Evliliğimde bitmek bilmeyen sorunlar

Merhaba, her içi sıkılan, kendini çaresiz dertleşmeye ihtiyaç duyan kadınlar gibi ben de buraya içimi dökmeye geldim. Öncelikle kendimden kısaca bahsetmek isterim. 34 yaşımdayım 1 yıldır da evliyim. Evlenmeyi çok istememe rağmen ilişkilerim pek o anlamda yolunda gitmedi tam umudumu kaybetmek üzereydim ki eşimle tanıştık. İlk başlarda aramızda inanılmaz bir çekim tutku vardı. Herkesten farklı seviyodu beni. Korumacı tavrı ve ilgisi sevgisi ben de sanırım bu sefer oldu evleneceğim adam bu. Düşüncesini yarattı. Ama bi şeyler ters gidiyodu. Tüm bu olumlu sevgi tutku dolu ilişkimde sevdiğim bu adam evlilik konusu olunca hep geçiştiriyordu. Gel zaman git zaman ben artık net bi şekilde onunla konuştum ben seni çok seviyorum ve seninle bir yuvamız olsun istiyorum dedim. Eğer istemiyosan da anlarım seni ne kadar sevsemde bu ilişkide zaman kaybetmek istemiyorum dedim. Tabi bu tarz konuşmalar 1 yıl boyunca sürüp gitti. Ben ayıldım o bırakmadı vs. Derken sonunda ailesi ile de tanışınca işler ciddiyete döküldü. Ben bu süreç boyunca onun beni çok sevdiğini evlilikten ve getirsiği sorumluluk yükünden korktuğundan emin oldum. Ailesi de bunu doğruladı. Onlarda şok içindeydiler nasıl olur inanamıyorz oğlumuzun birini karşımıza getirdiğine evleneceğine vs vs. Öyle böyle bi şekilde evlendik. Bu arada çok fazla kavga eden tartışan bir çiftiz. Ama bu tartışmaların çok eşimden kaynaklanıyor 1 yıl boyunca benim onun hayatında ki yerimi sorgulamakla geçti bi türlü evlilik adımını atmadığı atmadığı gibi ayrılmamını da gitmemi de kabul etmemesinden. Bu arada önemli detay eşim de 39 yaşında. Yaşımız kemale ermiş sonuçta bu neyin beklemesi. Neyse evlendiğimizden beri 1 yıl içinde de ara ara çoğu zaman kavga ve tartışmalarımız oldu. Ama değişen durum eşim artık beni çok daha kolay kırıyo küsüyo günlerce evin içinde iki yabancı gidi oluyoduk. Toksik davranışlarını evliliğimizde de sürdürüyordu. Sonra bi şekilde onunda benim de pes etmemizle bi şekilde aramız düzeliyodu. Sorunları konuşuyoruz onları çözüyoruz sonra başka bişey çıkıyor. Evliliğin başında yaşanması gereken her sıkıntıyı tek tek yaşadım. Yeri geldi ailesi ve onun ailesi ile olan ilişkisi beni dışarda tutmaları. Konusu olunca beni suçlaması ailesine laf söyletmemesi. Bunları da aştık sayılır ama maalesef saçma sapan bi tartışmada yine küsüyo bana. Ben sürekli bi şeyleri düzeltmeye çalışıyorum yeri geliyo alttan alıyorum. Her küslüktenten sonra ilk adımı atmak için can atıyorum. Yada o gelse konuşsa uzatmıyorum. Gel zaman git zaman bu durum beni çok yordu. Son 1 aydırda aramızda çok sıkıntı olmamasına rağmen hatta kavgalarımızın bitmesine rağmen eşiminbana biraz ilgisiz davrandığını farkettim ve gözlemledim. Ben öpmesem oralı değil ben sarılmasam sarılmaz ben aryı yatsam niye ayrı yatıyoruz sevişmesek yanaşmıyo. Ben istersem anca sevişiyoruz falan. Sonra konuştum hayatım neden böye oluyo ben bu duruma üzülüyrum vs. dedim. Ama o önemseyip üstüne durmadı yorgumun işten dolayı stresliyim dedi. Bunu konuşmama rağmen yine aynı devam etti. 1 hafta sonra pazar izinli ve cumartesi akşamda yanaşmadan yatınca ben de sabah patladım. Derdin ne senin diye aynı konular konuşup durduk. Şaşkınım arkadaşlar tamam çok tatışmalar yaşadık zor ve stresli bi işi var ama bunlar ilkkez olmuyo hep hayatımızda. Tartışmalara gelince en çok üzülen psikolojik şiddet gören benim ben neden böyle hissetmiyorum ondan uzaklaşmıyorum. Delirdim. O kavgadan sonrada aramızı düzeltmek için bişeyler yapmak yerine odasını ayırdı resmen 1 hafta olucak ayrı yatıyo. Bu durumlardan o kadar bunaldım ki cidden artık ayrılmayı düşünür oldum. Ama çok seviyorum ve iyi de bi uyumumuz vardı bunu tekrardan nasıl yakalayabilirim bilmiyorum. Bu arada eşim beni kavgalı bile olsak önemser ev işinden tut yemek yapmaya kadar yardımcı olur. Sıkıldım diye dışarı biyerelere götürür. Ama bunları yapınca ilgilendiğini düşünüyo. Oysa ben sevildiğimi hissetmek istiyorum. Saçım okşasın arada da olsa yüzüme bakıp seni seviyorum desin. Ben bunları isteyince sanki de ona haksızlık ediyomuşum beni mutlu etmek için yaptığı şeyleri görmüyomuşum nankörmüşüm gibi ithamlarda bulunuyor. İyi olduğumuz günler o kadar mutluyuzki aramızda şaklaşmalar aşkımlar hayatımlar ama aramız açılınca da bi o kadar mutsuzluk değersizlik ve sevgisizlik hissi yaşıyorum. Bunlar bir tarafa en büyük sıkıntımız da çocuk meselesi. Hayatımda en çok anne olmayı istedim. Evlilik konusunda ki acelem de biraz bu yüzdendi. Ama bekarken bu konuya çok takılmıyosun önceliğin sevdiğin bi adamla evlenmek bir yuva kurmak oluyor. Çocuk zaten sonrasında planlanan ve Allah nasip ettiği sürece olan bi şeydir. eşimle evlenmeden önce çocuk istemediğini dile getirmişti. Ben de bu durumu üsteledim ne kadar ciddi olduğunu neden istemediğini hiç mi istemiceğini. Bi kaç tartışmamız ve ayrılık durumuna gelmemize de çocuk konusu sebep oldu. O sıra nişanlıydık ben bunu yine karşıma alıp açık açık sorum çocuk istemiyosan yol yakınken dönelim dedim. Kavga etmek yerine Gayet anlayışlı konuştum. Ama kabul etmedi beni suçladı yok ben daha evlenmeden çocuk konusunu konuşuyomuşum hiç bi şeyi akışa bırakmıyomuşum evlilik gibi çocuk konusunuda ona diretiyomuşum falan filan. Haklı olmasına haklı ama ben durduk yere yapmıyorum bu konuşmaları. Karşınızda çok güzel bi ilişki var ve siz bu ilişkiyi sonuca vardırmak istiyosunuz. O adamla Yuva kurmak istiyorsunuz ama peşin peşinde eğer sen istemiyosan evliliği anlarım saygı duyarım o zaman çekil yolumdan diyosunuz ama adam bu seferde sizi kaybetmemek uğruna evleniyo. Bu seferde siz kurduğunuz yuvada kök salmak aile olmak istiyosunuz bu adam bu sefer de bunu istemiyor ve diretiyor. Siz yine eğer istemiyosan ayrılalım seni anlıyor ve gerçekten saygı duyuyorum diyosunuz bu sefer de adam yine izin vermiyor. Evlendiğimizden beri de bu konuda çok katti davranıyo konusunu bile açtırmıyo. Arada arkadaşlar çocuk ne zaman vs diyo ama bizimki ya geçiştiriyo yada biz o işi düşünmüyoruz falan diyo. Ben konusunu açınca da bazen açıkca istemediğini söylüyo nedenini sorunca da kavgalarımızı maddi olarak önümüzü göremediğini vs diyo. Tamam bunlar önemli konular zaten fakat yaşımız geçiyo işi maddiyata bırakamayız. Tartışmalara gelince de kendisi huysuz davranıyo ben durduk yere asla onla tartışmıyorum ki genel tartışmamızda hep altta yatan benim kendimi bu evlilikte güvende olduğumu hissetmememe sebep olacak şeyler yapmasından. Hiç bi sorunumu çözemiyorum. Bırakıp gitmek konusunda canımı yakan şeyler 1. Onu cidden çok seviyorum.( onsuz bi ben düşüncesi ve özlemek) 2. Gelecek korkularım. ( bir daha birini sevememek evlenip anne olamak) Ben aileme anlatamıyorum hem üzülmesinler hem de eşime bilenmesinler diye. Onun ailesi de başta çok yanımdaydılar beni kızlarından ayırmıyolardı ama evlenince bi anda gelin oldum yapmacık bi ilişkimiz oldu. Kötü bi şey yaşamıyoruz ama samimi ve içten bi ilişmimizde yok. Aslında ben soğudum onlardan ufak bi görümce krizi yaşadık eşim de beni anlamadan dinlemeden görümcemi savundu. Orası da çok ayrı uzun bi mevzu ama şu kadarını söylim zerre benim bi hatam yoktu. Görümcem bana durduk yere küsmüş saçma sapan bi konu yüzünden benim haberim yok tabi bana soğuk davranıyodu eşime söyledim bana soğuk vs diye oda dinlemeden anlamadan kardeşini savundu. Kardeşide kavgayı bilmesine rağmen oralı olmadı yani herkes kapı duvar oldu. Sonra kendi kendine hiç bişey olmamış gibi benle konuşmaya başladı. Garip olaylar yani. Böyle datayla yazmaya anlatmaya çalıştım. Umarım anlatabilmişimdir derdimi. Yani onun annesi ile arada konuşuyorum ama kayıtsız kalıyo. Derdiniz ne sizin rahat mu batıyo imalarında bulunuyo. Çocuk konusunu açtım anlattım annesine ama olur bi gün yanlışlkla falan diyo:))) şaka gibi ya. Zaten ben haklıda olsan onun annesi sonuçta ve oğluna toz kondurmaz. Ben de artık ondan da medet ummayı kestim. Yapayalnız ve çok çaresiz hissediyorum. Aslında biliyorum evlilik böyle değil olmamalı. Her şeyden önce kadın kendini güvende ve huzurlu hissetmeli. Gelecek kaygısı yaşamamalı. Sevmeli sevilmeli. Saygı duymalı saygı görmeli. Bense bu evliliğimde bunları zaman zaman az, çoğo zamansa hiç hissetmiyorum. Artık beni sevmediğini sanki ayrılalım desem tamam deyip yüklerinden kurtulacak gibi rahatlıcağını hissediyorum. Eğer bu öyle değilse de bana böyle hissettiriyor. Belki oda çok yorgun çünkü baştan beri istek ve hayallerimiz başkaydı. Ne o cesaret edip beni geride bırakabildi. Ne ben bana bu kadar zorluk çıkaran bi adamı ısrarla istemekten kendimi alıkoyabildim. Onun kadar benim de hatam var kızıyorum kendime keşke diyorum. Emin olmadan evlenmeseydim. Ama inanın çok kolay olmadı. Emin olmaya çalışmam zaten 1 yılımı aldı.
Okadar uzun
soruna odaklanmadım,
sorun cinselmi,
karaterıksel mi
ailesel mi tekrar bastan okuyamam
sıkıcı keşke özeti olsaydı benzer sorumlarım var sanki korktum bu gibi anlatamazsam diye.
 
Uzun zamandır yoktum konu askıda kaldı. Samimi yorumlarınız için teşekkür ederim. Kendime kızıyorum neden bu hayatı seçtim diye ama belki de bişeyleri bu şekilde anlamam gerekli. Ben kimsenin beni zorlamasıyla evlenmezdim ki evlenmedim de. Eşimden önce bi kaç kez başıma geldi ama kesinlikle net bir şekilde istemediğimi dile getirdim. Kimseye silah zoruyla evlenicez illa demiyoruz sonuçta. Maksatım evlilik olsaydı bunu başka kişilerle mantık çerçevesinde çok kolay yapabilirdim. Ama ben istedim ki sevdiğim adamla olsun herşey. Çünkü gerçek bir aşk kadınıyım. Fakat anladık ki aşktan da kimseye fayda gelmiyomuş. Şimdi okudum da ne kadar da uzun yazmışım cidden :) ben bile sıkıldım okurken. Çok içim sıkılmış demek ki bi başlamışım yazmaya sonu gelmemiş.
 
Daha yeni sorunlarım var ama doğru başlık altında açacağım. Ve söz veriyorum daha kısa tutacağım:) şimdi bu konunun uzamaması için sizden daha fazla yorumda bulunmamanızı rica ediyorum. Teşekkürler herkese 🫶🏻
 
Merhaba,
Dediğiniz gibi konu cinselliğe açılmış ama asıl sorun bence cinsellik değil. Sorunların kök nedeni hayattan istek ve beklentilerin çok farklı olması; cinselliğin azalması da bunun bir sonucu.
İlişkilerin yaşa göre değişiklik gösterdiğini gözlemliyorum. Eğer ilişki be evlilik daha erken yaşlarda oluyorsa, iki kişi birbirine daha kolay uyumlanıyor. Bununla ilgili netflixde bi fransız filmi izlemiştim. Evli bir çift vardı, kadın bekar olan 2 kız arkadaşını yemeğe çağırıyor, erkek de bekar 2 erkek arkadaşını yemeğe çağırıyor. Karakter olarak birbirine benzeyen kadın-erkeği matchlemeye çalışıyorlar vs. İlişkiler başlıyor inişli-çıkışlı ilerliyor ama mutlu son. Sonra filmde ya diğer türlüsü olsaydı, yani karakter olarak birbirine yakın olmayanlar çift olsaydı ne olurdu; bunu da işliyorlar eş zamanlı olarak. Orda da inişli-çıkışlı, kavgalı-sevişmeli ilişki ilerliyor ve sonra yine mutlu son. Filmde anlatılmak istenen ne kadar benzer ya da farklı olduğunuz önemli değil, ilişki içerisinde birbirinize uyumlanırsınız. Yani perfect match diye bişey yok, aranızda sevgi bağı varsa birbirinize göre ufak ufak değişimlerle yeni hayatınıza adapte olursunuz. Zamanla çiftlerin birbirine benzemesi de bundan. Ama bu durum görece erken ilişkiye başlamış kişilerde görünüyor.
Sanki 35 ve sonrası ilişkiler evlilikler böyle değil. Artık o adaptasyon kabiliyeti kayboluyor. Herşey benim istediğim gibi olsun istiyor her iki tarafta. Uyumlanmak zorlaşıyor. Bu yüzden belli bir yaştan sonra yapılan evliliklerde ortak paydalarım daha çok olması gerektiğine inanıyorum. Ne biliyim hayattan beklentilerin benzer olması belli bir yaştan sonra çok daha önemli bence. Çünkü 40 yaşındaki adamın da düşüncelerini değiştirmesi zor. Çocuk konusu da önemli baya. İnsan çocuğu olmadan önce bir adamı seçerken bundan iyi baba olur mu diye değerlendirmiyor aslında. Ya da ben evlendiğim dönemler zaten hiç çocuk doğurma fikri üzerine düşümediğimden bu şekilde değerlendirmemiştim. Ama şu an bir anne olarak, kesinlikle ilk değerlendireceğim kriter “bu adamdan iyi baba olur mu” olurdu.
Yabancı bir kız arkadaşım 29-30 yaşlarında sevgilisinden ayrılmıştı. Ayrılma sebebi sevgilisi asla çocuk yapmak istemiyordu. Kız arkadaşım da mutlaka bi gün anne olmak istiyordu. Bu konuda fikrinin değişmeyeceğine ikna olduğunda ayrıldılar. Şu an 35 yaşlarında başkasıyla evleniyor.
Bu saatte neden bu kadar yazdım ve uzattım bilmiyorum.
 
Merhaba, her içi sıkılan, kendini çaresiz dertleşmeye ihtiyaç duyan kadınlar gibi ben de buraya içimi dökmeye geldim. Öncelikle kendimden kısaca bahsetmek isterim. 34 yaşımdayım 1 yıldır da evliyim. Evlenmeyi çok istememe rağmen ilişkilerim pek o anlamda yolunda gitmedi tam umudumu kaybetmek üzereydim ki eşimle tanıştık. İlk başlarda aramızda inanılmaz bir çekim tutku vardı. Herkesten farklı seviyodu beni. Korumacı tavrı ve ilgisi sevgisi ben de sanırım bu sefer oldu evleneceğim adam bu. Düşüncesini yarattı. Ama bi şeyler ters gidiyodu. Tüm bu olumlu sevgi tutku dolu ilişkimde sevdiğim bu adam evlilik konusu olunca hep geçiştiriyordu. Gel zaman git zaman ben artık net bi şekilde onunla konuştum ben seni çok seviyorum ve seninle bir yuvamız olsun istiyorum dedim. Eğer istemiyosan da anlarım seni ne kadar sevsemde bu ilişkide zaman kaybetmek istemiyorum dedim. Tabi bu tarz konuşmalar 1 yıl boyunca sürüp gitti. Ben ayıldım o bırakmadı vs. Derken sonunda ailesi ile de tanışınca işler ciddiyete döküldü. Ben bu süreç boyunca onun beni çok sevdiğini evlilikten ve getirsiği sorumluluk yükünden korktuğundan emin oldum. Ailesi de bunu doğruladı. Onlarda şok içindeydiler nasıl olur inanamıyorz oğlumuzun birini karşımıza getirdiğine evleneceğine vs vs. Öyle böyle bi şekilde evlendik. Bu arada çok fazla kavga eden tartışan bir çiftiz. Ama bu tartışmaların çok eşimden kaynaklanıyor 1 yıl boyunca benim onun hayatında ki yerimi sorgulamakla geçti bi türlü evlilik adımını atmadığı atmadığı gibi ayrılmamını da gitmemi de kabul etmemesinden. Bu arada önemli detay eşim de 39 yaşında. Yaşımız kemale ermiş sonuçta bu neyin beklemesi. Neyse evlendiğimizden beri 1 yıl içinde de ara ara çoğu zaman kavga ve tartışmalarımız oldu. Ama değişen durum eşim artık beni çok daha kolay kırıyo küsüyo günlerce evin içinde iki yabancı gidi oluyoduk. Toksik davranışlarını evliliğimizde de sürdürüyordu. Sonra bi şekilde onunda benim de pes etmemizle bi şekilde aramız düzeliyodu. Sorunları konuşuyoruz onları çözüyoruz sonra başka bişey çıkıyor. Evliliğin başında yaşanması gereken her sıkıntıyı tek tek yaşadım. Yeri geldi ailesi ve onun ailesi ile olan ilişkisi beni dışarda tutmaları. Konusu olunca beni suçlaması ailesine laf söyletmemesi. Bunları da aştık sayılır ama maalesef saçma sapan bi tartışmada yine küsüyo bana. Ben sürekli bi şeyleri düzeltmeye çalışıyorum yeri geliyo alttan alıyorum. Her küslüktenten sonra ilk adımı atmak için can atıyorum. Yada o gelse konuşsa uzatmıyorum. Gel zaman git zaman bu durum beni çok yordu. Son 1 aydırda aramızda çok sıkıntı olmamasına rağmen hatta kavgalarımızın bitmesine rağmen eşiminbana biraz ilgisiz davrandığını farkettim ve gözlemledim. Ben öpmesem oralı değil ben sarılmasam sarılmaz ben aryı yatsam niye ayrı yatıyoruz sevişmesek yanaşmıyo. Ben istersem anca sevişiyoruz falan. Sonra konuştum hayatım neden böye oluyo ben bu duruma üzülüyrum vs. dedim. Ama o önemseyip üstüne durmadı yorgumun işten dolayı stresliyim dedi. Bunu konuşmama rağmen yine aynı devam etti. 1 hafta sonra pazar izinli ve cumartesi akşamda yanaşmadan yatınca ben de sabah patladım. Derdin ne senin diye aynı konular konuşup durduk. Şaşkınım arkadaşlar tamam çok tatışmalar yaşadık zor ve stresli bi işi var ama bunlar ilkkez olmuyo hep hayatımızda. Tartışmalara gelince en çok üzülen psikolojik şiddet gören benim ben neden böyle hissetmiyorum ondan uzaklaşmıyorum. Delirdim. O kavgadan sonrada aramızı düzeltmek için bişeyler yapmak yerine odasını ayırdı resmen 1 hafta olucak ayrı yatıyo. Bu durumlardan o kadar bunaldım ki cidden artık ayrılmayı düşünür oldum. Ama çok seviyorum ve iyi de bi uyumumuz vardı bunu tekrardan nasıl yakalayabilirim bilmiyorum. Bu arada eşim beni kavgalı bile olsak önemser ev işinden tut yemek yapmaya kadar yardımcı olur. Sıkıldım diye dışarı biyerelere götürür. Ama bunları yapınca ilgilendiğini düşünüyo. Oysa ben sevildiğimi hissetmek istiyorum. Saçım okşasın arada da olsa yüzüme bakıp seni seviyorum desin. Ben bunları isteyince sanki de ona haksızlık ediyomuşum beni mutlu etmek için yaptığı şeyleri görmüyomuşum nankörmüşüm gibi ithamlarda bulunuyor. İyi olduğumuz günler o kadar mutluyuzki aramızda şaklaşmalar aşkımlar hayatımlar ama aramız açılınca da bi o kadar mutsuzluk değersizlik ve sevgisizlik hissi yaşıyorum. Bunlar bir tarafa en büyük sıkıntımız da çocuk meselesi. Hayatımda en çok anne olmayı istedim. Evlilik konusunda ki acelem de biraz bu yüzdendi. Ama bekarken bu konuya çok takılmıyosun önceliğin sevdiğin bi adamla evlenmek bir yuva kurmak oluyor. Çocuk zaten sonrasında planlanan ve Allah nasip ettiği sürece olan bi şeydir. eşimle evlenmeden önce çocuk istemediğini dile getirmişti. Ben de bu durumu üsteledim ne kadar ciddi olduğunu neden istemediğini hiç mi istemiceğini. Bi kaç tartışmamız ve ayrılık durumuna gelmemize de çocuk konusu sebep oldu. O sıra nişanlıydık ben bunu yine karşıma alıp açık açık sorum çocuk istemiyosan yol yakınken dönelim dedim. Kavga etmek yerine Gayet anlayışlı konuştum. Ama kabul etmedi beni suçladı yok ben daha evlenmeden çocuk konusunu konuşuyomuşum hiç bi şeyi akışa bırakmıyomuşum evlilik gibi çocuk konusunuda ona diretiyomuşum falan filan. Haklı olmasına haklı ama ben durduk yere yapmıyorum bu konuşmaları. Karşınızda çok güzel bi ilişki var ve siz bu ilişkiyi sonuca vardırmak istiyosunuz. O adamla Yuva kurmak istiyorsunuz ama peşin peşinde eğer sen istemiyosan evliliği anlarım saygı duyarım o zaman çekil yolumdan diyosunuz ama adam bu seferde sizi kaybetmemek uğruna evleniyo. Bu seferde siz kurduğunuz yuvada kök salmak aile olmak istiyosunuz bu adam bu sefer de bunu istemiyor ve diretiyor. Siz yine eğer istemiyosan ayrılalım seni anlıyor ve gerçekten saygı duyuyorum diyosunuz bu sefer de adam yine izin vermiyor. Evlendiğimizden beri de bu konuda çok katti davranıyo konusunu bile açtırmıyo. Arada arkadaşlar çocuk ne zaman vs diyo ama bizimki ya geçiştiriyo yada biz o işi düşünmüyoruz falan diyo. Ben konusunu açınca da bazen açıkca istemediğini söylüyo nedenini sorunca da kavgalarımızı maddi olarak önümüzü göremediğini vs diyo. Tamam bunlar önemli konular zaten fakat yaşımız geçiyo işi maddiyata bırakamayız. Tartışmalara gelince de kendisi huysuz davranıyo ben durduk yere asla onla tartışmıyorum ki genel tartışmamızda hep altta yatan benim kendimi bu evlilikte güvende olduğumu hissetmememe sebep olacak şeyler yapmasından. Hiç bi sorunumu çözemiyorum. Bırakıp gitmek konusunda canımı yakan şeyler 1. Onu cidden çok seviyorum.( onsuz bi ben düşüncesi ve özlemek) 2. Gelecek korkularım. ( bir daha birini sevememek evlenip anne olamak) Ben aileme anlatamıyorum hem üzülmesinler hem de eşime bilenmesinler diye. Onun ailesi de başta çok yanımdaydılar beni kızlarından ayırmıyolardı ama evlenince bi anda gelin oldum yapmacık bi ilişkimiz oldu. Kötü bi şey yaşamıyoruz ama samimi ve içten bi ilişmimizde yok. Aslında ben soğudum onlardan ufak bi görümce krizi yaşadık eşim de beni anlamadan dinlemeden görümcemi savundu. Orası da çok ayrı uzun bi mevzu ama şu kadarını söylim zerre benim bi hatam yoktu. Görümcem bana durduk yere küsmüş saçma sapan bi konu yüzünden benim haberim yok tabi bana soğuk davranıyodu eşime söyledim bana soğuk vs diye oda dinlemeden anlamadan kardeşini savundu. Kardeşide kavgayı bilmesine rağmen oralı olmadı yani herkes kapı duvar oldu. Sonra kendi kendine hiç bişey olmamış gibi benle konuşmaya başladı. Garip olaylar yani. Böyle datayla yazmaya anlatmaya çalıştım. Umarım anlatabilmişimdir derdimi. Yani onun annesi ile arada konuşuyorum ama kayıtsız kalıyo. Derdiniz ne sizin rahat mu batıyo imalarında bulunuyo. Çocuk konusunu açtım anlattım annesine ama olur bi gün yanlışlkla falan diyo:))) şaka gibi ya. Zaten ben haklıda olsan onun annesi sonuçta ve oğluna toz kondurmaz. Ben de artık ondan da medet ummayı kestim. Yapayalnız ve çok çaresiz hissediyorum. Aslında biliyorum evlilik böyle değil olmamalı. Her şeyden önce kadın kendini güvende ve huzurlu hissetmeli. Gelecek kaygısı yaşamamalı. Sevmeli sevilmeli. Saygı duymalı saygı görmeli. Bense bu evliliğimde bunları zaman zaman az, çoğo zamansa hiç hissetmiyorum. Artık beni sevmediğini sanki ayrılalım desem tamam deyip yüklerinden kurtulacak gibi rahatlıcağını hissediyorum. Eğer bu öyle değilse de bana böyle hissettiriyor. Belki oda çok yorgun çünkü baştan beri istek ve hayallerimiz başkaydı. Ne o cesaret edip beni geride bırakabildi. Ne ben bana bu kadar zorluk çıkaran bi adamı ısrarla istemekten kendimi alıkoyabildim. Onun kadar benim de hatam var kızıyorum kendime keşke diyorum. Emin olmadan evlenmeseydim. Ama inanın çok kolay olmadı. Emin olmaya çalışmam zaten 1 yılımı aldı.
Arkadaşım ben hepsini okudum ve burda boş yorum yapanlara sana kusur bulanlar sinir oldum ancak bu yorumları ya başına gelmeyen ya da empati yeteneği olmayanlar yapabilir. Neyse ki bende empati yeteneği çok fazla önce şunu diyeyim eşin bi narsist. Narsist özelliklerine bak aynısı seni kendne hapsetmiş sen ona bağımlı olmuşsun. Bunu farkettirmeden yaparlar sen haklı olsan da ona bağımlı oldugun için susarsın yeter ki o kızmasın küsmesin diye. Her şey onun istediği gibi giderse aşk böceği olur ama en küçük pürüz çıkarsa bitersin. Yani sen ne yaparsan yap o hep haklı olacaktır. Bence sen bi psikolog ile görüş kendinin farkına var. Narsistlerin en büyük düşmanı özgüvenli kişilerdir. Azcık onu takmasan olaylara Of tamam, uğraşamam, evet sen haklısın deyip geçsen abi noluyo ya bu kadın neden bana böyle davranıyor der sorgular Allah m yoksa artık sevilmiyor muyum diye kendi kendni yer çünkü o senin sevginden ve ona kendini vermenden beslenir. Lütfen sadece kendi değerinin farkına var ve sonra olanları gör ❣️
 
Merhaba,
Dediğiniz gibi konu cinselliğe açılmış ama asıl sorun bence cinsellik değil. Sorunların kök nedeni hayattan istek ve beklentilerin çok farklı olması; cinselliğin azalması da bunun bir sonucu.
İlişkilerin yaşa göre değişiklik gösterdiğini gözlemliyorum. Eğer ilişki be evlilik daha erken yaşlarda oluyorsa, iki kişi birbirine daha kolay uyumlanıyor. Bununla ilgili netflixde bi fransız filmi izlemiştim. Evli bir çift vardı, kadın bekar olan 2 kız arkadaşını yemeğe çağırıyor, erkek de bekar 2 erkek arkadaşını yemeğe çağırıyor. Karakter olarak birbirine benzeyen kadın-erkeği matchlemeye çalışıyorlar vs. İlişkiler başlıyor inişli-çıkışlı ilerliyor ama mutlu son. Sonra filmde ya diğer türlüsü olsaydı, yani karakter olarak birbirine yakın olmayanlar çift olsaydı ne olurdu; bunu da işliyorlar eş zamanlı olarak. Orda da inişli-çıkışlı, kavgalı-sevişmeli ilişki ilerliyor ve sonra yine mutlu son. Filmde anlatılmak istenen ne kadar benzer ya da farklı olduğunuz önemli değil, ilişki içerisinde birbirinize uyumlanırsınız. Yani perfect match diye bişey yok, aranızda sevgi bağı varsa birbirinize göre ufak ufak değişimlerle yeni hayatınıza adapte olursunuz. Zamanla çiftlerin birbirine benzemesi de bundan. Ama bu durum görece erken ilişkiye başlamış kişilerde görünüyor.
Sanki 35 ve sonrası ilişkiler evlilikler böyle değil. Artık o adaptasyon kabiliyeti kayboluyor. Herşey benim istediğim gibi olsun istiyor her iki tarafta. Uyumlanmak zorlaşıyor. Bu yüzden belli bir yaştan sonra yapılan evliliklerde ortak paydalarım daha çok olması gerektiğine inanıyorum. Ne biliyim hayattan beklentilerin benzer olması belli bir yaştan sonra çok daha önemli bence. Çünkü 40 yaşındaki adamın da düşüncelerini değiştirmesi zor. Çocuk konusu da önemli baya. İnsan çocuğu olmadan önce bir adamı seçerken bundan iyi baba olur mu diye değerlendirmiyor aslında. Ya da ben evlendiğim dönemler zaten hiç çocuk doğurma fikri üzerine düşümediğimden bu şekilde değerlendirmemiştim. Ama şu an bir anne olarak, kesinlikle ilk değerlendireceğim kriter “bu adamdan iyi baba olur mu” olurdu.
Yabancı bir kız arkadaşım 29-30 yaşlarında sevgilisinden ayrılmıştı. Ayrılma sebebi sevgilisi asla çocuk yapmak istemiyordu. Kız arkadaşım da mutlaka bi gün anne olmak istiyordu. Bu konuda fikrinin değişmeyeceğine ikna olduğunda ayrıldılar. Şu an 35 yaşlarında başkasıyla evleniyor.
Bu saatte neden bu kadar yazdım ve uzattım bilmiyorum.
 
Ayy bu ne ya, periyodik olarak benim mesajımı alıntılıyorsunuz. Tek bi kelime de yazmıyorsunuz. Kendi aranızda anlaştınız mı naptınız?
 
Aslında baştan evlenmemeniz gerekirmiş. Yaşım geçti evlenmem gerekir diyerek siz adamla evlenmeye calismissiniz aslında iyice baskı yapip ensonunda "istemiyorsan bak ayrılırız haa"demek evliliği akışına bırakmak olmuyor. Çocuk konusunu evlenmeden adam söylemiş. Hiç söylemeyip evlenince öğrenenler oluyor vs. Adamı suçlamayın. İte kaka olmuş zaten evlenincede baştan yerinizi sorgulamissiniz doğal olarak çünkü siz bu durumda evlenmişsiniz. Bende yeni evliyim. Herzaman erkek çok severse daha istekli olursa sağlam ilişkiler oluyor böyle görüyorum çoğu zaman böyle düşünüyorum. Erkeklerin eril özelliğinde de bu vardır normalde. Adam baştan sizi çok sevip aşık olsa kendisi çok istekli olurdu. Artık alışkanlık stabil olduğu için evlenmiş gibi geldi bana kusura bakmayın cidden tarafsiz doğru yorum yapmak için yazıyorum. Sizde belki kendi içinizde haklisinizdir
 
X