Kızlar 1 bucuk sene önce evlendim. Hem sevdiğim hemde mantıklı buldugum bi evlilik yaptım. Ben izmirden istanbula atanınca orada tanıstık ve istanbulda yasamaya devam ettik. Eşimle sevgililik dÖnemimizde uzun bi ayrılığımız oldu. Tamamen bitti bi daha olmaz gözüyle bakıyordum. Fakat o zamanlar ayıptır söylemesi ben onunla ilk cinsel birlikteliğimi yasamıstım. Yne de bazı hoşuma gitmeyen sebeplerden dolayı ayrıldım. Eşimle sevgililiğimden önce aynı apartmanda oturduğum biriyle ilişkim vardı.Kendisi benim cocukluk aşkımdı. Artık evlilik için ailem baskı yapmaya basladıgında bari aşık oldugum biriyle olsun diye kendisiyle ben iletişime geçtim bir kaç ay cok da güzeldi hersey. Cok güzel günler gecirdim. Konu evliliğe gelince ben bilmesi gerekir diye daha önce biriyle beraber oldugumu söyledim ancak o bunu kabul edemiceğini söyledi ve ayrıldık.. bende buna cok üzüldüm ve ilk cinsel birlikteliği yasadığım kişiye yani kocama yöneldim. Birazda onunla evlenmem gerektiğine ikna etmeye calıstım kendimi. Sevdimde tekrardan kocamı yalan yok. Hem aynı meslektendik, içkisi-kumarı yok. Beni el üstünde tutar sağolsun. Biz evleneli 1 bucuk sene oldu. Bir tane bebeğimiz oldu iki aylık suan. Ben doğum izni nedeniyle izmire ailemin yanına yani o cocuğun oturdugu apartmana geldim bir aydır burda kalıyorum. Eşim görevi nedeniyle İstanbulda. Önceleri lohusalıktandır filan diye geciştirmeye calıstım ama yok değil benim aklım kalbim hislerim hepsi koşarak yine ona kaçtı. Düşünmeden duramıyorum. Sizde ne yapmalıyım. Küçücuk bebeğimde var suan bunları o uyurken yazıyorum. Yanlış bi evlilik mi yaptım diye düşünüyorum, pişman oluyorum. Sonra vicdan azabı cekiyorum böyle düşündüğm için.. onunla iletişime geçmek istiyorum hersey senin yüzünden böyle oldu demek istiyorum ama sonra eşime yanlış yapmıs olurum diye vazgeçiyorum. Lütfen yargılamadan bana akıl verin öneri de bulunun cok ihtiyacım var
Her ne kadar: "Yanındaki ile yaşar aklındaki ile ölürsün" deselerde.....
Hem fliozof Hem komutan Hem imparator olan Marcus Aurelius derki:
"Her şey fanidir, hatırlayan da hatırlanan da."
"Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum! Kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyor. Çünkü herkesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen hemen tamamlandı; kendine saygı duyan biri değil, diğer insanların ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin."
"Neyi sık sık düşünüyorsan, aklın da ona benzer bir şey olacaktır: Çünkü ruhu dolduran düşüncelerdir."
''Sabahları uyandığında hayatta olmanın, sevmenin, mutlu olmanın ve düşünmenin nasıl bir ayrıcalık olduğunu düşün.''
''Seni en sonunda sadakati ihmale, saygıyı bırakmaya, bir şeylerden nefret etmeye, kuşku duymaya, lanet okumaya bir şeyleri yapıyormuş gibi görünmeye, duvarların ve perdelerin arkasında kalması gereken şeyleri arzulamaya zorlayacak uğraşları asla kendine faydalı sayarak yüceltme.''