İştee ben böyle konulara yazarken alıp yürüyorum çünkü içimde öyle birikiyor ki kaldıramıyorum. Onca yoksullukla, zorluklarla bu vatanın her karış toprağı alınsın, o ülkelerin paylaştığı, padişahın elleriyle sattığı bir ülke yoktan var edilsin şimdi böyle bir teknolojide, böyle bir donanımda bu yüzyılda bu toprakları kendilerinin sanan insanlara bu ülke toprakları verilsin ben böyle bir çözüm süreci istemiyorum bunun adı çözüm filan değil ki çözüm filan palavra. Erdoğan'ın umurumda bile değil verilecek tavizler, ona göre burası sadece toprak parçası. Herkes Amerikalıyız, İngiliziz diye övünür ırkını korur bizim ki çıkar Türklük diye bir şey yok der. Her ülkenin içinde azınlıklar var ama asla bulundukları yere hakim olmaya cürret edemezler. Onlar o ülke içinde o kurallara göre yaşamayı kabul etmişlerdir çünkü. Türkiye'nin sınırları bellidir anlaşmalarımızla belirlenmiştir çok zor şartlarda kabul ettirilmiştir ve şimdi anlaşma yaptığımız insanlara bakın. Bizim verilecek tek karış toprağımız yok. Ama bizim adımıza konuşuyorlar. Şimdi kaçırılan çocuklarda da toğu başkasına atıyorlar.
Biz bu ülke için bu güzel vatan için çok bedeller ödedik.
Bu vatan bizim her bir karış toprahında şehitlerin kanı var.
Ülke nedir,vatan nedir,bilmeyen insanlar kendi malı gibi satıp bölüyor.
Bizde oturmuş izliyoruz utanç duyuyorum.
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri ''toprak!'' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.