulaklarınızı tıkayın
Ben yerinize duyarım ölüm sirenlerini.
Sizi mahşerde başıboş görmeyi inanın hiç istemem
Ellerime bırakın notasız bu ayrılığı.
Ben bayım sizi bu kadar sevmeseydim
Siz masal düşlerine kahraman olabilir miydiniz ki?
Gitmelerinize hala alışamadım
Ve bayım…
Ben sizi mavinin kucak açtığı yerde bekliyorum
Gelmez misiniz?
Sizi seviyorum desem
Gitmelerden düşer misiniz usulca kucağıma?
Sizi aşığım desem
Sızar mısınız masumca kuytularıma
Ve işte yine tanıdık o cümle
Sizi SEVİYORUM bayım.