• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gelecekten Mektup Var

Eski_dxuxnya

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
29 Mart 2007
324
0
96
Diğer
Gelecekte, bir babanın çocuklarına bıraktığı mektup. Gelecek hakkında fikirler verebilir. 18 yaşından küçüklerin bu mektubu okumamasını rica ediyoruz. Lütfen 18 yaşından küçükseniz, bu mektubu okumayınız.
Uyarıyı dikkate almayıp, 18 yaşından küçük olduğun halde bu mektubu okumaya niyetlenmiş olabilirsin. Lütfen korkma. Gelecekte ne olacağına karar verebiliriz. Birlik olmak, gerekenleri yapmak yeterli. Mektubun yazılma amacı, gelecekte, böyle olayların başımıza gelebileceğini anlatmaktır. Mektubu okuman sakıncalı olabilir. Lütfen, bu sayfadan çıkarak, neler yapılabileceğini öğrenmeye çalış.




Canım kızım,
Şu anda derin bir uykudasın. Uzun zamandır bu kadar güzel bir uykuya dalmamıştın. Bugün karnını doyurabildin, kana kana su içebildin. Anneniz öldüğünden beridir çok zorlanıyorum. Siz daha fazla yaşayabilin diye ,canına kıydığını size anlatmam mümkün değil. Henüz çok küçüksünüz. Sizi dünyaya getirerek çok büyük bir hata yaptığımızı geç de olsa anladık. Koca dünya, suyu biter mi? Koca dünya, aç kalmayız ki diye düşündük. Anneniz öleli 17 gün oluyor. Zaten hastaydı, ölecekti diye düşünmeyin. İyileşmek için daha fazla yiyeceğe ve suya ihtiyacı olduğundan kıydı canına. 2000'li yıllarda sıkça duymaya başladığımız bir konuydu küresel ısınma. Bu gidişe dur demek amacıyla bir protokol imzalanıyordu ülkeler tarafından. Türkiye, Avustralya ve ABD imzalamamıştı 2007 yılına girdiğimizde. Belki Türkiye'nin imzalaması için birşeyler yapabilirdik. Mitinglere katılır, büyüklerimizin anlamasını sağlayabilirdik. Ama yapamadık. Bizim dünyadan daha önemli konularımız vardı o günlerde. Futbol liginde kimin şampiyon olacağı daha önemliydi. O günlerde Cumhurbaşkanımız seçilecekti. Öyle çok insan katıldı ki Cumhuriyet yürüyüşüne. O günlerde neyin daha önemli olduğunu anlamakta güçlük çekiyorlardı. Dünya ölüyordu, onlar nasıl yönetileceklerini düşünüyorlardı. Dünya olmasa, ülkemiz ve nasıl yönetileceğimiz o kadar büyük bir anlam taşımıyordu. 2025 yılına geldiğimizde açlık ve susuzluk had safhaya ulaşmıştı. Herkes, karnını doyurabileceği, su içebileceği yerlere doğru göç hazırlıklarına başladı. Ülke yöneticileri göçlerin önüne geçmeye karar verdiler. Kendilerine bile yetemiyorlardı ki. Göç edip ülkelerine gelenlere nasıl yetsinler? Açlık ve susuzluktan bitkin duruma gelenler ölüme terkedildiler. Bunun üzerine iç savaşlar başladı. karnını doyuranlarla, aç kalanlar arasındaki bu savaşlarda binlerce insan can verdi. Zenginler de öldü, fakirler de. Ülkeler arasındaki savaşların çıkmasına ramak kalmıştı. Çıktı da. Ülkemiz yaşamak için elverişli ülkelerden biri durumundaydı. Önce sınır ülkelerle sorunlar yaşadık. Onlar daha çok su istedi. Biz daha fazla azalttık. Bizim topraklarımızdan çıkıyor diye, tüm suyu sahiplendik. Suyumuz aslında tam olarak yetmiyordu. Yalnızca içmek için kullanıyorduk. Banyo yapmayalı aylar olmuştu. Herkes kokuyordu, herkes hastaydı. Su, yalnızca biraz daha fazla yaşamamıza yetiyordu. Salgın hastalıkların üzerine, bir de savaşlar başladı. Bu savaşlar yüzünden su kaynakları tehlikeye girince, ülkeler ateşli silah kullanmadan savaş yapmaya karar verdi. Herkes tarafını seçecek. İki taraf büyük bir meydanda savaşacaktı. O savaşa beni de götürdüler. Sol kolum orada kopmuştu. Kaybeden taraf su kaynaklarını paylaşmayı kabul etmiş olacaktı. Tüm bu savaşlar, birkaç yıl fazla yaşayabilmek içindi. Dünya, yaşanmaz bir hale geleli yıllar olmuştu. Herkes kendi derdiyle uğraşıyordu. Aile içindeki kavgalarda bile, can veren insanlar oluyordu. Herkes yeteni istiyordu. Kendine yetebilen vermeye yanaşmıyordu. Tüm bu olacakları öngören insan sayısı o zamanlar çok fazla değildi. Onları dinlesek, tüm yaşananları, olmadan durdurabilecektik. Keşke o günlere dönüp düzeltme şansımız olsaydı. Keşke o günlere dönüp, sesimizi daha fazla çıkarabilseydik, ortak derdimizi herkese anlatabilseydik. 28 Nisan 2007'deki mitingi hatırlıyorum. Yüzbinler bekleniyordu. Bu o zamanlarda iyimser bir tahmindi. Milyonların gelmesi gerekirdi. Onbinlere ancak ulaşılabildi. Sonraki aylarda bir miting daha düzenlendi. Belki de bu son şansımızdı. Aylardan Haziran'dı. Yine, umursamayanların sayısı daha fazlaydı. O güzel insanlar, biz anlayabilelim diye ellerinden geleni yaptılar. Açık Radyo dışında destek veren yayın kuruluşu olmamıştı. Diğerleri bize yalnızca dizi izletiyordu. Ne bir uyarı, ne bilinçlendirici yayınlar. Yalnızca daha fazla ratingi düşünüyorlardı. Devlet büyüklerimiz ülke çıkarları adına dünya için birşeyler yapmaktan kaçınıyordu. ABD ne yaparsa, ne derse onu yapıyorduk. Canım kızım. ben artık yanınızda olamayacağım. Kardeşine iyi bak. Siz birkaç gün fazla yaşayabilin diye, ben gidiyorum. Yanaklarınıza öpücük kondurup, çıkacağım bu karanlık delikten.

Bu mektubu, orijinaline link vermek ve üzerinde değişiklik yapmamak koşulu ile, sitenizde gösterebilirsiniz. Mektup küresel ısınma sitesi kurucuları tarafından yazılmıştır.
 
4 kişilik bir aile, yılda 140 ton su kurtarabilir…
1. Musluğu Açık Bırakmayın
Her gün sebzelerimizi elde yıkamak yerine, su dolu bir kapta yıkarsanız, çok daha az su tüketirsiniz. 4 kişilik bir aile bu yöntemle yılda ortalama 18 ton su kurtarabilir.

2. Bulaşıklarınızı Elde Değil Makinede Yıkayın
4 kişilik bir ailenin günlük bulaşığını elde yıkarsanız, ortalama 84 - 126 litre su harcarsınız. Oysa bulaşık makinesi aynı bulaşığı sadece 12 litre su ile yıkar. Bu da bir yılda ortalama 26 - 40 ton suyu kurtarmanız demektir.

3. Diş Fırçalarken, Tıraş Olurken Suyu Kapatın
Diş fırçalarken ya da tıraş olurken, kullanmadığımız halde açık bıraktığımız su gideri, yılda kişi başı ortalama 12 tondur. 4 kişilik bir ailede bu rakam ortalama 48 tondur.

4. Daha Kısa Duş Alın
5 dakikalık bir duş sırasında ortalama 60 lt su harcarsınız. 4 kişilik bir ailenin her bir ferdi duş süresini 1 dakika azaltırsa yaklaşık 18 ton su kurtarırsınız.

5. Gereksiz Yere Sifon Çekmeyin
Tuvaleti çöp olarak kullanmayın. Dört kişilik bir ailenin her bir ferdi, günde bir kez sifonu amacı dışında çekerse yılda 16 ton su harcamış olur.

6. Sifona Plastik Bir Şişe Yerleştirin
1,5 litrelik bir pet şişeyi su ile doldurarak sifonunuzun içine yerleştirin. Sadece bu basit bir önlemle bile yılda 2 ton su kurtarabilirsiniz.

7. Duş Başlığınız Değiştirin
Yeni çıkan suyu daha iyi bir şekilde püskürten ekonomik duş başlıklarından alın. Böylece suyu daha az açarak daha tazyikli bir duş alabilirsiniz.

8.Muslukları Tamir Ettirin
Evdeki tüm muslukları su kaçırmadığından emin olum. Gerekirse tamir edin. Her saniye bir damla damlayan musluk yılda 1 ton su harcar.

9.Su Kaçaklarını Engelleyin
Evinizdeki ya da apartmanınızdaki su borularını yenileriyle değiştirin ya da tamir ettirin. Eski tip borular tonlarca su harcar.

10. Çamaşır Makinesini Ekonomik Kullanın
Bir çamaşır makinesi tek bir çalıştırmada 176 litre su harcar. Makinenizi haftada bir kez bile az kursanız, yılda 9 ton suyu kurtarırsınız.



elimden geldiğince hem eyleme, hem de bunu duyurmaya çalışıyorum.bir kişi dahi bu uyarı ve önerileri dikkate almış olsa ,tonlarca SU demektir...

SU KAYNAKLARIMIZI NASIL TÜKETİYORUZ BERABER İZLEYELİM BUYRUN TIKLAYIN

Link Silinmiştir.


[youtube]7l2nMhPbfRE&mode=related&search=[/youtube]
 
duyarlılığın için çok sağol hepimizin okuyup uygulaması gerekiyor ama biraz geç kaldık değil mi
 
Küresel ısınma hayatımızı kökten değişterecek. Toplu göç başlayacak.

Endişelenin, çok endişenin. Hatta korkmaya başlayın. Çünkü küresel ısınma artık durdurulamaz bir noktaya doğru ilerliyor. Küresel ısınma insanlığın sonunu getirebilir... Bu ifade dünyanın en saygın haber dergileri arasında gösterilen Time"a ait.. Dünyanın son 5 yıldır üzerinde en çok tartıştığı konuların başında küresel ısınma geliyor. G-8 zirvelerinde ve uluslararası toplantılarda terörizmle birlikte gündemin ilk maddelerini oluşturuyor. Uyarılar, çoğumuza son birkaç yıla kadar felaket tellallığından öteye gitmeyen, hayal sınırlarını zorlayan senaryolar olarak geliyordu. Ancak küresel ısınmanın bir hayal ürünü olmadığı, hayatımızı derin bir şekilde etkilemeye başlamasıyla anlaşıldı.

2006 yılı, meteoroloji kayıtlarının tutulduğu 17"nci yüzyıldan bu yana en sıcak 6"ncı yıl oldu. Ülkemizde ve tüm dünyada yağış miktarı azaldı. Kuzey yarımküredeki diğer birçok ülke gibi Türkiye"de de barajlar kurudu. Ocak ayının ilk haftasını geride bırakmamıza rağmen sert kış soğukları hâlâ başlamadı. Türkiye"nin kayak merkezlerindeki kar seviyesi son yılların en düşük seviyesine geriledi.

İklimde gözlenen anormallikler aslında Sanayi Devrimi"nden hemen sonra, yani 1750"li yıllarda başladı. Atmosfere salınan metan gazı oranı son 25 yılda yüzde 31, karbondioksit oranı ise yüzde 149 arttı. Karbondioksit oranı, dünyada binlerce volkanın aktif olduğu 40 milyon yıl önceki seviyeye çıktı. Son yüzyılda dünyanın ortalama hava sıcaklığı 0.6 derece arttı. Korkutucu olan ise ısınma hızının katlanması.... 1979"dan bu yana her 10 yılda hava sıcaklığı 0.12 derece yükseldi. Bu, artış hızının yükselmemesi durumunda bile 2100 yılında dünya atmosferinin ısısı 1.2 derece artacak. Küresel ısınma, sadece kışların daha ılıman olmasına değil, iklimlerin değişmesine, ilkbahar ve sonbahar gibi ara mevsimlerin yok olmasına, sert kışlar ve kurak yazlar yaşamasına neden olacak. Yani kuraklık nedeniyle göçler başlayacak, şehirler dolacak ve insanlık tarım, sanayi ve iletişim devriminden sonra bu kez de “iklim devrimini” yaşayacak.

Eskimolar bile artık buzdolabı satın alıyor
* Kuzey Kutbu"na en yakın ülkelerden biri olan İzlanda"da Haziran"da hava sıcaklığı 24 derece olarak ölçüldü. Kutup ayıları kış uykusundan erken uyanmaya başladı.

* Dünyanın en yüksek noktası olan Everest tepesi küresel ısınma nedeniyle alçalıyor. Himalaya Dağları üzerinde bulunan 8848 metrelik yüksekliğindeki tepe, Çinli uzmanlara göre zirvesinde bulunan buzulların erimesi nedeniyle 1.3 metre kısaldı.

* 1912 yılından bu yana Tanzanya"daki Kilimanjaro dağının 5 bin 895 metre yükseklikteki zirvesinde karların yüzde 80"i eridi, 2020"ye kadar zirvedeki karların tamamen yok olacağı tahmin ediliyor.

* Kuzey Kutbu"ndaki Eskimolar da sıcaktan bunaldı. “Eskimolara buzdolabı, klima satılmaz” şeklindeki pazarlama deyimini tarihe gömen gelişme, Kanada"nın Montreal kentinin 1600 kilometre kuzeyindeki Eskimo köyü Kuujjuaq"ta yaşandı. Köyün yerlileri, geçen yaz kendilerini bunaltan sıcaklar yüzünden 10 adet klima ve 20 buzdolabı satın aldı.

Kuşlar erken yumurtlamaya başladı tropik hastalıklar Avrupa"yı vurdu
Terörizmle birlikte en büyük sorun olarak gösterilen küresel ısınma, dünya genelinde kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. İngiltere Meteoroloji Kurumu"na (MET) göre Avrupa ülkelerinde Aralık ayında sıcaklık mevsim normallerinin 3-5 derece üzerine çıktı. MET uzmanları, “Sıcaklar gidiyor sanmayın, 2006, tarihin en sıcak 6"ncı yılı olmuştu. 2007 ise en sıcak yıl olacak” dedi. İşte küresel ısınmanın etkileri:

Yaprak dökülmüyor
* Avrupa"da çiçekler 1950 yılına göre 1 hafta daha erken açıyor ve sonbaharda 1950 yılında göre 5 gün sonra yaprak döküyor.

* Biyologlar birçok kuş ve kurbağa türünün erken üremeye başladığını belirtiyor. Araştırmalar, göçmen olmayan 35 tür kelebeğin eskiye oranla 240 kilometre daha kuzeyde dolaştığını gösteriyor.

Alpler"de kar yok!
* İskandinav ülkelerinde her kış donup karla kaplandığı için kapanan golf otelleri bu yıl yüksek sıcaklıklar nedeniyle hizmet vermeye devam ediyor.

* İsviçre, Fransa ve İtalya"ya yayılan Alp Dağları"ndaki kayak merkezleri, kar yağmayınca yapay karla idare etmek zorunda kaldı. İsviçre bankaları Alpler"de 1500 metre altında olan kayak tesislerine kredi vermeyi reddediyor.

* Almanya"da ilkbahar aylarında görülen saman nezlesi şikayetleri, yüzlerce yıl sonra ilk kez bu ay başgösterdi.

Afrika"ya döndük
* Bilim adamları Avrupa"da 50 yıldır görülmeyen tropik hastalıkların yeniden patlak verdiğini açıkladı. Uzmanlar, “Ortalama hava sıcaklıkları arttıkça, Afrika"dan salgın hastalıklar Avrupa"ya sıçramaya başladı” dedi.

150 kişi can verdi
* İtalya"da 1970"ten bu yana ilk kez sıtma vakaları görülüyor. Encephalitis adı verilen tropik hastalık, beyinde ölümcül enfeksiyonlara yol açılıyor. 100 yıl aradan sonra ilk kez Fransa, İtalya ve İspanya"da görüldü. Sineklerin taşıdığı parazitler aracılığıyla bulaşan visceral leishmanasas adlı hastalık da ilk kez görülüyor. Son 5 yılda Avrupa"da 150 kişi bu hastalık yüzünden can verdi.

Balık göçü başladı
* Akdeniz"in sularının ısınmasıyla deniz canlılarının yüzde 20"sini de Kızıldeniz"den göç eden tropik balıkları oluşturuyor. ABD"nin kuzey eyaletlerinde sıcaklık 15 dereceyi aştı.Buzlu sularda geleneksel yüzme yarışmaları düzenleyen Amerikalılar, şimdi kumsalda güneşleniyor.
 
detayli bilgilendirdigin icin tsk. yillar önce hocam böyle bir kuraklik yasiyacagimizi belirtmisti ama o dönemde genc oldugumuz icin pek dikate almamistik.hatirlatigin icin tekrar tsk ederim daha dikatli kulanip cevremdekileri uyaricagim
 
cok tesekkürler fena halde duygulandım ben de cok korkuyorum aslında
esimle cocuk yapmayı düsünüyoruz ama bu küresel ısınmayı düsününce karamsarlasıyorum
 
bu konuya değinip bilgilendirdiğin içi teşekkür ve tebrik ederim arkadaşım.
hepimizin duyarlı olması ve dikkatli davranması gerek çünkü kendi sonumuzu hazırlıyoruz bu olacak ama az zarala atlatmak daha güzel olcaktır.
 
ben de duyarlılığınız için teşekkür ederim, bilenler bilmeyenlere anlatsın usulü, arka sayfalarda kalmış bu konuyu öne çekmek için tekrar yazıyorum, teşekkürler
 
çok teşekkürler valla korktum ya ama herkes bilinçli olsa elektiriği suyu daha dikkatli kullansa belki daha ii olabiliriz
 
bana evde su kesen diye bağıracaklar nerdeyse.dört kişilik bir ailem var aylık su faturam 15-20 ytl...arası geliyor.sanırım elimden geleni yapıyorum.okadar çok korkuyorumki suzusluktan,düşünün ramazanda birgün bile dayanamayıp akşamı, dört gözle bekliyoruz ,varın günlerin,ayların,yılların susuz geceçeğini siz düşünün.lütfen arkadaşlar yalvarırım size dikkatli olalım.diğer arkadaşlarada bu duyarlılığından ötürü teşekkür ederim.Çok üzgünüm çoook
 
bana evde su kesen diye bağıracaklar nerdeyse.dört kişilik bir ailem var aylık su faturam 15-20 ytl...arası geliyor.sanırım elimden geleni yapıyorum.okadar çok korkuyorumki suzusluktan,düşünün ramazanda birgün bile dayanamayıp akşamı, dört gözle bekliyoruz ,varın günlerin,ayların,yılların susuz geceçeğini siz düşünün.lütfen arkadaşlar yalvarırım size dikkatli olalım.diğer arkadaşlarada bu duyarlılığından ötürü teşekkür ederim.Çok üzgünüm çoook

ne güzel ifade etmişsin canım, çok geç dememek için ,yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımız için biz kadınlara çok iş düşüyor.. ben de sei bu duyarlılığından ötürü tebrik ediyorum, örnek bir davranış bu. :hooray:
 
Back