öncelikle yorum yapan herkese çok teşekkürler..
şiddet benim de en karşı olduğum şeylerden biri,Rahmetli babam az yapmamıştı,annem,bizler hepimiz çok çektik,içer içer gelir döverdi sudan sebep hani şu filmlerde olanlardan..şimdi de ne yazık ki annemin kaderini ben yaşıyorum gibi,evet eşim alkol almıyor ama sinirlenince de ne yapacağını bilmiyor,kendine hakim olamıyor..annesi,babası yok,abileri vefat etti,şuan ailenin yaşayan tek erkeği diyebilirim.2 tane görümcem var,onlara anlattım her defasında konuşuyorlar,kızıyorlar ama sonuç yine aynı.
evet ben de kendime diyorum neden çekiyorsun bu kadar şeyi,çoluk yok çocuk yok,çalışıyosun maaşın iyi..sevgiden mi aşktan mı,hayır asla değil..anneme bundan önceki yaptıklarını anlatmıştım,kadın deliye döndü bağırdı çağırdı,daha o zaman demişti kızım ne olur gitme evine ben çektim yıllarca sen çekme sen benim evladımsın diye,ben yine seviyorum anne diyip peşine takılıp gelmiştim evime.
sizler böyle yazdıkça yaşadığım herşey,yaptıklarım ve çektiklerim bir bir geçiyor gözümün önünden..Rabbim bana cesaret versin.
Ben izniniz olursa,
neden çekiyorsun bu kadar şeyi sorunuzun cevabını aramanızda
kendimce yardımcı olmak isterim. Şiddet sizin karşı olduğunuz şeylerden biri mi bilmem, ama alışık olduğunuz şeylerden biri.
En karşı olduğu şeylerden birine sürekli maruz kalan bir insan, o şeyi hayatından çıkarmanın yolu belli ise, imkanı kabil ise, çıkarır. Uzatmaz. Ama öte yandan, en karşı olduğunu varsaydığı şeylerden biri, aslında içinde yaşamaya en alışık olduğu şeylerden biri ise, işte adını sizin yaptığınız gibi kader koyar, çekiyorum koyar, ama o koşullara maruz kalmakta bir beis görmez, oturmaya devam eder.
Ayrılık acısı hayatın olağan bir parçasıdır, hata hayatın olağan bir parçasıdır, hatalı seçim hayatın olağan bir parçasıdır, öyle ki, doğmuş ve doğacak her insan, bu saydıklarıma, hayat yolculuğunun bir yerinde -ama öyle ama böyle- bir şekilde maruz kalır. Halbuki israrla,
mecbur kalmadığı halde şiddete maruz kalmayı sürdürmek, hayatın olağan bir parçası değildir, sizin bireysel tercihinizdir. İşte sizin durumunuzda bu tercih de, o "en karşı olduğunuz şey" e, aslında ne kadar alışık olduğunuzla doğrudan ilgili olarak şekillenir. Şiddet, hem uygulayan hem de maruz kalan için öğrenilen bir davranıştır. Şiddet çoğu zaman taklit yoluyla öğrenilen bir davranıştır. En önemli kaynağı da kişinin kendi ailesidir.
Ekonomik özgürlüğü olan, çocuğu olmayan genç bir kadın olarak, böyle olmaması gerektiği ile ilgili düşünceleriniz var ama kurtulmak için çabanız yok. Çünkü siz, kadının vurulabilir, o erkeğin vurabilir ve evliliğin de böyle sürdürülebilir olduğu bilgisiyle, eğitimiyle, görgüsüyle bir yuva kurmuşsunuz, aslında bilerek isteyerek, en azından razı olarak, geçmiş geleneklerinizi sürdürüyorsunuz, mesele bundan ibaret.
Düşük bir ihtimal ciddi bir şekilde silkelenir, kendinize gelirsiniz, bu zinciri kıranlar gurubuna dahil olursunuz, ya da yüksek bir ihtimal, böyle yaşar gidersiniz, çocuklarınız olursa onlar da böyle yaşar gider, dayağını önce yer, kız olan dayak atacak, erkek olan dayak yiyecek bir kadınla evlenir, siz kızınıza 'ben yandım sen yanma' dersiniz, dinlemez, bana olmayacak zanneder, ama bilinçaltı kodlarla seçtiği hayatta muhtemelen bunlar olur, olunca şikayet eder, çile çekiyorum der, ama sürdürür, hayat devam eder...
Evlenme çağında evlat sahibiyim, okuduklarımı okumak beni hem üzüyor hem de içimi ürpertiyor. Büyük bir içtenlikle bu zinciri kıranlardan olmanızı diliyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun.