- 21 Eylül 2018
- 12
- 26
- 3
- Konu Sahibi MelegiminAnnesi
- #1
Bir can rahme düştüğü anda kadında analık içgüdüleri ortaya çıkıverir ve artık o normal bi kadın değildir. O ana heleki evladını kendinden önce toprağa yar ettiyse acısının izahını yapamaz hiç bir dil hiç bir kelime. Evladını ister karnında kaybetsin ister 70inde acının adıda tadıda aynıdır. Evladını kaybeden anne artık yarımdır; elsizdir,kolsuzdur, ayaksızdır, gülümsemesi, mutluluğu, hayalleri, ümitleri yarımdır en önemlisi kalbi yarımdır.. Ne dönüp arkasını gidebilir hayattan ne de artık eskisi gibi yaşayabilir hayatta arafta kalmıştır bi kere. Artık ne nefes almanın bir tadı vardır ne de yaşamanın. İyi olmak zorundasın,güçlü olmak zorundasın evladın için derler ama yaşamadıkları için bilmezler o ananın güçlü olmaya takatinin kalmadığını,hevesinin kalmadığını. Mutlu olmak haram gibi gelir, evladına ihanet gibi gelir onun ardından nasıl hayat için birşeyler yapsın ki yüreği yanan ana.Bazen isyan eder hayata bazen dua eder yavrusuna. Gündüzleri ayrı vurur geceleri ayrı vurur yüreğine yavrusunun yokluğu. Kuşun sesinde , çiçeğin açışında, gecenin karanlığında, yıldızlarda yavrusunu arar gözleri belki ondan bir iz görürüm özlemim diner diye. Özlemini dindirecek hiç birşey olmadığını bilir bilir de yüreğine anlatamaz ki bunu. Yaşadıkları, hayalleri birer birer gözünün önünden geçer, elinde fotografları kaldıysa, ondan izler varsa onlarla yetinmek zorundadır. Onun için sonrası yoktur artık. Etrafta olanlar anlamlarını yitirir zihni evladı ile doludur. Kavuşacağı günü bekler. Evladı artık ona gelemesede kendi ona gidebilecektir bunun farkındadır. Bekler, bekler, bekler...