Eşinizin size anlayışla yaklaşmasına çok sevindim, gerçekten bu hastalıkta en büyük şans insanın yanında ona destek birisi olması.
Ben de öncesinde bipolar, sonrasında anksiyete bozukluğu tanısı almış biri olarak naçizane birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum.
İlk olarak ilaçlara devam edin, ya da en azından tamamen bırakacaksanız da bu ataklarda aklınızı frenleyecek diyeyim, böyle bir ilaç bulundurun, doktorunuzdan bunu rica edin. Damla olur, hap olur fark etmez mutlaka evde ateş düşürücü gibi dursun, belki plesebo etkisidir ancak insanın elinin altında böyle bir ilaç bulundurma düşüncesi bile çok iyi geliyor bazen.
İkinci olarak eğer gidebiliyorsanız psikolog yerine özel klinikte bir psikiyatriste gidin, maddi olarak da sizi daha rahatlatır bu ve seanslar daha çözüm odaklı ve kompakt geçiyor, her ikisinde de 1 saat seansa giriyorsunuz hangisinden fayda gördünüz derseniz psikiyatrist derim. İki seneye yakın terapiye gittim, işe yaradı ancak orada elde ettiğim gelişmeyi iki uç ayda psikiyatristle kazandım. Zaten size de bir noktadan sonra psikolog ilaç desteği için psikiyatriste gidin diyecektir. Hem daha hızlı yol katedersiniz hem de cebinizi zorlamaz bence psikiyatrist.
Üçüncü olarak da bir çeşit “iyi bağımlılık” geliştirin bence. Mesela iş ya da dersleriniz gibi. Ben de hem çalışıp hem okuyorum, o yüzden geliştirdiğim bağımlılık iş ve dersler oldu, o depresif atak dönemlerimde bile ağlaya ağlaya ders çalıştım ya da işle ilgili bir şeylere baktım, belki 10 dkda yapacağım işi 3 4 saatte yaptım ama nihayetinde gerçekten iyi geldi. Zaten amaç işi düzgün yapmak değil, bir şey yapıyor hissi oluşturmak. Haftalarca yemek yemeden, sadece tuvalet için yataktan kalktığım günler geçirdim, ama bu bir girdap, o durumda kaldıkça kalmaya devam edeceksiniz. İnsanın aklına hiçbir şey gelmiyor boş teneke gibi oluyor o zamanlar farkındayım, eşiniz sizi iteklesin bu durumda, benim de eşim artık biliyor ve hemen hadi kalk diye zorluyordu, kavga kıyamet de olsa kalkıyordum. Bir süre sonra beynimi bu davranışa alıştırdım yani sigara içmek gibi, bi çeşit öğrenilmiş davranış geliştirdim diyebilirim.
Her şey mükemmel mi gidiyor, hayır ama süreçleri kendi başıma daha rahat yonetebildiğime inanıyorum artık. Çok kötü de olsa bu depresif enerji de bir enerji ve onu görmezden gelmek onu yok etmeyecek. İçinizde tuttukça sizi tüketecek, o enerjiyi başka bir şeye kanalize etmeye çalışın. Bunları asla Ya bir şey yap kafan dağılsın gibi bir mantıkla yazmıyorum, bu depresyon beyin tümörü gibi somut ve gerçek, bunu dönüştürüp yönetmeyi başarabiliriz demeye çalışıyorum sadece
en nihayetinde psikologların yapmaya çalıştığı şey de bu, sizi iten dürtü ne, bunu bulup dönüştürmek.
Bunu ben yapabildiysem siz de yaparsınız. İlaçlar sonsuza kadar bizle olmayacak, en basitinden hamilelik sürecinde bırakmak zorunda kalacaksınız. Bu depresyonunuzun bir kırılma anı olacaktır illa ki, onu bulup üstüne yürüyüp bunu olabildiğince uzun sürdürmeye çalışın, yöntemi siz bulacaksınız bunu en iyi psikolog bile size söyleyemez. Deneyimlerimiz farklı, bunlara verdiğimiz tepkiler farklı.
Ne güzel kendi paranızı kazanıyorsunuz, belki sadece bu bile bakıs acınızı değiştirirseniz size iyi gelecektir. Mesela ben güvensizliğimi ve bazı korkularımı bu şekilde bastırabiliyorum, yani beynimin sesini en azından günlük hayatıma devam edebilecek kadar kısabiliyorum
17 yıllık hastalık deneyimimle naçizane önerilerim bunlar, sizinle de paylaşıp hayata güzel bir şekilde devam etmenin de mümkün olduğunu göstermek istedim. birbirimize destek olalım bu süreçte