- 12 Temmuz 2006
- 35.016
- 30.372
- 60
Birini öldürdüğünden on yedi yıl hapse mahkum edilen,fakat dört sene sonra şartlı olarak serbest bırakılan Tom Joad,toz fırtınalarının çıplak hale getirdiği yollardan geçerek bir kamyon sırtında evine dönmektedir.Tom,daha sonra,tarlalar arasında yürürken ,yoldan geçen bir kamyonun tekerleklerinin fırlatıp attığı bir kaplumbağa görür. Kabuğuna yulaf ve arpa tohumları gömülmüş bu kaplumbağa, tekrar ayakları üzerine gelmeye çalışırken,bu tohumlardan bazılarını yere bırakır.Tom,kaplumbağayı cebine koyar.Hayvanın kabuğunda şimdi, başka bir yerde toprağa bırakılacak tohumlar vardır.Mücadele ve yeniden doğuşun bu simgesi,Tom’un gelişini-kendisini on sene önce vaftiz eden-Jim Casy ile buluşmasıyla bağlar. Jim dini inanışlarını kaybettiğini itiraf eder.Fakat insanlara yardım etmek için kendisine yeni bir yol bulacağını da kesinlikle söyler.
İkisi,beraberce hayat kalmamış,terk edilmiş Joad çiftliğine giderler. Diğer ortakçı çiftçiler gibi Joad’lar da kurumuş topraklarından ürün alamadıklarından ötürü,toprak ağasına borçlarını ödeyememiş ve bu yüzden çiftlikten atılmışlardır.Ekonomik güçlükler yüzünden pamuk yetiştirmeye mecbur kalan ortakçı çiftçiler,değişik ürün yetiştiremediklerinden, istemeyerek de olsa,bile bile toprağı yozlaştırmışlardır.Şimdi toprak sahipleri,iki ülkenin doğusundaki para babaları kendilerini sıkıştırmaktadırlar.Ürünü ortakçılarla paylaşmak istemezler.Ortakçıları topraktan atarak ve tek bir traktör kullanarak,sadece bir kişiye ücret ödeyecekler ve bütün ürünü kendilerine alacaklardır.Böylece ortakçılar evlerinden atılmalı; toprak,son parasına kurtulduktan sonra,bankacıları tatmin etmek için de satılmalıdır.Ne yapacağını bilemeyen,kızgınlık ve çaresizlik içinde bunalan ortakçı çiftçiler de,kimler olduklarını dahi bilmedikleri düşmanlarına karşı ümitsiz bir mücadele içindedirler.
Tom ve Jim,civardaki amcalarının yanında kalan ve ellerindeki beş on kuruşla,iş imkanlarının fazla olduğu söylenen California’ya gitmek üzere hazırlanan Joad ailesini bulurlar.Aile Jim Casyi’ de davet eder ve on üç kişi,kırık dökük,gıcırtılı bir kamyonla yola çıkarlar.Bu kamyonu alabilmek için Joad’lar tarım aletlerinden başka,hemen hemen bütün kişisel eşyalarını da satmışlardır.Kendilerine her zaman lazım olacak eşyalarını satarak elde ettikleri 200 doların hemen hemen yarısı,kamyonu satın almak için elden çıkarılır.Son dakikada büyükbaba gitmek istemez.Fakat aile,yaşlı adamı zorla sürükler,kamyona bindirir ve Joad ailesi Batıya doğru yola çıkar.
66 numaralı karayolu üzerinde giden kamyon,eyalet sınırına doğru yol almaktadır.Tom, sınırı geçtiği zaman hapishaneden tahliye edilmesinin şartını çiğnemiş olacağını bilir;fakat ailenin kendisine ihtiyacı olduğunu da bildiğinden onlarla kalmayı tercih eder.Eyalet sınırına varmadan,büyükbaba kalp krizi geçirerek ölür.Gömme işlemini normal yoldan yapmak için paraları olmadığından,Joad’lar büyükbabayı yol kenarında kazdıkları bir çukura gömerler.Dini ayini Casy yapar.Köhne bir otomobille aynı yolda giden Wilson adındaki iyi bir karı koca da Joad kervanına katılır. Yolda, benzin istasyonlarında ve yol kenarlarındaki hamburgercilerde herkes,insan dolu bu kamyonu hayretle süzer.Zaman zaman,şefkat hisleriyle hareket eden garson kızlar,onlara ucuz ekmek verir,kurabiye getirir.Fakat Batıya doğru yollarına devam ettikçe,halk,onları kuşku ve düşmanca tavırlarla karşılar.
Texas eyaletinde Wilson’ların otomobili bozulur.Baba Joad ve Tom, Anne Joad’a zaman yitirmemek için kamyonla yola devam etmelerini söylerler.Ailenin parçalanacağından endişe eden Anne Joad, ailenin parçalanmasına izin vermeyeceğini belirterek karşı gelir ve bunu söylerken elindeki krikoyu sallar.Kadın,Wilson’ların otomobili onarılıncaya kadar biraz ilerdeki bir kamp yerinde beklemeye razı olur.Artık buradan itibaren,zaman zaman ailenin azmini kıracak olaylara rağmen,kadının sarsılmaz inancı ailenin cesaretini ayakta tutar.Texas’tan ayrılmadan önce,California’dan dönen bir göçebe işçi,el ilanlarının halkı nasıl yanılttığını anlatır.Sözgelimi bir işyerinin sahibi 800 işçiye ihtiyacı olduğunu ilan eder.5000 kişi müracaat eder.Böylece karınları en fazla aç olan işçilerin en az para ile çalışacaklarından emin olan patron ücretleri azaltabildiği kadar azaltır.
Joad’lar,yollarına devam eder,New Mexico ve Arizona eyaletleri üzerinden California çölü sınırına ulaşırlar.Orada,Okie kelimesini ilk kez işitirler.Bu,Oklahoma göçebe işçilerine hakaret olarak kullanılan ve fazlalık.gereksiz varlık anlamına gelen bir kelimedir.Çöle girmeden biraz önce, nehrin kenarında,Noah aileyi terk eder.Gece konaklamak için dururlar. Şerifler onları tutuklamakla tehdit eder ve zararlı yaratıklarmış gibi davranırlar.Anne Joad bir şerifin muamelesine sinirlenir ve elindeki tava ile üzerine yürür.
Tom,Anne Joad ile şakalaşır ve ondan sonra da Noah’ın ayrıldığını söyler.Zaten büyükannenin,kendini bilemeyecek derecede aklını kaybetmesine ve kuvvetten düşmesine ve de Bayan Wilson’un hastalığına üzülen Anne Joad’ı,Noah’ın ayrılması daha çok sarsar.Bayan Wilson’un hastalığı yüzünden Wilson’lar yolculuğa devam edemeselerde Anne Joad,ailesini yine de kamyona bindirir ve yola koyulurlar.
Çölün öteki ucuna yaklaşırken,verimli topraklarıyla California vadisi önlerine açılır.Hepsi hayret,heyecan ve coşkunluk içindedirler.Fakat bu sırada,Anne Joad,geceleyin çölü geçtikleri sırada büyükannenin öldüğünü söyler.Gecikmelerinden korktuğu için sesini çıkartmamış,bütün gece ölü kadının yanında yatmıştır.Kamyonun bir köşesinde Connie ve Rose Sharon aşk yaparlar.Her şeye rağmen artık California’dadırlar.
Hooverville kampında Joad’lar bir çadır kurar ve Anne Joad ailenin işlerini düzene koymak için harekete geçer.Fakat iş yoktur.John Amca kendisini içkiye verir.Connie de gebe karısını terk eder.Şeriflerden biri, hepsine gözdağı verir ve bir kadına da ateş eder.Tom onun elindeki silahı alır ve tekmeleyerek bayıltır.Serbest bırakılma şartını ihlal eden Tom’un yeniden hapsedilmesini önlemek için Casy bütün suçu yüklenir ve polise gider.Amerikan Lejyonerlerinin kampı yakacakları öğrenilince,kamptan ayrılmaya karar verirler.Joad’lar kamptan ayrıldıkları sırada Tom,polislerin güneye gitmeleri için verdikleri emri dinlemez,kamyonu kuzeye sürer. Anne Joad,onu yatıştırır,onurlarından fedakarlık etmeyeceklerini ve halkın kendileri olduğunu söyleyerek,onları yollarından hiçbir şeyin geri çeviremeyeceğini belirtir.
Weedpatch denen bir hükümet kampında işler daha iyi gider. Kendilerine insan muamelesi yapılan ve saldırgan şeriflerden korunan göçebe işçiler burada bir kooperatif kurmuşlar ve çocukları okuma-yazma öğrenmiştir.İnsancıl,fakat her taraftan kuşatılmış bir işveren Tom’a iş verir ve kabadayıların,cumartesi gecesi yapılacak danslı eğlence sırasında zorluk çıkarmamaları için kendisini uyarır;kampta kalanlar,herhangi bir olay sırasında nasıl hareket edeceklerini planlarlar.Dans sırasında kabadayılar içeri girerken,silahlı şerifler kamp dışında isyan işaretinin verilmesini beklerler;çünkü kanun,onların ancak o zaman girebilmelerine izin vermektedir.İsyan işareti verilmez.Tom ve diğerleri olay çıkarmak isteyen kabadayıları,kaldırıp kaldırıp kampı çevreleyen çitin öte yanına fırlatmışlardır.Dans olaysız devam eder.
Aradan bir ay geçmesine rağmen Joad ailesinde,Tom dışında hiç kimse çalışmamıştır. Tom’un çalıştığı gün sayısı da sadece beştir.Anne Joad hiç olmazsa Baba Joad’ın yaşama şevk ve arzusunu kaybetmemesi için başka tarafa gitmelerinde ısrar eder.Kadın her şeyden önce aile bireyleri arasında en fazla sevdiği Tom’un,diğerlerine örnek olacak şekilde korunmasını ister.Joad’lar kuzeye hareket eder ve bir şeftali fidanlığının sahibi onlara iş verir. Adam her üç kova sağlam,lekelenmemiş şeftali için beş sent ödeyecektir.Bütün aile güneş batana kadar çalışır,fakat sadece bir dolar kazanırlar.İşin kötüsü çevredeki lokantaların fiyatları öylesine yüksektir ki bir dolarla doğru dürüst bir yemek bile yiyemeyeceklerini görürler.
Tom o gece gizlice kamptan çıkar.Kamp dışındaki silahlı bekçiler, kamptaki meyve toplayıcılarını dış tahrikçilerden koruduklarını söylerler. Tarlalar arasındaki bir çadırda Tom,Jim Casy’i görür.Casy,şimdi liderdir. Çiftlik ve bahçe sahiplerinin işçi ücretlerini indirmek için kullandıkları yolları engellemeye çalışan bir grev düzenleyicisidir.Tom ve Jim konuşurlarken,yakınlarda sesler işitirler ve birdenbire yüzlerine ışık tutulur.İki kişi Casy’nin üzerine atlar.Bir tanesi elindeki kazma sapını Casy’nin kafasına indirir.Tom,adamın elindeki sopayı alır ve kafasına vurur.Olay yerinden kaçan Tom,kimseye görünmeden Joad ailesinin kaldığı çaldığı çadıra girer.Olup bitenleri aile bireylerine anlatır ve ayrılması gerektiğinde ısrar eder.Joad Anne ve doğurmak üzere olan Rose Sharon;kalması için Tom’a yalvarırlar. Tom sonunda kalmaya razı olur.
Çalıştıkları yerde ücret iyice düşürülmüş,üç kova şeftali için verilecek para iki buçuk sente indirilmiştir.genç Winfield açlıktan bayılır ve polisler de Tom’un üzerini ararlar.Çılgına dönen Joad’lar,Tom’u iki yatak şiltesi arasında gizleyerek kamptan ayrılırlar.Aile kuzeye doğru devam eder.Bir pamuk kampına vardıklarında kendilerine bir tren vagonunda kalmaları söylenir.Yüzü hala şişkin olan Tom,bir su yatağında saklanır.Bir çocuk kavgası sırasında,Ruthie bir çocuğa ağabeyinin bir şerifi öldürdüğünü gururla anlatır.Bunu duyan Anne Joad,Tom’a kaçmasını söyler.Tom,Anne Joad’a Jim Cay’nin görevini devam ettireceğini belirtir. Endişe içindeki Anne Joad,Tom’u kaçması konusunda ikna eder ve biraz da para verir.Tom işlerini yoluna koyduktan sonra parayı ödeyeceğine dair söz verir ve kaçar.
Baba Joad ise,ailesinin yönetiminin elinden kaçtığını hisseder.Daha da kötüsü Baba Joad aileyi yönetmek de istemez.Joad’lar kısa bir süre daha pamuk toplamaya devam ederler. Sağanak halinde yağan mevsim yağmuru bu işe son verir.İşçiler arasında hastalık baş gösterir.Onur ve gururun yerini hırsızlık ve dilencilik alır.Yerli Californialılar göçebe işçilere eskisinden de çok düşmanlık beslerler;polisin Okie’leri dövmesini ve eyaletten sürmesini isterler.Baskı altındaki bu göçebe işçilerin hissettikleri gazap onları bir arada tutar.
Hayatın ve ölümün karşıt noktası,kaplumbağa ve tohumun imajını yansıtır.Yağan sağanak yağmurlar suların yükselmesine neden olur. Erkekler yükselen suları önlemek için setler kazarken,Rose Sharon vagonda çocuğunu doğurur.Bebek ölü doğmuştur.Taşan sular vagona doğru yükselirken Baba ve Anne Joad ,Rose Sharon’u kuru bir samanlığa götürürler. Orada yaşlı bir çiftçinin açlıktan ölmek üzere olduğunu görürler.Bu adamın yanına yatan Rose Sharon süt dolu göğüslerini hastaya uzatarak ona meme vermeye çalışır.Onu ölümden kurtarır.